izlemek isteyen sevgili yazarlarımız için üşenmedim hangi sırayla izlemeniz gerektiğinin bir listesini yaptım. çünkü bu sırayla izlemezseniz olaylar arasında kopukluklar yaşanabiliyor. birden bir aile üyesi çocuk falan doğurmuş ya da evlenmiş olabiliyor.
kuwtk 1 (ekim 2007- aralık 2007)
kuwtk 2 (mart 2008 - mayıs 2008)
kuwtk 3 (mart 2009 - mayıs 2009)
miami 1 (agustos 2009 - ekim 2009)
kuwtk 4 (kasım 2009 - şubat 2010)
miami 2 (haziran 2010 - agustos 2010)
kuwtk 5 (agustos 2010 - aralık 2010)
ny 1 (ocak 2011 - nisan 2011)
kh&lmr (nisan 2011 - mayıs 2011)
kuwtk 6 (haziran 2011 - aralık 2011)
ny 2 (kasım 2011 - ocak 2012)
kh&lmr 2 (şubat 2012 - mart 2012)
kuwtk 7 (mayıs 2012 - ekim 2012)
miami 3 (ocak 2013 - nisan 2013)
kuwtk 8 (haziran 2013 - aralık 2013)
kuwtk 9 (ocak 2014 - eylül 2014)
hamptons (kasım 2014 - ocak 2015)
kuwtk 10 (mart 2015 - ekim 2015)
kuwtk 11 (kasım 2015 - şubat 2016)
kuwtk 12 (mayıs 2016 - kasım 2016)
rob&chyna (eylül 2016 - aralık 2016)
kuwtk 13 (mart 2017 - haziran 2017)
kylie (agustos 2017 - eylül 2017)
kuwtk 14 (ekim 2017 - mart 2018)
kuwtk 15 (agustos 2017- ?)
bir dizi, film ya da yapımın içinden bir konunun seçilerek yeni yapımların ortaya çıkması olayıdır.
dünyada bir çok örneği vardır. ama ülkemizdeki en güzel örneği (bkz: kurtlar vadisi)'dir sanırım. kurtlar vadisi ırak, kurtlar vadisi pusu ve gibi bir çok alt yapım ortaya çıkmıştır.
şimdi izin verirseniz biraz beyninizi sikicem. okuyan olacak mı hiçbir fikrim yok ama yazmak için uzun zamandır bekliyorum.
dünyanın en iyi fırsata çevrilmiş hadisesi olan kim kardashian pornosu ile başlamak istiyorum. başımıza gelse sokağa çıkamayacağımız bu olay sadece kim kardashian'ı değil tüm ailesini hatta yedi sülalesini kurtaran olaylar zincirinin başlangıcıdır. tabiki de çok akıllı bir kris jenner var olayın ardında.
kris olmasa hepsi hala celebritylerin sifonlarını çekiyor olurlardı. ancak kim'i zamanında köle gibi yanında dolaştıran paris hilton'u bile şuan donlarında sallıyorlar. neyse olaya gelirsek dünyanın en iyi pazarlamacısı kris jenner önderliğinde hayata geçen reality showdur.
daha öncelerinde reality show yok muydu? elbette ki vardı. peki neden "kuwtk" bu kadar tuttu? tamamen pazarlama harikası. bence showun içinde çok fazla karakter olması ve olayları, dramaları bu karakterler arasında yaymaları çok öenmli bir etken. kim sıkmaya mı başladı atla kourtney'e bir drama yarat. bir anda showun havası değişsin.
15 sezondur devam eden ve bir sürü spin-offu olan show bu denli başarılı olmasa bu kadar süre devam edemezdi. amerikalılar "hımm kardashianlar mı eeiğğk" dese bile hayatlarının içinde sürekli var olan bir reality. aynı bizim sürekli değişik versiyonlarla karşımıza çıkan seda sayan gibi.
karakterler hakkındaki görüşleriniz izledikçe değişiklik gösteriyor. çünkü ailenin hiçbir üyesi stabil değil. dönem dönem çok sevdiğiniz biri bir sonraki sezonda sizi gıcık edip sinir krizlerine sokabiliyor. ama kim kardashian her zaman favorim tabiki*
internette bütün sezonları ve spin-offları torrente bulabilirsiniz ancak altyazı alternatifin yok.
