ahmetonski

Durum: 1370 - 0 - 0 - 0 - 24.09.2016 21:01

Puan: 32640 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

hmm...
  • /
  • 69

tatile çıkmak

sıkıntıya, üzüntüye, aşk acısına, patron zulmüne, tükenmişlik sendromuna, halalara, teyzelere, bıyıkları yeni terlemiş gençlere, ayılara, çiçeği burnunda genç kızlara, envai çeşit hayat tasasına, bugün ne giysem sıkıntısına, park yeri arama belasına, bilgisayar başında oturma bel ağrısına, ayakkabı sıkmasına ve daha sayamayacağım pek çok musibete iyi gelen mübarek ilaç. hastayısız... *

orospu seyhan

yıldız tilbe'nin efsane sözü! kendisini sadece bu laf için bile sevebilirim, o derece yani... orospu seyhan lafından sonra seyhan ve yıldız arasında şu diyalog geçmiştir:

- orospuyu şaka olarak kabul ediyorum.

- e değilsin yani. olmadığını biliyorsun herhalde allah allah

- biliyorum da bu kadar insanın içinde..

- boşver onları.

*

gitmek my marlon and brando

kurguyla belgesel formatını iyi ayarlayamamış, berbat oyunculuklar ve yapaylıklarla dolu film. kültür bakanlığı ile yaşadığı sıkıntılar yüzünden hafiften efsaneleşmiş, kürt sorunu entellektüel çevrelerce romantik fetiş nesnesi haline getirildiği için beğenilmiştir. elle tutulur bir yanı yoktur. mesaj vereceğim kaygısı her sanat dalını öldürür dostlar...

ps: filmi beğenenlerin acilen iran sineması'na bir göz atmasını öneririm. zira utanıyorsunuz...

türkiye'nin eurovision'a katılmaması

trt yönetimi puanlama sistemini bahane göstererek yarışmaya bu sene de katılmayacağımızı açıkladı. * ulan adam gibi çıkın söyleyin, kadın şarkıcıların götü başı açılıyor, eşcinseller şov yapıyor cesaret edemiyoruz diye. hem o beğenmediğin yarı jüri, yarı telefon sistemiyle çok iyi dereceler de yaptık... neyse rabia müzik yarışması yapsınlar bence. tüm islam alemini davet edip, ilahi söylerler. yakışır!

uzak durulması gereken erkek tipleri

gezi'de ölenler suriye'dekinin yanında devede kulak

egemen bağış'ın habertürk kanalında balçiçek ilter'e söylediği skandal sözlerdir. vicdansızlığın, ayrımcılığın kitabını yazan hükümetin bakanıdır neticede. fazlasını beklememiz hata. açıklaması şöyledir:

"suriye'de 2 yılda 100 bin kişi öldü. gıkı çıkmayan uluslararası medya, taksim'deki basit bir gösteri için 8 saat aralıksız yayın yaptı. sanki dünyaya bir iç savaş yaşıyormuşuz gibi gösterdi. 100 bin kişinin hayatını kaybetttiği olaylarla kıyaslarsanız devede kulak..."

akp'den altı bin kişilik sosyal medya ekibi

padişahlarının emri ile sosyal medyaya cihat ilan eden göt kılı ordusudur. zeka seviyeleri ve hayatla olan bağları facia durumda olduğu için twitter'da kendileri çalıp kendileri oynamaktadır...

mabel matiz

ilk duyduğumda bu ne lan sakız markası gibi dediğim şarkıcı. neden bu kadar popüler olduğunu bir türlü anlayamıyorum. sesi çok ama çok kötü. keşke besteci ve söz yazarı olarak kalsa.

hanginizin yaşam tarzına müdahale ettik söyleyin

ayranı fazla kaçırmış rte beyanatı. yav he he diyin geçin...

cahile cahilliği anlatmanın zorluğu

ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır demiş ya mevlana işte o hesap. şu gezi süreci ve akp'nin estirdiği sivil faşizmi cahil ve küstah insanlara anlatmaya çalışmak hepten kafayı yememe yol açacak. adama polis şiddeti diyorum, inönü diyor, siyasi analiz diyorum, başörtülüleri yerlerde sürüklediler diyor, yahu darbeye gerek kalmadı, darbenin tüm koşulları fiili olarak hükümet eliyle gerçekleşiyor diyorum, 80 darbesinde chp'liler postal yaladı diyor. 80 darbesinde kapatılan chp'den mi bahsetmek lazım, sıradan bir kemalist olan babamın gördüğü işkenceleri mi anlatmam lazım, gezi'deki insanların chp için sokaklarda olmadığını mı anlatmam lazım.bu böyle sürüyor gidiyor. nafile aslında!

