tunatuan

Durum: 3780 - 0 - 0 - 0 - 30.04.2025 17:50

Puan: 57032 - Sözlük Kevaşesi

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

YAŞARkolik, CD arşivcisi, konsergezer/yazar, blog sahibi çevirmen.
  • /
  • 189

telefon bağımlılığı

eskiden akıllı telefonsuz yaşadığımız dönemleri acı ya da tatlı herhangi bir anı olarak bile hatırlamadığımız, akıllı telefonlarla yaşadığımız, akıllı telefonların bizim yerimize düşünmesine, okumasına, çalışmasına, yaşamasına, nerdeyse nefes almasına izin verdiğimiz bağımlılıktır. giderek kapitalleşen toplumda reklamların da pompalamasıyla geniş dünyaya küçük ekranlardan bakar hale gelme, yaşadığımız her şeyi mutlaka birilerine izletme/beğendirme halinde olduğumuz, aksi takdirde mutsuz olduğumuz, zaten onsuz hep mutsuz olduğumuz, aldığımız her laykla narsizmin doruklarına ulaştığımız, bizi "sosyalleştirir" görünürken aslında "yapayalnızlığa" iten, gözümüzü açtığımız andan kapadığımız ana her şeyimizi paylaşarak gizli saklı bir şey bırakmadığımız, bize ne kadar zararlı olduğunu henüz fark edemediğimiz, ama aslında fark etse de bu hastalıktan mutlu olduğumuz, zaman zaman daha az kullanıcam diye kendimize sözler versek de, bu sözümüzü gene "sosyal medyadan" duyurduğumuz tüm bağımlılıkların bileşkesi bir bağımlılık... telefonların giderek akıllanırken bizim giderek gerizekalılaşmamız ise ironik bir durum, sonra "neden dünyayı robotlar ele geçirdi" deyip dövünürüz...

garajistanbul

istanbul'da eli yüzü düzgün, rahat konser izlenecek bir konser mekanı olmaması sorununa ilaç gibi, hızır gibi yetişen, tom tom mahallesinde bulunan ve çok güzel konser performanslarına sahne vermesiyle son zamanların en sevdiğim mekanlarından olan konser/etkinlik mekanı. çok güzel konserler oluyor, dün de kadın cinayetlerini durdurma platformu dayanışma konseri yapıldı. ayrıca hormonlu domates ödülleri de bir tarihte orada yapılmıştı.

kadın cinayetlerini durduracağız platformu

son on yılda artan -erkek kaynaklı- kadın cinayetlerini sona erdirmek ve özellikle özgecan aslan'ın katlinin kamuoyunda infial yaratmasının ardından bu yönde yasaların çıkmasını (özgecan yasası adı verildi) için çalışmalarını hızlandıran sivil toplum kuruluşu. türkiye yapılan bir araştırmaya göre kadınlar için yaşaması en az güvenli ülkelerden seçilmiş, bu büyük utancı bir erkek olarak yaşarken, böyle bir platformun kurulmak zorunda kalması, kadınların her gün tetikte yaşamak zorunda bırakılması çok üzücü ve büyük utançtır. dün gece garaj istanbul'da bu platformun "kadın cinayetlerini durdurma dayanışma konseri" yapıldı. 9 şarkıcı ve grup çıkıp kadınların yaşama hakkı için şarkı söylediler. sarsıcı bilgiler de verildi. bu platform destek bekliyor.

perfect world

1993 yapımı kevin kostner filmi. azılı ve bir o kadar yüksek zekalı mahkum robert 'butch' haynes'in kaçırdığı çocukla zaman içinde gelişen arkadaşlığı, yoldaşlığı, gerilimleri ve kanundan kaçarken yaşadıklarını anlatan film öyküsü ve kurgusuyla 10 yaşlarındaki beni hayli etkilemişti. her ikisi de kendi içinde haklıydı, çocuk baskıcı bir ailede yetişmenin ezikliğini yaşıyor, mahkumsa bu adaletsiz dünyayı kendi adaletiyle yaşamaya çalışıyordu, yolları kesişince ikisi de birbirlerini büyüttüler filmde. ama ne olursa olsun aralarında bir sevgi ve güven gelişti. hele bir son sahnesi vardır bugün bile burnumun direğini sızlatır.