ayrıntılı analizlerimi bir sonraki entrylerde paylaşacağım. sevgiler pierrot.
bana göre eurovision tarihindeki en efor gerektiren ve mükemmel görsel şovunu yapmış kadındır. sahnenin her köşesini kullanmış, bateri çalmış, taklalar atmıştır.
yunanistan, ukrayna, kıbrıs gibi ülkelerin hiç şaşmadan çok başarılı şarkılar çıkardığı yarışma. sırf bu yüzden ukrayna ve yunan popunu takip eder oldum. yunan müziği yine kemençemsi udumsu o müzik aletleri vs bizi bir yerden yakalıyor da bu ukraynalılara ne oluyor anlamıyorum.
çok eğlenerek ve severek izlediğim bir disney channel yapımı çizgi dizidir. mükemmel mucitler olan phineas ve ferb kardeşlerin maceralarını ve aslında çizgi film içinde iç içe geçmiş bir çizgi film olarak ornitorenk perry'nin ajanlık maceralarını izlediğimiz beni çok eğlendiren çizgi film.
ayrıca hikayesinin gerçek olduğuna dair dedikodular var. dedikoduya göre dizide kardeşlerin ablasını canlandıran "candace" aslında gerçek hayatta şizofreni hastası bir genç kızdır. ve öldükten sonra ailesi onun anısına bu çizgi filmin yapımına katkıda bulunmuşlardır. zira çizgi dizide de candace sürekli kardeşlerinin yaptığı çılgın icatları ve deneyleri annesine yetiştirmeye çalışsa da hiçbir zaman zamanında annesine gösterememiş ve her bölümün sonunda kafayı yemiştir.
(bkz:phineas and ferb) isimli disney channel dizisindeki kurgusal karakter. sahipleri phineas ve ferb kardeşlerin haberi olmadan aslında gizli ajanlık yapan bir ornitorenktir kendisi.
gerçekten çok zor olan seçimdir. çok klişe gelebilir ama ben ciddi anlamda bir little monsterım ve bu konuda çok ciddi analizler yapabilirim. sevdiceğimle bile kavga etmişliğimiz var lady gaga'yı savunucam diye. başka sanatçılar için çok basit olan soru konu gaga olunca bir o kadar zorlaşıyor.
neyse sonuç olarak pat diye karar veremem. o yüzden önce albüm bazında değerlendirip şarkıları 5'e düşürmem lazım. kişisel favorilerim;
(bkz: the fame): just dance benim için kesinlikle bu şarkı çok farklıdır. kendimi çok fazla kaybetmişliğim yerden yere atmışlığım vardır. lady gaga'nın o toy hali ve içindeki heyecanını çok güzel yansıttığı albümün çıkış parçası kesinlikle çok başarılı.
(bkz: the fame monster): bad romance albüm bir sürü güzel şarkıyla dolu ama elbette ki bad romance burun farkıyla hepsini geçiyor. artık pop dünyası tamamen değişmiş yeni bir döneme girmiştir bu şarkıyla. dansını bile ezbere bildiğimiz bu şarkı ikinci koltuğu kapıyor.
(bkz: born this way): marry the night en çok zorlandığım albüm bu albüm oldu. çok fazla beğenilmese de benim için bana en çok hitap eden ve karanlık yanını çok sevdiğim albümdür. ayrıca içimdeki hesaplaşmalarım ve savaşlarımın devam ettiği sırada bu albüm beni çok kez derinden etkilemiştir. özellikle de marry the night. böyle kabuğunuzu kırıp dışarıya taştığınızı hissettiren ender şarkılardan. ama kesinlikle albüm çok çok başarılı şarkılarla dolu.
(bkz: artpop): g.u.y. insanların gaga'nın flopladığını düşündüğü albüm. ancak uzun süre sonra applause ile yaptığı dönüş çok beğenilmemişti. bana göre albümdeki en "gaga" şarkı budur. bize gerçekten eski gaga'yı hissettiren ve underrated kalmış mükemmel bir şarkı.
