lojistik firmasında çalışmam vesilesiyle hava tasimaciliginda en çok çalıştığım hava acentasi olarak geçiş sürecinde işlerimin aksamasina neden olacak gecistir. üstüne üstlük belli bir süre edindiğim indirimli spot fiyatların da geçersiz olacağıni öğrendim. bir gelişim gösteriyorsunuz ama bir şeyleri eksiltmeden yapamıyorsunuz. üzülüyor insan.

sinematikleri bile yeterli olan hikayeli oyundur. sonuçta kaslı kelli felli savaş tanrısı denilen bi adam var işin içinde. nasıl kötü olsun?

oyun kültürü çok olmamakla beraber silah oyunlarını oynamayı hiç beceremeyen benim bile bağımlısı olduğum, her oyunda play of the game seçilerek highlights'a bir yenisi ekleyebilmek için beni hırs küpüne çeviren oyundur.

09.02.2019 cumartesi günü, akşam 8'de (20:00), taksimde bulunan rosso kareoke bar'da bir zirve düzenleyelim dedik. katılacak arkadaşların gönderinin altına yazması rica olunur. 2019'un ilk zirvesini gerçekleştirmiş oluruz. bakarsınız 14 şubat öncesi bazı güzel başlangıçlar olur kızlar. evlerde oturmuyoruz, çıkıyoruz, geliyoruz, sohbet muhabbet derken eğleniyoruz. hadi bakalım katılanları görelim.

buluşma noktası açık adresi:
katip mustafa çelebi mahallesi, ayhan ışık sk. no:8, 34435 beyoğlu/istanbul
(bkz:rosso cafe ve karaoke bar)

yukardaki durum özelinde iç barkod olmayan ürünlerde değişim iade yapılamayacagi için ( alabilmis olsan ve içindeki barkod etiketini kendin sokersen faturan olsa dahi degisim iade yapamazsın, çünkü ürünün sistem üzerinden işleminin yapılabilmesi için o iç barkod esas alınır, dışarıdaki etiket etik olmayan yollarla degistirilebildigi için) ürünün satışını gerceklestiremeyen ayrıca bünyesinde zara, pull and bear, oysho, zara home,massimo dutti, stradivarius, ve tr de olmayan uterque markaları da olan mağazadir. üretim esnasında eklenmemiş veya reyonda sorumluların müdahalesi dışında o iç etiket çıkmış olabilir. çalışanlar da daha önceki satışlara istinaden fiyatını hatırlayıp söylemiş olabilirler. ama belirttiğim durumlardan dolayı durum farkedilince de ürünü satıştan çekmişler. bu oldukça normal bir süreç ancak türkiye'deki insanların alışveriş kültürü konusundaki korkunç seviyedeki cahillikleri çalışanları yildiriyor. okul dönemi boyunca mağazacilik yaptım ve hizmet sektöründe satın alinanin ürün veya hizmet olmasina ragmen parayı ödeyenin karşısındaki insanı satın aliyor zannederek kölesiymis gibi her istedigini yapıp söyleyebilecegini zannetmeleri yüzünden ( ki genelde şikayet etme odaklı ve hayatındaki mutsuzluklarini başka insanlara yansıtan türde insanlardir bunlar) mağazacilik yapan insanlari biktirmis durumdadırlar. savlari ise işini sevmiyorsa yapmasın olan bu insanlar daha nazik olmayi denemek yerine pislik bir müşteri olmayı tercih etmeye devam ederler genelde.

ya bu masum bir unutkanligin değil de bilinçli bir teshirciligin eseriyse? o zaman ortalık karışır ben söyleyeyim.

kediyle veya köpekle yaşayan insan sıfatına evrilmeye çok müsait bir durumdur. senelerdir yalnız yaşıyorum ama kedim sayesinde yalnız hissetmiyorum. insanlar misafiriniz olsun, kedi köpekler ev arkadaşınız. benim için böylesi en güzelidir.

üye alımının 10 girdi ile değil 50+ girdi ile sağlanarak yazarların yazım kalitesinin olculdukten sonra üyelik sahibi olmalarini sağlamak en çok istediğim şey.

