tanri

Durum: 348 - 0 - 0 - 0 - 04.11.2024 15:16

Puan: 5312 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Entry'lerimi eksileyenler için cehennemde özel yer yaptım!
  • /
  • 18

bu göbeği at artık

yay burcu

fuck buddy olmak için doğmuş insan. *
ya da gezmelik arkadaş olabilir.

pucca

internete girerim herhalde internet cepten olan

o kızı (kızın adı ceren bu arada ) görünce ilk akla gelen şey ''yine bu kızı nerden buldular acaba?'' , sanırım sürekli sokak sokak kamera arıyor kız.

ayı sözlük yazarlarının yeni yıla girme planları

son iki üç günde plan yaparım hep o yüzden şuan bir şey yok.ama anahtar kelimeler bellidir: alkol , müzik , anılar ve dilekler. *

sana pasifim

senin adına sevindim denilmesi gereken kişi söylemi.

lgbt üyeleri ile sıradışı röportaj

gezi parkı olaylarının ardından birçok eylem ile seslerini duyurmaya çalışan lgbt bireylerinin antalya’da ki, oluşumu hakkında sıradışı bir röportaj yaptık. eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayan lgbt antalya temsilcisi uğur kurt ve arkadaşı erhan şimşek, ailelerin bu süreçte çok önemli olduğunu ifade etti.

bu durumu hastalık olarak gören büyük bir kesim var, lgbt bireylerinin durumunu nasıl açıklıyorsunuz?

uğur kurt: genelde bu durum şöyle tarif edilir, ya hastalıklısındır ya da tercih edersin. bu böyle bir durum değil. ne tercih ediyoruz ne de hastalık. doğuştan, kendi cinsimize yönelik ya da bedenimizi farlı bir cinse ait hissedebiliyoruz. ya da kendi cinsimize aşık olabiliyoruz, sevebiliyoruz. sorunuza döneceksek olursak bu bir seçim değil, bilimsel olarak açıklamaları var. seçim değil, hastalık. kişinin ana rahmine düşmesinden itibaren, kendi cinsine yönelmesi olarak adlandırabiliriz.

erhan şimşek: bu doğumdan itibaren var olan bir gerçeklik. hastalık olmadığı tüm dünyada kabul görüyor, bir tek bizimki gibi ülkelerde hastalık, saplantı diye tarif ediliyor. sonradan tercih edilebilen bir durum değil.

ilk kez kaç yaşında hissediliyor?

uğur kurt: kişiden kişiye değişiyor, kişinin kendini kabullenme süreci de değişebiliyor. genelde ergenlik döneminde keşfediliyor.

örnek vermek gerekirse, belli bir yaşa kadar erkeklerle flört eden bir kadının sonradan bedenini erkek bedenine dönüştürüp kendi cinsine yönelmesi mümkün mü, bu durum nasıl gelişiyor?

uğur kurt: bu şu şekilde, toplumun ve devletin dayattığı heteroseksist düşünce, yaşayış biçiminin etkisiyle, kadın kendi cinsine yöneldiğini, bedenini fark edemiyor. sonradan duygularını bastıra bastıra patlayıp açılabiliyor.

erhan şimşek: çocukluktan itibaren aileler çocuklarını şöyle yetiştirir.eğer kız çocuksan, bebekle oynayacaksın, erkek çocuksan arabayla oynayacaksın şeklinde yansır. ergenlik dönemine geldiğinde ancak kendini fark edebiliyor. o yüzden sonradan bir kabullenme sürecinin sonunda, ancak fark edebiliyor kendini. kız arkadaşı olabiliyor, erkek arkadaşı olabiliyor ama bu tamamen, toplumun baskısıyla oluşabilen bir şey. sonradan açığa çıkması ise, kendisini anladığı zaman ortaya çıkıyor.

bu durumla alakalı bazı testler yapılıyor, hormon testleri gerçeği yansıtıyor mu?

uğur kurt: hormonlarla hiçbir alakası yok. gay bir arkadaşım var benim, erkeklik hormonu hetero diye tabir ettiğimiz erkeklerden çok daha güçlü.

erhan şimşek: hormonal olmadığı kesinlikle kanıtlanmış bir durum ve bizimde elimizde kanıtları var. hormon testi yaptırsanız bile bir şey ifade etmiyor.

ailelere açıklanması, ailelere ifade edilmesi durumu nasıl gelişiyor?

uğur kurt: aileden aileye değişmesi ile birlikte, homofobik, transfobik söylemler. 'evden dışarıya çıkartmamalar, özgürlüklerinin elinden alınması’ bu şekilde gelişiyor normalde. aileler kabul etmek istemiyor, benim çocuğum deseler bile kabul etmek istemiyorlar. toplumun dayattığı heteroseksist yapıdan dolayı kabul etmek istemiyorlar. çoğu zaman kötü sonuçlar da çıkabiliyor.

