cuma günü mesai bitimi eve girip çorapları çıkartıp atan, müziği açıp köşesine çekilen, cuma-cumartesi-pazar'ını komple evde geçiren iş için pazartesi sabahı evden çıkan insandır. adamın hası ciğerimin köşesi olan insanlardan oluşan kulüptür. üyelik ücretsizdir, teşekkürler.
kokumdasın ki güç bela sürünüp bulduğum
elinde kaybolup uzandı(ğı)m ufuklara
hoş senin de bir varoluş sebebin var
yakından uzaktan alakam olsa mutluyum
bir gülümseten benim
bir daha, daha söyler misin
tek iyim sen kalmışsın aman ne mutluyum
burnum omzunda
uyandığım bu sabaha gözlerin bakmaz mı?
beklenen gün geldi, açtı laleler beyaz.
uzakları hayal eder, tuttuğu avucunda
söz durdu, artık ben ve sen ve uçsuz zamanım
ahh ki yanımdasın bugün bi kez daha soyun ısın
elinde yanımdasın
görünce bak yakın dur
evinde son kez olmayı düşündüğün biraz anla
yanımdasın, dokunduğum
elimde bak ne kaldı
genel bir algıya göre; andropoz-menopoz dönemlerinden sonra, yaşlılık dönemleri, lezbiyenler adına cinsel hayatlarına dair söylenmiş söz öbeğidir. cinsellik dendiğinde girdi-çıktı gibi bir mevzu akıllara geldiğinden yukarda saydıklarım arasında herhangi bir cinsellik söz konusu değildir gibi inanılır. cinsellikle alınan haz girdi-çıktı olmadan da mümkündür ey vatandaş.
her bireyin kendi kaderini tayin etme hakkı olduğu gibi yaşamının değerini, erdemini bununla değerlendirebilir. her kişi kendi yaşamı hakkında söz sahibi olduğundan türkiye'de uygulanmayan ötenazinin bu bağlamda önemi büyüktür.
varoluşçu albert camus'un intiharı felsefi açıdan değerlendirdiğinde, yaşamın yaşamaya değip değmediği sorunsalı üzerine odaklanmıştır. ancak camus bir intihar savunusu yapmaz, bunu felsefi bir sorun olarak irdeler; onun görüşü, insanın kendini öldürmesi mümkün olmasına rağmen yaşamak durumunda oluşuyla ilintilidir. sisypos söylencesi adlı kitabında camus, intihar ve saçma kavramları bağlamında yaşamı değerlendirir. hayat aslında yaşamaya değmeyecek kadar saçmadır, ancak bununla birlikte yaşamak gerekir, der albert camus.
insan inanamıyor o kadar kaliteli müzik yapan grubu böl parçala yönet sen git ayşe hatun önal ile düet işlerine gir, dım tıslı singıl albümler yap.. çok değerli gruplar zaman içinde eriyip gitse de hala ilk günkü tazeliğinde dinleriz. mavi sakal, şeytan tüyü, mor ve ötesi, nekropsi, kronik, pi, direc-t, climb, 100 derece vb. aklıma gelenler bunlar, bir kısmı hala varlığını devam ettirse de bayatlamışlardır. eski tatlarından eser yoktur.. benim için sakin de bunlardan biridir. şarkıları harika düzene yenik düşmüş grup olarak hafızamdadır..
bir daha zirve düzenlememesi gereken yazardır. seçtiği mekan bugün yıkılmıştır. düzenlediği zirveden de erkenden ayrılmıştır. geç gelsem de zirvenin sonuna kadar durması gereken kişi organizatör olması gerek.
bunun cevabı seri anlamsız oylar olacaktır, bilinsin. ***
otogarındaki tek 1 tane olan bakkal amcanın özgüveninden istiyorum ben. 1 liralık zımbırtıyı 2 liraya satarak vatandaşı kazıklıyor hocam. üzerindeki etiketin yanlış olduğunu görüp itiraz ettiğinde kasadan kalkıp etiketle kasadaki barkodu kıyaslıyor kendi kendine de atar yapıyor.
