ahmetonski

Durum: 1370 - 0 - 0 - 0 - 24.09.2016 21:01

Puan: 32640 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

hmm...
  • /
  • 69

facebook'un popülerliğini yitiriyor olması

twitter'ın çılgınca popülerleşmesinin hazin sonucudur. 3-5 sene içinde dobrovski olması muhtemel...

nargile

doğum yeri konusundaki tartışmalar netlik kazanmamıştır. hindistan kökenli olduğunu iddia edenler olduğu gibi iran kökenli olduğu konusunda da çeşitli rivayetler vardır. ilk nargile örneklerinin hindistan cevizinden yapıldığına dair buluntulara rastlanmıştır. türkiye'de ve özelinde istanbul'da iyi nargile yapan yerleri bulmak kolay değildir. nargile içenlerin ilk tercihi olan ve herkesin bir heves gittiği tophane, kazık fiyatları, havalandırılmamış şişeleri ve uyduruk tütünleriyle aslında bu ilgiye hıyanet eder. kuzey afrika'da içine uyuşturucu konmuş nargileleri gizli kapaklı içmek yaygındır. sigaranın aksine nargile genizden aşağı inecek şekilde içe çekilmez. yavaş tüketilmesi ve yanında çay ya da genzi yumuşatacak sıcak bir içecekle içilmesi adettendir.

aşurenin içindekiler

azıcık gülsuyu eklenmezse aşurenin boynu bükük kalır...

naim dilmener

dj, arşivci, yazar, müzik eleştirmeni ve mali müşavir. çüş dediğinizi duyar gibiyim ama durum bu. mardin doğumlu naim dilmener hala türkiye'nin en önemli müzik eleştirmeni olarak kabul ediliyor. tek problemi koyu bir ajda pekkan hayranı olması. bu öyle bir sevdaki, zaman zaman dilmener'in gözü ajda dışında kimseyi görmez. arabesk ve halk müziğine yeterli ilgiyi duymayan dilmener, cesur bir pop müziği tutkunudur. bak bir varmış bir yokmuş adlı eserinde 1960'lardan 2000'li yıllara kadar türk popuna damga vuran isimleri ve olayları anlatan kitabı arşivlik bir eserdir. bazı subjektif yorumları unutulacak olursa eleştirilerine güvenebilirsiniz...

ilini tanımayan ilçeler

huzur sokağı

kutsi, dizinin ilk bölümlerinde (40 yaşında olmasına rağmen) bir üniversite öğrencisini oynuyordu. düşünün artık kaliteyi! eh rüzgar türbandan yana esiyor, sömürün sömürebildiğiniz kadar...

kumpir

en güzeli ankara'da(bahçelievler'de) sim cafe ve otantik'te yapılır. lübnan'dan gelen arkadaşlarım türk mutfağına ait en güzel şey diyerek beni şaşırtmıştı. geçen günde national geographic channel'de türk mutfağı işlenirken tanıtımı yapıldı ve çok özel bir tat diye altı çizildi. sanırım daha fazla dikkate almamız gerekiyor...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

nazan öncel-beni söyletme

orhan gencebay

''sıratı geçecek imanım var da aşkından geçmeye gözüm kesmiyor.'' gibi sözlere imza atmış saz ve müzik üstadı. üzerinden seneler geçtiği halde türk müziğindeki önemi hala tam olarak kavranamamıştır. efsane şarkıları arasında bırakında yaşayalım, beni böyle sev, kabahat seni sevende, dert bende derman sende, dilenci gibi eserler sayılabilir. bazı avrupa ülkelerinde yaptığı müzik üzerine tezler yazılmış ve türk müziği için devrimci olarak nitelendirilmiştir.

hakiki tosun pasa benim

iflah olmaz bir tosun paşa sevdalısı olarak nickinizi çok kıskandım efem! hoşgeldiniz...

sev dedi gözlerim

orhan gencebay'la bir ömür albümünde zerrin özer'in söylediği damar şarkı. zerrin özer, zerrin özer olalı bu kadar iyi arabesk söylememiştir. dinleyin ve rakı için...