erhan şimşek: türkiye gibi ülkelerde, toplum yapısına baktığınız zaman daha muhafazakar, tutucu bir yapısı var. o yüzden ailelerin genelde karşılayış şekli tepkisel. bunun bir süreç olduğunu düşünüyorum ben aynı zamanda, bireyin kendisini kabullenmesi zaman alıyor. ailelerinde kabullenme süreci var. aileden aileye değişebiliyor, kimisi katledebiliyor, kimisi biraz üzüntü yaşayarak bunu kabullenme sürecine girebiliyorlar. türkiye biraz sıkıntılı.

lgbti örgütlerinin ön planda olmaya başlaması, devlet politikasında bir ilerleme sağladı mı?

erhan şimşek: aslında şöyle bir şey var, devlet politikasından dolayı ön plana çıktı. devlet politikası daha sertleşince, muhafazakarlaşma artınca, toplumda bir yerden sonra patlama, yeterli sebep oluyor. bu da zaten eylemleri gerektiriyor. daha görünür olmayı gerektiriyor, başka yolu yok. herhangi bir kanun ya da yasa taslağı yok. nefret suçları ile ilgili bir kanun hazırlanıyor, bu kanuna bizler dahil edilmiyoruz.

devlet politikasında ne tür baskılar olduğunu düşünüyorsunuz?

uğur kurt: kimlikler cinsiyet eğilimi ve cinsiyet kimliği eklenmiyor. lgbti bireylerini katleden kişilere tahrik etti diye indirim almalarını sağlayan bir yasamız var. bu şekilde korunma altına alınmadığımız içinde, sokakta insanlar, gayleri, lezbiyenleri, biseksüelleri, transları katledebiliyor, öldürebiliyor. devlet politikaları bilinçli yönde olmadığı için, ailelerde bilinçlenemiyor. sonuç olarak, kimsede oturup, eşcinselleri transları araştırmıyor. bilmedikleri için de sürekli cinayet işleniyor. devlet, heterolar gibi bizim de normal bireyler olduğumuzu anlasa, dersler de anlatılsa, seminerler düzenlense çok iyi olur. ders kitaplarında bile heteroseksist bir düşünce empoze edilir bir hal var.

lgbti bireylere tepkili yaklaşımda trans bireylerin etkisi var mı?

erhan şimşek: ben size şöyle açıklayayım, bu örgütün açıklamasını kimse doğru düzgün bilmiyor zaten. kim nedir, kim nasıl adlandırılıyor bilmiyor. genel olarak ilk akla gelen bireyler, trans bireyler. onların durumu çok farklı, olumsuz gibi gözüküyor aslında ama onların yapabilecekleri farklı hiçbir iş yok. devletin onlara sunduğu hiçbir olanak yok, hiçbir imkan yok. yurtdışındaki gelişmiş ülkelere baktığımız zaman, onlar için yasalar ve çalışabilecekleri bir alan var. türkiye gibi bir yerde herhangi bir transa bile iş yok. onlara tek bir iş kalıyor, o da seks işçiliği. onlara siz uygun koşullar sağlamazsanız, onlarda istedikleri yerde herhangi bir yerde yapmak durumunda kalıyorlar. toplumun bu yüzden onlara karşı negatif bir tepkisi var.

iş bulma konusunda yaşadığınız zorluklar neler?

trans olduğu için trt’den atıldı

uğur kurt: bu daha çok görünür olmayı seçenlere özgün bir şey. örnek vermek gerekirse, trans geçişte olan bir arkadaşımız istanbul’da trt’nin müzik korosunda, tenör sese sahip. 3 gün önce korodan atıldı, trans birey olmaya başladığı için. korodan çıkaracaklarını söylediler, homofobik, transfobik söylemlere maruz kaldı. orada bile böyle bir durum varken; özel iş yerlerinde ki, durumu düşünüyorum.

erhan şimşek: gay ya da trans bir birey olduğunuzu söylediğiniz zaman yüzde 50 kaybediyorsunuz. o yüzden iş bulma imkanınız yok ya da kamufle etmek zorundasınız. iş bulma konusunda kendinizi ortaya koymuyorsanız sıkıntı yok. ufacık bir görünürlük bile iş kaybetmenize sebep.

devletten beklentiniz nedir?