sen sus da gözlerin konuşsun

sözlerin duyguları anlatmaya yeterli olmadığı durumlarda, bakışlarınla duygularını ifade etmeye davet eden davet cümlesi.

ya da konuşmazken daha cazip oluyosun en iyisi sus demek anlamına da gelebilir.

talk show'da penisten evcilik oyunu malzemesi çıkarmak

penisi namus sembolü değil normal bir insanı organı olarak gören aşmış medeniyetlerde görülmesi şaşılmayacak tv programlarıdır. belki de her şey buna çok fazla anlam yüklendiği içindir, halbuki kol gibi bacak gibi bir organdır.

not: ben sunucuyu yemek istiyorum asıl...

ilk defa bir erkeğin penisine dokunan lezbiyen çift

neler kaçırdıklarını bilmiyorlar, o muhteşem organ sevilir öpülür pamuklara sarılır emilir, karşılığında sizi besler, sevgi gösterir, mutlu eder, bulutlara uçurur...

sevemedim karagözlüm

kadir inanır'ı ilk ve son kez bıyıksız gördüğümüz yeşilçam filmi ve filme adını veren orhan gencebay şarkısı, üçüncü kişilerin karışmasıyla aşklarını dolu dolu yaşayamayan ve ayrılmak zorunda kalan bir çiftin iç yakıcı öyküsünü anlatır. gözünden sakındığı, kıyamadığı, ellerden kıskandığı sevdiği ellere gidince yaşadığı travma ve kahır konulu şarkı belkıs özener sesiyle iyice iç yakıcı bir ağlama duvarına dönüyor.

yoko ono durgunluğu

"sen sus da gözlerin konuşsun" durgunluğu.

cenk koray

oğlunu feci şekilde kaybettikten sonra dayanamayıp kalpten gitmiştir. böylesi hepimizi güldüren bir adam için ne kadar acıklı bir son. tele kutu yarışmasını sunardı pazar 88 89 90 91 92 93 (her yıl adı o yılın adına göre değişiyordu) adlı müzik eğlence programı içinde. şimdi memedalibeeeey neyse, o zamanlarda cenk koray öyleydi. üstelik mehmet ali erbil gibi sevimsiz de değildi, soğuk espirileri ona ayrıca hoşluk katıyordu bence. tonton sevimli bir sunucuydu allah rahmet eylesin.

mimar

sadece ankara'da olabilecek şeyler

genelkurmay ve içindeki rütbeli bear subaylar...

başlıkları alt alta okumak

başlıkları alt alta okumak

napalım ben de orospu olurum

alttaki kısmetse olur başlığıyla başlıkları alt alta okumak kategorisinde 1 numaraya yerleşmiştir!

kısmetse olur

biri bizi gözetliyor'un görgüsüzce big brother olarak ekranlara geri döndüğünü duyan yapımcılar durur mu, nihayet kurtulduk dediğim realite evlilik programları da yeniden hortladı. son örneği de bu! bence bir adım öteye geçip, halvetleşmelerini de gösterseler bir farkları olurdu. ama nerde tülinim nerde canerim bunların hepsi feyk! *

napalım ben de orospu olurum

hobimi paraya çevirir, hem de "yattığım yerden" para kazanırım düşüncelerine gark eden akıl oyunları. ama o da zor iş be, dışardan bakıldığında parıltılı görülüyor ama örneklerini görüyoruz ne kadar sefil şartlardalar, hollanda'da olsan amenna, orda güzel güzel odaları var, güvenceleri var, bu ülkede kaldırım taşları meskenin oluyor, öldürülüyorsun, hem işin içine para girince zevki kalmaz o işin.

