smellycat

Durum: 1215 - 0 - 0 - 0 - 27.12.2022 23:18

Puan: 24066 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 61

kadın olsaydınız adınız ne olurdu

yazarların karantinadayken yüzleştiği sıkıntılar

iş görüşmem olumlu sonuçlanmıştı. virüs sebebiyle kaynadı gitti. ayrıca son üç aydır evdeydim. askerden yeni gelmiştim. 80 kişilik koğuşlarda yattıktan ve o 80 kişinin problemleriyle komutanım diğer komutanlarla çay içip, muhabbet edebilsin diye ben bizzat kendim ilgilendiğim için* pek insanlarla görüşmek istemedim. erkek görmek hiç istemedim. sadece iş arıyor, iş görüşmelerine gidiyordum. zaten karantinada gibiydim. insanların daha 1 haftada benim yaşam stilime karantina demesi bana koymuyor değil*. eminim benden daha kötü durumda olan insanlar vardır. o yüzden bunları kafamda büyütüp de şımarıkça davranmak istemiyorum. sağlık çalışanlarının hala bizim için kendilerini tehlike atıyor olmaları bile bunu yapmamak için yeterli bir sebep. herkes için zor bir süreç bunu anlıyorum ama yine de bir şekilde kendimizi motive etmek zorundayız.

dizilerde eşcinsel karakter görünce kuduran tayfa

benim eski ülkücü babam bile kudurmuyor. hatta geçen sene green book gibi, bohemian rhapsody gibi filmler üzerine kendisiyle konuşmuştuk. green book'u çok beğenirken, bohemian rhapsody'i çok beğenmemişti. ben de green book'u o kadar abartmadığımı ama bohemian rhapsody'i çok beğendiğimi söylediğimde kudurmadı yani. şimdi yazarken aklıma geldi. can you ever forgive me gibi eşcinsel karakteri ve onun yaşantısını açık açık gösteren bir filmi bile izleyip bize önerebilen bir adamdan bahsediyoruz. demek ki homofobi cidden bir hastalık.

corona'nın gündemi meşgül etmesinden istifade etmek

ilk kez yapmıyorlar bunu. hatta onları onlar yapan en önemli şey bu. o yüzden şaşırmıyorum. aklıma ilk gelen örnek sara sierra mesela. kimler kimler öldü bu memlekette. ama kimse onun kadar ekranlarda gösterilmedi. çünkü o sırada ne kanunlar yazıldı, çizildi ve geçti meclisten. ülkede işsizlik ve salgın hastalık varken 5 milyar liralık afrika kalkınma bankası'na ortaklık payı veren bir ülkedeyiz ve bu ülkede siyaset böyle işliyor*.

discord

şu zor günlerde daha da değerli hale gelen uygulamadır. biz de düşündük taşındık bir discord kanalı açmaya karar verdik. nerdboy ve ürkek ile birlikte. iki sohbet eder kafa dağıtırız. sesli sohbet odaları kurar oyun oynarız. aklınıza gelen bir şey olursa yine ekleriz. katılmak isteyenlere özelden dc linkini atarım.

not: ayı sözlük adına açılmış bir kanal değildir.

türkiye

bu kadar da olmaz dememize rağmen daha da fazlasını gördüğümüz canım ülkem. işsizliğin olduğu ve önümüzdeki günleri virüs yüzünden göremediğimiz şu belirsiz günlerde mahkumların salınacak olması, afrika kalkınma bankası'na 5 milyar tl ek yatırım görüşmelerine başlanması bence ülkenin çivisinin iyice çıktığını gösteriyor. hakkımız haram zıkkım olsun diyebilir miyiz tekrardan? bence diyebiliriz. 65 yaş üstü chp'li teyzeler gibi konuşmak istemezdim ama dayanamıyorum.

