salaş meyhanedeki yorgo

Durum: 520 - 0 - 0 - 0 - 03.09.2023 22:03

Puan: 9484 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Nemli ortamda kısa taburesinde düşünceleri deniz olmuş adam. Merhaba ben Yorgo.
  • /
  • 26

eşcinsel olmaktan korkmak

eşcinselliğe özendiriyor gerekçesi ile netflix yasaklansın diyen tip

keşke bu gerizekalılar televizyonlarda gösterilen kadına şiddet içerikleri içinde ayaklansalar.
keşke bu -100 iqler silahlanma, çetecilik unsurlari içeren dizileri boykot edip şikayet etseler.

yapmazlar, yapamazlar çünkü bunları yapan yine bu güruh. yallah arabistana.

heteroseksüel ev arkadaşları

her 10 dakikada bir meme gösteren arkadaştır bunlar.
olum bi sal ya.

alttaki yazara soracaklarım var

yazmayı kes ve onun yazmasını bekle. eğer wp de konu bitince bulmaya çalışma yaziyorsa yazsın yazmıyorsa zaten bir şey eksiktir. unutma değer veren konuşmak ister.
buluşunca iyiyiz diyorsun o anki zamanınızi hatırlamaya çalış sadece senin için mi iyiydi?
soğuk yap demiyorum ama yazmıyorsa sende yazma. demet akalın vol1 gelirsen ekime gelmesen kasıma modu.

en sık neyin hayalini kuruyorsun?

alttaki yazara soracaklarım var

kendimi tekrar ettiğimi hissedince focusumu bir anda başka bir şeye atıyorum. herkesin genel yaptığı şeylerden uzak durup az kişiye hitap eden, spesifik alanlara ilgimi yoğunlaştırıyorum. farklı insanlar, farklı işler canlandırıyor hayatımı.
bir de kedi besleyin efendim inanın bana hayatınıza renk üstüne renk gelecektir :)

kriz yönetimini nasıl başarıyorsun? sinirlendiğinde, üzüldüğünde bunların üstesinden nasıl geliyorsun?

koronavirüs bittiğinde yapılacaklar

fakültemin çimenlerinde otlamak.
sahilde sevdiğim insanlarla kızgın güneşın altında buz gibi birami yudumlamak.
bunları yapmak için aşıyı ben bulucam buraya yazdım.

başarı

başarı yapamadıklarımızla orantılıdır.
istenilen ama yapılamayan her şeyi gerçekleştirdiğimizde başarı olarak atfederiz.
velhasıl kelam aklım yaptıklarımda değil yapamadıklarımla :)

kimetsu no yaiba

çerezlik anime.
karakter tasarımlari nedense çok hoşuma gitmedi. sayısız anime izlemişimdir benim güzel anime diyebilmem için ismini gördüğümde en az 1 2 karakter ismi aklıma gelmeli bu animede gelmiyor nedense.
karakter oluşumlarının içi çok boş, içselleştiremedim hiç bir karakteri.

türkiyede'ki bilim insanlarının tv programlarına katılması

bilim insanlarının katılmasında bir beis görmüyorum.
fakat kitle iletişim araçlarıları türkiye de enformasyon vermekten ziyade magazinleştirme üzerine kurulu pek tabii popüler kültürün tüketme alışkanlıklarıyla ilgili orası ayrı bir konu.

benim anlamadığım bilimle yoğrulmuş kişi/kişiler bu magazinsel medyanın neden öğesi olmaktan kaçınmıyor. çıkan bilim adamları bilim konuşmak yerine söz dalaşından başka bir şey yaptıkları yok haliyle statükosu bir şey ifade etmiyor benim için.
x profesör = seren serengil benim gözümde.

alevi

tanıdığım her alevi benim için hep bir değer olmayı başarabilmiştir.

hep içten, dürüst bulurum.

