tanri

Durum: 342 - 0 - 0 - 0 - 21.10.2023 03:47

Puan: 5232 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Entry'lerimi eksileyenler için cehennemde özel yer yaptım!
  • /
  • 18

alttaki yazara soracaklarım var

inancım ve yaşama tarzım gereği ölümü kabullenmiş ve gerekli gören birisiyim.hatta ölüm en az doğum kadar güzeldir.insanların kötü ve iyiyi bu kadar somutlaştırması bana hep ilginç gelmiştir zira insanlar ölmeseydi , doğuma sevinebilir miydik?

evcil hayvanı ölünce 3 ay her gün ağlamış bir insanım da aynı zaman da , yaşamadan bilemeyeceğim tabi bir yakını kaybetmenin verdiği duyguları.üzüleceğim kesin tabii ama...hem duygusal , hem realist bir insan olmanın verdiği garip bir ruh haline sahibim ölüm konusunda.ne yaparsak yapalım , elimizden bir şey gelmiyor.


alttaki yazar , hiç birisini hayattan daha çok sevdin mi ?

sia

sia müziğin başına gelmiş bir hediye , şiir gibi bir ruhu var. o söyler , siz hissedersiniz.üzgünseniz , romantikseniz , yalnızsanız ... bu arada bu kadının mutlu şarkısı var mı? ben hiç denk gelmedim.bilen bana ulaşsın.

''you loved me and i froze in time'' diyişi vardır ki , çok tapılasıdır.gerçi bu kadın bu ses ve tarzla anlamsız şeyler söylese bile dinlenir öyle duru bir sesi var.david guette ile olan şarkıları popüler kültürün yan etkisi gibidir fakat kesinlikle çok güzeldirler. keşke daha akustik şeyler yapsa sia , böyle bir piano eşliğinde söylese şarkılarını tekno müzik kullanmak yerine.ama üzücüdür ki , sanatçıların bile tutunması için kendinden bir şeyler vermesi ve değişmesi gerekiyor.

olsun iyidir sia.

zevk alınan ufak sapıklıklar

çok sevdiğim insanlara arkadan sinsice yaklaşıp birden yanaklarına yapışıp öpmek. *

sapyoseksüel

insanların entelektüelitisinden hoşlanan insandır.sapyoseksüelite ise bir insanın entelektüelitesinden hoşlanma durumudur ve insandan insana oranı çeşitlilik gösterir.burda normal insandan farklı olarak zeki olmak bir + faktör değil , hoşlanmanın ve ilgi duymanın koşuludur.

sapyoseksüellik çok sık görülen bir yönelim değildir ve genelde cinsel ilişkiyi deneysel yaşarlar.burada zeki birinin zeki birini istemesi gibi doğal bir şeyden bahsedebiliriz aslında.maslow teorisine göre zaten bu insanlar üst basamaklardadırlar.

sapyoseksüellerin ve aseksüellerin ortak noktası ise insan bedenine ilgi duymuyor oluşlarıdır.fakat bir aseksüel için cinsel ilişki mide bulandırıcı olabilirken , bir sapyoseksüel için çekici biri bulduğu ile yaşanabilir ve zevk alınabilir bir şeydir.elbette birini çekici bulmaları o insanın zeka seviyesine bağlı , sapyoseksüeller için insan bedenine ilgi duymaz ne kadar doğru tartışılabilir ama bir homoseksüel erkek için karşısında ki insanın penisi ya da kıçı nasıl tahrik edici unsur oluyorsa bir sapyoseksüel için de güzel konuşan , kültürlü ve zeki bir insan da tahrih edicidir.

sapyoseksüeller için eq'su yüksek insanlar da diyebiliriz ayrıca.tabi ki sosyofobik de olabilirler burda insan gibi karmaşık bir yapıdan bahsediyoruz ama genel olarak sosyal zekası gelişmiş insanlar olurlar.sosyoloji , psijoloji ve felsefe gibi alanlarda kariyer yapan insanlar eq zekasını kullanan insanlardır bu arada.

ve burada ki ''zeki insan'' kavramı beyinsiz gibi çalışan insan değildir.(ki toplumumuzda fırlama olarak tabir edilen ve sahiden zeki olan insanların çalışmamaya daha yatkın olduğu da bilimsel bir tespittir)ne yaptığını bilen , çevresini ve insanları algılayıp bir şeyler katabilen insan olarak yorumlayabiliriz.fakat eq'su aşırı yüksek olan bir insanın ise toplumdan uzaklaşacağı da bir gerçektir.çünkü kendisine zarar verecek kadarını anlar ve insanlardan uzaklaşır.ben bu tarz bir insan olarak tezer özlüyü çok uygun görüyorum.kendisi benim en sevdiğim yazarlarımızdandır ve kısacası görüşü toplumun insanı insandan nasıl yabancılaştırdığı ve özgürlüğünü aldığı üzerinedir.kendisi döneminin en aydın insanlarındandır aynı zamanda.kendisi intihar etmiş ve kurtarıldığında ''ölmeme bile izin verilmedi'' şeklinde düşünmüştür.sonra da hastalıktan öldüğü söyleniyor , ne kadar doğru bilmiyor. (bkz: tezer özlü )

türkiye de sapyoseksüel bulma ihtimaliniz ise albino insan görme ihtimalinize yakındır.en fazla bir baltaya sap olamamış , nerde kop kop orada takılan ve en büyük işlevi ''koli kesmek'' olan insanlar görürsünüz.