uğur kurt: kesinlikle anayasa’ya cinsel yönelim ve cinsel kimlik ibaresinin eklenmesini istiyoruz. devlet kurumlarında bütün lgbti bireylerin çalışabilmesini istiyoruz. bugün yine futbol federasyonları hakemlerinden biri gay olduğu için işten çıkarıldı. bunların yaşanmamasını istiyoruz. bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar istiyoruz.

erhan şimşek: lgbti örgütlerini kapsayan bir yasa yok, bunun çıkarılmasını istiyoruz. nefret suçları yasasının içine biz bir şekilde dahil edilmeliyiz. teklifler var ama bu teklifler sürekli reddediliyor. hapishanelerde yatmakta olan lgbt bireyler var. kadın sığınma evlerinde lgbt bireyler var, bunların sorunları havada. çok vahim durumdalar. hapislerdekiler daha vahim durumda. trans kadın olmasına rağmen, erkek koğuşa alınanlar var. o kadar problem var ki, bunların hepsi için bir yasa gerekiyor. ve bu çok fazla sayıda, bireylerin haklarının devlet tarafından korunması gerekir.

lgbt bireylerinin bu yoldaki sürecini anlatır mısınız?

erhan şimşek: içinde bulunduğunuz ailenin bu süreci anlaması, aileniz bu olaylara sıcak bakan bir aile değilse, tamamen içe kapanıyorsunuz ve bunalıma giriyorsunuz. aileniz anlarsa ve bu sefer toplum baskısı var. yapı olarak da kadın görünümüne sahipseniz o zaman durum daha da vahim. toplum tarafından dışlanmaya başlıyorsunuz, bu sefer psikolojiniz daha da bozuluyor. ailelere çok iş düşüyor. eğitimden başka yolu yok. televizyondaki programlardan belediyelere kadar herkese iş düşüyor, eğitim konusunda. aileye açıklanma süreci hemen olmamalı.

röportaj: begüm aksoy

kaynak http://www.akdenizhaberci.com/

dizimag

bildiğim en kapsamlı dizi sitesiydi.

bu kadar kapsamlı olan başka bir site biliyorsanız özel mesajla ulaşınız.site ingilizce ya da almanca olabilir .

growlr

son derece işlevsel mekanizmaya sahip uygulama.

etrafta gösterdiği tipler beyaz atletli android telefonlu dayılar olmasaydı keşke.bir de aynanın önünde fotoğraf çekinmiyorlar mı , öldürüyor...

depresif queer

hoşgelmiştir.neden depresif olduğunu merak etmekteyim.*

lezbiyen ilişkilerde partnerine karıcım diyen kadın

ya ne diyecekti hayır yani kocacım mı desin?

ek not: bu tarz hitap biçimleri aşırı mide bulandırıcı ve yapmacık geliyor.

iran'da evlatlıkla evliliğin yasallaşması

şaşırtmayan olay.
idolleri olan muhammed bundan yüzyıllar önce yapmıştı zaten bunu.

ayı sözlük yazarlarının gün ışığına çıkmayı bekleyen fantezileri

ayı sözlük fuck buddy aranıyor ilanları

nekrofili bir homoseksüel erkek arıyorum.ölmek üzere olan birini tanıyorsa daha iyi olur.

edit:hani yönelimlere saygı?

erkeklerin işedikten sonra ellerini yıkamamaları

bu kadar abartılmasına şaşırdığım olay.

eğer sıkıntı idrarın ele bulaşmasıysa , idrar kişide eğer enfeksiyon yoksa sterildir.içerisinde yoğun miktar da organik atık olduğu için koku yapar ama bu pis olduğundan kaynaklanmaz.

eğer sıkıntı adamın çükünü ellemesiyse ne diyeceğimi bilemiyorum , nasıl bir kafa bu.
hani insanlar da cinsel organlar diye ''am , çük tü pis kaka'' algısı var ama kişi zaten çöplük değilse hastalık falan kapmaz çüküne değince.(hani bi de ağzına falan alıyorsun , o ne olacak?)

rte'nin tükenmişlik sendromuna girmesi

eythymos

planetromeo da gördüğümü tahmin ettiğim yazar. *

chp'den lgbt açılımı

''oy istiyorum'' mesajı yayan açılım.
eğer kılıçdaroğlu samimiyse bu türkiye için büyük bir adım olabilir.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/251691...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

gay mısın sorusunu hakaret sayıp dava açmak

  • /
  • 18

iki eksi yeyince zırıl zırıl ağlayan yazar

bu sözlükte çok var. kendimden örnek vermek gerekirse, ben eksi yeyince entryi silip tekrar yazıyorum. kısacası çocuklaşmayınız.

bear nation

bu kadar izlenilesi oldugunu bilmediğim ayı kültürü üzerine belgesel. vakti zamanında nasıl ve nerden edindiğimi bilmedigim bir versiyonunu partlar halinde şuan internet deryasına göndermekteyim. 7 part şeklinde olan belgeseli biraz reklam payı ile icimdekiayi.com şifresiyle açabilirsiniz.

indiren arkadaşlar farklı paylaşım platformlarına sunarlarsa sonradan arayanlar için kolaylık olacaktır. dosyaları pek uzun zaman tutabilecegimi sanmıyorum açıkcası.

