pierrot

Durum: 1364 - 0 - 0 - 0 - 01.10.2020 15:44

Puan: 21372 - Sözlük Kaşarı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

I wanna take a ride on your discostick
  • /
  • 69

louvre piramidi

louvre piramidi

paris'teki louvre müzesinin ana giriş kapısı olan 20.6 metre yüksekliğindeki cam ve metalden oluşan piramittir. ana büyük piramitle beraber 4 tane de küçük piramit bulunmaktadır. 1989 yılında çinli mimar ieoh ming pei tarafından tasarlanmıştır. pek çok kişi ve parizyenler tarafından sevilmemektedir. eskiden saray olarak kullanılan louvre müzesi ve kompleksinin genel yapısı ve mimari tarzıyla bir tezat oluşturduğu için çok fazla eleştri almıştır.

aslında piramitten ziyade bir küptür. müzenin alt tarafına inilen kısımda piramidin devamı aşağıda bir bütün oluşturup kendini küpe tamamlamaktadır. louvre müzesi girişinde en uzun kuyruk bu piramit girişinde bulunmkatadır. eğer gerçekten saatlerce güneşin altında beklemek istemiyorsanız aşağıdaki metro girişinden müzeye daha az bekleyerek girebilirsiniz.

mon amour pierrot.

louvre pyramid

lüks lambası

eskiden ışıldakların veya fenerlerin ya da jeneratörlerin olmadığı dönemlerde mutfak tüpünün üstüne monte edilip ışık vermesi sağlanan aparat. cidden eskiden elektrikler gittiğinde falan 'lüksü getirrr' falan derdik. eskiden elektrik mi vardı abi. lüks lambasında falan ders çalışırdık.

glitter

ingilizce parıltı ışıltı demek. evet bir gay olarak tabiki de glitterlı şeyleri çok seviyorum.
http://ayisozluk.com/lnk/a841a1

http://ayisozluk.com/lnk/afba4d

luxury

luxury

gabriel garcia marquez

gabriel garcia marquez

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

a-yo a-yo ! ayyyy sabaha kadar dans edicem.

a-yo

lady gaganın joanne albümünden yeni bir şarkı daha. çok mu çok güzel olmuş sanki. ba-yıl-dım-s.
yaa bu albümü çok sevicez mi ne*

here we go!

i can't wait to smoke them all
whole pack like marlboro
blow it in your face, blow it in your face
blow it in your, blow it in your face
i can't wait to rev you up
faster than you can say "ferrari"
tearin' up the gravel, watch you unravel
now it's a party
hey, i can't wait to cast my spell
which one, you'll never tell
'cause i got it covered, city gravy southern
got you drippin' like no other

get off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceilin'
off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceiling
a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo, a-yo

i can't wait to blaze for real
track burns like a road rail
spin it in your face, spin it in your face
play it in your, play it in your face
can't wait to get you shook up
faster than you can try to hate it
you can try to hate it, you can try to fake it
but baby, i laced it

get off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceilin'
off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceiling
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' 'em all)
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' 'em all)
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' on 'em all)
a-yo, a-yo
aaaa-yo

a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo a-yo
we smokin' 'em all

get it da get it da get it get it
get off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceilin'
off on me, my body's got you pleadin'
light me up and breathe in
mirror on the ceiling
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' 'em all)
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' 'em all)
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling
(we smokin' 'em all)
a-yo, a-yo
mirror on the ceiling

a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo, a-yo
a-yo
a-yo
a-yo, a-yo
we smokin' 'em all
a-yo, a-yo
hey yo

lady gaga

funda özkalyoncuoğlu

gerizekalının teki olduğunu son gaflarıyla kanıtlamış kişidir. kendini bir bok zannedip oraya çıkıp utanmadan program yapmaktadır. kendisine söylemek istediğim şey 'al tatlım bu homofobin götüne sokarsın.' gerizekalı!!

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

la bande belge. c'est puggy.

under the shadow

rester vertical

rester vertical

festivaldeki en ilginç filmlerden biriydi kesinlikle. gitmeden duyduğum onlarca iyi kötü yorum hepsi bir yönden haklı aslında. bu sabah ağzımız açık kala kala izledik resmen. ve çıkışta çok yoğun bir homofobi vardı. ve insanlar düşündüklerini rahatsız edici şekilde çekinmeden sesli sesli etrafa söylüyorlardı. hatta filmin ortasında kalkıp salondan çıkanlar bile oldu. gerçekten ilginç bir final yaptık.

