şeklinde başlayan muhteşem müzikli hüzün kovan kuşu şarkısında geçen ölüp ölüp dirilen ve dirilten murat yılmazyıldırıma ait sözdür.
şarkıyı konserlerinde orjinalinden bi 10 dk daha uzatıp tüm seyircisiyle beraber söylediğine birçok kez şahit olmuşluğum vardır.
33 yaşında kanserden hayatını kaybeden kazım koyuncunun babası olup oğlu gibi bugün kanserden vefat etmiştir. bir süredir hopa'da tedavi görüyormuş, yarın toprağa verilecekmiş...
baya baya dünya acılarla dolu
allah rahmet eylesin
uzay heparı sonsuza albümünden. sözler zeynep tunuslu, beste uzay kanat heparı.
anlatılamayacak kadar derin sözlerden oluşan şiir.
istersen uzanabilirsin gerçekten
ne fark eder ha bir anlık ha bir yaşamlık
çoktandır izlemek istediğim bir film var yanımda
yanında patlamış mısır da yeriz tuzlu tuzlu
hayattan konuşuruz, ordan burdan
belki bizim de ortak korkularımız vardır, sıradan belki ortak bir hayal bile kurarız, gerçekleşmeyen
günün birinde ıssız bir sahilde
ben hamakta uzanıp gökyüzüne bakarken
sen masmavi denizden yeni çıkmışken
tuzlu tuzlu tenine dokunurum sahiden
istersen uzanabilirsin gerçekten
uzunca bir süre aldığım tehditler sonucunda yazamamıştım. günlük niyetine kullandığım nickaltını sanırım şimdi kullanabilirim.
izmir'in en işlek yerlerindeki billboardlara ismini yazdırmış ününe ün katmış yazardır. ün demişken yanlış anlaşılmasın mesleki kimliğinden bahsediyorum, hobi niyetine yaptığı işlerden değil. 7 24 yazıyla yedi yirmidört çalıştığından telefonda dahi görüşmeye zaman ayırmaktan kaçınan haline tavrına duruşuna yaşam tarzına beslenmesine sporuna da oldukça dikkat etmeye başlamıştır. zor iş tabi bu ülkede hobi edinmek canım.
kendisinin başarılarını diliyor en kısa zamanda istanbul'a bekliyorum.
ciddi ciddi üzüldüm. eğer ki gerçekse video, birçok kişi trafından kurgulanmış olarak yorumlanmakta. ama gerçeği de yansıttığını da düşünmekteyim. hakkaten çevremdeki insanlar kaplumbağa alsalar ve gay dense o canlıyı almazlar diye düşündüm.
kime girip çıktığının hesabını en alakasız insanlar yaparken onca sorgulanması gereken şey de varken bunun derdine düşmeleri ne büyük bir samimiyetsizlik örneği.. kaplumbağanın cinsel hayatının herhangi bir insanı ilgilendirip ilgilendirmeğine değinmiyorum dahi..
cezaevinde adamın öldürülmesi konuşulması gereken konulardan biri.. güvende olması gerekmiyor muydu?
bence adalet fln yerini bulmadı. özgecan öldürüldüğünde kanunlarda yapılması gereken değişiklikler vardı hiçbir şey yapılmadı. haber medyada çok ses getirdi diye bu tip cinayetlerin farkına varıldı. oysa türkiye'de daha canice öldürülen insanlar var. hala hala sakalsız efendi takım elbisesiyle ellerini önünde boynu bükük bağlayan insanların cezasında indirim yapılıyor..
ki katilinin öldürülmesi hiçbir şekilde içimi soğutmadı. aksine ülkeden nefret etmek için 1 neden daha doğurdu.
çok anlam yükledik şu rakıya.. muhabbetine, anısına, kafasına, şarkısına her şeyden parça parça yapıştırdık.
geçen bir yerde okudum belki de üstüne yazılmış en derin sözdü: "istediğin kişiyi terket, istediğini sev. ama her rakı içtiğinde beni hatırlayacaksın."
hatun kişisi kendinden bu kadar eminmiş, allah kabul etsin.
edit: benim hatırladığımsa, ağzının kenarında kusmuklarıyla nişantaşının orta yerinde iki kolunu açıp düştü düşecek haliyle "seni seviyorum aşkım" diyen sevgilim.
edit 2: sek ve yanında çay içilmesi öneriir. ikisi de içimi kolaylaştırıyor.
uzun yolda baştan sona dinlenebilen adamı yerin dibine sokan nazan öncel albümüdür. albümde boş şarkı yok hepsi de birbirinden kıymetli ama "bir şarkı tut" fena koyuyor.
hem türk müziği, hem türk sineması için dönüm noktaları yaratmış, yeni başlangıçlara vesile olmuş türkiye'nin en önemli değerlerinden biridir. kızı müjde ar'ın annesini anlattığı ntv yapımı belgeseli mutlaka izlemelisiniz.
nevizadede bira içilebilir diye düşündük aslanım’ın üst katı, saat olarak da 19:00 şeklinde belirledik. daha şiddetli bir önerisi olan varsa belirleyebilir mekan ve saat önemli değil
bursalı bir grup sanırım en bilinen şarkısı kasvetli kutlama, şarkıyı dinlerken bana enjoy the silence’ı hatırlatıyor. buram buram kalite grup, gothic tarzları the cure tadında, gerçekten zamanın ötesinde şarkılar yapıyorlar.
son zamanlarda jakuzi ile beraber yükselişe geçen iki gruptan biri kanımca
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
gayet de güzel olmuş. arabada köşede sokak ortasında bir kadını para verip sikerken iyi, eylemde çıplak görmek kötü. hayırlı işler türkiye!
femen neden feministlerin marjinal insanların eşcinsellerin hoşuna gidiyor da türkiye vatandaşı insanların aynısını yapması hoşunuza kaçmıyor? neyini beğenmedin canım? gelinlik giymiş gay, maskülen kıyafetli lezbiyen, makyajlı insanlar güzel duruyor da çıplak olan hayat kadınları veya lezbiyen her ne ise bu mu çirkin durdu.
herşey el altından yürüsün gitsin nasılsa bilinmiyorum mantığı midemi bulandırdı nasıl bir ikiyüzlülükse bu.
farklı nokta atışları, net oluşu, çeşitli betimlemeleri ile hep dikkatimi çekmiştir.
hepsinin dışında on numara beş yıldız yüreği olan sevdiğim bir yazardır.
beynimde saatlerdir filler skşyor.. dün tam olarak 1 saatliğine derse ara vereyim taksimde arkadaşlarla kahve içeyim diye evden çıktım fakat eve dönüşüm bi hayli geç oldu sabah 6ydı yanlış hatırlamıyorsan... kahve diye çıkıp 1.5 litre rakı ne ara içildi nasıl o masaya oturdum hatırlamıyorum tek hatırladığım dansözün beceriksiz bel kıvırmasıydı.. masada ağır abiler vardı kalkamadım, yoksa o dansöze ağzının payını verirdim. verirdim inanıyorum kendime.
xalo ahretliğim de beylikdüzünde yeni saç tasarımları derdindeydi, mavi onda huymuş bilen bilir. ben bilmiyordum bunca yıldır öğrenmiş oldum.