kombinlerim ve giyim zevkim iğrenç

kime göre neye göre diye karşı soruyla yanıtlayacağım başlık. sen giydiklerin içinde kendini rahat hissediyorsan, iyi hissediyorsan, üçüncü şahısların beğenisi çok da fifi yani. kendini bu kadar hafifseme dostum, sen herkese benzemediğin için farklısın unutma, kapitalizmin trendlerine kapılıp da kendini kötü hissetme, çünkü unutma bu gözler 80lerin vatka dönemlerine de yetişti, unutma moda kaygan bir zemin, bir dönemin zevkleri başka bir dönemin gülmece unsuru olabiliyor, örneklerini vatkada ve 80ler temalı dizilerde görüyoruz. insanı insanı yapan giydikleri değil, düşünceleri ve eylemleridir. şartlama kendini aynaya bakıp insanlar bunları beğenmez diye, insanlar altın yaldızlara bürünsen gene de memnun olmaz, gene de bir kulp bulur. sen kendin için giyin, kendin için yaşa. kendini giydiklerinle kıyaslama, içinde yaşadığın zamana ve topluma katkınla değerlendir der çekilirim.

september

julius sezar dönemi öncesi, yedinci ay iken *, julius sezar'ın "ben de takvimde ay isterim, hem de en sıcak ve en uzun süren ay isterim" hönkürmesi sonucu, haziran'ın dibine eklenen "july" (temmuz) ayıyla önce sekizinci, sonrasında tahta geçen augustus'un aynı taleplerde bulunması sonucu, "july"ın arkasına kondurulan "august" yani ağustos ayıyla dokuzuncu aylığa gerileyen sonbahar ayı eylül'ün gavurcası.

özel okul

turgut özal'ın liberalizme yeşil ışık yakmasıyla insanlar arasında eğitim ve eşitlik uçurumunu büyüten, paran varsa zeki olmasan da okursun, iyi eğitim görürsün savını desteklercesine, parasız ama zeki çocukların hayatını karartan, insanları kapitalist düzenin paraya dayalı çarklarını çevirmeye ve devlet okulundaki zavallı çocukları o çarklarda öğütmeye iten bireyler yetiştiren eğitim kurumları.
  • /
  • 189

jet sosyete

senaryosunu gülse birselin yazdığı oyuncuları arasında çağlar çorumlu, cengiz bozkurt, hasibe eren, derya karadaş, sarp apak, deniz cengiz, ecem uzun ve bartu küçükçağlayan gibi isimlerin yer alacağı konuşulan yeni komedi dizisi.ocak sonunda star ekranlarında yayına başlayacakmış.

jet sosyete

ilayda, tony, gizem ve pelin karakterlerine haykırarak gülüyorum.

jet sosyete

bu akşamki bölümde baya iyi geldi. şennur teyzenin sözlerine ve gizemin saçmalamasına çok gülüyorum. sanki gülse birsel de nasıl yazabileceğini biraz daha göstermiş oldu bu bölümle. severek izliyoruz.
hiç de içim almıyor ama..
ben öyle demiyom oğlum
araya gideceğine canıma gitsin
çiğ silikon mu bu?

kolinin oğluyla arkadaş olmak

bazı arkadaşlarımın yaşadığı bir durumdur. yaşamayı hayal bile edemiyorum.

kolinin oğluyla arkadaş olmak

daha dramatik versiyonu için (bkz: oğlunun kolisiyle arkadaş olmak)

yaşasın hoşgörülü aileler..

ayrıca (bkz: geçen yine başımdan geçen olayda)

tunatuan

hafta içi olmayaydı iyiydi. iyi eğlenceler.

acıyor ama devam et

zevkle acının kesiştiği o eşsiz anda seçimini zevkten yana kullanan sosyal alıcı repliği. iyi bilir ki; acısa da öldürmez.

acıyor ama devam et

doyumsuz dar kıçlı ayıların mottosu.

kanırtmaya başladıysa da devam edilir.

kıro erkeklerin ortak özellikleri

fikri olmamak ama zikri olmak, elde tespih, ağızdan çer çöp kürdan sigara vb bir nesne düşürmemek, dilden erkeklik adamlık delikanlılık ve racon derslerini eksik etmemek, ahlak bekçiliği yapmak ama ahlaksızlığın müptelası olmak, cin olmadan adam çarpmak, medeniyet seviyesinin altında kalmak, kültür ve bilgi birikimi edinmemek, hayat üniversitesinden mezun olmak, yobazlık, kaba davranışlar sergilemek, hoşgörü ve nezaketten uzak olmak, kafasını kullanamadığı için yumruklarını kullanmaktır.