mecburiyet caddesi vardır aslında bolu'nun tek caddesi de denilebilir. öğrencilerin vurdum sağlı sollu deyip bir ileri bir geri gidip geldiği caddedir. caddedeki en ucuz, fena da olmayan çelebi restoranlar zinciri öğrencilerin en çok tercih ettiği mekandır. mekandaki garson ablaların abilerin bel çantalarındaki oksijenli sularla temizlenmiş süper hijyenik bezleri ile masayı temizlemesi pardon kirletmesi görülmesi gereken manzaradır.
ankara'ya da istanbul'a da ortalama 2-3 saat uzaklıkta olan şehrin abant gölünde bisiklet turu paha biçilemez. ilkbaharda sırf bunun için günübirlik gidip gelinebilir. abant gölü ve dağları dışında bir beklentiniz olmamalı sanırım..
kalbenin bu hafta çıkardığı ilk albümünün bizi karşılayan 1. ve albümdeki en sevdiğim şarkısı.
çorap
aç değil açık değilim kaçığım çorap gibi kış gününde
ufaldım ezildim öldüm de dirildim ah önünde
neden istiyorsun uzaklara gitmemi neden götürmedin bi çay bahçesine
ne bir sinema ne de bir burgaz ada oldu ömrümde
içi su dolu odalarda boğuldu cümlelerde
ayrılmak için aradığım cümle nerde
kutularda bavullarda ve kolilerde
ayrılmak için aradığım cümle hangi çekmecede
hem türk müziği, hem türk sineması için dönüm noktaları yaratmış, yeni başlangıçlara vesile olmuş türkiye'nin en önemli değerlerinden biridir. kızı müjde ar'ın annesini anlattığı ntv yapımı belgeseli mutlaka izlemelisiniz.
bursalı bir grup sanırım en bilinen şarkısı kasvetli kutlama, şarkıyı dinlerken bana enjoy the silence’ı hatırlatıyor. buram buram kalite grup, gothic tarzları the cure tadında, gerçekten zamanın ötesinde şarkılar yapıyorlar.
son zamanlarda jakuzi ile beraber yükselişe geçen iki gruptan biri kanımca
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
nevizadede bira içilebilir diye düşündük aslanım’ın üst katı, saat olarak da 19:00 şeklinde belirledik. daha şiddetli bir önerisi olan varsa belirleyebilir mekan ve saat önemli değil
gayet de güzel olmuş. arabada köşede sokak ortasında bir kadını para verip sikerken iyi, eylemde çıplak görmek kötü. hayırlı işler türkiye!
femen neden feministlerin marjinal insanların eşcinsellerin hoşuna gidiyor da türkiye vatandaşı insanların aynısını yapması hoşunuza kaçmıyor? neyini beğenmedin canım? gelinlik giymiş gay, maskülen kıyafetli lezbiyen, makyajlı insanlar güzel duruyor da çıplak olan hayat kadınları veya lezbiyen her ne ise bu mu çirkin durdu.
herşey el altından yürüsün gitsin nasılsa bilinmiyorum mantığı midemi bulandırdı nasıl bir ikiyüzlülükse bu.
beynimde saatlerdir filler skşyor.. dün tam olarak 1 saatliğine derse ara vereyim taksimde arkadaşlarla kahve içeyim diye evden çıktım fakat eve dönüşüm bi hayli geç oldu sabah 6ydı yanlış hatırlamıyorsan... kahve diye çıkıp 1.5 litre rakı ne ara içildi nasıl o masaya oturdum hatırlamıyorum tek hatırladığım dansözün beceriksiz bel kıvırmasıydı.. masada ağır abiler vardı kalkamadım, yoksa o dansöze ağzının payını verirdim. verirdim inanıyorum kendime.
xalo ahretliğim de beylikdüzünde yeni saç tasarımları derdindeydi, mavi onda huymuş bilen bilir. ben bilmiyordum bunca yıldır öğrenmiş oldum.