şifreli bir şekilde paylaşıma sunulması tercih sebebidir

intihar etmek

yapılan deneylere göre ailesinde intihar ederek ölmüş birileri bulunan insanların diğerlerine göre daha çok meyilli oldukları durum. hem amcam hem dayım iki sene arayla intihar ederek öldükleri için benim için duble genetik ve meyyal olunması kaçınılmaz davranıştır.

üstteki yazar

berber dayaması

her ne kadar yakışıklı seksi olsa da(ki türkiyedeyiz namümkün) itici bir şeydir.

heteroseksüelliğin sübvansiyonu

geçenlerde aklıma bir soru takıldı; “heteroseksüeller neden eşcinseller kadar başarılı değil?”. günümüzde dünya nüfusunun %3 ile %10 arasındaki bir kesiminin eşcinsel olduğu düşünülmekte. buna rağmen tarihteki başarılı simalara baktığımızda çoğunun lgbt+ topluluğu ile bir bağının olduğunu görüyoruz. bu örneğin bir aynısı da, tıpkı eşcinseller gibi tarihin her döneminde ezilmiş olan yahudilerde de görülmekte. otuz milyonluk nüfuslarına rağmen bilim ve teknolojide, medyada, bankacılıkta vesaire dünyanın geri kalanından çok ve çok üstünler.

ben buna “çoğunluğun sübvansiyonu” diyorum. sübvansiyon, kelime anlamı olarak devletin / kişilerin bir işi / kişiyi desteklemesidir. örneğin devletin batmakta olan bir çiftçinin mallarını alarak çiftçiyi batmaktan kurtarması bir sübvansiyondur. benim kastettiğim sübvansiyon böyle bir sübvansiyon değil, daha çok toplumsal bir “akrancılık”. yani çoğunluğu oluşturan topluluğun birbirini destekleyen bir yapı oluşturması ve bu yapının herkesi standart ve eşit bir şekilde tutmasıdır. [bu eşitlik, kendilerine eşitliktir]

norveç ve isveç gibi ülkelerde doktorluk gibi zor ve yıpratıcı işler pek rağbet görmez. neden? çünkü insanlar standart bir işte çalıştıklarında bile düzgün bir hayatlarının olacağını bilmektedirler. kaç kişi fazladan bin, iki bin kron için altı yıl boyunca saçlarının beyazlamasını ister ki? işte heteronormativitenin heteroseksüel toplumda yarattığı etki budur.

seks hakkının ilk sahibi, güçlü olandı. vahşi doğada seks, ancak güçlünün sahip olabildiği bir şeydir, belgesel izliyorsanız iki maymunun bunun üzerine sıklıkla dövüştüğünü görebilirsiniz. sapiens bu noktayı geçmiş olabilir, ancak bir zamanlar o da sadece en güçlünün genlerini yeni nesile aktarabildiği bir düzen içerisinde yaşıyordu. peki ne değişti?

kadının “evcilleştirilmesindrn” sonraki yüzyıllar boyunca erkekler “seks hakkı” için savaşmak zorunda kalmadı. toplum, yasa ve en önemlisi din; kadının görünmez bir kafese konulmasının en önemli aktörleriydi. bu esnada seks hakkı yasal olarak en güçlünün elindeydi. derebeyler istedikleri serf kadını ile beraber olabiliyor, yeni evlenen kadınlar üzerinde “ilk gece hakkı” sahibi oluyorlardı. işte bu dönemde hetereseksüelliğin sübvansiyonu denilen bir şey ortaya çıktı.

eski zamanlarda bir kadın düşünün. iki talibi olsun; fiziksel olarak güçsüz bir erkek ve güçlü bir erkek. kadının seçeceği erkek güçlü olan olacaktır zira güçlü erkek bebeğe bakabilir, genleri iyidir, avlanabilir vesaire. ancak orta çağlarda çıkan bu sübvansiyon normalde gen havuzundan elenmesi gereken erkeklerinde seks hakkına ulaşabilmesini sağladı. ilk ortaya çıktığında [ve hala günümüzde böyle işleyen kabilemsiler var] kızıma karşılık üç inek tarzı bir tarz belirlemişlerdi. böyle olmasa bile kızlarının fakirlik çekmemesi için zengin erkekler ile evlendirmek yaygındı. bu zamandan bir erkeğin kendine bakmasının, güçlü olmasının, yakışıklı olmasının, uzun olmasının vesairenin önemi yoktu. seks hakkı tıpkı bir pazardan bir armut alır gibi satın alınabiliyordu çünkü.