çocuğunun eşcinsel olduğunu kabullenen baba

canım ben seni çok seviyom biliyon mu? denilmesi gereken babadır.

sözlüğün en yakışıklı ayısı

sözlüğe fotoğraf/resim koyulabildiğini farketmeme vesile olmuş başlıktır.

yakışıklılık kavramı insandan insana değişiyor şöyle bir baktım da.

(bkz: insan sevdiğini güzel görür)
(bkz: insan beğendiğini sever)

a thousand years

bir christina perri şarkısıdır.insanı vuran çok güzel umut dolu sözlere sahiptir.

''seni beklerken her gün öldüm.'' mesela onlardan birisidir.buyrun dinleyin http://www.youtube.com/watch?v=rtovbotyx00

ayrıca ilerde ''the one''ı bulduğumda dinlenecek şarkılar listemdedir.

şöyle bir söz grubuna da sahip zira:

''sürekli seni bulacağıma inandım,
zaman senin kalbini bana getirdi,
seni bin yıl sevdim ,
seni bin yıl daha seveceğim''


ayrıca aşırı romantik bir klibi de var. * *

zevk alınan ufak sapıklıklar

arada insanları kanla kaplıymış gibi hayal edip öyle olmadıklarını görünce mutlu oluyorum.

ayrıca bir yeri kanayan insan görünce bakakalıyorum.gidip öpesim geliyor.

yaralanan insanlara ilk yardım yaparken de garip bir zevk alıyorum.ki bir yeri kanayan insan görünce bir doktor edasıyla çekilin diye bağırıp elimde malzemelerle koşuyorum.gören de açık kalp ameliyatı yapıyorum sanar.

facebook ta sürekli sevgilisiyle fotoğrafını koyan insan

üzülüp açı çekmeme neden olan insan şeklidir.gören de sanar ki düşman çatlatıyor halbuki kimsenin aşkında da gözüm yok. *
bir de bunun daha kötü versiyonu sevilen insanın sevgilisiyle fotoğrafını koymasıdır.işte o öldürür. *

ayrıca türkiye gibi bir ülke de mesela homoseksüelseniz sevgilinizle fotoğrafınızı en fazla arkadaş adı altında koyabilirsiniz.bu nedenle sevgilisi olan bir gay'in bile acı çekmesine neden olabilecek şeydir.neden dersek eğer , ben sevgilim olan insanı tüm dünya duysun isterim.biz olarak tanınamamak çok kötü bir olay.

cennete giden erkeklerin cinsel uzuvları eğilmez hep dik kalır

ali rıza demircan tarafından söylenmiş cümle.kendisi cennete bir kaç defa gittiği için bunu biliyor olsa gerek.akp zihniyetine net bir örnek olarak gösterilebilir.kendisi ilahiyatçı ve yazar , bu dünya da her boku yaparlar ve iki namaz kılıp oruç tutunca hiç eğilmeyecek cinsel organa sahip olacaklarına inanırlar.onların müslümanlığı allah sevgisi değil , seks sevgisidir.bu dünya'da yaşamayacaklarını öldükten sonra yaşama arzusuyla yanıp tutuşurlar ve sonuç olarak dünya'ya hiç bir şey katmadan yaşayan et parçalarıdırlar.en kötüsü ise yaşadıkları gezegeni cehenneme dönüştürmeleridir.

(bkz: tomurcuk memeli huriler) (bkz: pedofili)

beni rahatsız ediyorsun denildiği halde mesaj atan gay

insanı hayattan soğutan detaylardan birisidir.yalan söylemiş dolayısıyla güvenemediğim bir insanla görüşemeyeceğimi , yazışmak dahi istemediğimi söylememe rağmen bu nedeni kabul etmeyen ve daha mantıklı bir sebep isteyen erkek türüdür.halbuki seninle görüşmek istemediğini söyleyen biriyle daha neyin nedenini konuşursun ki? bir de beğenmedi , daha güzel bir sebep istedi adam.

bari bir kez görüşsek gibi duygusal cümleler kurar insanın vicdanını sızlatırlar.eskiden olsa sırf mutlu olsun diye gidip görüşürdüm zamanla değişiyor insan.

insanın üzgün ve kötü biriymiş gibi hissetmesine neden olur aynı zamanda bu tür.ben direk kaçıyorum bu insanlardan.



melih gökçek

rdbear

anladığım kadarıyla doğal kızıl saç ve sakala sahip.

yüzyıllar sonra yeryüzünden silinecek bir genetik kodlamaya sahip dolayısıyla kendisinin üremeye teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum.en azından sperm bankasına falan spermlerini versin , çocuğu olmayan garibanların da turuncu/kızıl saçlı canlıları olsun.

dayanamıyorum sözlük , turuncuların günden güne yok olduğunu görmeye dayanamıyorum.

konulu porno

eğer tür olarak fantastik olanı mevcutsa izlemek istediğimdir.

sözlük yazarlarından morj.com sitesine ürün önerileri

farklı renk ve modeller de jockstraplar.(atletikler için olanlar değil de daha büyük popolu insanlar için olanlardan)

genellersek iç giyime odaklanmaları hoş .ayrıca şahsen ben her şeyin gökkuşağı desenli olmasından çok rahatsızlık duyuyorum.tamam iyi güzel ama ben dışarı çıkarken bile tek renk giyinmeyi seviyorum.pembe olsun mesela ama tek renk olsun.bir ürünün gökkuşağı desenlisini yapıyorlarsa , tek renk olanını da yapsınlar.gözlerim yoruluyor.

mutluluk veren küçük şeyler

kahve.şöyle kocaman sıcak bir bardak kahve.


