kuran'daki birçok ayeti, eşcinsellik ve lut kavmi ile ilgili kısımları okudum. birçok yazı da okudum. her şeyi yanlış anlayıp yanlış uygulayan tabiki de her dinde olduğu gibi toplumdur. birileri kendi istedikleri gibi yorumlar ve halka empoze eder. dine ve din adamlarına körü körüne inanan halk da kendince bunu uygular. kapanmadan doğru düzgün bahsedilmemesine rağmen kapkara çarşaflara, türbanlara kapanmak gibi.
işte eşcinsellik olgusu da bu şekilde. evet yanlış olduğundan vs. bahsediliyor. ama sapkınlık olarak bahsedilen şey aslında "ters ilişki" yani anal seks kesin bir dille günah diye belirtilmiş. ha yaparsın yapmazsın orası kişiye kalmış. zaten buna gelene kadar ne günahlar işliyoruz.
iki erkeğin ya da iki kadının bir birine karşı duyacağı aşk ya da sevgi konusunda boşluklar var. bu sebeple insanın, insanlığın, canlının doğasında var olan eşcinsellik olgusunun günah olduğunu düşünmüyorum. inanmama engel olduğunu da düşünmüyorum. içimden kalbimden geçen şey temiz olduktan sonra sakallı cübbeli adamların dediğinin de bir önemi yok. zaten islam ya da hristiyanlık ya da musevilik onların bahsettikleri, manipüle ettikleri, insları kandırdıkları dinler değil. gerçeği merak ediyorsanız kendiniz direk erişim kurun, araştırın, yorumlayın sözlük.
zor. çok zor be anne. çok zor. dediği sahnede içimi kopartan film oldu. 10 yıl sonra izledim filmi. içeriğini, diyaloglarını, konusunu hiçbir şeyi bilmeden. dokundu biraz. bir de memleketime dair bir sürü şey görünce daha bir içinde hissettim filmin.
ada sadece heteroseksist türk toplumuna yedirilmek için oluşturulmuş bir karakter. ya da hala kendi içindeki savaşları bitirememiş bir alper var önümüzde. bilemiyorum ama üzücü bir film. çok karamsar geldi bana.
en son şenol'la beraber çocuğu sinemaya götürmeleriyle de selamı çakmış çağan ırmak. iki elinden tutup çocuğu havaya kaldırmaları falan. detayları biz eşcinsel olduğumuz için mi çok iyi yakalıyoruz yoksa insanlar görmemezlikten gelmeyi mi tercih ediyor anlamadım.
hayır akp'nin en büyük şansı teknoloji ve internetin yaygınlaştığı mobil teknolojilerin gelişip herkesin eline beline cep telefonunun geldiği 2000'li yıllarda iktidara gelmiş olması. bunun ekmeğini yiyorlar hala. hastanede sıra beklemiyorum internetten alıyorum. reçete bile yazılmıyor eczaneye gidip ilacımı alıyorum. e-devletten bilmem ne belgemi alıyorum. e gerizekalı çomarlar sanki interneti bilgisayarı tayyip icat etti bana. çağın gereklilikleri bunlar. onun yerine kim gelse olacak şeyler. kalkmış bana 80-90 yıl önceki ray sistemiyle şuanı karşılaştırmış. başlarındaki adamda beyin yok ki çomarlarında olsun.
şimdi kendimle çelişicem. aslında başlarındaki çok akıllı. o da biliyor bütün bu anlattıklarımı. ama bulmuşum bir salak sürüsü kandırıp gideyim gittiğim yere kadar diyor. iftirayla yalanla, allahla kitapla. keşke diğer siyasiler de tayyibin yarısı kadar siyaset yapabilse. adam başarılı yani. dünya lideri. bak ben bile inandım. lol.
tamamen gereksiz. insana eziyet ve acı dışında bir şey vermeyen diştir. hepsini çektirip kurtulduğum için memnunum. zira diğer dişlerinizin şeklini ve çene yapınızı bozmakla kalmayıp bir de geceleri sizi uykunuzdan uyandıran acılara sebebiyet vermektedir. o yüzden kurtulmak en iyisi. bana kalsa en arkadaki azı dişleri bile gereksiz.
artık cinayet gününü göstermeye başladılar ve oya'nın yaza merhaba partisinde işlenen cinayete saatler kala heyecanın dozu da baya arttı. heyecanla bekliyoruz neler olacak. herkesin birini öldürmek için bir sebebi varken beklemek çok heyecan verici. ekran başında bekliyoruz sözlük.
bugün kadıköy'deki şeftali temalı pre-pride partisine katıldık. smellycat, arvellian, purplewhale ve diğer arkadaşlarımızla 7-8 kişi olduk ve kurtlatımızı döktük. mekanın darlığı ve sıcak havaya rağmen dağıttık oynadık eğlendik. diğer etkinliklerin de taksimde olacağı duyumunu aldık. facebook sayfasından takip edebilirsiniz sözlük.