mark ruffalo

platonik aşkla derin hisler beslediğim oyuncudur. çok kaliteli sanat filmlerinde oynadığı gibi, yüksek bütçeli aksiyon filmlerine de hayır demez. now you see me filminde yaşlandığı gözümden kaçmadı. rachel weisz beraber oynadıkları bir filmin ardından şöyle demiştir:

“onu tanıyan herkes ona aşık oluyor: kadınlar, erkekler, köpekler… herkes ona bayılıyor. o gerçekten harika biri.” *

ps: gezi parkı direnişine twitterdan destek vermiştir... *

aylin nazlıaka

ankara'daki direniş hareketinde en başından beri en ön saflarda mücadele vermiş bir siyasetçidir. defalarca gaz yemiş, hırpalanmıştır. gözaltına alınan gençleri tek tek ziyaret edip, çıkartmak için uğraştığı chp'ye alerjisi olan belli sosyalist gruplar tarafından bile takdir edilmiştir. kendisi ankara için gerçek bir umuttur. chp içindeki saygın sosyal demokrat milletvekillerinden biridir. kadın hareketi ve eşcinsel hareketine destek verdiğini defalarca dile getirmiştir. şayet bdp'li gruplarda ellerini vicdanlarına koyup aylin hanım'ı desteklerlerse ankara melih gökçek belasından kurtulur. inşallah aday gösterilir ve ankara'yı kurtarır... başarılar...

aziza mustafa zadeh

çok çekici, mükemmel sese sahip, müthiş piyano çalan, azeri asıllı sanatçı. abd etnik caz çevrelerince çok takdir edilir. bir dönem türkiye'de de çok meşhurdu ama ne hikmetse sonraları unutuldu. en iyi albümleri dance of fire ve seventh truth'dur. defalarca türkiye'de konser vermiş ve bir albümünde zeki müren'in bir şarkısını jazz tadında yorumlamıştır...

adana dili ve edebiyatı

çukuruva kent ve kırsalında konuşulan başka şehirlerin bilmediği ya da çok az kullandığı kelimeler bütünüdür. *

vıttırıvızzık: işe yaramaz
fallik: kaltak, hafifmeşrep
anarya: geri vites
engin: yere yakın,alçak
araya gitmek: ziyan olmak,boşa gitmek
kele: sormayın ben de bilmiyorum. özellikle köylerde gel kele falan derler.
allöş: sevinç ve şaşırma nidası
çingil: metal derin kap
cıncık: cam eşya
daraba: gölgelik,kepenk
essah: sahi
galan: bundan sonra
gulle: misket
helke: süt kovası
hırpo: saf,enayi
dinelmek: ayakta durmak
zumzuk: kolla vurmak
mitil: yatak
abov: şaşırma nidası

ps: bunlar aklıma gelenler. bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz...

ahmet atakan

devlet terörüne kurban verilen bir başka genç fidan. tek tek öldürdünüz... ölüsüne sahip çıkmaya gideni de öldürdünüz... hepsinin hesabını ciğeriniz yanarak ödeyin, tüm kalbimle diliyorum.

küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan cümleler

biz sizi ararız

iş görüşmeleri sonrasında söylenen ama aslında sizi aramayacakları anlamına gelen cümle. bunun birde olumlu ya da olumsuz size geri dönüş yapacağız gibi daha kibar bir versiyonu vardır. az gelişmiş ve insana değer vermeyen bir ülke olduğumuz için olumsuz sonuçlarda da çoğu zaman aranmazsınız.

(bkz: küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan cümleler)

sabah ereksiyonuyla işemek

ayaktaysanız, ne yaparsanız yapın etrafa sıçratmanızla sonuçlanan eylemdir. oturark deneyin ama öncesinde küçük joe'yu klozete konumlandırın.

(bkz: fışkiyeyi kim kırdı)

yiğit karaahmet

durup dururken kafamdan aşağıya patlamış mısır döken kişidir. kendisine dalmaya hazırlanırken üzerindeki siyah taytıyla ayyy seni başka biri sandım cicim diyerek yanaklarımdan öpmüştür. hey gidi hey! madiclara'yı hakikaten özlüyoruz...

arap ülkelerinin hepsinin tokyo'ya oy vermesi

rabia işaretleri eşliğinde ağlasa da, gazze diye kıçını yırtsa da sonuç böyle olmuştur. birileri hükümetimize müslümanlıktan önce insan olunması gerektiğini anlatsa iyi olacak. neyse ya biz zaten elin afrikalısını falan çağırıp türkçe olimpiyatları düzenliyoruz. hem ne şeker şey kara derili çocuklara ankara'nın bağları şarkısını söyletmek.
  • /
  • 69
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1370