*

ayı sözlük itiraf

şuan da hayatımda yakın olduğum belki de hiç kimse yok , bir insanın en ufak bir hareketinde onunla tüm samimiyetimi bozuyorum sözlük.

intikam gibi duygulara sahip değilim , insanlarla uğraşmaktan keyif de almıyorum.benim kötülüğümü isteyen birisinin acı çektiğini görmek bile bana iç huzur vermiyor.sadece insanların barış içinde yaşamasını istiyorum ve olmuyor.tanıdığım bir insanın kafaca boş , hayatta bir yere gitmeyen birisi olduğunu anlarsam da direk olarak siliyorum.silme derken bir daha görüşmemek anlamında değil , ona o kadar yabancıymış gibi davranıyorum ki kendisi bile utanıyor yaptıklarından.ve bu utanç duygusuna dayanamayıp benimle görüşmeyi kesiyor.

ve bu konuda biraz aptalım bir insan ''üzgünüm , özür dilerim'' dediği anda ikinci bir şans veriyorum ve aynı şeyleri bana tekrar yaşatıyor.

çok yakın bir arkadaşım vardı , temmuz ayında çok zor zamanlarım da bir merhaba bile demedi ve bir ay aradan sonra erkek arkadaşıyla olan problemlerini anlatmaya başladı.işte o zaman onu da sildim ve o da sonuncuydu.hala konuşuyoruz , hala dinliyorum onu çünkü aptalım.bir insan yardıma ihtiyacım var dediği zaman geri çeviremiyorum.eğer bir gün yardıma ihtiyacı olduğu halde birine yardım etmezsem kendimden nefret edeceğimi biliyorum çünkü en nefret ettiğim insan diğer insanların acılarına umursamaz davranan insandır.


ayı sözlük yazarlarından film önerileri

1 man 1 jar

s&m severlerin kesinlikle izlemesi gereken video.


merak edip açacaklara kısaca anlatayım , adamın teki kavanozun üstüne oturuyor ve kavanoz adamın anüsünün içinde kırılıyor .sonra da cam parçalarıyla beraber kan çıkıyor adamın anüsünden ve hala kamera açık vaziyette cam parçalarını çıkarıyor.

eğer hala görmekte ısrarcıysanız girip bakın ama hayatınıza hiç bir şey katmayacağını garanti ediyorum.

bu arada adamı çok seksi buldum , yazık oldu. insanın kendine yaptığını cümle alem toplansa yapamaz derler ya , aynen o durum işte.

hoşlanılan erkeğe açılamamak

eğer hoşlanılan erkek heteroseksüel ise yapılmaması daha doğru olan eylemdir.

hoşlantıdır sonuçta , gelir ve geçer.
  • /
  • 18

iki eksi yeyince zırıl zırıl ağlayan yazar

bu sözlükte çok var. kendimden örnek vermek gerekirse, ben eksi yeyince entryi silip tekrar yazıyorum. kısacası çocuklaşmayınız.

bear nation

bu kadar izlenilesi oldugunu bilmediğim ayı kültürü üzerine belgesel. vakti zamanında nasıl ve nerden edindiğimi bilmedigim bir versiyonunu partlar halinde şuan internet deryasına göndermekteyim. 7 part şeklinde olan belgeseli biraz reklam payı ile icimdekiayi.com şifresiyle açabilirsiniz.

indiren arkadaşlar farklı paylaşım platformlarına sunarlarsa sonradan arayanlar için kolaylık olacaktır. dosyaları pek uzun zaman tutabilecegimi sanmıyorum açıkcası.

şifreli bir şekilde paylaşıma sunulması tercih sebebidir

intihar etmek

yapılan deneylere göre ailesinde intihar ederek ölmüş birileri bulunan insanların diğerlerine göre daha çok meyilli oldukları durum. hem amcam hem dayım iki sene arayla intihar ederek öldükleri için benim için duble genetik ve meyyal olunması kaçınılmaz davranıştır.

üstteki yazar

berber dayaması

her ne kadar yakışıklı seksi olsa da(ki türkiyedeyiz namümkün) itici bir şeydir.

heteroseksüelliğin sübvansiyonu

geçenlerde aklıma bir soru takıldı; “heteroseksüeller neden eşcinseller kadar başarılı değil?”. günümüzde dünya nüfusunun %3 ile %10 arasındaki bir kesiminin eşcinsel olduğu düşünülmekte. buna rağmen tarihteki başarılı simalara baktığımızda çoğunun lgbt+ topluluğu ile bir bağının olduğunu görüyoruz. bu örneğin bir aynısı da, tıpkı eşcinseller gibi tarihin her döneminde ezilmiş olan yahudilerde de görülmekte. otuz milyonluk nüfuslarına rağmen bilim ve teknolojide, medyada, bankacılıkta vesaire dünyanın geri kalanından çok ve çok üstünler.