covid-19

bu virüs can alıyor ve hala bazı insanlar ben gencim bana bir şey olmaz kafasında. karantinadan kaçanlar, biz namazımızı kılmaya devam edeceğizciler, hava çok güzel çıkın sporunuzu yapın diyen ünlüler, nasıl gidiyor karantina sorusuna yakın arkadaşlarım gelip gidiyor cevabını veren ve milyonlarca takipçisi olan gerizekalı bir youtuber... tabii ki de bu salakları dinlemiyoruz ve evimize kapanıyoruz. evimize de kimseyi davet etmiyoruz. işe gitmek zorunda olanlar lütfen dikkat edin kendinize. sizin işiniz çok zor gerçekten. almanız gereken önlemleri alın, üşenmeyin. bu bir süreç ve bunu en kolay şekilde atlatabilmek için önce biz insanların dikkatli olması lazım. hiç de bana bir şey olmaz diye düşünmeyin. sigara içiyorsanız, daha önce astım veya bronşit geçirdiyseniz bence dikkat etmelisiniz. size bir şey olmasa bile bu virüsün taşıyıcısı olmayın. zaten bu sözlükte bilinçsiz bir insan yoktur diye düşünüyorum. ben yine de yazayım dedim. panik yapmadan bu zor günleri de aşarız umarım.

westworld

3. sezonu başlamış dizidir. öncelikle aaron paul'u ve caleb karakterini ben baya beğendim. jesse pinkman'dan sonra bunu başarması bence o kadar kolay değil. ilk bölümden maeve'i göremediğim için mutsuzum ama sonraki bölümlerde zaten bol bol göreceğiz gibi duruyor. dolores ile caleb arasında kurdukları bağlantı güzeldi.



ayrıca dikkatimi çeken bir nokta var. incite şirketi'nin rehoboam adlı yapay zekası, yani adının rehoboam olması ve dizinin tanıtımında sistemin daha önceden solomon olarak tanıtılması tesadüf değilmiş. aşağıya birkaç link bırakıyorum. bazı insanlar bu sisteme karşı ve ilerleyen bölümlerde bu insanların dolores'in de yardımıyla daha da güçlenecekleri kesinleşti gibi bir şey. bu da dolores'in hikayede jeroboam'ı temsil ettiğini gösteriyor olabilir. yani rehoboam'a karşı kazanacağı zaferden sonra dolores kendi sonunu hazırlayacak olabilir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Rehav%27am
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Yarovam
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCley...
https://www.jw.org/tr/kutuphane/kitaplar...
https://en.wikipedia.org/wiki/Caleb

28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi

kesin olmamakla birlikte eski bir yazar arkadaşımla katılmak istediğim zirvedir. sözlük zirvelerini özlemedim dersem yalan olur. umarım bir aksilik çıkmaz da o gün ben de orada olurum.

yes your grace

müzikleri pek bir şahane indie oyun. reigns'in hikayeli versiyonu olan ve seçimlerinizle hikayeye ciddi anlamda yön verdiğiniz bir oyun. henüz bitirmedim ama yine de her bir seçimin mutlaka geri dönüşü olduğunu şimdiden söyleyebilirim. doğal olarak rpg unsurlarını ben çok beğendim. indie sevenler kaçırmasın.

oyunu bitirdikten sonra gelen edit: çok* etkilendim. sonu beni çok şaşırttı. yer yer üzüldüm, yer yer gözlerim doldu, yer yer gülümsedim. resmen o karakteri yaşadım. beklentilerimin üstünde bir son oldu gerçekten.

kendinizle çıkar mıydınız

kendimle çıkmazdım. her konuda aynı fikirde olmak sıkıcı olurdu. ama kesinlikle kendimle yatardım. çünkü en çok zevk alacağım şeyi yine ben biliyorum, öyle değil mi*?

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

yazarların şu anki ruh halleri

ayı sözlük yazarlarının şu an yaptıkları

oturdum ellerimle kendime kek yaptım. gece gece hiç üşenmedim. çünkü canım çok çekti ve yalnız bir insanım. ohh afiyet olsun.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

men i trust - show me how

hornet'te feminen istemiyoruz kampanyası

feminenlere çamur atan insanların dudaklarındaki kırmızı rujun eksikliği çok büyük bir ironi olmalı.