belgrad

sırbistan'ın başkenti. beklediğimden daha güzel, daha köhne, daha ucuz, daha medeni, daha faşist daha daha şehri. vizesizmiş ya diyerek aniden bilet alıp gidebilirsiniz. türkiye'den kat kat ucuza tatil yapabilimek olası. havaların sıcak olduğu dönem giderseniz çok renkli bir gece hayatı ve sokak yaşamı sizi bekliyor olacak. yemekler et -hamur işi ağırlıklı ve müthiş lezzetli. köfte, börek ve şiş kebap yaygın olarak yeniyor(isimleri de aynı). kulağınıza durmadan türkçe kelimeler çarpıyor. belgradlılar çok güzel ve atletik yapılı insanlar. avrupa ve abd'ye karşı öfkeliler. duvarlarda ab ve abd'ye küfürler var. türk olduğunuzu duyunca önce şaşırıp sonra konuşmaya başlıyorlar. çoğu insan yardımsever ve ingilizce biliyor. şehrin kenar semtlerinde neo-nazi ırkçılar var. bu manyaklar türklerden, boşnaklardan ve arnavutlardan tiksiniyor. ama genel itibariyle güvenli ve çok ucuz bir şehir. şehir halkı homofobik olmakla beraber tuna nehrinin kenarında gaylerin donsuz yüzdüğü alanlar bile mevcut. giderseniz republic square'e yakın bir yerde yani stari grad mahallesinde kalın ve bana teşekkür edin...

şeriat isteyen müslüman

anketteki istatistiği baz alırsak kaba bir hesapla nüfusa oranlandığımızda sadece türkiyede zina yapan kadını taşlayarak öldürecek 2,5 milyon, hırsızlık yapanın elini kesecek 3 milyon, din değiştireni öldürecek 1,5 milyon, islamı korumak için sivilleri öldürecek 1,5 milyon insan yaşıyor. insanlar müslümanlardan neden korkuyor, önyargı var demeden önce çuvaldızı kendimize batırmamızın zamanı gelmedi mi?

tunatuan

taramalı tüfek gibi konuşan sevimli yazar.

grup abdal

halk müziğine yeni bir arayış ve nefes getirmek istediklerini söyleyen enfes grup. tüm türküleri incelikle ve duygu dolu söylemişler. öyleki dinlerken gözleriniz doluyor... ezim ezim eziliyor yüreğim türküsü bundan daha iyi söylenemezdi...

uludağ sözlük

faşistliğin ve homofobinin tavan yaptığı sözlük...

namaz kılmayan türk değildir

habertürk'te öteki gündem programına çıkan ismet özel'in gündeme bomba gibi düşen açıklamasıdır. trollük müessesinin şairlere kadar indiğini göstermesi açısından da eşşsizdir. hazarlar ve gagavuzlar gibi musevi ve hristiyan türkleri ne yapacağız desem onlar türk değil diyecek demekki! peki göktürkler'i falan ne yapacağız hacı desem nafile. zat ayrıca harf inkilabıyla geleceğimizin çalındığını ve türkçe diye bir dil olmadığını da belirtmiş. şahsen ben namaz kılmıyorum ve gayet türküm. ama önce insanım...*

her türlü hayvandan korkan uyuz kız

sokak hayvanlarına gulyabani muamelesi yapan kızdır. çoğu çevreden ilgi görmek ya da sevgilisine poz yapmak için böyle tavırlar sergiler. mırıl mırıl gezen bir sokak kedisi ya da size mahsun gözlerle bakan bir köpek bu kız için potansiyel bir seri katildir. klasik sözleri bu kedi burdan gitçek ozaan, ıyyy oturamam ben buraya gibi sevgi sözleridir. böyle insanları görünce çekinmeden ağızlarına kürekle vurunuz.