ben buna “çoğunluğun sübvansiyonu” diyorum. sübvansiyon, kelime anlamı olarak devletin / kişilerin bir işi / kişiyi desteklemesidir. örneğin devletin batmakta olan bir çiftçinin mallarını alarak çiftçiyi batmaktan kurtarması bir sübvansiyondur. benim kastettiğim sübvansiyon böyle bir sübvansiyon değil, daha çok toplumsal bir “akrancılık”. yani çoğunluğu oluşturan topluluğun birbirini destekleyen bir yapı oluşturması ve bu yapının herkesi standart ve eşit bir şekilde tutmasıdır. [bu eşitlik, kendilerine eşitliktir]

norveç ve isveç gibi ülkelerde doktorluk gibi zor ve yıpratıcı işler pek rağbet görmez. neden? çünkü insanlar standart bir işte çalıştıklarında bile düzgün bir hayatlarının olacağını bilmektedirler. kaç kişi fazladan bin, iki bin kron için altı yıl boyunca saçlarının beyazlamasını ister ki? işte heteronormativitenin heteroseksüel toplumda yarattığı etki budur.

seks hakkının ilk sahibi, güçlü olandı. vahşi doğada seks, ancak güçlünün sahip olabildiği bir şeydir, belgesel izliyorsanız iki maymunun bunun üzerine sıklıkla dövüştüğünü görebilirsiniz. sapiens bu noktayı geçmiş olabilir, ancak bir zamanlar o da sadece en güçlünün genlerini yeni nesile aktarabildiği bir düzen içerisinde yaşıyordu. peki ne değişti?

kadının “evcilleştirilmesindrn” sonraki yüzyıllar boyunca erkekler “seks hakkı” için savaşmak zorunda kalmadı. toplum, yasa ve en önemlisi din; kadının görünmez bir kafese konulmasının en önemli aktörleriydi. bu esnada seks hakkı yasal olarak en güçlünün elindeydi. derebeyler istedikleri serf kadını ile beraber olabiliyor, yeni evlenen kadınlar üzerinde “ilk gece hakkı” sahibi oluyorlardı. işte bu dönemde hetereseksüelliğin sübvansiyonu denilen bir şey ortaya çıktı.

eski zamanlarda bir kadın düşünün. iki talibi olsun; fiziksel olarak güçsüz bir erkek ve güçlü bir erkek. kadının seçeceği erkek güçlü olan olacaktır zira güçlü erkek bebeğe bakabilir, genleri iyidir, avlanabilir vesaire. ancak orta çağlarda çıkan bu sübvansiyon normalde gen havuzundan elenmesi gereken erkeklerinde seks hakkına ulaşabilmesini sağladı. ilk ortaya çıktığında [ve hala günümüzde böyle işleyen kabilemsiler var] kızıma karşılık üç inek tarzı bir tarz belirlemişlerdi. böyle olmasa bile kızlarının fakirlik çekmemesi için zengin erkekler ile evlendirmek yaygındı. bu zamandan bir erkeğin kendine bakmasının, güçlü olmasının, yakışıklı olmasının, uzun olmasının vesairenin önemi yoktu. seks hakkı tıpkı bir pazardan bir armut alır gibi satın alınabiliyordu çünkü.

[seks hakkının satımı olan fahişelil bu dönemde dini nedenlerden dolayısıyla tabulaştırılmıştı. zira dinlerin yayılması “sağlıklı ailelere” ve onların yetiştireceği “endoktrine edilmiş öhöm dindar çocuklara” bağlıydı]

çok değil 20 yıl öncesine kadar görücü usulu oldukça yaygındı, eskisi kadar olmasa da hala yaygın. görücü usulü evlilik nedir? ne kadar vasat olursa olsun her hetero erkeğin bir kadınla evlendirilmesidir. yani hetero erkek için belli bir yaşa ulaşmış olmak bile seks hakkına sahip olmak için yeterliydi. bu dönemde kızını “verenler” damadı yolmak için yepyeni adetler bulmuşlardı. kapının açılmaması, makasın kesmemesi, yüzgörümlük vesaire.

günümüzde de bu sübvansiyon daha ehil şekilde devam etmektedir. kadının özgürleşmesi ile birlikte kadının üzerindeki baba [patriarşi] etkisi ortadan kalktı, bunun yerini ise toplum etkisi aldı. günümüzde belli bir yaşa geldikten sonra evlenmemiş olan kadına “kesin bir sıkıntısı var” etiketinin yapıştırılması kadınları, artık “ne zamana evlenicen” “ne zaman torun sevcem ben” tarzı söylemler ise erkeği evliliğe zorlamakta. yine de kadının özgürleşmesi ile sona ermekte plan sübvansiyonun ironik bir sonucu oldu. hetero erkekler 21. yüzyılın sonunda kendilerine bakmaya ve kromagnon gibi dolaşmamaya başladılar. ve kendilerine metroseksüel adını verdiler. zira artık kadın seçici hale gelmişti ve pazardan armut alır gibi seks hakkına sahip olamıyorlardı. aile kurabilmeleri için “güçlü” olmaları gerekiyordu.

yazının ilk kısmı, sübvansiyonun seks ile ilgili kısmıydı. toplumsal etkisine bakarsak, din heteroseksüel sübvansiyonun en etkili aracıdır. düşünsenize, bir tanrı var, koskoca evrenleri gezegenleri yaratıyor sonra diyor ki “erkekler birbiriyle ilişkiye girmesin”. bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce avrupa topraklarında paganlar eşcinsel evlilikler yapıyordu. amerikada trans olmak üstünlük belirtisiydi. sonra ne oldu? ibrahimi dinler dünyayı kapladı. peki dinler bunu neden yaptı?