çirkin gaylere tavsiyeler

entelektüel birikimin olsun.
bakımlı ol, güzel giyin.
samimi ve herkesin olamadığı sey yani kendin ol.

gerisi kendiliğinden gelir zaten.

erdoğan'ın halktan para istemesi

güvenmediğiniz kişilerin ibanına para göndermemelisiniz. evet.

ot içmenin sekse etkisi

insanın kendi bilincinin fişini çekmesi ya da algısıni köreltmesini aptallık olarak gördüğümden merak etmediğim hede.

bu tarz başlık ve entryler "özendiricilik" kapsamina girebilir aman dikkat.

misafir odası

küçüklüğümde girmeme izin verilmezdi.
o güzelim mobilyalar hic kullanılmadan çöpe gitmişti.

yazarların karantinadayken yüzleştiği sıkıntılar

product un ne istediğini ifade edememesinden mutevellit yaptığım işi sürekli bozmam. gösteremeden ifade edemiyormuş gerizekalı.

kedilerimi dışarı çıkmalarına izin veremiyorum hep bi sinir halinde tüy yumakları koridoru dönmek istemiyorum (pusu kurup tırnak saliyorlar)

insanlar ne sıkıntılar yaşıyor o yüzden sıkıntı sıfatına sokmuyorum pek.

tsubaki sanjuro

(bkz:akira kurosawa) nın 1962 yapımli kült filmi.
filmde buram buram samuray parodisi kokusu geldi bana aynı zamanda (bkz:toshiro mifune) nın oyunculuğuna hayran kaldım. abartıli jest-mimikleri doğallığa nasıl oturtmuş anlamış değilim.

japon anime ve filmlerinde "cool" olan rollerin hepsinin pervasız, gamsız ama bilge olmasının sebebi bu filmdir diyeyim size a dostlar.

evde oturmaktan sıkılmak

içe dönmek için mükemmel bir fırsat.
hep ötelediğim kitaplarim, çizgi romanlarımla vakit nasıl geciyor anlamiyorum.
kabarik film listemi babamla birlikte eritiyoruz (her ne kadar art house yapımlardan hoşlanmasa da :) )

hiç bitmesin desem linç yiyeceğim.

edit piaf: çooook sıkıldım sözlük...

messiah

bıraktığı ikilemi sevdiğim dizi.
aslında mesih olmadıği bilerek izliyorsunuz ama başrol o kadar gizimli ki hep bir acaba bırakıyor izlerken.

neyi sevdiysek gitti arkadaş.

ayı sözlük itiraf

çok az pişmanlıkları olan birisiyim.
geçen senelerde birisiylen 4 5 kere ilişkiye girdim. o zamanlarda hoşuma gitmişti ta ki dün yazana kadar.
ben nasıl olupta bu insanla ilişkiye girip hatta bunu kendimce olumyabildim anlamış değilim. resmen mideme kramplar giriyor.

bir erkeğin en güzel yeri

  • /
  • 26

30'undan sonra kariyer değiştirmek

ben değiştirmek yerine direkt kariyerimi sonlandırdım. çok riskli ve ölümcül bir karar tabi. hayatta tek isteğim şey çalışmamak yan gelip yatmaktı. yiyorum içiyorum geziyorum nerde olmak istersen oraya gidiyorum. 5 yıl sonraki planım da kerala ya da goa'ya yerleşmek.

yapılmış en aptalca dalgınlıklar

araba anahtariyla herseyin acilacagina inamamk. asansor kapisinin onunde araba anahtarinin dugmesine basip, hayir katta asansor, kapisi niye acilmiyor diye 10 saniye aval aval bakmak. dairenin dis kapisini araba anahtariyla acmaya calismak.

erkeği en sorunlu burç

niye kimse kova yazmamış, şerefsiz kovalarla karşılaşılmamış herhalde
ayrıca akrep erkeği de gayet sıkıntılı, iyi olanı iyi oluyor orası ayrı

ayı sözlük itiraf

bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.

ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.

flörtüne cool görünmenin verdiği haz

beğenilme arzusu kısmına tümüyle katılıyorum, kişisel tatminin en önemli sebebi belki de ama kendi açımdan isimlendirirsem, buna cool görünmek diyemezdim.

olduğum kişiyi, olduğu gibi düzgün ve anlaşılabilir bir şekilde anlatabilme kaygısı yaşarım mesela. daha açık olmaya, net konuşmaya, yoruma daha az mahal verecek şekilde davranmaya dikkat ederim, karşımdaki insandan da tek beklentim hep bu olmuştur. yanlış anlaşılmayı sevmememin bir yansıması sanırım ya da belki platonik denilebilecek duyguları yaşamamış olmamdan, bilmiyorum.

ilgi kısmı benim için dananın kuyruğunun koptuğu nokta. bir defasında -bana ilgi gösterilmesinden hoşlanmıyorum, diyen biriyle tanışmıştım, o an çok garipsemiştim ama bir süre sonra saygı göstermem gerektiğine karar verdim çünkü ben, yapay olmadığı, dozu tutturulduğu sürece ilginin her türlü ilişkiyi yeşerttiğini, sağlamlaştırdığını düşünenlerdenim hatta duygularını anlatabilmenin en doğal yolu olduğuna inanıyorum.

ayı sözlük itiraf

uykumu düzene soktukça kendimi hissizleştiriyorum sanki.
yani hissizleştirmekten kastım üzülebileceğim şeyleri öteleyip, geceleyin de üzülmeye yer kalmasın diye erkenden sızıyorum. yahu hisler ötelenir mi hiç demeyin. valla aynı hissi yaşaya yaşaya o hissi tam anlamıyla yok edemese de öteliyor insan.
gece 12 gibi erkenden yatıp sabah 7 gibi kalkacak kadar mı seviyorum bu hayatı nedir yani?
yoo hiç sevmiyorum. kaçış stratejisi buldum ve kendimi erken uyumaya zor da olsa alıştırdım.
saçma sapan bir döngünün içinde kaldım sözlük.
sabah uyanınca ve günün devamında bomboş hissediyorum kendimi. öyle et yığını gibi.
sanırım uzun bir süredir içimde verdiğim savaşın sonlarına geliyorum artık.
kaybetmekle kazanmak arasındaki o ince
çizginin üzerindeyim.
yavaş yavaş hislerimi siktir etmeyi başarıyorum sanki. bir taraftan da bunu istiyor muyum emin değilim.
istikrarlı da değilim istemek konusunda.
sanki ansızın özlemim dinecek veya ansızın tepeden tırnağa şiddetlice tekrar hissettirecek gibi. bilmiyorum.
karmakarışık şeyler işte.

hiv'den korkmayıp korona'dan korkan gay

hiv ile corona virüsü arasındaki büyük farkları kabaca değil de daha net ayırt edebilecek birisi olduğu için umursamıyor olabilir.
32 milyondan fazla insan hangi zaman zarfında ölmüş mesela?
tedavisi olan, öldürmeyen bir virüs ile ne olduğunu bilmediğimiz ve bu kadar kısa süre içinde çok fazla can alan bir virüsü aynı korku seviyesine çekmek biraz hiv+ bireyleri özellikle yeni tanı almış olanları korkutmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
içi tamamen boş anlamsız bir karşılaştırma.
belki arkadaşın hiv pozitif olmayı sorun etmeyip, covid-19 olmayı sorun ediyordur.
neticede kimse kimsenin enfekte olmasına garışamaz.
korkulması gereken hiv değil böyle cahil cühela yazılara denk gelmek.

ayı sözlük itiraf

kalp kırıklıklarıyla dolu bu başlık ayısözlük. yaşanmışlıklar, aldatılışlar, terkedilişler ve hayal kırıklıkları. zamanında dibine kadar yaşadığım için hepsini tek tek anlayabiliyorum. keşke kocaman kanatlarım olsa da sarıp sarmalasam bu insanları.

bugünlerde ben daha dingin, daha mutlu hissediyorum kendimi. çok güzel insanlarla tanıştım şu karantina sürecinde. sabahlara kadar sohbet ettiklerim, telefonda güzel seslerini duyduklarım oldu. hepsi çok güzel insanlar ve hepsini sonsuza dek hayatımda tutmak isterim. umarım onlar da benim için aynısını düşünürler.

teşekkür ederim sözlük. bana verdiğin güzel insanlar için teşekkür ederim.