julianne moore

ağlarken bu kadar güzel olan başka bir kadın görmedim. zerafetinin yanı sıra anormal kabiliyetli bir oyuncudur. far from heaven, the hours, magnolia ve blindness gibi filmlerde oha, çüş bu kadar iyi oynanır mı nidaları eşliğinde kendisini alkışlamışlığım da mevcuttur. kısacası (nicole kidman'la beraber) hollywood'da porselen olan yetenekli olur lafının en büyük kanıtıdır.

saça düşen ilk ak tel

16 yaşından beri saçları gri dolaşan bendeniz için tuhaf olmayan durumdur. ilk zamanlar sinir olduğum bu hal, bir süre sonra üzerime yönelmiş ilgi dolu bakışlar nedeniyle yerini ohh yeah nidalarına bırakmıştır. anne, genlerin için sağol...

hayat kısa kuşlar uçuyor

insanda alıp başını gitme isteği uyandıran dizelerdir. zülfü livaneli'nin gün olur adlı şiirini de hemen arkasından okursanız, bozcaada yollarına düştüğünüzün resmidir. yaptım, biliyorum...

patlıcan

türk mutfağı dışında pek kıymeti bilinmeyen sebze. osmanlı döneminde, avrupalı'lar türk havyarı diye anmaktaymış muhteremi.

dipnot: patlıcan eser miktarda da olsa nikotin içerir. sigara içmeyin, patlıcan yiyin...

libya'da 12 eşcinselin rehin alınması

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

semiramis pekkan-unuttu unuttu

kaygısızlar

90'lı yılları efsane yapan dizilerden biri. gelmiş geçmiş en komik yerli dizi klasmanında birinciliği bir demet tiyatro ile paylaşır. dizi, senaryosu ve replikleriyle absürtlüğün tarihini yazmış ve efsane olarak zihinlere kazınmıştır. sadece kültigin ve tayfası için bile tekrar izlemeye değer. keşke birileri akıl edip diziyi dvd box seti olarak çıkarsa...

keira knightley

nataile portman'ın anoreksik ve kemçik hali. aslında vasat bir oyuncu olmasına rağmen kariyerini çok iyi yönetir. üst üste öyle iyi filmlerde oynamıştır ki bir süre sonra iyi oyuncu olduğu gibi bir intiba uyanmıştır. son dönem hollywood'da çekilen dönem filmlerinin vazgeçilmez oyuncusudur. kendi adıma kostümlü dönem filmlerinde bir kez daha onun adını görürsem, üşenmeyip abd'ye gideceğim ve ağzının üstüne terlikle vuracağım.

ayı sözlük itiraf

ofiste çoğu zaman çalışıyormuş gibi yapıyorum. ve hiçte pişman değilim...
  • /
  • 69
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1370

belgrad

sırbistan'ın başkenti. beklediğimden daha güzel, daha köhne, daha ucuz, daha medeni, daha faşist daha daha şehri. vizesizmiş ya diyerek aniden bilet alıp gidebilirsiniz. türkiye'den kat kat ucuza tatil yapabilimek olası. havaların sıcak olduğu dönem giderseniz çok renkli bir gece hayatı ve sokak yaşamı sizi bekliyor olacak. yemekler et -hamur işi ağırlıklı ve müthiş lezzetli. köfte, börek ve şiş kebap yaygın olarak yeniyor(isimleri de aynı). kulağınıza durmadan türkçe kelimeler çarpıyor. belgradlılar çok güzel ve atletik yapılı insanlar. avrupa ve abd'ye karşı öfkeliler. duvarlarda ab ve abd'ye küfürler var. türk olduğunuzu duyunca önce şaşırıp sonra konuşmaya başlıyorlar. çoğu insan yardımsever ve ingilizce biliyor. şehrin kenar semtlerinde neo-nazi ırkçılar var. bu manyaklar türklerden, boşnaklardan ve arnavutlardan tiksiniyor. ama genel itibariyle güvenli ve çok ucuz bir şehir. şehir halkı homofobik olmakla beraber tuna nehrinin kenarında gaylerin donsuz yüzdüğü alanlar bile mevcut. giderseniz republic square'e yakın bir yerde yani stari grad mahallesinde kalın ve bana teşekkür edin...