(bkz: joanne): million reasons tarz değişikliğine giden yeni gagayı sevmiştik. ama bizim için gaga hep o marjinal ve çılgın halleriyle kafamızda olacak. bence gerçekten değerlendirilmesi gereken çok başarılı ve uğraşılmış bir albüm olan joanne'de en güzel şarkıdır. benim için çok önemli olan bir diğer şarkı ise john wayne. ama million reasons kesinlikle albümün en iyisi.
şimdi bu beş şarkı içinden birini seçmek zorunda kalırsam eğer ne olur? 5 taneye düşürmek bile çok zorken bunlardan bir tanesini seçmek... ama sanırım benim seçimim şöyle olacak.
korkunc bir durumdur. soğuk havalarda içi hamam gibi kaynayan toplu taşıma araçlarına bindiğinizde gerçekleşen durumdur. saniyeler içinde her şey bulanıklaşır. gözlüğü çıkartırsınız etraf yine bulanık.
gözlüğü silmek işe yaramaz. çünkü gözlük camları içerinin ısısına adapte olana kadar buğulanma devam edecektir. bu olay yüzünden akbil basamadığımı bilirim.
90 nesli olarak ilk oral denemelerimizi yaptığımız renkli buz. cok fazla emince içindeki renkli sıvı biter geriye sadece beyaz buz kalırdı. nasıl bir vakumlama yeteneği ise asjjffk
çok iyi yapmış çocuktur. milletin gözü döndü artık. ezen daha çok eziyor. ezilen daha çok eziliyor. kimsenin kimseye acıması kalmadı. yüzlerce insan işten çıkarıldı. hala çok iyiyz çok güzeliz. inşallah serbest bırakılır.
bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.
ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.
yalnız isek kendimiz seçmişizdir. yalnız olmamız ve kendi yolumuzu yürümemiz, yolun sonunda da kendimizi tamamlamamız gerektiği için yalnızız. su akar yolunu bulur. tek başına tamamlanamayan diğer yarısını tamamlayacak olanları bulur.
vücut tarafından yoğun strese karşı verilen bir savaş olan bu sendrom, kalp krizine benzer bulgulara sahiptir. 1990 yılında japon hiraru sato tarafından keşfedilmiştir. tıptaki diğer adı (bkz:apikal balon sendromu) dur.
kişinin sürekli olarak kendini bitkin ve mutsuz hissetmesi, dinlenmekle bile kendini iyi hissedememesi gibi sorunlarla ortaya çıkan bir durumdur. (bkz: bağışıklık sistemi) önemlidir.
sözlükteki naftalin beyinli yazarlarımızın artık yazmamaları gerekiyor. sözlüğün eski zamanların beri yazan bu yapışkan insanlar bir sülük gibi sözlüğün kanını emiyor. yeni olan her yazara düşmanlık besleyip sözlükte gergin bir hava yaratıyorlar.
lütfen bi salın artık. gençlerin önünü açın. sizin vaktiniz geçti.
akıllara özlem tekin ablamızın "aşk her şeyi affeder mi?" şarkısını getiren başlık olmuştur. aldatmanın altında yatan sebepler de gözden geçirilmeli misal bağlanmaktan kaçmak gibi skdkdh. neyse şarkı sözümüzü iliştirelim.
çok üzgünüm istemeden
seni dün gece aldattım
kim olduğu mühim değil
sana bağlanmaktan kaçtım
çok üzgünüm istemeden
bir bakışa aldandım
inan bana bütün sabah
pişmanlıktan ağladım
aşk herşeyi affeder mi
dersin zamanla geçer mi
güzel günlerin hatrına
aşk herseyi affeder mi.
ilk olarak boşluk bırakmadan, gözü yoran uzun destanlar yazarsanız kimsenin okuyası gelmez zaten. bunun kitap okumakla alakası yok bence.
herkesin kitap okuma şekli farklı olabilir. evet bir kitabı eline alıp sayfaları çevirerek okuması hoş bir duygu ancak artık teknolojinin pik yaptıgı bir çağdayız. kindle veya tablet gibi cihazlarda milyonlarca e-booka ulaşılabiliyor.
son zamanlarda çıkan "dostoyevski okumayan insanla konuşmak" yok "hegel'i bilmeyen insanla sevgili olmak" gibi türeyen başlıklardan gına geldi. belki o adam senin hakkında bir kelime edemeyeceğin bir konu üzerinde master yapacak kadar bilgili. belki her gün atom fiziğiyle ilgili makaleler okuyor.