çünkü varlıkları ve yayılmaları heteroseksüel kitlenin üremesine bağlıydı. iki yüzyıl önce ortaya çıkan mormonluk bunun en tipik örneğidir. eşcinselliğe “izin vermeniz” demek, halkınızın bir kısmının ürememesi ve üstüne üstlük bunu “yayması” [o dönemin düşüncesi] demekti. ayrıca insanlık farklılıklara saygı duyabilen bir tür değildir, insan beyni farklılıklardan korku duyar. ibrahimi dinlere baktığınızda hetero beyaz erkeğin üstünlüğünü kabul ettirmeye ve bu gruptan olmayan herkesi baskılamaya çalıştığını görürsünüz. günümüzde bu durum çoğu ülkede ortadan kalksa da kimsenin hetero beyaz erkek plduğu için aşağılanmaması, ayrımcılık görmemesi heteroseksüelliğin sübvansiyonunun dünyayı ne kadar ayrıştırdığının bir göstergesidir.

hetero erkekler neden ilk ortaya çıktığında feminizme karşıydı mesela? çünkü doğuştan gelen rahatlıkları sarsılmaktaydı. peki neden eşcinselliğe karşıydılar? çünkü doğuştan gelen rahatlıkları sarsılmaktaydı. hala heteroseksüellik “normal” diye kullanılıyor, heteroseksüel erkekler kendilerini eşcinsellerden hakir görüyor. çünkü heterolar herhangi bir kadının / eşcinselin onlardan iyi olabileceğini düşünmüyorlar, düşünemiyorlar.

tim cook ile gay bashing saldırısında ölen sıradan bir eşcinselin farkı ne? [göreceli olarak] birisi başarılı, diğeri başarısız. normal hayatında homofobinin dibine vuran insanlar tim cook’un peşinde kedi olmuyor mu?

işte bu, eşcinsellerin daha başarılı olmasının nedeni. eşcinseller hetero erkekler gibi toplumun onlara sağladığı seks hakkı, onaylanma, özsaygı gibi olaylardan mahrumlar. bu da eşcinsellerde daha iyi olmaya yol açıyor.

isveç örneğini hatırlayalım. hetero erkeklerin daha iyi olmak için bir nedenleri yok, zira her şey onlara göre ayarlanmış. ancak eşcinseller her zaman daha iyi olmak zorunda.

not: bu yazı öylesine bir yazıdır, söylediklerim tamamen kendi görüşlerime dayalı, kesinlikle böyledir diyemem kısacası. gece vakti kafama takılan bir soruya cevabım da denilebilir.

boğa burcu

gel beni bul dediğim burç.
geçenlerde totem yaptım bir boğa bulsun diye, bula bula en vasatı buldu hala yastayım.

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

translarla girilen ilginç diyaloglar

bahçelievler merobilmem ne hastanesinde annesiyle beraber sıra bekleyen bir afet-i devran. annesi dediysem belli. hık demiş burnundan düşmüş. bu kadar benzerlik olur bir ana-kız arasında.

b: ben
a: trans abla.

b: geçmiş olsun *
a: saol canım. sana da. neyin var?
b: ben değil arkadaşım, endoskopi, senin neyin var?
a: hamileyim kontrole geldim,
b: ?!?!?!?!
a: aahahahahahah allah canını almasın, bende endoskopi olcam. sanırım seninkini bekliyorum. o çıkınca giricem.
b: benimki değil kız, arkadaşım sadece.
a: ay tamam bee arkadaşın olsun, yemedik hahahah,

o arada arkadaşım (yani benimki) sedyede çıktı. ben tabi kaltım sedyede elinden tutup durumunu sordum. bizim ablayla göz göze geldim o anda, abla kafasını sağa sola sallayıp sırıtarak sessizce 'orospuuu' diye mırıldandı.. bende bi öpücük atıp göz kırptım, karşılıklı sırıttık birbirimize.

odtü

mezuniyet törenleri olaylı geçer. hazırlanan pankartlar da gündem olur genelde. lgbti etkinliklerini sansürleyen ve engelleyen rektör verşan kök'e de odtü lgbti üyeleri gökkuşağı bayraklarıyla ve pankartlarıyla tepki gösterdiler.

Toplam entry sayısı: 342

tanrının unuttuğu sözlük

eşcinsel misin sorusuna alternatif cevaplar

olmamı ister misin? ;)

nefret kusulan ayısözlük yazarları

işsizlikten bir ekrandaki imgelerle duygu etkileşimine girip içsel sorunlarınızı tanımadığınız insanlara yansıtıyorsunuz. off. teknoloji bunu yapın diye bu noktaya gelmedi.

alttaki yazara soracaklarım var

lgbtq bireylerin bu tarz oluşumlarda aslında ün kovaladığını fark ettiğimden beri cevabım: kesinlikle hayır.