doktor bilal

90'lı yıllarda bir hayli popüler olan, şimdinin muhafazakar tv ekranları içinse fazla feminen kaçan şarkıcı. aynı klasmandaki fatih ürek, aldo, kuşum aydın ve arto'da ekran yasağından nasibini almış durumda. hiç unutmam rahmetli defne joy foster, doktor bilal'in evini programı için ziyaret ettiğinde, yatak odasında kutu kutu ağda bulmuştu. ikisi de çok gülmüşlerdi. hey gidi 90'lar hey...

tunatuan

taramalı tüfek gibi konuşan sevimli yazar.

grup abdal

halk müziğine yeni bir arayış ve nefes getirmek istediklerini söyleyen enfes grup. tüm türküleri incelikle ve duygu dolu söylemişler. öyleki dinlerken gözleriniz doluyor... ezim ezim eziliyor yüreğim türküsü bundan daha iyi söylenemezdi...

uludağ sözlük

faşistliğin ve homofobinin tavan yaptığı sözlük...

namaz kılmayan türk değildir

habertürk'te öteki gündem programına çıkan ismet özel'in gündeme bomba gibi düşen açıklamasıdır. trollük müessesinin şairlere kadar indiğini göstermesi açısından da eşşsizdir. hazarlar ve gagavuzlar gibi musevi ve hristiyan türkleri ne yapacağız desem onlar türk değil diyecek demekki! peki göktürkler'i falan ne yapacağız hacı desem nafile. zat ayrıca harf inkilabıyla geleceğimizin çalındığını ve türkçe diye bir dil olmadığını da belirtmiş. şahsen ben namaz kılmıyorum ve gayet türküm. ama önce insanım...*

müslümanlığı güzel bir din sanmak

islamiyet, toptan tu kaka ilan edilebilecek ya da hoşgörü öznesi olarak sunulabilecek yekpare bir din değildir. tıpkı hristiyanlık, musevilik ya da diğer dinler gibi. diğer ülkelerdeki( özellikle de hristiyan coğrafyadaki) yaygın özeleştiri yapabilme hakkının nasıl doğduğu ve hangi ortamlardan geçerek bu noktaya kavuştuğunu anlamak karmaşık ve zor bir süreçtir. islam coğrafyası 12. yüzyıla kadar bilim ve sanatta tüm dünyadan daha ileri ve saygın bir durum sergilerken endülüs emevilerinin çöküşüyle tersi bir sarmala girmiş ve tıkanmıştır. ispanya'da kurulan islam medeniyeti kadınların eğitim gördüğü üniversiteleriyle, başarılı siyasi yapısıyla islamiyete yöneltilen eleştirilerin aksini ispat edebilen yegane örneklerden biriydi. şu an yücelttiğimiz hristiyan ittifakın bu medeniyeti yok etmesiyle islamiyet aşağıya doğru yuvarlanmaya başlamıştır. ilginç ve tartışmaya açık iddialardan biri de osmanlı imparatorluğu'nun tüm arap ve asya coğrafyasını emperyal nedenlerle sömürmesi ve bu nedenle islamiyetin gerilemesinin hızlanmasıdır. bu iddia tartışmaya açıktır ama üzerinde düşünmeye değerdir. hristiyan batının şu an içinde bulunduğu özgür ve liberal ortamın dinlerinin islamiyetten daha hoşgörülü olmasıyla alakası yoktur. kilise ile uzun üren ve milyonların ölümüyle sonuçlanan uzun ve kanlı mezhep savaşları, ardından gelen reform dalgası hristiyan erki durdurmuş ve seküler düzeni yaygınlaşmıştır. islami toplumlar ise bu esnada yerinde saymış ve kibirli vaziyette elindekiyle yetinmiştir. her dinin kendine has olumsuzlukları ve bazı olumlu özellikleri vardır. islamiyetin diğer dinlerden ne çok matah ne de daha fazla kötü özelliği vardır. islam coğraftasının genelinin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal çöküntü müslümanlıkla ilgili imaja da yansımakta, malesef doğu medeniyeti eşittir yamyamlık gibi bir sonuç çıkmaktadır. kişisel görüşüm dinlerin misyonunu tamamladığı yönünde. herhangi bir dinin yaşadığımız dönem itibariyle bize bilgi ve ahlaki gelişme sağlaması çok zordur.