ufak tefek cinayetler

ayyhhhh dün gece son dakkalarda gerim gerim gerdiler. yani bir gerilim filmlerinde böyle gerildiğimi hatırlarım bir de bunun dünkü bölümünün son sahnesinde. allah sizi bildiği gibi yapsın e mi son anda dedim bunu göstermeyecekler, haftaya bırakacaklar ki öyle de oldu zaten. şu senarist arkadaşlar da oya karakterine daha anlamlı ve okkalı laf sokan replikler yazsalar da azıcık içimizin yağları erise ayol. o kadar sinirleniyor, atarlanıyor ama iş merve'nin karşısında konuşmaya gelince pıssssss balon gibi sönüyor. vallahi içim şişti yemin ederim yeter diye bağırasım geldi.

Toplam entry sayısı: 3780

ilk eşcinsel deneyim

en sevdiğim hikayelerimden... bir gün kadıköy'den eminönü'ye geçmek üzere vapur beklerken, yanına oturup çaktırmadan seyrettiğim beyefendiyle bir hafta sonra halvet olmuştum. vizelerim vardı o hafta, yoksa daha erken olurdum. sene 2001 yaş 18. genelde toplu taşımalardan (otobüs, tramvay, metrobüs...) kaldırdım adamlarımı... hatta bi keresinde yanımdan yürüyüp giden bir adamla on beş dakka sonra apartman bodrumunda halvet...

biseksüel

zeki müren "ruh zenginliği" olarak tanımlamıştı bir keresinde.

evli ayı sözlük yazarları

annemle oturduğumuz ev kendimizin, yani ev'liyiz, ama bahsedilen evlilik bu değil galba.

sözlük yazarlarının favori porno kategorileri

bear guy fucking twink... götlü göbekli kıllı bir alfa erkeğinin/daddy'nin, bir twink'i/chaser'ı hunharca siktiği pornolar.

daddy mugs bu türden favorimdir.

gökçe bahadır

tuna kiremitçi ile şapşahane bir düete imza atarak müzikal yönüyle de kalbimin kıvrımlarında taht kurmuş, ne yapsa izlerim oyunculardan... bu sıralar izlediğim tek dizi olan (bkz:ufak tefek cinayetler) 'de tersi pis doktor oya'yı oynuyor.

tuna kiremitçi düeti için link burada:

eşcinsel olmanın kötü yanları

1) sürekli bir yalan dünyasında yaşamak zorundasınızdır, gizliyseniz hele aileye, iş arkadaşlarına, normal arkadaşlara (tabi gey dostu olmadığını bildiklerinize) yalan söylersiniz
2) homofobik bir toplumda yaşamanın getirisi, aşağılanır, hakarete uğrar, dövülür, tecavüze uğrar hatta öldürülürsünüz, ve o homofobik toplumun homofobik polislerince insan yerine konmazsınız, hatta onlar da size aynı muameleyi yapar
3) çoğu zaman iç dünyanızla ilgili karmaşaları kendi başınıza çözmeniz gerekir, dışarı anlatamazsınız, diğer geylerin de kendi dertleri olur onlar da bi yere kadar dinler
4) aileniz ve toplum tarafından ağır ithamlarla cezalandırılırsınız
5) size herkese g.tveren potansiyel muamelesi yapılabilir, gece s.ken adam gündüz size bir paçavraymışsınız gibi davranabilir, veya sarhoş muhabbetlerine meze yapar.
6) başınıza bir şey geldiğinizde, tecavüze uğradığınızda polise gidemezsiniz, zira polisin aklında sizin bu halinizle zaten davetiye çıkarmış olduğuna dair bir önyargısı vardır


offf bu kadar yazdım içim şişti, gerisini siz tamamlayın.