(bkz: kadın ayol)

rupaul's drag race

geç olsun güç olmasın deyip birinci sezondan izlemeye başladım. şu an dördüncü sezondayım ve favorim şimdiden sharon. sanırım bu kez favori yarışmacım birinci olacak*. çünkü gerçekten artık olmalı. ilk sezon nina'yı tutuyordum bana biraz sinsi geldiği için sevemediğim bebe birinci oldu. ikinci sezon raven'ın kazanmasını istiyordum ve sadece görüntüden ibaret tyra birinci oldu. üçüncü sezon raja'nın birinci olmasına üzülmedim ama bence alexis yerel bulunduğu tarzına rağmen bence çok daha güzel, çok daha komik ve en önemlisi çok daha iyi bir insandı. en azından manila yerine ikinci olabilirdi. bu sezon kesinlikle sharon birinci olmalı çünkü bu zamana kadar yarışmada hiç görmediğimiz bir tarzı bize sunuyor ve bunun yanında kötü bir insan olduğunu da düşünmüyorum. evet arada sırada beklenmedik tepkiler veriyor ama bence o da tamamen öz güven eksikliğinden kaynaklanıyor.

fleabag

bu diziyle ilgili aklımda kalan şeylerden biri keşke cinselliğimi hiç keşfetmemiş olsaydım gibi güçlü bir replik. senaryo bence epey sağlam. çünkü dizi bunun gibi her insanın kendinden bir şeyler bulabileceği ve en önemlisi diziyi gerçekçi kılan repliklerle dolu. iyi ki izlemişim dediğim dizilerden biri.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

  • /
  • 61

genç eşcinsellere tavsiyeler

bu sene 40 yasini dolduracak geckin bir kardesiniz olarak, sizden farkli bir jenarasyondan geliyorum, maalesef trendlerinizi, hayata bakis acinizi anlamakta zorluk cekiyorum. muhtemelen sizler de beni anlamakta zorluk ceersiniz. size tavsiyede bulunmam gerekirse:

turkiye'yi terketmektek icin son derece saglam bir plan yapin. bakin ben liseyi 90'larin sonlarinda, universityi 2000'lerin basinda okudum. turkiye ben gencken de homofobikti, yobazdi ama kisitli da olsa size oranla daha ozgurduk. birkac basit ornek vermek gerekirse, universitede cok az negatif tepki gorerek out yasadim, yeri geldi okulun koridorlarinda erkek arkadasimi optum, sarildik, yeri geldi farkindalik yaratmak icin masalar actik. hepsini gec, huysuz virjin turkiye genelinde yayin yapan bir kanalda drag sov yapiyordu. neyse.

buna ragmen, turkiye'de gelecegimin olmadiginin bilincindeydim. yurt disina, daha medini bir ulkeye goc etmeye lise yillarinda karar verdim.

karar vermesine verdin de be salak, ne plan yaptin?

sanirim turkiye'den bir bok olmayacagi konusunda hem fikiriz. ancak ben yurt disina goc etmek istiyorum dediginiz anda elinizde yasamak istediginiz ulkenin gocmenlik karti belirmiyor.

plan yapin gencler. nereye gitmek istioyrsaniz arastirin. elinizin altinda internet vat, ben 17 yasinda tanistim kendisiyle. arastirin. gitmek istediginiz ulke beklentilerinizi karsilayacak mi, oraya uyum saglayacak misniz?

1. gitmek istediginiz ulkeyi belirleyin.
2. gitmek istediginiz ulkeye uygun, avantajli bir kariyer planlayin.
3. gitmek istediginiz ulkenin talep ettigi tum sartlari saglayabileceginizden emin olun.
4. bunlara baslamak icin universote yillari cok gec, lise siralarinda baslayin.
5. kolay degil.
6. yilmayin.

bu satirlari toronto'dan yaziyorum. hayir, hic ama hic kolay olmadi. cok badire atlattim. yaptigim planlama, tabii planlama denilebilirse cok zayifti.
20'li yaslarimin ortasinda goc edecegimi zannederken aptalca kararlar, yanlis planlama, duygusal sebepler derken buraya gelmem 30'lu yaslarimin osunun buldu. inanin yaslandikca gocmenlik kavrami zorlasan bir olgu. gelismis ulkeler beyin gocune acik, ancak genc beyinler tercih siralamasinda geckin beyinlerin onunde yer aliyor.