[seks hakkının satımı olan fahişelil bu dönemde dini nedenlerden dolayısıyla tabulaştırılmıştı. zira dinlerin yayılması “sağlıklı ailelere” ve onların yetiştireceği “endoktrine edilmiş öhöm dindar çocuklara” bağlıydı]

çok değil 20 yıl öncesine kadar görücü usulu oldukça yaygındı, eskisi kadar olmasa da hala yaygın. görücü usulü evlilik nedir? ne kadar vasat olursa olsun her hetero erkeğin bir kadınla evlendirilmesidir. yani hetero erkek için belli bir yaşa ulaşmış olmak bile seks hakkına sahip olmak için yeterliydi. bu dönemde kızını “verenler” damadı yolmak için yepyeni adetler bulmuşlardı. kapının açılmaması, makasın kesmemesi, yüzgörümlük vesaire.

günümüzde de bu sübvansiyon daha ehil şekilde devam etmektedir. kadının özgürleşmesi ile birlikte kadının üzerindeki baba [patriarşi] etkisi ortadan kalktı, bunun yerini ise toplum etkisi aldı. günümüzde belli bir yaşa geldikten sonra evlenmemiş olan kadına “kesin bir sıkıntısı var” etiketinin yapıştırılması kadınları, artık “ne zamana evlenicen” “ne zaman torun sevcem ben” tarzı söylemler ise erkeği evliliğe zorlamakta. yine de kadının özgürleşmesi ile sona ermekte plan sübvansiyonun ironik bir sonucu oldu. hetero erkekler 21. yüzyılın sonunda kendilerine bakmaya ve kromagnon gibi dolaşmamaya başladılar. ve kendilerine metroseksüel adını verdiler. zira artık kadın seçici hale gelmişti ve pazardan armut alır gibi seks hakkına sahip olamıyorlardı. aile kurabilmeleri için “güçlü” olmaları gerekiyordu.

yazının ilk kısmı, sübvansiyonun seks ile ilgili kısmıydı. toplumsal etkisine bakarsak, din heteroseksüel sübvansiyonun en etkili aracıdır. düşünsenize, bir tanrı var, koskoca evrenleri gezegenleri yaratıyor sonra diyor ki “erkekler birbiriyle ilişkiye girmesin”. bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce avrupa topraklarında paganlar eşcinsel evlilikler yapıyordu. amerikada trans olmak üstünlük belirtisiydi. sonra ne oldu? ibrahimi dinler dünyayı kapladı. peki dinler bunu neden yaptı?

çünkü varlıkları ve yayılmaları heteroseksüel kitlenin üremesine bağlıydı. iki yüzyıl önce ortaya çıkan mormonluk bunun en tipik örneğidir. eşcinselliğe “izin vermeniz” demek, halkınızın bir kısmının ürememesi ve üstüne üstlük bunu “yayması” [o dönemin düşüncesi] demekti. ayrıca insanlık farklılıklara saygı duyabilen bir tür değildir, insan beyni farklılıklardan korku duyar. ibrahimi dinlere baktığınızda hetero beyaz erkeğin üstünlüğünü kabul ettirmeye ve bu gruptan olmayan herkesi baskılamaya çalıştığını görürsünüz. günümüzde bu durum çoğu ülkede ortadan kalksa da kimsenin hetero beyaz erkek plduğu için aşağılanmaması, ayrımcılık görmemesi heteroseksüelliğin sübvansiyonunun dünyayı ne kadar ayrıştırdığının bir göstergesidir.

hetero erkekler neden ilk ortaya çıktığında feminizme karşıydı mesela? çünkü doğuştan gelen rahatlıkları sarsılmaktaydı. peki neden eşcinselliğe karşıydılar? çünkü doğuştan gelen rahatlıkları sarsılmaktaydı. hala heteroseksüellik “normal” diye kullanılıyor, heteroseksüel erkekler kendilerini eşcinsellerden hakir görüyor. çünkü heterolar herhangi bir kadının / eşcinselin onlardan iyi olabileceğini düşünmüyorlar, düşünemiyorlar.

tim cook ile gay bashing saldırısında ölen sıradan bir eşcinselin farkı ne? [göreceli olarak] birisi başarılı, diğeri başarısız. normal hayatında homofobinin dibine vuran insanlar tim cook’un peşinde kedi olmuyor mu?

