ptt kargo
kesinlikle çalışılmaması gereken kargo firmasıdır. pasaportumu ertesi gün teslim edeceklerini söyleyerek beni iki gün bekletmişlerdir. ne olup bittiğini sormak için aradığımda herkes birbirine yönlendirmiş en sonunda beni bağlayan kadın yanlışlıkla aaa yine ben diyerek gülmüştür. nihayet yetkili birine ulaştığımda önce pasaportumun akıbeti anlaşılamamış daha sonra ise bulunmuştur. bana gönderilememe sebebi ise
* dağıtım yapan elemanın izne çıkması imiş. yalvar yakar başka bir elemanla gönderiyi aldım. aramasaydım pasaportun kaybolma ihtimali bile vardı... sakın bulaşmayın...
ps: malesef yeni pasaport çıkarttığınızda mutlaka ptt üzerinden elinize ulaşıyor... umarım benim yaşadığım macerayı yaşamazsınız!
tatildeki kavga fotoğraflarını paylaşan çift
farklı ve marjinal hayatlarını gururla sosyal medyada sergileyen çifttir. plajda çekilmiş ayak ya da masadaki kokteyl fotoğrafları onlar için klişe ve sıradan bir hayatı simgeler. sevgilinin tribe baglayarak somurtma anı veyahut birbirine bağıran iki sevgili görüntüsü onlar için sanatsal bir andır.
allah diye bağıran bülent ersoy
yarma gibi bağırsa da sessiz ve sakince karşılayınız. lakin allaaaah diye camları zangırdatması sadece bir başlangıç olabilir. kendisinin popstar alaturka'da şöyle bir diyaloğu olmuştur:
- sen, yavrum.. o kalın bacaklarını indir bakiim. sarı...
allah diye bağıran bülent ersoy
imana getirir...rakı bardağı kırdırır...
*
miley cyrus
pazarlama harikası falan değildir. bilakis pazarlama kurbanı olmuştur. sex sells diyerek orasını burasını açan ve hatta daha cüretkar olan rihanna'ya kimse fifty cent whore demezken miley cyrus'a diyorsa oturup düşünmek lazım. bu kızın bu kadar tepkiye ve aşağılamaya maruz kalması disney'in gelmiş geçmiş en büyük çocuk yıldızlarından biriyken aniden ortaya bir sürtük imajıyla çıkmasından oldu. işin acıklı tarafı bu imajın altından kalkamayacak derecede kötü bir vücuda sahip ve abartılı büyüdüm showları yapıyor. çocuk yıldızlar yaratıp sonra onları gösteri dünyasına kurban vermek abd'nin süregelen acıklı bir geleneği... ve miley için çanlar çalıyor...
ps: dillendirilenlerin aksine ucuz fahişe yakıştırmalarına çok üzüldüğü için evine kapandığı, kriz geçirdiği gelen haberler arasında...
miley cyrus
yarrak gibi
* bir mtv vma performansıyla günlerdir herkesin konuştuğu, dalga geçtiği şarkıcı. hannah montana iken cici kızdı, büyüdüğünü kanıtlamak için rezil oldu olarak özetlenebilir durumu. kendisine sekiz beden küçük gelen pembe deri şortu, yanlardan sarkan bıngıldak etleri, berbat dansları ve sürekli çıkardığı diliyle ödül töreninin içine sıçtı. miley'ciğim sex sells diye birşey duymuşsun ama sen bunu yanlış anlamışsın bacım...
evlilik eşitliği
eşcinsellerin sadakat ve uzun ilişki ile olan imtihanı başka bir tartışma konusudur. türkiye'de yaşayan insanların sıradan straight ilişkiler yaşarken de ne menem problemler yaşadığını biliyoruz. erkektir yapar, kadınsan susacaksın tavrı yaklaşımlar var diye kimse amaan türkler insan değil evlenemez demiyor. zaten asıl tartışılması gereken şey evlilik bağı gereği çiftlerin kanuni ve sosyal haklara sahip olmasıdır. olayın romantik yönü tartışılması gereken son şey olmalı şu aşamada.
ps: ve merak etmeyin bizdeki kadar olmasa da dünyanın geri kalanında da gay erkek ve kadınlar sadakat sorununu tartışıyor. sosyal medyanın tanışmayı ve flört etmeyi kolaylaştırması, eşcinsel bireylerin genel ahlak kurallarından daha esnek yaşaması tek eşliliği zorlaştırıyor. ama gerçekten seven ve isteyen başarır...
abi bu paraya ne olur
80 yıllarda çocuk olanların, o yıllarda mahalle bakkalına girdiklerinde söyledikleri sihirli cümle. tipitip sakızları, yumiyumlar, cinolar, kız kaçıranlar hep bu paralarla alınırdı... evet biz çocukken sokakta yakartop oynar, akşamüstleri de he-man izlerdik...
ayı oynatmak
evlilik eşitliği
macklemore'un klibi ardından insanın eline pankart alıp sokaklarda çığırası geliyor. biz de sizin gibi normaliz kabilinden değil haklarımızı istediğimiz için...