filme gelecek olursak yazdığı yazılar için bozkırda dolaşan leo isimli 30 yaşında bir adamın yaşadıkları işlenmiş. filmin konusu inanılmaz karısık olduğu için anlatmaya çalışmayacağım. çünkü ben bile dönünce birkaç eleştiri ve yazı okumak zorunda kaldım kafa karışıklığı yüzünden. cannes'a damga vuran film falan demişler film için. film +18. ancak iksv nin nasıl izin verdiği konusunda ben de çok meraklıyım. filmde evet erotik sahnelerin olması vajina ve penisler görmemiz oral seksleri izlememiz yeni şeyler değil. ancak bir normal doğumu baştan sona izlemek çok şaşırttı beni. deneysel bir film olduğunu düşünüyorum.

gelelim leo daki eşcinsel duygulara. filmin başından beri peşinde koştuğu çocuga bişey yapamadı. ancak insanların çok fazla tepkisini çeken ise 80 küsür yaşında bir adamı son nefesini verirken becermesiydi. evet bunu da izledik uzun uzun. pink floyd eşliğinde. ayrıca hamile bıraktığı ve bebeği olan çoban kızın babası da leoyla işleri pişirmek için zarf atıp durdu film boyunca. ancak leonun bebeğine olan bağlılığı ve asla bırakmak istemeyişi çok hoştu.

ilginç noktalardan biri de leonun evsizler tarafından soyulduğu sahne. soyulmak dediysem cidden donuna kadar soyulmaktan bahsediyorum. hani adamın donunu bile çıkarıp çırılçıplak bırakmaları çok kinayeliydi. sonuç olarak kafamız karışık. zor bir filmdi. alain guiraudie zor konuları işlemiş ama yine de helal olsun. leo orada kadının vıcık vıcık vajinasına oral seks yaparken ve tüm ayrıntılarıyla bunu izlerken sıkıntı yok, ama dedeye çakarken ya da twink çocuğun çadırına bakarken 'ayy sıçmış batırmışlar sanat yapıcam diye! amk ibneleri sikişcek başka kimse mi kalmadı. git ahırdaki koyunları sik daha iyi!' gibi yorumlarla karşılaşmak bir yandan sinir etti bir yandan da hoşuma gitti. torrente düşer düşmez izleyin hemen sevgili sözlük.

sevgiler pierrot.

dimdik ayakta

filmekimi film festivali

under the shadow

1980'lerin devrim sonrası iran- irak savaşı esnasında geçen film kesinlikle festivaldeki en etkilendiğim filmlerden birisi oldu. bir korku filmi olarak 7.5 puanı tamamıyle hak ederek almıştır. ilk defa ana dili arapça ya da farsça bilemiyorum olan bir film seyrettim ve bu da çok hoş bir deneyim oldu benim için.

filmde doktor olan kocası zorunlu görev için cepheye gittikten sonra baş başa kalan bir anne kızın yaşadıkları anlatılıyor. shideh kızı dora ile birlikte tahran'dan ayrılmak istemeyip evlerinde kalır. ancak ırak'ın sürekli tahranı hedef alması sebebiyle şehir git gide daha da zor yaşanır bir hale gelir. apartmandaki komşular da bu tehlikeden dolayı bir bir apartmandaki dairelerini terk emteye başlarlar. insanlar gittikçe sessizliğe gömülen apartmanda kızıyla baş başa kalan shideh bir zaman sonra dünya dışı varlıkların ' djin' yani cinlerin kendilerine musallat olduğunu fark eder.

filmin en mükemmel yanlarından birisi adrenalinin tavan yaptırılması. ama o anda bi patlama mı olacak, sirenler çalıp sığınağa mı inecekler, yoksa paranormal bişeyler mi olacak kestiremiyorsunuz. evet bu cin konusu çok laçka oldu artık. korkutmuyor vs belki ama işte güzel işlenip senaryoya yedirildiğinde gayet de yerinizden hoplatabiliyor. bizim türklerin cektiği milyonuncu azem cin karaları cinlerin intikamları bebekleri vs hepsinden kat kat daha iyi bir film seyrettik.

ayrıca iranda yaşanan devrim sonrası insanların ne kadar zor durumlarda kaldığını, hayatlarını gizli gizli yaşamak zorunda oluşları hepsi çok güzel işlenmişti filmde. kadının gizli gizli jane fonda kasetlerini takıp pilates yapması, kitapları saklamaları hepsi çok hoş detaylardı. başı açık diye sokağa çıkıp kırbaç cezasına çarptırılmayacağımız bir geleceğimiz olur inşallah.

sevgiler pierrot.
  • /
  • 69

ülkeden kaçıp gitmek için nedenler

kalmak için nedenleri saysak daha kısa sürecek sanki.

ayı sözlük itiraf

bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.

ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.

neden yalnızsınız

yalnız isek kendimiz seçmişizdir. yalnız olmamız ve kendi yolumuzu yürümemiz, yolun sonunda da kendimizi tamamlamamız gerektiği için yalnızız. su akar yolunu bulur. tek başına tamamlanamayan diğer yarısını tamamlayacak olanları bulur.

neden yalnızsınız

bir anket başlık.
benim bu konuda hissettiklerim:

kırık kalp sendromu

vücut tarafından yoğun strese karşı verilen bir savaş olan bu sendrom, kalp krizine benzer bulgulara sahiptir. 1990 yılında japon hiraru sato tarafından keşfedilmiştir. tıptaki diğer adı (bkz:apikal balon sendromu) dur.

kronik yorgunluk sendromu

kişinin sürekli olarak kendini bitkin ve mutsuz hissetmesi, dinlenmekle bile kendini iyi hissedememesi gibi sorunlarla ortaya çıkan bir durumdur. (bkz: bağışıklık sistemi) önemlidir.

eski yazarların sözlükten uzaklaşması gerekliliği

sözlükteki naftalin beyinli yazarlarımızın artık yazmamaları gerekiyor. sözlüğün eski zamanların beri yazan bu yapışkan insanlar bir sülük gibi sözlüğün kanını emiyor. yeni olan her yazara düşmanlık besleyip sözlükte gergin bir hava yaratıyorlar.

lütfen bi salın artık. gençlerin önünü açın. sizin vaktiniz geçti.

aldatan sevgiliye bir şans daha verir miydin

akıllara özlem tekin ablamızın "aşk her şeyi affeder mi?" şarkısını getiren başlık olmuştur. aldatmanın altında yatan sebepler de gözden geçirilmeli misal bağlanmaktan kaçmak gibi skdkdh. neyse şarkı sözümüzü iliştirelim.

çok üzgünüm istemeden
seni dün gece aldattım
kim olduğu mühim değil
sana bağlanmaktan kaçtım

çok üzgünüm istemeden
bir bakışa aldandım
inan bana bütün sabah
pişmanlıktan ağladım

aşk herşeyi affeder mi
dersin zamanla geçer mi
güzel günlerin hatrına
aşk herseyi affeder mi.

tuhaf şeyler

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

Toplam entry sayısı: 1364

kitap okumayan biriyle sevgili olmak

ilk olarak boşluk bırakmadan, gözü yoran uzun destanlar yazarsanız kimsenin okuyası gelmez zaten. bunun kitap okumakla alakası yok bence.

herkesin kitap okuma şekli farklı olabilir. evet bir kitabı eline alıp sayfaları çevirerek okuması hoş bir duygu ancak artık teknolojinin pik yaptıgı bir çağdayız. kindle veya tablet gibi cihazlarda milyonlarca e-booka ulaşılabiliyor.

son zamanlarda çıkan "dostoyevski okumayan insanla konuşmak" yok "hegel'i bilmeyen insanla sevgili olmak" gibi türeyen başlıklardan gına geldi. belki o adam senin hakkında bir kelime edemeyeceğin bir konu üzerinde master yapacak kadar bilgili. belki her gün atom fiziğiyle ilgili makaleler okuyor.

kendi standartlarına uymayan insanlara "cahil" demek de yeni moda oldu sanırım. genelleme yapıp insanları bu genelleme havuzunda yargılamadan önce çok kitap okuyarak geliştirdiğiniz beyninizi kullanıp bir düşünün bence.

istanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptali

an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.

gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.

artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.

yazarlardan bear fotoğrafları

kim kardashian

1 dakikada kazandığı parayı ömrü boyunca çalışsa kazanamayacak yazarları rahatsız etmiş celebrity.

eurovision 2019

gecenin olayı kesinlikle madonna'nın sahne alması vs değildi. izlanda'lı anti-kapitalist, distopik-tekno, bdsm grubu hatari'nin televote oylarını aldıktan sonra filistin atkıları açmalarıydı. ekrandan o kadar hızlı gitti ki görüntüleri ne olduğunu şaşırdık. kesinlikle gecenin önüne geçen bir olaydı.



onun dışında yarışmaya gelirsek italya'ya baya üzüldüm. ama işte anadilde katılan şarkılarda hep böyle oluyor. ki italyanca olmasına rağmen akılda kalan bir nakaratı ve alkışlı ritmi vardı. mahmood kalp kalp



gelelim isviçre'ye. aslında birincilik beklemedim ama çok keyifliydi şarkı. bence hak ettiği sırayı kazandı. ne fazlası ne azı. ayrıca luca hanni oldukça sempatik ve tatlı bir adamdı.