müslümanlığı güzel bir din sanmak

islamiyet, toptan tu kaka ilan edilebilecek ya da hoşgörü öznesi olarak sunulabilecek yekpare bir din değildir. tıpkı hristiyanlık, musevilik ya da diğer dinler gibi. diğer ülkelerdeki( özellikle de hristiyan coğrafyadaki) yaygın özeleştiri yapabilme hakkının nasıl doğduğu ve hangi ortamlardan geçerek bu noktaya kavuştuğunu anlamak karmaşık ve zor bir süreçtir. islam coğrafyası 12. yüzyıla kadar bilim ve sanatta tüm dünyadan daha ileri ve saygın bir durum sergilerken endülüs emevilerinin çöküşüyle tersi bir sarmala girmiş ve tıkanmıştır. ispanya'da kurulan islam medeniyeti kadınların eğitim gördüğü üniversiteleriyle, başarılı siyasi yapısıyla islamiyete yöneltilen eleştirilerin aksini ispat edebilen yegane örneklerden biriydi. şu an yücelttiğimiz hristiyan ittifakın bu medeniyeti yok etmesiyle islamiyet aşağıya doğru yuvarlanmaya başlamıştır. ilginç ve tartışmaya açık iddialardan biri de osmanlı imparatorluğu'nun tüm arap ve asya coğrafyasını emperyal nedenlerle sömürmesi ve bu nedenle islamiyetin gerilemesinin hızlanmasıdır. bu iddia tartışmaya açıktır ama üzerinde düşünmeye değerdir. hristiyan batının şu an içinde bulunduğu özgür ve liberal ortamın dinlerinin islamiyetten daha hoşgörülü olmasıyla alakası yoktur. kilise ile uzun üren ve milyonların ölümüyle sonuçlanan uzun ve kanlı mezhep savaşları, ardından gelen reform dalgası hristiyan erki durdurmuş ve seküler düzeni yaygınlaşmıştır. islami toplumlar ise bu esnada yerinde saymış ve kibirli vaziyette elindekiyle yetinmiştir. her dinin kendine has olumsuzlukları ve bazı olumlu özellikleri vardır. islamiyetin diğer dinlerden ne çok matah ne de daha fazla kötü özelliği vardır. islam coğraftasının genelinin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal çöküntü müslümanlıkla ilgili imaja da yansımakta, malesef doğu medeniyeti eşittir yamyamlık gibi bir sonuç çıkmaktadır. kişisel görüşüm dinlerin misyonunu tamamladığı yönünde. herhangi bir dinin yaşadığımız dönem itibariyle bize bilgi ve ahlaki gelişme sağlaması çok zordur.

ps: evet ateistim.

kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz

8 mart dünya kadınlar gününü sayfasında yazdığı bu güzide sözlerle kutlayan akp kırıkkale il başkanı mehmet demir'in beyanatı. memleketimi yöneten akp zihniyeti için emekçi kadınlar günü işte bunu ifade ediyor... zatın sözlerini değiştirmeden aktarıyorum:

" eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise örfe göre her türlü yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir..."

sözlüğün bokunu çıkartmak

sözlükte yeniyim. lakin bazı şeyleri hayretle izliyorum. biraz eğlenmek, biraz bilgilenmek, biraz sosyalleşmek için kurulduğuna inandığım bir sözlükte böylesine gruplaşmaların olması ve kişilerin birbirinden bu denli huzursuz olması çok tuhaf. sosyal medya ve internet bazen insanın içindeki canavarı ortaya çıkarıyor. daha önceki entrylerimde söylediğim gibi nefret söylemi içermediği sürece herkes herşeyi söyleyebilmeli. aynı fikirde olmadığımız ve karakteri bizimkiyle taban tabana zıt insanlara aşık olabiliyorsak, arkadaş niye olamayalım?

mustafa ceceli

bütün şarkıları aynı ton ve nağmeyle söyleyen hacı şarkıcı. yüzüne baktıkça içim sıkılıyor. kezban'ların sevdiği romantik şarkılar genelde mustafa ceceli ve farhat göçer'den çıkar. nice hanzo düğün töreninde gelin ve damatın ilk dans şarkısını ceceli ağabeyimiz söylemiştir.

bilmemne mutfağı

trollerin sevdiği yemekleri içinde bulunduran mutfak.

(bkz: illallah dedirten mutfak başlıkları)

seviyorsan git sik bence

seviyorsan git konuş bence'nin hırt versiyonu. one night stand bağımlısı odun ruhlular için ideal bir önerme olabilir...

içinde türk ve atatürk geçen entrylerin eksilenmesi

her konuda 126 bin parçaya bölünmeyi matah birşey zanneden türkiye toplumunun sözlüğe yansımış halidir.

emek sineması

emek sineması, istanbul'un önemli tarihi binalarındandı. malesef yıkımından önce kötü işletmecilik yüzünden can çekişiyordu. yenilenmeyen iç ve dış cephesi yüzünden mekan küf kokuyor, cicili bicili avm sinemaları yüzünden de seyirci kaybediyordu. lakin çok önemli bir tarihi değeri vardı. sinema olarak değil ama müze ya da istanbul film festivali için kurumsal bina olarak değerlendirilebilirdi. emek için yıkım kararı alınmadan önce tüm sinema yazarlarına mail atmış, o zamanlar ön gösterimlere katıldığım için hepsiyle konuşmuştum. bakın bu sinema çöküyor başına bir iş gelecek dediğimde hiçbiri ilgi göstermemişti. şimdi günah çıkarır gibi röportajlar veriyor, festival açılışında protesto konuşmaları yapıyorlar. emek sineması'nı sinemacılar da istanbul halkı da el birliğiyle yıkıma itti. hafızası olmayan, kültürel ve tarihi değerlerine sahip çıkamayan bir halktan bir cacık olmaz. şu an yapılan eylemleri de samimiyetsiz buluyorum... ben en azından arkadaşlarımla o sinemada festival filmlerini izledim. siz avm'lerde patlamış mısırlarınızı yiyin...