çok ama çok kırılabileceğin bir şeyi umursamamak

dostoyevski diyor ki; gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.

belki o kadar çok kırıldık ki, artık kırılmaya yer kalmadı.
sürekli aynı yerden aynı sebepten üst üste kırılınca insan, artık o şeye kırılmamak için savaşlar veriyor. kırılmaya gücü bile kalmıyor. umutsuzlaşıyor ve sonunda da umursamazlaşıyor.
çok kırılabileceğiniz bir şeyi umursamıyorsanız muhtemelen daha önce o kişi tarafından veya o sebepten dolayı kırılmışsınızdır.

ayı sözlük telegram grubu

yorgo diye yazılır adam diye okunur. analizlerine fikirlerine ekistıra bayıldığım karizmatik yazar kişisi. ve bir itiraf geliyor. herkes kendisini sarışın sanıyor fakat değil bildiğin esmerim biçim biçim..

Toplam entry sayısı: 520

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

ayı sözlük telegram grubu

mükemmel insanların varlığını öğrendiğim grup.
kişisel gözlemlerimi tek tek yazacağım akşam beklemede kalınız.

edit: işlerimin bitmesi üzerine hemen damladım buraya. buraya gözlemlerime dayanarak grupta olan yazarlarla ilgili ufak gözlerimi yazacağım. hepsi kendi gözlemlerimdir altını çizerek belirtmek istiyorum.

xalo: grubumuzun kanı, seçilmiş kişi, mükemmel insan çünkü o xalo! salvador dali' e parmak ısırttıran çizimleri, kuğudan hallice halay figürleri ve tabii olmazsa olmazı olan mendilleriyle kalbimizi ısıtıyor. yeri geldiğinde demir yumruğunu masaya vurup ağırlığını iliklerimize kadar hissettiriyor.

astral: bilimin ışığında aydınlatıyor yolumuzu. müsait zamanlarında bilgilerini aktarmaktan çekinmiyor ve bu koronalı günlerde online eğitimlerimizi aksatmıyor. içinde ise tütüsünü giyinmiş bir balerinin tüm zarafetini taşıyor. 2 konuda çok hassas 1. saat 00:00 gösterdiğinde uyumamızı istiyor. 2. de ise burç konuşmalarına asla izin vermeyip güneş görmeyen yerinden gülüyor.

robertpaulsonunkocamemeleri: sözlükteki entrylerini takip etmediğim için kendime kızdığım yazar, grubun dinamiği. lafı gediğine oturtması ve düşüncelerini çekinmeden söylemesiyle kalbimde yer edinen biriciğim. her türlü fikir alışverişinde bulunup karşı argümanlara saygıyla yaklaşması gözlerden kaçmış değil. ama grupta bir gün aktif olmadığımı fırsat bilip bıçağını sırtıma saplamış yazardır aynı zamanda. spoiler vermiyorum gruba girince anlayacaksınız :(.

yumuklusucurta hiçbir cingarda bulunmaz, madiliklerle ilgilenmez. fikri varsa konuşur fikri yoksa okur. kimseye yamuk yapmaz yapanı affetmez siler (gruptan siler yani). demir kapıdır anlayacağınız.

deltaphi her nude kelimesi geçtiğinde nerede, ne kaçırdım girişleriyle güldüren üyemiz. aynı zamanda league of legends maçlarımızda iyi bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum (morgana q lerini olur olmaz yerde tutturması hala aklımda). zor günlerin arkadaşı gibi duruyor ama şahin gözlerim hala üzerinde...

sage hani kendi halinde, ne ayranım içilsin ne kötü şeyler yaşansın insanlarının vücut bulmuş hali. beyoğlu efendisi ve duyumlarıma göre asla ve asla kravatsız beyoğlu' na kravatsız çıkmıyormuş. öyle birisi işte gittiğinde yokluğu sonradan koyacak kişidir. kendisini burç danışmanım olarak atıyorum an itibariyle (çabuk astra gelmeden).

monattan grubun müzik ve dans ihtiyaçlarını karşılayan yazarımız. dans etmeyi ve ettirmeyi seven, kuş seslerini dinleyen yaşam enerjisine tanık olduğum er kişi. ayı sözlük müzik grubu kurulacaksa önerebileceğim tek kişi. kulağından müzik eksik olmasın.


diğer yazarlar hakkında gözlemlerim devam ediyor. yorgo magazin servisinden şimdilik bu kadar.