ps: evet ateistim.

her türlü hayvandan korkan uyuz kız

sokak hayvanlarına gulyabani muamelesi yapan kızdır. çoğu çevreden ilgi görmek ya da sevgilisine poz yapmak için böyle tavırlar sergiler. mırıl mırıl gezen bir sokak kedisi ya da size mahsun gözlerle bakan bir köpek bu kız için potansiyel bir seri katildir. klasik sözleri bu kedi burdan gitçek ozaan, ıyyy oturamam ben buraya gibi sevgi sözleridir. böyle insanları görünce çekinmeden ağızlarına kürekle vurunuz.

kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz

8 mart dünya kadınlar gününü sayfasında yazdığı bu güzide sözlerle kutlayan akp kırıkkale il başkanı mehmet demir'in beyanatı. memleketimi yöneten akp zihniyeti için emekçi kadınlar günü işte bunu ifade ediyor... zatın sözlerini değiştirmeden aktarıyorum:

" eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise örfe göre her türlü yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir..."

sözlüğün bokunu çıkartmak

sözlükte yeniyim. lakin bazı şeyleri hayretle izliyorum. biraz eğlenmek, biraz bilgilenmek, biraz sosyalleşmek için kurulduğuna inandığım bir sözlükte böylesine gruplaşmaların olması ve kişilerin birbirinden bu denli huzursuz olması çok tuhaf. sosyal medya ve internet bazen insanın içindeki canavarı ortaya çıkarıyor. daha önceki entrylerimde söylediğim gibi nefret söylemi içermediği sürece herkes herşeyi söyleyebilmeli. aynı fikirde olmadığımız ve karakteri bizimkiyle taban tabana zıt insanlara aşık olabiliyorsak, arkadaş niye olamayalım?

bilmemne mutfağı

trollerin sevdiği yemekleri içinde bulunduran mutfak.

(bkz: illallah dedirten mutfak başlıkları)

mustafa ceceli

bütün şarkıları aynı ton ve nağmeyle söyleyen hacı şarkıcı. yüzüne baktıkça içim sıkılıyor. kezban'ların sevdiği romantik şarkılar genelde mustafa ceceli ve farhat göçer'den çıkar. nice hanzo düğün töreninde gelin ve damatın ilk dans şarkısını ceceli ağabeyimiz söylemiştir.

içinde türk ve atatürk geçen entrylerin eksilenmesi

her konuda 126 bin parçaya bölünmeyi matah birşey zanneden türkiye toplumunun sözlüğe yansımış halidir.

seviyorsan git sik bence

seviyorsan git konuş bence'nin hırt versiyonu. one night stand bağımlısı odun ruhlular için ideal bir önerme olabilir...

emek sineması

emek sineması, istanbul'un önemli tarihi binalarındandı. malesef yıkımından önce kötü işletmecilik yüzünden can çekişiyordu. yenilenmeyen iç ve dış cephesi yüzünden mekan küf kokuyor, cicili bicili avm sinemaları yüzünden de seyirci kaybediyordu. lakin çok önemli bir tarihi değeri vardı. sinema olarak değil ama müze ya da istanbul film festivali için kurumsal bina olarak değerlendirilebilirdi. emek için yıkım kararı alınmadan önce tüm sinema yazarlarına mail atmış, o zamanlar ön gösterimlere katıldığım için hepsiyle konuşmuştum. bakın bu sinema çöküyor başına bir iş gelecek dediğimde hiçbiri ilgi göstermemişti. şimdi günah çıkarır gibi röportajlar veriyor, festival açılışında protesto konuşmaları yapıyorlar. emek sineması'nı sinemacılar da istanbul halkı da el birliğiyle yıkıma itti. hafızası olmayan, kültürel ve tarihi değerlerine sahip çıkamayan bir halktan bir cacık olmaz. şu an yapılan eylemleri de samimiyetsiz buluyorum... ben en azından arkadaşlarımla o sinemada festival filmlerini izledim. siz avm'lerde patlamış mısırlarınızı yiyin...