aynı şekilde kendileri gibi düşünmeyen ya da hissetmeyen herkesin kendilerinden nefret ettiklerini düşünmek yahut kendilerine zarar vermek istediklerini düşünmek gibi bir gaflet içindeler. bazı insanlar basitçe ekmeğinin peşinde koşuyor, bunlara verecek enerji ve ilgisi yok, acı bir şey bu ama gerçek hayatın kendisi aynı zamanda.

bir keresinde "aman tanrım ne kadar güzel bir erkek" demiştim, "erkek demesen olmuyor mu, cinsiyetçilik bu" demişti bu örgütlerden birisi. o kadar radikal bir topluluk ki, sadece kendi içlerinde oluşturdukları bir alt kültür var ve kesinlikle yabancı içerik kabul etmiyorlar. üstelik olumlu olumsuz fark etmiyor, anında saldırı var.

topluluk içerisinde de çok fazla bireysellik var, profesyonelce paylaşımlar, organizasyonlar göremedim. sürekli ben biliyorum, burası daha güzel, bunu yapalım...

yani kendilerini diğer lgbtq bireylerden soğutacak kadar drama peşinde koşan bir kesim söz konusu iken, kendilerini sapık olarak gören bir kısma nasıl hitap edebilirler, biz de burdayız ve insanız, aslında sizden farkımız yok, bizi ayırmayın diyebilirler ki?

diplomatik değiller. sinirli ve hayalperestler.

haklar verilmez, alınır. ama savaşmanın da adabı var. özet bir şekilde bunun üzerine çalışılması gerekiyor.


alttaki yazar, en sevdiğin yıldız takımı nedir?

ayı kültürünün heteroseksist olması

bir sorunsal olarak incelenebilir.

ayı kültürü , ayıya benzemeyi yani bir başka deyişle maskülen olmayı gurur haline getiren bir oluşum.''kılı olmayan , kırıtan , çiçekli böcekli giyinen...'' bizden değildir , dahası ''sapına kadar erkeğiz'' anlayışı hakim kendini ayı diye nitelendiren ve bundan gurur duyan kitle de.

temek fikiri eşcinsellerin her yerde olması , herkes gibi olması dolayısıyla içerisinde maçosunu , femineni , kıllısı , kılsızını barındırması iseyken eşcinsel kültürünü ayı ve diğerleri olarak ayırmaya gitmiştir.bunun nedeni ise türk erkeğinin algısı elbette , kadını ve kadınlığı alçak gören dolayısıyla da toplumun erkek algısına benzemekle gurur duymakla açıklanabilir.gurur duyulan şeyin homoseksüel iken heteroseksüel özellikler taşımak olması ise aslında homoseksüel olmanın da aşağılanmasıdır.

tabi ki bu tüm kendini ayı olarak nitelendiren insanlara mal edilebilecek bir şey değildir , fakat genel anlayış bu şekilde.dolayısıyla ayı sözlük bünyesinde de feminenliğin aşağılandığına şahit etmişliğim vardır.

heteroseksüellerin , homoseksüel bireyleri aşağılamasından yakınıp ''ben ayıyım , feminenler düşünsün'' diyip bir de kendi yönelimine sahip bir insanı sindirmeye çalışması ise ikiyüzlülüktür.özellikle de bunu yaparken ben ayıyım , ben erkeğim demek çok acınasıdır.sonuç itibari ile sana yapılan şeyi başkasına yapıyorsun ve heteroseksist anlayışı yüceltmiş oluyorsun.

(bkz: gay değilim akfitim) (bkz: pasif değilim erkeğim)

hoş olmayan bir şeydir.

ayı kültürünün heteroseksist olması

bir sorunsal olarak incelenebilir.

ayı kültürü , ayıya benzemeyi yani bir başka deyişle maskülen olmayı gurur haline getiren bir oluşum.''kılı olmayan , kırıtan , çiçekli böcekli giyinen...'' bizden değildir , dahası ''sapına kadar erkeğiz'' anlayışı hakim kendini ayı diye nitelendiren ve bundan gurur duyan kitle de.

temek fikiri eşcinsellerin her yerde olması , herkes gibi olması dolayısıyla içerisinde maçosunu , femineni , kıllısı , kılsızını barındırması iseyken eşcinsel kültürünü ayı ve diğerleri olarak ayırmaya gitmiştir.bunun nedeni ise türk erkeğinin algısı elbette , kadını ve kadınlığı alçak gören dolayısıyla da toplumun erkek algısına benzemekle gurur duymakla açıklanabilir.gurur duyulan şeyin homoseksüel iken heteroseksüel özellikler taşımak olması ise aslında homoseksüel olmanın da aşağılanmasıdır.

tabi ki bu tüm kendini ayı olarak nitelendiren insanlara mal edilebilecek bir şey değildir , fakat genel anlayış bu şekilde.dolayısıyla ayı sözlük bünyesinde de feminenliğin aşağılandığına şahit etmişliğim vardır.

heteroseksüellerin , homoseksüel bireyleri aşağılamasından yakınıp ''ben ayıyım , feminenler düşünsün'' diyip bir de kendi yönelimine sahip bir insanı sindirmeye çalışması ise ikiyüzlülüktür.özellikle de bunu yaparken ben ayıyım , ben erkeğim demek çok acınasıdır.sonuç itibari ile sana yapılan şeyi başkasına yapıyorsun ve heteroseksist anlayışı yüceltmiş oluyorsun.