ayı sözlük itiraf

#404896
toplanın sözlük anlatıyorum.
dışarda buluşuldu. akşam vaktiydi ne yapalım ne yapalım derken "gel 2 bira içelim" deme gafletinde bulundum. gaflet diyorum çünkü hiç ama hiç alışkın değilmiş alkole. bildiğin 2 biraya gitti ama aşırı tatlı oldu sormayın (tabii yorgonuz ağırbaşlılığını korudu).
zaten önceden konuşmuştuk biraz vakit geçirip eve gecicektik öyle de yaptık. geçen süre zarfında topladı kendisini. izletmek istediği bir film varmış onu izledik vs. dedim içelim böyle olmaz devamı gelsin şunun. yine şişeler açılmaya başlandı baktım gidici, önünü kesip yorgonuz içmeye devam etti.
tabii siz buralara kadar okuyup devamında cool seks storysi arayacaksınız ama olmadı öyle birşey. geçip yatağa sadece uyuduk. ne o ne ben bir hamlede bulunmadık. neden diye soracak olursanız sohbet, muhabbet o kadar güzeldi ki sanki seks yapınca olay tamamen yapay bir hale gelecek gibi hissettim (sanki bu aksiyonların hepsi seks içinmiş gibi algısı).
sabah uyandığımda mükellef bir kahvaltı masası hazırlanmış, sevdigimi bildiği için masanın ucuna gazetelerimi koymuş, camımı açıp uyandırdı beni. belki ilk defa bu kadar iyi hissettim kendimi o anı anlatamam..
kahvaltı yapıldı tam sigara keyfi diyecekken telefon geldi çıkmak zorunda kaldım.
hala irtibat halindeyiz. birbirimizi tanıma çabası, ufak ego yarışmaları, beyin fırtınaları o kadar güzeldi ki seks yapmanın çok ama çok ötesindeydi.

ama sanırım kendisi biraz kaptırdı. ben uyurken tişörtumu koklaması, ufak tricklerimi öğrenip hep beni şasırtması ve bana duyduğu hissiyatın aşk olduğunu söylemesi korkuttu beni açıkcası. aşk bana göre zaman isteyen, kolayca ağıza alınmaması gereken bir kavram ve bunu ona da belirttim. bakalım zaman ilerledikçe neler göreceğiz. şimdilik hoşçakalın.

edit piaf: adam ruh hastası çıkti sözlük. takıntı haline getirdi beni zaten balık baştan kokar anlamalıydım. bi zamanda duvara toslamayalım be sözlük.

ysb223

kendisinin biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum.
fazla ilgiye aç birisi. devamlı fark edilmek, birileri ile konuşma gereksinimini her entrysinde çitirdan dile getiriyor. bir kaç kere fotoğraflarını paylaşmış fiziği, tipi beni zerre ilgilendirmez, yorum da yapacak haddi kendimde bulmam ama attiğin fotorağraflar aklıselim insanları etkilemez belirtmek isterim.
evet seri eksileyen bendim.
büdüt: kendisine benim tarafımdan bir eleştiri yapıldı. eleştiride hakaret yok, nefret söylemi yok gerçekten boş duyar kasmaktan bıkmadınız mı?
bir suser 18 yaşında demiş. zaten 18 yaşında olduğu için bu entryi girdim ben. belki eleştiriye maruz kalan kişi kendi içerisinde bir öz eleştiri yapacak?
ama yok linç toplumu olmak bunu gerektirir değil mi? komiksiniz.

uludağ sözlük yazarlarının düzgün kız bulamaması

hani nasıl homofobiden şikayet ediyorsunuz ya. şöyle bir konuda var. (bkz:bir meta olarak kadın)
(bkz:mide bulandırıcı entryler)

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

salaş meyhanedeki yorgo'nun kedisinin hamile kalması

merhabalar güzel sözlüğüm.
bugün itibariyle baba olacağımı öğrendim. canım kızım, güzel kedim hamile...
babalık duygusunu bu genç yaşımda yaşayacağımı hiç düşünmezdim amma oluyorum vallahi..
tebriklerinizi bekliyorum.

seri eksi oy veren ezik

benim anlamadığım seri eksi alan arkadaşlar neden bu kadar sıkıntılı bu konuda.
insanların hakkınızda çok güzel düşünmesi neden bu kadar çok ilginizi çekiyor. bırakın eksilesin, artılasın ne önemi var. eksiledi diye girdilerinizin değeri düşmüyor.
sevmesinler onlar sizi ben sizi seviyorum -boşverin.