işte bu, eşcinsellerin daha başarılı olmasının nedeni. eşcinseller hetero erkekler gibi toplumun onlara sağladığı seks hakkı, onaylanma, özsaygı gibi olaylardan mahrumlar. bu da eşcinsellerde daha iyi olmaya yol açıyor.

isveç örneğini hatırlayalım. hetero erkeklerin daha iyi olmak için bir nedenleri yok, zira her şey onlara göre ayarlanmış. ancak eşcinseller her zaman daha iyi olmak zorunda.

not: bu yazı öylesine bir yazıdır, söylediklerim tamamen kendi görüşlerime dayalı, kesinlikle böyledir diyemem kısacası. gece vakti kafama takılan bir soruya cevabım da denilebilir.

boğa burcu

gel beni bul dediğim burç.
geçenlerde totem yaptım bir boğa bulsun diye, bula bula en vasatı buldu hala yastayım.

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

translarla girilen ilginç diyaloglar

bahçelievler merobilmem ne hastanesinde annesiyle beraber sıra bekleyen bir afet-i devran. annesi dediysem belli. hık demiş burnundan düşmüş. bu kadar benzerlik olur bir ana-kız arasında.

b: ben
a: trans abla.

b: geçmiş olsun *
a: saol canım. sana da. neyin var?
b: ben değil arkadaşım, endoskopi, senin neyin var?
a: hamileyim kontrole geldim,
b: ?!?!?!?!
a: aahahahahahah allah canını almasın, bende endoskopi olcam. sanırım seninkini bekliyorum. o çıkınca giricem.
b: benimki değil kız, arkadaşım sadece.
a: ay tamam bee arkadaşın olsun, yemedik hahahah,

o arada arkadaşım (yani benimki) sedyede çıktı. ben tabi kaltım sedyede elinden tutup durumunu sordum. bizim ablayla göz göze geldim o anda, abla kafasını sağa sola sallayıp sırıtarak sessizce 'orospuuu' diye mırıldandı.. bende bi öpücük atıp göz kırptım, karşılıklı sırıttık birbirimize.

odtü

mezuniyet törenleri olaylı geçer. hazırlanan pankartlar da gündem olur genelde. lgbti etkinliklerini sansürleyen ve engelleyen rektör verşan kök'e de odtü lgbti üyeleri gökkuşağı bayraklarıyla ve pankartlarıyla tepki gösterdiler.

Toplam entry sayısı: 348

eşcinsel misin sorusuna alternatif cevaplar

olmamı ister misin? ;)

nefret kusulan ayısözlük yazarları

işsizlikten bir ekrandaki imgelerle duygu etkileşimine girip içsel sorunlarınızı tanımadığınız insanlara yansıtıyorsunuz. off. teknoloji bunu yapın diye bu noktaya gelmedi.

tanrının unuttuğu sözlük

alttaki yazara soracaklarım var

lgbtq bireylerin bu tarz oluşumlarda aslında ün kovaladığını fark ettiğimden beri cevabım: kesinlikle hayır.

aynı şekilde kendileri gibi düşünmeyen ya da hissetmeyen herkesin kendilerinden nefret ettiklerini düşünmek yahut kendilerine zarar vermek istediklerini düşünmek gibi bir gaflet içindeler. bazı insanlar basitçe ekmeğinin peşinde koşuyor, bunlara verecek enerji ve ilgisi yok, acı bir şey bu ama gerçek hayatın kendisi aynı zamanda.

bir keresinde "aman tanrım ne kadar güzel bir erkek" demiştim, "erkek demesen olmuyor mu, cinsiyetçilik bu" demişti bu örgütlerden birisi. o kadar radikal bir topluluk ki, sadece kendi içlerinde oluşturdukları bir alt kültür var ve kesinlikle yabancı içerik kabul etmiyorlar. üstelik olumlu olumsuz fark etmiyor, anında saldırı var.

topluluk içerisinde de çok fazla bireysellik var, profesyonelce paylaşımlar, organizasyonlar göremedim. sürekli ben biliyorum, burası daha güzel, bunu yapalım...

yani kendilerini diğer lgbtq bireylerden soğutacak kadar drama peşinde koşan bir kesim söz konusu iken, kendilerini sapık olarak gören bir kısma nasıl hitap edebilirler, biz de burdayız ve insanız, aslında sizden farkımız yok, bizi ayırmayın diyebilirler ki?

diplomatik değiller. sinirli ve hayalperestler.

haklar verilmez, alınır. ama savaşmanın da adabı var. özet bir şekilde bunun üzerine çalışılması gerekiyor.