(bkz: gay değilim akfitim) (bkz: pasif değilim erkeğim)

hoş olmayan bir şeydir.

sapyoseksüel

insanların entelektüelitisinden hoşlanan insandır.sapyoseksüelite ise bir insanın entelektüelitesinden hoşlanma durumudur ve insandan insana oranı çeşitlilik gösterir.burda normal insandan farklı olarak zeki olmak bir + faktör değil , hoşlanmanın ve ilgi duymanın koşuludur.

sapyoseksüellik çok sık görülen bir yönelim değildir ve genelde cinsel ilişkiyi deneysel yaşarlar.burada zeki birinin zeki birini istemesi gibi doğal bir şeyden bahsedebiliriz aslında.maslow teorisine göre zaten bu insanlar üst basamaklardadırlar.

sapyoseksüellerin ve aseksüellerin ortak noktası ise insan bedenine ilgi duymuyor oluşlarıdır.fakat bir aseksüel için cinsel ilişki mide bulandırıcı olabilirken , bir sapyoseksüel için çekici biri bulduğu ile yaşanabilir ve zevk alınabilir bir şeydir.elbette birini çekici bulmaları o insanın zeka seviyesine bağlı , sapyoseksüeller için insan bedenine ilgi duymaz ne kadar doğru tartışılabilir ama bir homoseksüel erkek için karşısında ki insanın penisi ya da kıçı nasıl tahrik edici unsur oluyorsa bir sapyoseksüel için de güzel konuşan , kültürlü ve zeki bir insan da tahrih edicidir.

sapyoseksüeller için eq'su yüksek insanlar da diyebiliriz ayrıca.tabi ki sosyofobik de olabilirler burda insan gibi karmaşık bir yapıdan bahsediyoruz ama genel olarak sosyal zekası gelişmiş insanlar olurlar.sosyoloji , psijoloji ve felsefe gibi alanlarda kariyer yapan insanlar eq zekasını kullanan insanlardır bu arada.

ve burada ki ''zeki insan'' kavramı beyinsiz gibi çalışan insan değildir.(ki toplumumuzda fırlama olarak tabir edilen ve sahiden zeki olan insanların çalışmamaya daha yatkın olduğu da bilimsel bir tespittir)ne yaptığını bilen , çevresini ve insanları algılayıp bir şeyler katabilen insan olarak yorumlayabiliriz.fakat eq'su aşırı yüksek olan bir insanın ise toplumdan uzaklaşacağı da bir gerçektir.çünkü kendisine zarar verecek kadarını anlar ve insanlardan uzaklaşır.ben bu tarz bir insan olarak tezer özlüyü çok uygun görüyorum.kendisi benim en sevdiğim yazarlarımızdandır ve kısacası görüşü toplumun insanı insandan nasıl yabancılaştırdığı ve özgürlüğünü aldığı üzerinedir.kendisi döneminin en aydın insanlarındandır aynı zamanda.kendisi intihar etmiş ve kurtarıldığında ''ölmeme bile izin verilmedi'' şeklinde düşünmüştür.sonra da hastalıktan öldüğü söyleniyor , ne kadar doğru bilmiyor. (bkz: tezer özlü )

türkiye de sapyoseksüel bulma ihtimaliniz ise albino insan görme ihtimalinize yakındır.en fazla bir baltaya sap olamamış , nerde kop kop orada takılan ve en büyük işlevi ''koli kesmek'' olan insanlar görürsünüz.

yazar nicklerinin bir üst versiyonları

her yazar nicki için yoktur.*

erkek değilim insanım

eşcinsel değilim erkeğim'e en güzel cevaptır , zira tüm yönelimlerimizden ve zevklerimizden önce insanız.

tanrı müslüman mı

cevabi belli olan soru...

değilim.

müslüman eşcinsel

konuştuğum ve çok ciddi düşündüğüm bir beyefendinin benimle konuşmayı kesmesinin nedenidir.arkadaş dindar bir müslümandı , bende müslümanlığa göre seks yapamayacağını ve eşcinsel seksin haram olduğunu söyledim.ikisini aynı anda olamazsın dedim ve büyük ihtimalle bundan haraketle bozuldu ki benimle ilişkisini kesti.

halbuki söylediğim şeyin doğruluğunu o da biliyordu.çok üzüldüm ayı sözlük.gerçekten bu sefer oldu! demiştim ama yanılmışım.çok ayıp etti çok , halbuki ben düşüncelerine saygı duymaya ve onunla olan ilişkime inanç sokmamaya hazırdım.ki bunu normalde yapmam.

ama bazen olmuyor işte.

bu arada müslüman eşcinsel çok saçma bir olgudur , benim için mallıkla eş anlamlıdır.kimse de kusura bakmasın.kendinle çelişiyorsun bir defa.

edit:gerizekalı müslüman eşcinseller rahatsız.

selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması

neden bilmiyorum hiç şaşırtmayan.

selahattin demirtaş sütten çıkmış ak kaşık değil, kendisini azıcık bile samimi bulmam ancak sahiden orman da yaşıyor gibiyiz. gücü olan gücü yettiğine dilediğini yapıyor ve buna karşı çıkmak gibi bir şey söz konusu değil. hoş dediğim gibi şaşıramıyorum bile, heralde yıllar geçerken alışıp her şeyi bekler hale geliyorsun.

burada yanlış olan selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması değil, ki kendisinin gözaltına alınması çoktan olmalıydı. sadece bu adalet herkese uygulanmıyor, sorun burada. yargı tarafsız olsa her gün televizyondan izlediğimiz insanlar bir daha sokakta yürüyemezdi. ama işte...

kürtlerin yok sayılması sorunu

olmayan sorundur.