bir diğer güzel adam da azerbaycan'ı temsil eden chingiz. şarkı kesinlikle çok iyiydi. ayrıca robotik kollarla yapılan showa bayıldım. şarkısı da sesi de çok güzeldi. dinlerken seneye azerbaycan'da mı yoksa demedim değil. ama yine hak ettiği puanı alamayan bir şarkı oldu.



bana göre en en güzel şarkıya sahip olan ülke kıbrıs'tı. geçen sene eleni foureira ile 2. olan kıbrıs bu sene çok benzer bir şarkıyla katılmıştı. geçen sene de favorim kıbrıs'tı bu sene de öyle oldu. aslında tam kıbrıs da denemez çünkü hepsi yunan şarkıcı ama yine de en başarılı şarkılar hep onlardan çıkıyor. bu şarkı sanki şey gibydi kanka ödevini alabilir miyim? al ama biraz değiştir belli olmasın



genel olarak organizasyon çok başarılıydı. çok güzel ev sahipliği yaptılar bence. şarkılardan önce şarkıcıların da dahil olduğu küçük tanıtım videoları çok güzeldi. şarkılardan çok "acaba ne çıkacak sırada?" diye merakla onları bekledim. birinci olan hollanda'nın şarkısına vasat diyebiliriz. ama belki dinledikçe güzelleşir bilemiyorum.

yazmaya değer görmediğim ama yine de beğendiğim ülkeler ise; malta, rusya, estonya, belarus,fransa, ispanya.

istanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptali

an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.

gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.

artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.

16 mayıs 2019 namusuma dil uzatılması rezaleti

entrylerine eksi yemeyi hazmedemeyen 30'lu yaş bunalımındaki boş insanların, dil uzatması kalkışması olayıdır.

namus ve şeref gibi kavramlar alışık olamayan bünyelerde mide bulantısı ve baş dönmesi etkileri yaratabilir. o yüzden şaşırmadık bu olanlara.

yalnız yaşamak

yalnız yaşayan herhangi bir insanla bir gayin hiçbir farkı yoktur. o yüzden yalnız yaşayan gay başlığını protesto ederek buraya yazıyorum.

şuan ki şartlarımla yapamadığım ama bir gün yapacağıma inandığım eylem. kendi başına yaşamak. sadece sana ait bir yer. çok güzel olsa gerek. yalnızlık çoğu zaman sevdiğim bir şey değil ama bir evi paylaşması da çoğu zaman zor.

kendi evimin içinde kendi mutluluklarımı yaratacağım günler umarım bir an önce gelir. şuraya yalnız yaşamakla ilgili şu güzel illüstrasyonları bırakıyorum






reynmen

bomboş kıro bir adam. bir içerik de üretebildiği yok. iki gözü renkli diye ergenleri düşürüyor işte. "yeteneksizlik is the new trend" akımının öncüsü olabilir bu şahıs o derece boş.

istanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptali

ayrıca akp bu kararın verilmesinde başrol oynayarak, asıl tek dertlerinin halka hizmet falan değil hırs olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

zararlı çıkacaklar bu hareketlerinden. inşallah bir kez daha o sandığa gömülürsünüz. bu sefer daha ezici bir farkla. tek dileğim bu.

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

https://www.facebook.com/turannotagi/vi...

allah kimseyi aç gezerken, evine et süt alamazken suriyelileri savunacak kadar rezil bir konuma düşürmesin. yazık.

edit: hiç bir zaman giremeyeceğimiz ab'ye yaranmak için suriyelileri kendi ülkemizde tutmak da ayrı bir rezillik. "omo poroyo ab veroyo" amk babasının hayrına vermiyor heralde. suriyelilerin pislikleri kendilerine bulaşmasın diye veriyor.

edit 2: bazı yazarlarımızın (bkz: pollyannacılık) oynamayı çok sevdiğini gösteren başlık.

ayı sözlük itiraf

bugün 10 km yürüdüm. asla çikolata yememem lazımdı ama tutamadım kendimi ne olacak şimdi aq.

edit: ne istedin lan itirafımdan.

kim kardashian

1 dakikada kazandığı parayı ömrü boyunca çalışsa kazanamayacak yazarları rahatsız etmiş celebrity.

evrene bir mesaj gönder

yakamı bırak artık.

edit: benim evrene olan mesajımın nesi seni rahatsız etti eksi veren arkadaş ? benim mesajım benim dileğim sanane amk.

yeni tanışılan kişiyle miley cyrus'ın wrecking ball'u üzerine sohbet etmek

penduluma olan komik göndermeyi idrak edemeyen yazarları göstermiş başlıktır. anlamanızı beklemek hata zaten. albert'e hak veriyorum bazen cidden.