kolay olmayacak, ancak akillica planlarsaniz, 20'li yaslarinizin ortasinda basarirsiniz, benim dustugum hataya lutfen dusmeyin.

son olarak, lise yillarinda intihara megilliydim. cok yaklastigim, umutsuzluga dustugum anlar oldu. keske 40 yasindaki aigai, 16 yasindaki aigai'a bugun yasadigi fazlasiyla basit, ancak mutlu hayati gosterebilseydi, o depresif ergenin icine biraz umut serpseydi. kisacasi guzel bir gelecek sizi bekliyor, ancak hepsinden once, ne istediginizi bilin, istediginize ulasmak icin kendinize duzgun bir yol haritasi cizin.

linkedin

değerli bir üyemiz olduğunuz için teşekkür ederiz şeklinde mesajlar atıyorlar sürekli. ne yalan söyleyeyim hoşuma gidiyor. üyelerini önemsiyorlar. mesela bir süredir bu sözlükte yazıyorum hiç bu tarz bir mesaj almadım. ayda bir otomatik de olsa iyi ki aramızdasın değerli bir üyesin tarzı mesajlar gelse ifitihar ederim.

tek eşlilik

dışarıda farklı lezzetler olduğu aşikardır fakat evde bir mutfağınızın olduğu ve gerekli malzemeleri kullanırsanız her lezzeti evdeki o mutfakta hazırlayabilirsiniz. birbirine mutfak olma durumudur tek eşlilik.

malzemeler:
✓ inanmak
✓ ne istediğini bilmek
✓ gayret etmek /çabalamak
✓ iki ayrı insan olduğunu unutmamak
✓ sorunları konuşmak
✓ kendine has bir dil geliştirmek
✓ ben buyum tuzağına düşmemek. gibi.

ayı sözlük yazarlarının favori dolmaları

xalo

kendisiyle konuşmaktan, dertleşmekten, goy goy yapmaktan çok keyif aldığım, sözlüğün bana kazandırdığı büyük insanlardan. tanıdığım ve belkide tanıyacağım en iyi insanlardan olabilir kendileri.
bir kere tanıştık artık yakasınıda bırakmam, benden kurtulamazsın efenim. iyi ki varsın xalocum

xalo

insan kurduğu ilişkilerde zaman geçtikçe “keşke daha önce tanısaydım” cümlesini çok nadir kurmaya başlıyor. belki de değerli hissettiği çok az insan için.
uzun zamandır bu cümleyi kurmamıştım birisini tanıdıktan sonra.
xalo bana bu cümleyi kurduran değerli bir insan oldu benim hayatımda.
fikirlerine, amacına, hayattaki duruşuna saygı duyduğum ve önemsediğim bir insan.
gitmesine çok çok üzüldüm.
neyse ki sözlük dışında da birbirimizin hayatında olacağımız gerçeği var.
yine de yazılarını çokça özleyeceğiz xalocuk.
seni iyi ki tanıdım*

ayı sözlük itiraf

ruh halim: herkes birbiriyle yiyişirken atölyeye gidip tahta çakan adnan ziyagil.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği filmler

röntgencilik

inek şaban şöyle tanımlıyor:

röntgen böyle insanın içini gösteren bi cihazdır. bir de röntgencilik vardır tabi, bu röntgencilik çok ayıp olmakla beraber bol miktarda röntgenci vardır.

teşekkürler inek şaban.

Toplam entry sayısı: 1215

feminenlere ilgi duymayan gay

ilgi duymamakta özgür olan gaydir. feminen gaylerin bunu anlayışla karşılaması gerekir ki zaten durum bu. bunu büyütmeye gerek yok. saygısızlık yapmanın hiç lüzumu yok. feminen gayler ve transeksüeller sayesinde bugün dünyada görünürüz, gay olduğumuzun bilincindeyiz. bu insanları yüceltmem gerekir ama günümüzde ayrımcılık yapmış olacağım için yüceltemem. kendi içimizde birbirimizi ötekileştirdiğimiz için bunları söylemek istedim sadece. belki düşünceniz biraz olsun değişir diye.