içerik üretme konusunda yetersiz kalan( benim de içerik makinesi gibi bir yazar olduğum söylenemez tabi) ve yazacak bir şey bulamayınca da laf olsun torba dolsun, en azından yazmış konuşmuş olurum sözlükte adım geçer diye yok alttaki yazarın o'su yok üstteki yazarın şu'su yok ortadaki yazarın bu'su gibi boş beleş başlıklarda basit konuların merkezde yer aldığı en sıkıcı soruların sorulduğu, kimsenin kimseye bir şey katmadığı, yazdıklarıyla bir zihin, vizyon açması sağlamadığı gibi üstüne üstlük bir de kafa açtığı, dişe dokunur bir değeri dahi olmayan paylaşımları yaparak yazarların can sıkkınlığının doğurduğu çöp düşünceleri, merakları, uğraşları boşaltmalarına yardımcı olma gibi bi amacı var diye düşünüyorum. hele bir de yazarların şu an dinlediği şarkılar, yaptıkları ıvırlar zivirlar yok mu!? üzerine yorum yapılabilecek, konuşup tartışılabilecek o kadar çok başlık varken en çok etkileşim alan başlıkların bunlar olması da oldukça vahim bence. ucuzun rağbet görmesi sanırım. kimsenin pipisinde olmayan bir takım dışa vurumlar. bakın ben de şu an dışa vuruyorum ve sıktınız sanki biraz diyorum. ne bileyim etkilesimli gönderiler girmek istiyorsanız daha entelektüel konuları tartıştığımiz başlıklarimiz olsa, bizim sözlüğümüz bizlere ve bizden sonra gelenlere bir şeyler katabilecek, faydası olacak şeyler ile dolan bir sözlük olsa fena mı olur? keşke gün içinde bir sürü vaktim olsa da ben uğraşabilsem bununla ama girebildiğim vakit bunun için ne yazık ki yetersiz. herkes biraz biraz bunu gerçekleşirse baya başarılı sonuçlar çıkar oysa ki.

edit: bunu yapan yazarları eksi butonununda bulabilirsiniz.

cevap için beni sağdaki adam varsayiniz,
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/image...

resmilestirememekten dolayı taraflarda görülen amacsizlik hissiyati sonucunda meydana gelen aidiyet yoksunlugudur.

çizime bakıldığında büyüktür işareti ( ">") dışında bir mana bulamadığım konu hakkında söylemek istediğim tek şey önemli olan basliklarin büyüklüğü değil işlevi diyor ve bultenimizi sonlandiriyorum.

tek yaşayan kişiler için adeta terapi niteliğindedir. bence pek çok yararı var.
-yalnız hissetmezsiniz.
-canınız sıkkınken durduk yere kendini sevdiren kedi sayesinde keyfiniz yerine gelir.
-yanınızda uyuması aşırı keyiflidir.
-size gösterdiği ilgi ve yaptığı oyunlar ile asla sıkılmazsınız.
-size yüklenen sorumlulukları sayesinde bir canlıya bakmanın gereklilikleriyle asla amaçsız bir yaşam sürmezsiniz. her daim bir anlam ifade eden bir ek amacınız olacaktır.
-paylaşmayı, umursamayı öğrenirsiniz.
-çıkarcı olmayan yakınlıkları sayesinde asla üzülmezsiniz bu da sevgiyi daha saf şekilde deneyimlemenizi sağlar.
-karşılık alamayacak olsanız bile karşınızda bir muhatap olur ve kimseye anlatmak istediğiniz dertleri anlatıp rahatlayabilirsiniz, içinize döker rahatlarsınız. mis gibi dert ortağı ve asla yargılanmazsınız.
- siz de çıkarınız olmadan bir canlıyı sevebileceginizi görürsünüz.

cehaletin kontrol edilebilirliginin ortaya çıkarabilecegi korkunç sonuçların kanıtı niteliğindeki ailedir. aptal saptal ruh hastası bi adam tarafından mantiklari gelişmemiş aile bireylerinin din kısvesi altında manipule edilerek hastalıklı zevklerine hizmet ettirip, kendisine fayda sağlamak doğrultusunda katliama sürükleyen bir adamın başrolünü oynadığı ibretlik hayat hikayesidir bu ailenin hikayesi.

geceden kalmışlıkla 'kafa tasım geliyor' diye okuduğumdur. bi beş saniye anlamaya çalıştım, anlamlandıramayıp tekrar okuyunca doğrusunu farkettim. niye kafa atıyorsunuz oğlum? trip atın, inanın o daha yarattığı sinir harbiyle daha çok zarar veriyor. kafanız da acimaz hem.

en yakinim dediğim kişilerden bazılarıyla istanbula geldiğim ilk seneden itibaren yaptığımız gibi kendi aramızda toplanıp sohbet, muhabbet,yeme, içme derken küçük ama tatlı ve son derece mutavazi bir organizasyon ile sevdiklerimin yanında çakır keyif olarak yeni yıla gireceğim.

planlarım doğrultusunda istediğim ülkeye yerlesebilmek ve yeni kariyerimde başarılı olabilmek. iyi kötü ne varsa geride bırakıp başta sağlıklı daha mutlu bir hayatın şartlarını sağlamak.

fuckbody'dir o. sevgili olsa duramazdın.

çocukluğumdan beri en sevdiğim dövüş oyunudur. oyunu yeni indirdiğim için henüz vuruş kombinasyonlarini oturtamadigimdan yapamasam da muazzam brutality ve fatality bitirisleri vardır. hepsini öğrenip zalimce rakiplerimin işini bitirecegimdir. not: psikopat değilim.

bence sözlükteki ölü toprağı atmak adına güzel bir yarışma olabilir. hem girdi sayılarımiz artar hem de son girdiyi giren yazara da bir ödül veririz. ne bileyim dark bear homojen dergi kapağına kaslı ayılar arasında çekilen fotografiyla falan koysun , kapak eşcinseli gibi bir şey yapalım kazanan yazarı . ya da başka başka ödüller işte. fikir benden ödül dark bear'dan olsun.