alttaki yazar, en sevdiğin yıldız takımı nedir?

açık ilişki

kendini ilişki yapmak zorunda hisseden ama orospuluğu bir yaşama biçimine dönüştürmüş insanların tercih ettiği. bunu yapanların genel de hep bir aldatma geçmişi de oluyor, e işte geniş fikirler, geniş delikler. mutluluklar dileyiniz <3

ayı kültürünün heteroseksist olması

bir sorunsal olarak incelenebilir.

ayı kültürü , ayıya benzemeyi yani bir başka deyişle maskülen olmayı gurur haline getiren bir oluşum.''kılı olmayan , kırıtan , çiçekli böcekli giyinen...'' bizden değildir , dahası ''sapına kadar erkeğiz'' anlayışı hakim kendini ayı diye nitelendiren ve bundan gurur duyan kitle de.

temek fikiri eşcinsellerin her yerde olması , herkes gibi olması dolayısıyla içerisinde maçosunu , femineni , kıllısı , kılsızını barındırması iseyken eşcinsel kültürünü ayı ve diğerleri olarak ayırmaya gitmiştir.bunun nedeni ise türk erkeğinin algısı elbette , kadını ve kadınlığı alçak gören dolayısıyla da toplumun erkek algısına benzemekle gurur duymakla açıklanabilir.gurur duyulan şeyin homoseksüel iken heteroseksüel özellikler taşımak olması ise aslında homoseksüel olmanın da aşağılanmasıdır.

tabi ki bu tüm kendini ayı olarak nitelendiren insanlara mal edilebilecek bir şey değildir , fakat genel anlayış bu şekilde.dolayısıyla ayı sözlük bünyesinde de feminenliğin aşağılandığına şahit etmişliğim vardır.

heteroseksüellerin , homoseksüel bireyleri aşağılamasından yakınıp ''ben ayıyım , feminenler düşünsün'' diyip bir de kendi yönelimine sahip bir insanı sindirmeye çalışması ise ikiyüzlülüktür.özellikle de bunu yaparken ben ayıyım , ben erkeğim demek çok acınasıdır.sonuç itibari ile sana yapılan şeyi başkasına yapıyorsun ve heteroseksist anlayışı yüceltmiş oluyorsun.

(bkz: gay değilim akfitim) (bkz: pasif değilim erkeğim)

hoş olmayan bir şeydir.

sapyoseksüel

insanların entelektüelitisinden hoşlanan insandır.sapyoseksüelite ise bir insanın entelektüelitesinden hoşlanma durumudur ve insandan insana oranı çeşitlilik gösterir.burda normal insandan farklı olarak zeki olmak bir + faktör değil , hoşlanmanın ve ilgi duymanın koşuludur.

sapyoseksüellik çok sık görülen bir yönelim değildir ve genelde cinsel ilişkiyi deneysel yaşarlar.burada zeki birinin zeki birini istemesi gibi doğal bir şeyden bahsedebiliriz aslında.maslow teorisine göre zaten bu insanlar üst basamaklardadırlar.

sapyoseksüellerin ve aseksüellerin ortak noktası ise insan bedenine ilgi duymuyor oluşlarıdır.fakat bir aseksüel için cinsel ilişki mide bulandırıcı olabilirken , bir sapyoseksüel için çekici biri bulduğu ile yaşanabilir ve zevk alınabilir bir şeydir.elbette birini çekici bulmaları o insanın zeka seviyesine bağlı , sapyoseksüeller için insan bedenine ilgi duymaz ne kadar doğru tartışılabilir ama bir homoseksüel erkek için karşısında ki insanın penisi ya da kıçı nasıl tahrik edici unsur oluyorsa bir sapyoseksüel için de güzel konuşan , kültürlü ve zeki bir insan da tahrih edicidir.

sapyoseksüeller için eq'su yüksek insanlar da diyebiliriz ayrıca.tabi ki sosyofobik de olabilirler burda insan gibi karmaşık bir yapıdan bahsediyoruz ama genel olarak sosyal zekası gelişmiş insanlar olurlar.sosyoloji , psijoloji ve felsefe gibi alanlarda kariyer yapan insanlar eq zekasını kullanan insanlardır bu arada.