ilk eşcinsel ilişkiden sonra yapılanlar

eve gidip duş almak, sonra gerizekalıya bağlamak, "aneeeymm hasta oldum ben aids oldum" diye kendini kahretmek, adama mesajlar atmak, "bir daha sikilmek için yalvarsam da gebersem de bana yazma, mesaj atsam da cevaplama" gibi saçma sapan mesajlar atmak, sonra adam gerçekten mesaj atmadığında neden mesaj atmıyorsun diye evine gitmek ve bir daha kendini siktirmek. sonra alışıyorsun tabi.

sikmek kelimesi iyi mi yoksa kötü anlamlı mı

bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım yakışıklı mı diye.

aysel gürel

seni özlüyorum deli kadın, bütün bu dünyanın kiri pası içinde ekranlardan yansıyan ve bize her şeye rağmen umut var dedirten temiz sevincini, neşeni ve kaleminden akan yüreğini özlüyorum, senin en ince espri yaparken bile gözlerindeki derin bakışı, en ciddi konuda bile muzip yorumlarını, kısaca seni özlüyorum deli kadın. bir resmine bakarken bile binlerce kare geçiyor gözümden, seni hiç tanımadım, tanıma imkanı bulamadım, ancak ben seni hep sevdim, senin bu dünyaya kattığın güzelliği sevdim, tüm dünyanın akılları bir araya gelse senin tek bir yorumla herkesi susturabilme becerini sevdim.

ama neyi sevmedim biliyo musun? daha seninle tanışmadan çekip gitmeni, daha şarkılar şiirler tamamlanmamışken çekip gitmeni, tabiri caizse daha karpuz kesecekken zengin kalkışı yapar gibi 80 +/- 60 yaşın baharında çekip gitmeni... yarım kaldı şarkılar, şiirler, daha çok şarkı var yazacak... daha fazla söz söyleyemem, söz söylemede senin eline su dökemem, senin sözünün üstüne söz söyleyemem, sadece diyebilirim ki, ulaşıyosa bu yazılar bir yerden sana, bir el salla oralardan bana. deli kızım uyan, bir tek sensin duyan!!! bu dünyada bize bir bakış borcun kaldı, acelen ne, bekle aysel!

artik yok!! diyemiyorum; iyi ki vardi! diyorum...

müslümanlığı güzel bir din sanmak

müslümanlık ve islam özünde -aslında her dinde olduğu gibi- kardeşlik, hoşgörü, barış gibi güzel mesajlar içeren bir din. insanoğlunun elinde oyuncağa çevrildiği için sürekli kötü ve berbat bir din izlenimi yaratılan ancak insanların amellerinden dolayı bütün bir dinin alaşağı edilmesini doğru bulmuyorum, sonuçta ortada ortak ve güzel bir mesaj var ve sorun bu mesajı insanların kendilerine yonta yonta saçma sapan ve müslümanlıkla bağdaşmayan uygulamalara giderek yanlış bir müslümanlık izlenimi oluşturmasıdır. kulaktan dolma bilgilere pabuç bırakmamak için herkesin bir kere okuması gerektiğini düşünüyorum.

seri eksi oy veren ezik

gerizekalıdır, komplekslidir, derdi varsa yüzleşmek yerine bu şekilde derdini anlatabileceğini sanandır, siktir olup gitsindir, sözlükten uzaklaşma nedenidir. böyle şeyler yapmamalıdır!!! hadi bunu da eksile gerzek dingil!

göt deliği

sermayem, erkekleri tavlama aracım, erkeğimin fişini takacağı priz...

ayı sözlük yazar nicklerinin okunuşu

sanırım bazı yabancı nickli yazarların adlarını okumakta güçlük çeken yabancı dili iyi olmayan yazarcanlar için açılmış başlık. yoksa adı atıyorum karpuzsever olan bir yazarın nicki başka nasıl okunabilir ki?

ayı sözlük yazarlarının yaşları

4 ay sonra otuz, olgun seven aktifleri özele beklerim.

seri eksi oy veren ezik

hah geldi gene eksileme düşkünü gerzek, canım sen orda herkesi eksilerken, insanlar senin götünden girip ağzından çıkıyor haberin olsun... hadi gelsin eksi...