1- çok fazla insan tanımış (hem kürt , hem türk) biri olarak net olarak söyleyebilirim ki , halkların düşmanlığı medyanın bir uydurmasıdır.
2- evet kürt düşmanı olan türkler ve türk düşmanı olan kürtler var , fanatiklik boyutunda milliyetçiliğin bir tür ruh hastalığı olduğunu söyleyebiliriz.
3- türkler kürtleri tanımıyor ve genel de ''ben kürt'' sevmem diyen türklerin aslında tanıştığında bir fark olmadığını görmesi de mutluluk verici oluyor.hani bir klişedir ama gerçekten aynı toprakta yaşayan halklar olarak tabi ki de kardeş olacağız , tabi ki de benzeyeceğiz. tekrar söylüyorum , bu ayrımcılığı yapan şey devlettir.(bkz: bölücülük) (bkz: akp)
4- gerçekten kötü niyetli olan kürtler de var , bu tarz kesim ruh hastası olmayan kürtler tarafından da sevilmiyor.bahsettiğim kürtler sürekli ''biz devletin ikinci dili şu olsun , okullar da bize özel öğretmen gelsin , kendi mahallemiz olsun '' kısacası özerklik iddia eden ve dahası pozitif ayrımcılık görmediğinde ezildiğini ve görmezden gelindiğini iddia eden kesim oluyor.devlet bize bakmıyor , kürtlüğümüzü yaşayamıyoruz tarzı şeyler söylüyorlar.hak iddia etmekte sıkıntı yok diyebilirsiniz , evet yok.ama olay ben özgürüm kısmına gelindiğinde , türkler de ben özgürüm diyor.hatta bu kesim ''ben türküm'' demeyi ırkçılık olarak görüyor , ama kendisi ''ben kürtüm'' diyince hakkını savunmuş oluyor.yani ortada bir ikiyüzlülük var , sen empati yapılmadığını iddia edip kendin benzer bir sosyal ayrım yaratıyorsun. ki muhafazakar olmak için muhafaza edecek bir kültürün olması gerekiyor ve olayı kürt milliyetçiliğine getirdiğiniz de çok farklı bir kültürel birikim olmadığını görebilirsiniz.ki dahası , bu coğrafya da muhafaza edilecek inanılmaz bir kültür ya da sosyal birikim yok.burada da yine ülke politikasını neden olarak sürebiliriz.insanların bilerek aç bırakıldığı ve okumaktan alıkoyulduğu bir ülkedeyiz.hayatında uçak bileti alamayacak yaşlı kadınların , havaalanı yapıldı diye sevildiği bir ülkedeyiz.

bakın kötü niyetli insan her kesimde vardır , ama bunu o kesimin her üyesine yıkamazsınız.kürtse kürt , insan insandır diyebilmek gerekiyor.

ki artık öyle bir devir ki , gerçekten kimsenin umrunda değil bir başkasının etnik kökeni.büyük şehirlerde bu özellikle görülebilir(ankaradayım) , herkes iş , para , kariyer derdinde.kimse a sen doğulusun , sen bilmemnesin demiyor.seviye düştükçe muhabbet de değişiyor tabi ama o gelişmemiş ülkelerin kaderi.birisi daha hala ''dövlöt bize bağmiir '' dediğinde sinirleniyorum , elimde değil.devlet kimseye bakmıyor be efendi anlayamadın mı halk umrunda değil? diye cevap veresi geliyor insanın.

hala fakir edebiyatı yapıp , intikam arayışına giren parazit türü kürtleri de psikolojik destek almaya götürün.kürtleri yok sayan falan yok , varsa da benim gibi her azınlığa destek olmaya çalışan kardeşlerin hakkını yememek adına bunu genellemek doğru değil.

(bkz: empati)

anlam verilemeyen gay davranışları

gaylere özel sıradışı davranışlardır. bunlardan birisi büyük çoğunluğun aktif/pasif ayrımına gitmesidir.diyelim ki çok sevdin adamı ve ilişkinizin başlangıcında seksle ilgili minicik bir diyalog bile geçmedi.aktif/pasif yönelimini bilmiyorsun.ama pasif olmayı da sevmiyorsun. olaylar gelişti adam da pasif değil , çık işin içinden.aktif/pasif ayrımına obsesiflik derecesinde takmış olmalarıdır ve bunun aşk hayatını etkiliyor olmasıdır.seviyorsan her şeyi yaparsın gibi geliyor be.konuştuğum tiplerden biri bu yüzden konuşmayı kesmişti benimle.kurduğu cümle de:"aktif olmasaydın sana aşık olurdum." hayırlısı deyip geçiyorsun sonra da.

kıvırcık saçlı erkekler

eğer esmer tene sahiplerse mahallede maç yapılırken alex ismiyle çağrılırlar. *


kıvırcık saç modelinin doğru ismi afro'dur bu arada.kültürlü birinin yanında kıvırcık saça bonus derseniz o insan için direk loser olursunuz.

düzenleme: loser'lar rahatsız.
Henüz takip ettiği biri yok.