ve burada ki ''zeki insan'' kavramı beyinsiz gibi çalışan insan değildir.(ki toplumumuzda fırlama olarak tabir edilen ve sahiden zeki olan insanların çalışmamaya daha yatkın olduğu da bilimsel bir tespittir)ne yaptığını bilen , çevresini ve insanları algılayıp bir şeyler katabilen insan olarak yorumlayabiliriz.fakat eq'su aşırı yüksek olan bir insanın ise toplumdan uzaklaşacağı da bir gerçektir.çünkü kendisine zarar verecek kadarını anlar ve insanlardan uzaklaşır.ben bu tarz bir insan olarak tezer özlüyü çok uygun görüyorum.kendisi benim en sevdiğim yazarlarımızdandır ve kısacası görüşü toplumun insanı insandan nasıl yabancılaştırdığı ve özgürlüğünü aldığı üzerinedir.kendisi döneminin en aydın insanlarındandır aynı zamanda.kendisi intihar etmiş ve kurtarıldığında ''ölmeme bile izin verilmedi'' şeklinde düşünmüştür.sonra da hastalıktan öldüğü söyleniyor , ne kadar doğru bilmiyor. (bkz: tezer özlü )

türkiye de sapyoseksüel bulma ihtimaliniz ise albino insan görme ihtimalinize yakındır.en fazla bir baltaya sap olamamış , nerde kop kop orada takılan ve en büyük işlevi ''koli kesmek'' olan insanlar görürsünüz.

yazar nicklerinin bir üst versiyonları

her yazar nicki için yoktur.*

erkek değilim insanım

eşcinsel değilim erkeğim'e en güzel cevaptır , zira tüm yönelimlerimizden ve zevklerimizden önce insanız.

tanrının unuttuğu sözlük

selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması

neden bilmiyorum hiç şaşırtmayan.

selahattin demirtaş sütten çıkmış ak kaşık değil, kendisini azıcık bile samimi bulmam ancak sahiden orman da yaşıyor gibiyiz. gücü olan gücü yettiğine dilediğini yapıyor ve buna karşı çıkmak gibi bir şey söz konusu değil. hoş dediğim gibi şaşıramıyorum bile, heralde yıllar geçerken alışıp her şeyi bekler hale geliyorsun.

burada yanlış olan selahattin demirtaş'ın gözaltına alınması değil, ki kendisinin gözaltına alınması çoktan olmalıydı. sadece bu adalet herkese uygulanmıyor, sorun burada. yargı tarafsız olsa her gün televizyondan izlediğimiz insanlar bir daha sokakta yürüyemezdi. ama işte...

müslüman eşcinsel

konuştuğum ve çok ciddi düşündüğüm bir beyefendinin benimle konuşmayı kesmesinin nedenidir.arkadaş dindar bir müslümandı , bende müslümanlığa göre seks yapamayacağını ve eşcinsel seksin haram olduğunu söyledim.ikisini aynı anda olamazsın dedim ve büyük ihtimalle bundan haraketle bozuldu ki benimle ilişkisini kesti.

halbuki söylediğim şeyin doğruluğunu o da biliyordu.çok üzüldüm ayı sözlük.gerçekten bu sefer oldu! demiştim ama yanılmışım.çok ayıp etti çok , halbuki ben düşüncelerine saygı duymaya ve onunla olan ilişkime inanç sokmamaya hazırdım.ki bunu normalde yapmam.

ama bazen olmuyor işte.

bu arada müslüman eşcinsel çok saçma bir olgudur , benim için mallıkla eş anlamlıdır.kimse de kusura bakmasın.kendinle çelişiyorsun bir defa.

edit:gerizekalı müslüman eşcinseller rahatsız.

ayı sözlük fuck buddy aranıyor ilanları

nekrofili bir homoseksüel erkek arıyorum.ölmek üzere olan birini tanıyorsa daha iyi olur.

edit:hani yönelimlere saygı?

anlam verilemeyen gay davranışları

gaylere özel sıradışı davranışlardır. bunlardan birisi büyük çoğunluğun aktif/pasif ayrımına gitmesidir.diyelim ki çok sevdin adamı ve ilişkinizin başlangıcında seksle ilgili minicik bir diyalog bile geçmedi.aktif/pasif yönelimini bilmiyorsun.ama pasif olmayı da sevmiyorsun. olaylar gelişti adam da pasif değil , çık işin içinden.aktif/pasif ayrımına obsesiflik derecesinde takmış olmalarıdır ve bunun aşk hayatını etkiliyor olmasıdır.seviyorsan her şeyi yaparsın gibi geliyor be.konuştuğum tiplerden biri bu yüzden konuşmayı kesmişti benimle.kurduğu cümle de:"aktif olmasaydın sana aşık olurdum." hayırlısı deyip geçiyorsun sonra da.

şu anda bazı ayıların sevişiyor olduğu gerçeği

şu anda bazı ayıların ölüyor olduğu gerçeği kadar acı değildir.

(bkz: şu anda bazı ayıların ölüyor olduğu gerçeği)
Henüz takip ettiği biri yok.