kendi standartlarına uymayan insanlara "cahil" demek de yeni moda oldu sanırım. genelleme yapıp insanları bu genelleme havuzunda yargılamadan önce çok kitap okuyarak geliştirdiğiniz beyninizi kullanıp bir düşünün bence.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
gecenin olayı kesinlikle madonna'nın sahne alması vs değildi. izlanda'lı anti-kapitalist, distopik-tekno, bdsm grubu hatari'nin televote oylarını aldıktan sonra filistin atkıları açmalarıydı. ekrandan o kadar hızlı gitti ki görüntüleri ne olduğunu şaşırdık. kesinlikle gecenin önüne geçen bir olaydı.
onun dışında yarışmaya gelirsek italya'ya baya üzüldüm. ama işte anadilde katılan şarkılarda hep böyle oluyor. ki italyanca olmasına rağmen akılda kalan bir nakaratı ve alkışlı ritmi vardı. mahmood kalp kalp
gelelim isviçre'ye. aslında birincilik beklemedim ama çok keyifliydi şarkı. bence hak ettiği sırayı kazandı. ne fazlası ne azı. ayrıca luca hanni oldukça sempatik ve tatlı bir adamdı.
bir diğer güzel adam da azerbaycan'ı temsil eden chingiz. şarkı kesinlikle çok iyiydi. ayrıca robotik kollarla yapılan showa bayıldım. şarkısı da sesi de çok güzeldi. dinlerken seneye azerbaycan'da mı yoksa demedim değil. ama yine hak ettiği puanı alamayan bir şarkı oldu.
bana göre en en güzel şarkıya sahip olan ülke kıbrıs'tı. geçen sene eleni foureira ile 2. olan kıbrıs bu sene çok benzer bir şarkıyla katılmıştı. geçen sene de favorim kıbrıs'tı bu sene de öyle oldu. aslında tam kıbrıs da denemez çünkü hepsi yunan şarkıcı ama yine de en başarılı şarkılar hep onlardan çıkıyor. bu şarkı sanki şey gibydi kanka ödevini alabilir miyim? al ama biraz değiştir belli olmasın
genel olarak organizasyon çok başarılıydı. çok güzel ev sahipliği yaptılar bence. şarkılardan önce şarkıcıların da dahil olduğu küçük tanıtım videoları çok güzeldi. şarkılardan çok "acaba ne çıkacak sırada?" diye merakla onları bekledim. birinci olan hollanda'nın şarkısına vasat diyebiliriz. ama belki dinledikçe güzelleşir bilemiyorum.
yazmaya değer görmediğim ama yine de beğendiğim ülkeler ise; malta, rusya, estonya, belarus,fransa, ispanya.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
yalnız yaşayan herhangi bir insanla bir gayin hiçbir farkı yoktur. o yüzden yalnız yaşayan gay başlığını protesto ederek buraya yazıyorum.
şuan ki şartlarımla yapamadığım ama bir gün yapacağıma inandığım eylem. kendi başına yaşamak. sadece sana ait bir yer. çok güzel olsa gerek. yalnızlık çoğu zaman sevdiğim bir şey değil ama bir evi paylaşması da çoğu zaman zor.
kendi evimin içinde kendi mutluluklarımı yaratacağım günler umarım bir an önce gelir. şuraya yalnız yaşamakla ilgili şu güzel illüstrasyonları bırakıyorum
bomboş kıro bir adam. bir içerik de üretebildiği yok. iki gözü renkli diye ergenleri düşürüyor işte. "yeteneksizlik is the new trend" akımının öncüsü olabilir bu şahıs o derece boş.
allah kimseyi aç gezerken, evine et süt alamazken suriyelileri savunacak kadar rezil bir konuma düşürmesin. yazık.
edit: hiç bir zaman giremeyeceğimiz ab'ye yaranmak için suriyelileri kendi ülkemizde tutmak da ayrı bir rezillik. "omo poroyo ab veroyo" amk babasının hayrına vermiyor heralde. suriyelilerin pislikleri kendilerine bulaşmasın diye veriyor.
edit 2: bazı yazarlarımızın (bkz: pollyannacılık) oynamayı çok sevdiğini gösteren başlık.