*
zevk alınan ufak sapıklıklar
yan yatmış pozisyonda iki dizin arasına yastık koyup sıkıştırmak...
food porn
sosyal medyada yenilen yemeğin en iştah açıcı halinin fotoğraflanması veyahut teşhir edilmesi. şu sıralar olayın vahameti gelişmiş ülkelerde sıkça tartışılıyor...
*
meryem uzerli
ayşe arman'a verdiği röportajı okurken acı acı gülümseten kadındır. öyle boktan bir ülkede yaşıyoruzki en sosyetiğinden, burjuvasına kadın-erkek ilişkilerimiz korkunç durumda. bu yüzden ne siyaseten ne de sosyal olarak gelişemiyoruz. meryem uzerli erkek arkadaşını özelde anlatırken türkiye insanının içine düştüğü korkunç cinsiyetçi kalıpları da yüzümüze çarpıyor. ilişkiye başlayan, bitiren, atılacak adımlara karar veren hep erkek. özgüveni ve koşulları kendisinden daha iyi bir kadın karşısında oklarını fırlatmaya hazır tuhaf bir erkek... bizim için artık sıradanlaşan bu durumu bireysel olarak yetkin, özgüveni sağlam bir avrupalı kadına nasıl anlatırsınız? anlatamazsınız... sonuç meryem gibi olur. bana vereceğiniz paraya da sisteminize de der ve o kadın çeker gider... meryem uzerli benim bedenim benim kararım demiş ve türkiye'nin ilkel koşullarına daha fazla dayanamamıştır... olay bu kadar basit...
röportajdan:
- evet bulamadım. bir sürü kadın var benim durumumda. kadın-erkek ilişkisi açısından 'dengesiz bir enerji var türkiyede. garip seksüel bir enerji ve kadın olmak orada daha zor. rahat olamıyorsun. güvenemiyorsun, insanların aklından ne geçiyor anlayamıyorsun, göründüğü gibi değil insanlar, hep kendini koruyup, kollaman gerekiyor. almanyada benim her kesimden arkadaşım var. fakat türkiyede öyle olmuyor, olamıyor. ya sosyetiklerle arkadaş oluyorsun ya cihangir kafelerinde oturanlarla, bir tür kast sistemi söz konusu. tüm bunlar beni yıprattı. zorlandım, bocaladım. kültürü bir türlü çözemedim
ölmeden önce izlenmemesi gereken filmler
açık penis turnuvası
yiğidin malı meydandır diyen erkeklerin düellosudur. çıplaklar kampı ya da yatak odası düello için uygun mekanlardır. gazanız mübarek olsun...
yavaş gel de saçın başın dağılmasın
abartan, saçmalayan insanlara karşı söylenen komik sözdür. pek severim.
*
naber lan yarraam
askeriyede erlerin birbirlerine nasılsın babındaki hal hatır sorusudur. duyduğunuzda arkanıza bakmadan kaçmanızı öneririm.
abd vizesi
fasikül fasikül topladığınız belgeler, don renginize kadar soran ds160 formunun çıktısı ve 160 dolar vize ücretini ödediğinizi kanıtlayan banka dekontuyla alınan vizedir. vize görüşmesi esnasında onlar zaten ekranlarında sizin her şeyinizi hatta aile bireylerinin durumunu dahi görmektedir. belgeler için yırtınmanız sırf zorluk olsun diye yaptırılır. çileli bir süreçle topladığınız belgelere bakmadıkları gibi kısacık bir konuşma ardından size 10 senelik vizeyi verirler ya da reddederler. işlemler yapılırken etrafta eğilip bükülen, dil döken ve hatta ağlayan insanlar görürsünüz. vize legal ayrımcılıktır ve evet biz üçüncü dünya ülkesiyiz.
kafa tokuşturmak
applause
lady gaga'nın üzerinde senelerdir uğraştığını iddia ettiği son şarkısıdır. hayır birde beklentileri öyle yükselttiki sanırsın dünyayi yerinden oynatacak bir şarkı. götüm gibi olmuş afedersin... üzgünüm lady! ossuruk sahne showları ve denyo kıyafetlerle ancak buraya kadar... öptüm, kib, bye...
(bkz:
trash)