aleyna tilki'nin şarkıya yeniden yorumunu çok beğendiğim yıldız tilbe şarkısı. şarkı çok güzeldi. sonra klibi çıktı. evet şarkıyla pek alakalı değil ve bazı yerleri kopya. ama yine de bu kızın böyle şeyler yapmasını seviyorum. zira ülkemizde kaliteli klip çekebilen yok. mahmut orhan hariç. klip ise her ne kadar onun kadar cesur olmasa da hatırlarsanız "lady gaga- marry the night" tan esinlenme.
sen bizim escinselliğimize görünürlüğümüze takmışsın da, peki senin orospuluğunu napıcaz hilal? hayır bir insan durduk yere böyle açıklamalar yaparsa "gel beni sik" diyordur bunun anlamı bu. o kadar insan çabalarken, bazı şeyler için savaşırken, böyle süs köpeklerinin çıkıp gündemde kalabilmek için havlaması şaşırtıcı değil. bir iki götünü başını göstersen daha çok konuşulurdun emin ol. hem de o yaranmak istediğin kesime çok iyi yaranırdın. gerizekalı desem gerizekalılara hakaret olur da neyse.
yani dünden beri beni kahreden haber. böyle bir vahşet, canilik nasıl olur anlamıyorum. anlamak istemiyorum. böyle minik bir yavruya nasıl kıydınız? nasıl ? yargılamak yetmez. en ağır cezayı vereceksin. kapatacaksın bir hücreye ömür boyu kalsın. günahsız, dilsiz bir canlıya hayvanlara nedir bu eziyet ?
son 15 yılda boku çıkan ülkemizin durmadan üreyen cahil, bilgisiz, beyinsiz çomar sürüsü kadınlar, kızlar, insanlar yetmedi bir de kedi köpeğe işkenceye başladılar. bu kadar hayvan cinayeti mi vardı bu ülkede ya ?
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/va...
mükemmel olan, gelmiş geçmiş en başarılı kurguya sahip dizidir. değinilen ve ülkemizin en büyük sorunlarından olan bir bir konu, bu kadar güzel bir kurgunun içinde anlatılamazdı. çok güzel olmuş. ancak biraz erken bitti. bazı konuların ucu açık kaldı. tahminimce seyircinin hayal gücüne bırakıldı kalan yerler. son bölüm biraz acele acele gibi geldi. böyle 1 hafta sonra, 1 yıl sonra. bilemedim. bir 3 bölüm daha mı olsaydı acaba ?
resmen iki yüzlülük olan sevdadır. bu adamlar iki lezbiyen önünde ya da pornoda sevişince "oh yeah" deyip erekte olurken, bir gay çift ya da filmde bir gay sahnesi gördüğünde "amk ibneleri!" diye yorum yaparlar. o barzonun sevdiği şey lezbiyenlik değil, kadın vücudu ve kadınlar. iki kadının sevişmesi değil kesinlikle.
teknolojinin gelişmeye başladığı, sosyal medya diye bir ortamın varolmadığı zamanlara yani bir 20 yıl kadar öncesine gitsem yeter dediğim başlık. sevmediğimden değil ha, ben bulup geri gelicem. bir bill gates, bir mark zuckerberg neden olmayalım ?
geleceğe gitmek ise beni korkuturdu. neyle nasıl bir dünyayla karşılaşacağımı bilemiyorum çünkü. sci-fi filmlerdeki gibi uçan arabalar vs de olabilir, nükleer dumanla kaplı kapkara bir dünya da.
tekrardan izlemeye başladığım emmy ödüllü disney yapımı. hala başlarken kendimden geçerek dans ediyorum. eskiden ben kim possible'dım. şimdi de kim kardashian "call me, beep me, if u wanna reach me!"
düşmanlarını nefesi ile içine çeken ve sonra da onun güçlerini kazanan pembe top gibi şirin bir yaratığın maceralarını konu alan nintendo oyunu. ben kendisini küçükken tvdeki çizgi filminden tanımıştım. inanılmaz güzel bir intro müziği var ayrıca.
yeni gelen bir özellik ile artık #lgbti hashtaglerini gökkuşağı renginde gösteren uygulama. favori uygulamamdır. bütün hastaglari bilmiyorum ama şimdiye kadar gördüklerim #gay #lesbian #lgbt #lovewins #transgender #pride #instagay #loveislove #bi
bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.
ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.
yalnız isek kendimiz seçmişizdir. yalnız olmamız ve kendi yolumuzu yürümemiz, yolun sonunda da kendimizi tamamlamamız gerektiği için yalnızız. su akar yolunu bulur. tek başına tamamlanamayan diğer yarısını tamamlayacak olanları bulur.
vücut tarafından yoğun strese karşı verilen bir savaş olan bu sendrom, kalp krizine benzer bulgulara sahiptir. 1990 yılında japon hiraru sato tarafından keşfedilmiştir. tıptaki diğer adı (bkz:apikal balon sendromu) dur.
kişinin sürekli olarak kendini bitkin ve mutsuz hissetmesi, dinlenmekle bile kendini iyi hissedememesi gibi sorunlarla ortaya çıkan bir durumdur. (bkz: bağışıklık sistemi) önemlidir.
sözlükteki naftalin beyinli yazarlarımızın artık yazmamaları gerekiyor. sözlüğün eski zamanların beri yazan bu yapışkan insanlar bir sülük gibi sözlüğün kanını emiyor. yeni olan her yazara düşmanlık besleyip sözlükte gergin bir hava yaratıyorlar.
lütfen bi salın artık. gençlerin önünü açın. sizin vaktiniz geçti.
akıllara özlem tekin ablamızın "aşk her şeyi affeder mi?" şarkısını getiren başlık olmuştur. aldatmanın altında yatan sebepler de gözden geçirilmeli misal bağlanmaktan kaçmak gibi skdkdh. neyse şarkı sözümüzü iliştirelim.