kelly clarkson'un sunuculuğunu yaptığı ödül töreninde sahne alanlar;
ariana grande - "no tears left to cry"
christina aguilera & demi lovato - "fall in line"
bts - "fake love"
camila cabello & pharrell williams - "sangria wine"
kelly clarkson - "whole lotta woman"
zedd, maren morris & grey - "the middle"
jennifer lopez - "dinero"
macklemore & kesha - "good old days"
shawn mendes & khalid - "youth"
khalid & normani - "love lies"
janet jackson
john legend
dua lipa
ed sheeran
salt-n-pepa & en vogue
şuan show tv'de yayınlanarak beni şaşkınlıklara boğan ödül törenidir. dün olmuş sanırsam. merak eden izlemek isteyen var ise baya kaliteli bir şekilde gösteriliyor şuan. şaşkınlıklardayım sözlük.
türkiye'de onlarca yüzlerce verilen şehitler için bir kere yas ilan etmemiş, üzülmemiş iki yüzlü, alçak, utanmaz, sözde müslümanların olduğu ülkemizin en büyük sorunlarından birisidir. haysiyetsizsiniz. alçaksınız.
ülkeyi ne ara ele geçirdi bu cahil cühela koyun sürüsü anlamıyorum valla. ne ara ürediler türediler de bu kadar çoğaldılar? hangi delikten çıktılar? bu cahillikle hiçbir şey de değişmeyecek.
türkiye'de ünlü olma statüsü olarak sayılan talk show. beyaz show'a çıktıysan ok ünlüsündür artık. lan kendinize gelin dünyadaki diğer örneklerini gördükçe her seferinde götümle güldüğüm, komik olmaktan oldukça uzak showumsu. ne kaliteli bir espirisi var ne de akıllıca bir konuşması. umarım azalarak biter.
nahide ekengil karakteriyle aylarca güldüren, iki üç programda bir sibel meriç'i çağırıp trolleyen okan'ı mumla arıyoruz valla.
bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.
ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.
yalnız isek kendimiz seçmişizdir. yalnız olmamız ve kendi yolumuzu yürümemiz, yolun sonunda da kendimizi tamamlamamız gerektiği için yalnızız. su akar yolunu bulur. tek başına tamamlanamayan diğer yarısını tamamlayacak olanları bulur.
vücut tarafından yoğun strese karşı verilen bir savaş olan bu sendrom, kalp krizine benzer bulgulara sahiptir. 1990 yılında japon hiraru sato tarafından keşfedilmiştir. tıptaki diğer adı (bkz:apikal balon sendromu) dur.
kişinin sürekli olarak kendini bitkin ve mutsuz hissetmesi, dinlenmekle bile kendini iyi hissedememesi gibi sorunlarla ortaya çıkan bir durumdur. (bkz: bağışıklık sistemi) önemlidir.
sözlükteki naftalin beyinli yazarlarımızın artık yazmamaları gerekiyor. sözlüğün eski zamanların beri yazan bu yapışkan insanlar bir sülük gibi sözlüğün kanını emiyor. yeni olan her yazara düşmanlık besleyip sözlükte gergin bir hava yaratıyorlar.
lütfen bi salın artık. gençlerin önünü açın. sizin vaktiniz geçti.
akıllara özlem tekin ablamızın "aşk her şeyi affeder mi?" şarkısını getiren başlık olmuştur. aldatmanın altında yatan sebepler de gözden geçirilmeli misal bağlanmaktan kaçmak gibi skdkdh. neyse şarkı sözümüzü iliştirelim.
çok üzgünüm istemeden
seni dün gece aldattım
kim olduğu mühim değil
sana bağlanmaktan kaçtım
çok üzgünüm istemeden
bir bakışa aldandım
inan bana bütün sabah
pişmanlıktan ağladım
aşk herşeyi affeder mi
dersin zamanla geçer mi
güzel günlerin hatrına
aşk herseyi affeder mi.
ilk olarak boşluk bırakmadan, gözü yoran uzun destanlar yazarsanız kimsenin okuyası gelmez zaten. bunun kitap okumakla alakası yok bence.
herkesin kitap okuma şekli farklı olabilir. evet bir kitabı eline alıp sayfaları çevirerek okuması hoş bir duygu ancak artık teknolojinin pik yaptıgı bir çağdayız. kindle veya tablet gibi cihazlarda milyonlarca e-booka ulaşılabiliyor.
son zamanlarda çıkan "dostoyevski okumayan insanla konuşmak" yok "hegel'i bilmeyen insanla sevgili olmak" gibi türeyen başlıklardan gına geldi. belki o adam senin hakkında bir kelime edemeyeceğin bir konu üzerinde master yapacak kadar bilgili. belki her gün atom fiziğiyle ilgili makaleler okuyor.