biseksüel

o kadar uzun yazılar içinde o kadar saçmalıklar var ki.
her biseksüeli aynı sanıp kesin yargıyla konuşmak aymazlıktan öte değil. nefretinizde boğulmanız dileğiyle.

ysb223

kendisinin biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum.
fazla ilgiye aç birisi. devamlı fark edilmek, birileri ile konuşma gereksinimini her entrysinde çitirdan dile getiriyor. bir kaç kere fotoğraflarını paylaşmış fiziği, tipi beni zerre ilgilendirmez, yorum da yapacak haddi kendimde bulmam ama attiğin fotorağraflar aklıselim insanları etkilemez belirtmek isterim.
evet seri eksileyen bendim.
büdüt: kendisine benim tarafımdan bir eleştiri yapıldı. eleştiride hakaret yok, nefret söylemi yok gerçekten boş duyar kasmaktan bıkmadınız mı?
bir suser 18 yaşında demiş. zaten 18 yaşında olduğu için bu entryi girdim ben. belki eleştiriye maruz kalan kişi kendi içerisinde bir öz eleştiri yapacak?
ama yok linç toplumu olmak bunu gerektirir değil mi? komiksiniz.

feminenlere ilgi duymayan gay

la benle batak oynamayacak adamı ne yapam.
edit: batak oynayamayan birisi eksilemiş. kudur.

ysb223

kendisinin biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum.
fazla ilgiye aç birisi. devamlı fark edilmek, birileri ile konuşma gereksinimini her entrysinde çitirdan dile getiriyor. bir kaç kere fotoğraflarını paylaşmış fiziği, tipi beni zerre ilgilendirmez, yorum da yapacak haddi kendimde bulmam ama attiğin fotorağraflar aklıselim insanları etkilemez belirtmek isterim.
evet seri eksileyen bendim.
büdüt: kendisine benim tarafımdan bir eleştiri yapıldı. eleştiride hakaret yok, nefret söylemi yok gerçekten boş duyar kasmaktan bıkmadınız mı?
bir suser 18 yaşında demiş. zaten 18 yaşında olduğu için bu entryi girdim ben. belki eleştiriye maruz kalan kişi kendi içerisinde bir öz eleştiri yapacak?
ama yok linç toplumu olmak bunu gerektirir değil mi? komiksiniz.

ayı sözlüğün gay date sitesi olduğu gerçeği

kuruluş gerekçesinin bu olmadığını bilsem de gerek formatın olmamasi gerekse de girilen entrylere müdahalede bulunulmaması bu fikre sahip olmama vesile oldu.
sözlükten arkadaşlar, ilişkiler kazanılabilir fakat sol framede bu kadar seks içerikli entrylerin olması böyle güzel ve özenle hazırlanılmış bir sitenin içini boşalttığını düşünüyorum.
aynı zamanda bu tarz sitelerin homofobiye karşı etkili bir bilinç ve kamuoyu oluşturma gücü olduğundan bu amaçla kullanmak yerine bizler daha çok kendi dünyamızın boşluklarında savruluyoruz.
bu bir duyar ve format kasma girdisi değil. sadece kendi örneği içerisinde tek olan böyle bir girişimi daha verimli kullanılması hakkında bilinç oluşturmak istedim.
boş fantezler, date oluşumu yerine daha aktivist girdiler olsa en azından kendi kitlemizden çıkıp diğer kitlere ulaşabileceğimizi, derdimizi anlatabileceğimizi düşünüyorum.

büdüt: çoğu kişi başlağı okuyup altındaki entryi okuma zahmetine girmemiş. yazık.

biseksüel

o kadar uzun yazılar içinde o kadar saçmalıklar var ki.
her biseksüeli aynı sanıp kesin yargıyla konuşmak aymazlıktan öte değil. nefretinizde boğulmanız dileğiyle.

ayı sözlük'te keşfedilen ilk yazar

albertcamus
girdiği entrylerinin içinin boş olmadığını görmüştüm. herkes öyle sandım ya la.
Henüz takip ettiği biri yok.