çok üzgünüm istemeden
seni dün gece aldattım
kim olduğu mühim değil
sana bağlanmaktan kaçtım
çok üzgünüm istemeden
bir bakışa aldandım
inan bana bütün sabah
pişmanlıktan ağladım
aşk herşeyi affeder mi
dersin zamanla geçer mi
güzel günlerin hatrına
aşk herseyi affeder mi.
ilk olarak boşluk bırakmadan, gözü yoran uzun destanlar yazarsanız kimsenin okuyası gelmez zaten. bunun kitap okumakla alakası yok bence.
herkesin kitap okuma şekli farklı olabilir. evet bir kitabı eline alıp sayfaları çevirerek okuması hoş bir duygu ancak artık teknolojinin pik yaptıgı bir çağdayız. kindle veya tablet gibi cihazlarda milyonlarca e-booka ulaşılabiliyor.
son zamanlarda çıkan "dostoyevski okumayan insanla konuşmak" yok "hegel'i bilmeyen insanla sevgili olmak" gibi türeyen başlıklardan gına geldi. belki o adam senin hakkında bir kelime edemeyeceğin bir konu üzerinde master yapacak kadar bilgili. belki her gün atom fiziğiyle ilgili makaleler okuyor.
kendi standartlarına uymayan insanlara "cahil" demek de yeni moda oldu sanırım. genelleme yapıp insanları bu genelleme havuzunda yargılamadan önce çok kitap okuyarak geliştirdiğiniz beyninizi kullanıp bir düşünün bence.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
herkes hayal kurar, kurduğu hayallerde yaşar ama bazılarımız bunun ayarını fazla kaçırıyoruz. "her şey güzel olacak, mutlu olacağız" falan diye kendimizi kandırıyoruz.
kirlenmiş insanların, duygusuz ve kalpsiz silüetlerinden kaçıp kendi kabuklarımıza sıkışıyoruz. kabuğun içinde işliyoruz kendimizi ilmek ilmek. bir gün o kabuğu kırıp, kanatlarımızı açıp özgürlüğe ve mutluluğa uçacağımıza inanıyoruz. ama bilmiyoruz ki o kabuk çok kalın, kırılması çok zor.
bugün de güzel hayaller kurduk. kendimize sözler verdik "onlar gibi olmayacağız!" diye. gerçek olur olmaz bilemeyiz ama ümidimizi kaybetmeyelim yeter.
yeni tanışılan entelektüel kişi ile popüler kültür üzerine başlayan hararetli bir konuşma esnasında üzerine tartışılabilecek bir konudur. sonuçta bu dünyada oscillation hareketini yapan tek şey foucault sarkacı değildir. başka pendulumlar da vardır.
anoreksik vücudu ve küçük memeleri ile 2013 yılına damga vuran miley cyrus 24 saatte 19 milyon izlenme ile göğüslediği youtube rekorunu sonrasında 19.6 milyonla nicki minaj anaconda'ya kaptırmıştır. çıplak bir şekilde sallandığı yıkım topu şarkısını şimdilerde tekrar barıştığı eski nişanlısı chris hemsworth için yazmıştı.
sohbet iki tarafında inşaat alanında balyozları yalaması ile son bulur.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
bomboş kıro bir adam. bir içerik de üretebildiği yok. iki gözü renkli diye ergenleri düşürüyor işte. "yeteneksizlik is the new trend" akımının öncüsü olabilir bu şahıs o derece boş.
yalnız yaşayan herhangi bir insanla bir gayin hiçbir farkı yoktur. o yüzden yalnız yaşayan gay başlığını protesto ederek buraya yazıyorum.
şuan ki şartlarımla yapamadığım ama bir gün yapacağıma inandığım eylem. kendi başına yaşamak. sadece sana ait bir yer. çok güzel olsa gerek. yalnızlık çoğu zaman sevdiğim bir şey değil ama bir evi paylaşması da çoğu zaman zor.
kendi evimin içinde kendi mutluluklarımı yaratacağım günler umarım bir an önce gelir. şuraya yalnız yaşamakla ilgili şu güzel illüstrasyonları bırakıyorum
allah kimseyi aç gezerken, evine et süt alamazken suriyelileri savunacak kadar rezil bir konuma düşürmesin. yazık.
edit: hiç bir zaman giremeyeceğimiz ab'ye yaranmak için suriyelileri kendi ülkemizde tutmak da ayrı bir rezillik. "omo poroyo ab veroyo" amk babasının hayrına vermiyor heralde. suriyelilerin pislikleri kendilerine bulaşmasın diye veriyor.
edit 2: bazı yazarlarımızın (bkz: pollyannacılık) oynamayı çok sevdiğini gösteren başlık.
allahım nolur en çok artılanan entrymin "reynmen" ait olmasını istemiyorum. lütfen artılarınızı geri alın arkadaşlar. rezillik yani daha güzel girdilerim var. yapmayın bunu bana nolursunuz*