kendi standartlarına uymayan insanlara "cahil" demek de yeni moda oldu sanırım. genelleme yapıp insanları bu genelleme havuzunda yargılamadan önce çok kitap okuyarak geliştirdiğiniz beyninizi kullanıp bir düşünün bence.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
gecenin olayı kesinlikle madonna'nın sahne alması vs değildi. izlanda'lı anti-kapitalist, distopik-tekno, bdsm grubu hatari'nin televote oylarını aldıktan sonra filistin atkıları açmalarıydı. ekrandan o kadar hızlı gitti ki görüntüleri ne olduğunu şaşırdık. kesinlikle gecenin önüne geçen bir olaydı.
onun dışında yarışmaya gelirsek italya'ya baya üzüldüm. ama işte anadilde katılan şarkılarda hep böyle oluyor. ki italyanca olmasına rağmen akılda kalan bir nakaratı ve alkışlı ritmi vardı. mahmood kalp kalp
gelelim isviçre'ye. aslında birincilik beklemedim ama çok keyifliydi şarkı. bence hak ettiği sırayı kazandı. ne fazlası ne azı. ayrıca luca hanni oldukça sempatik ve tatlı bir adamdı.
bir diğer güzel adam da azerbaycan'ı temsil eden chingiz. şarkı kesinlikle çok iyiydi. ayrıca robotik kollarla yapılan showa bayıldım. şarkısı da sesi de çok güzeldi. dinlerken seneye azerbaycan'da mı yoksa demedim değil. ama yine hak ettiği puanı alamayan bir şarkı oldu.
bana göre en en güzel şarkıya sahip olan ülke kıbrıs'tı. geçen sene eleni foureira ile 2. olan kıbrıs bu sene çok benzer bir şarkıyla katılmıştı. geçen sene de favorim kıbrıs'tı bu sene de öyle oldu. aslında tam kıbrıs da denemez çünkü hepsi yunan şarkıcı ama yine de en başarılı şarkılar hep onlardan çıkıyor. bu şarkı sanki şey gibydi kanka ödevini alabilir miyim? al ama biraz değiştir belli olmasın
genel olarak organizasyon çok başarılıydı. çok güzel ev sahipliği yaptılar bence. şarkılardan önce şarkıcıların da dahil olduğu küçük tanıtım videoları çok güzeldi. şarkılardan çok "acaba ne çıkacak sırada?" diye merakla onları bekledim. birinci olan hollanda'nın şarkısına vasat diyebiliriz. ama belki dinledikçe güzelleşir bilemiyorum.
yazmaya değer görmediğim ama yine de beğendiğim ülkeler ise; malta, rusya, estonya, belarus,fransa, ispanya.
an itibari ile ysk denen sözde kurumun kararı ile gerçekleşen olaydır. millet iradesinin ve demokrasinin yok sayıldığı, onlarca insanın aptal yerine konulduğu korkunç bir olay.
gelecekte utançla hatırlanacak bu karar için, cb ve akp sokakta mız mızlanan bir çocuk gibi yenilgiyi kabul etmemiş, "tek adam rejimi" nin gücünü kullanarak seçimleri iptal ettirmiştir.
artık gerçekten hiçbir şeye inancım kalmadı. lanet olsun böyle işe ya. günlerce ysk merkezlerinde çuvalların üzerinde oylar çalınmasın, bir şey olmasın diye uyuyan insanların emekleri her şey bir anda yok oldu. sırf hırs için. hırsınızda boğulursunuz inşallah.
yalnız yaşayan herhangi bir insanla bir gayin hiçbir farkı yoktur. o yüzden yalnız yaşayan gay başlığını protesto ederek buraya yazıyorum.
şuan ki şartlarımla yapamadığım ama bir gün yapacağıma inandığım eylem. kendi başına yaşamak. sadece sana ait bir yer. çok güzel olsa gerek. yalnızlık çoğu zaman sevdiğim bir şey değil ama bir evi paylaşması da çoğu zaman zor.
kendi evimin içinde kendi mutluluklarımı yaratacağım günler umarım bir an önce gelir. şuraya yalnız yaşamakla ilgili şu güzel illüstrasyonları bırakıyorum
bomboş kıro bir adam. bir içerik de üretebildiği yok. iki gözü renkli diye ergenleri düşürüyor işte. "yeteneksizlik is the new trend" akımının öncüsü olabilir bu şahıs o derece boş.
allah kimseyi aç gezerken, evine et süt alamazken suriyelileri savunacak kadar rezil bir konuma düşürmesin. yazık.
edit: hiç bir zaman giremeyeceğimiz ab'ye yaranmak için suriyelileri kendi ülkemizde tutmak da ayrı bir rezillik. "omo poroyo ab veroyo" amk babasının hayrına vermiyor heralde. suriyelilerin pislikleri kendilerine bulaşmasın diye veriyor.
edit 2: bazı yazarlarımızın (bkz: pollyannacılık) oynamayı çok sevdiğini gösteren başlık.