"gay değilim full aktifim" diyip erkeklerle birlikte olan, lgbti'ye asla katkısı olmayan insanlarla birlikte olabilirsiniz. ama saygı duyduğunuzu söyleyip genelleme yaparak feminen gaylere saygı duymuş olmuyorsunuz. lubunca konuşup gay olduğunu itiraf etmeyen kerimcan durmaz ve makyaj kanalında lgbti ile ilgili içerikler de üreten arda bektaş'ı* referans göstererek genelleme yapacaksanız sohbet kurmaya çalışmayın zaten kimseyle. kimse sizin sohbetinize muhtaç değil. ötekinin ötekisi yapmaya çalışsanız da kendini lgbti içinde gören hiçbir birey aciz değil.

ölmeden önce izlenmesi gereken filmler

(bkz:night on earth)

beş şehir, beş farklı hikaye ve hepsi aynı gecede. samimi ve değişik duygular hissettiren hikayeleri, anlatımın sadeliği ve yormayışı bu filmin artılarından. winona ryder ablamızı saymıyorum bile. daha önce jim jarmusch izlemediyseniz bu filmle başlamanızı şiddetle tavsiye ederim.

(bkz:fried green tomatoes)

sıcacık hissettiren bir dram filmi. farklı dönemlerde yaşayan dört kadını anlatan bu film gerçekten çok etkileyici. üstü kapalı bir şekilde anlatılsa da idgie ile ruth arasındaki aşk ve evelyn ile ninny'nin dostluğu başarılı bir şekilde izleyiciye geçiyor bence.

(bkz:beetlejuice)

aslında birçok insan tarafından bilinen, eğlenceli müzikleri ve benzersiz karakterleriyle akıllarda kalan bir tim burton filmi olsa da çevremde hala izlememiş insanlara rastladığım için açıkçası bu listeye eklemek istedim. bu filmi izlememek çok büyük kayıp ve ayıptır. performansından ötürü michael keaton'ı ve winona ablamızı da unutmamak lazım.

(bkz:suspiria)

kullanılan renkler sebebiyle sanat filmi kabul edilen bu korku filmi kanın bu denli fazla gösterilmesiyle döneminin öncü filmlerinden biri olmuş. dario argento imzalı bu filmin 2018 versiyonu call me by your name'den tanınan luca guadagnino tarafından "saygı duruşu" niteliğinde çekilmiş. yani anlayacağınız hala ilgi görmekte. müzikler, dekor ve renkler açısından bu film mutlaka izlenmeli.

(bkz:three billboards outside ebbing, missouri)

neden oscar alamaz böyle güzel bir film anlamak güç. müzikleri, oyunculukları, görselliği ve özgün hikayesiyle çok etkileyici bir filmdi benim için. "öfke, daha fazla öfke peydah eder" detayı için bile izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

(bkz:incendies)

ben ömrümde böyle vurucu bir film izlememiştim. olağanüstü hikayesi, mükemmel kurgusu ve nefis sinematografisi için izlenmesi gereken filmlerden. bu filmi izledikten sonra insanın ben niye insanım diye bas bas bağırası geliyor.

(bkz:nunta muta)*

kara mizahın en güzel örneklerinden biri. bu kadar sert bir hikayeyi bu kadar komik anlatmak bence bir başarı. izlemiş olmaktan pişmanlık duymayacağınız, diyalogların düşündürdüğü, sessizliğin güldürdüğü bir film.

(bkz:howl's moving castle)**

pamuk prenses veya uyuyan güzel'deki gerçek aşkın öpücüğünün iyileştirici etkisinin farklı ve daha etkileyici bir versiyonunun yer aldığı film. bana kalırsa yönetmen'in bütün filmleri veya animeleri izlenmeli ama zaten bu filmi seçmemdeki en büyük neden miyazaki'nin en çıtır çerez animesi olması. yönetmen genelde çok gönderme yaptığı için disney animasyonları kadar kolay izlenilmiyor maalesef.

(bkz:battle royale)*

playerunknown's battlegrounds, fortnite gibi hayatta kalan son kişinin kazandığı oyunlara ilham kaynağı olan film. öyle ki bu oyun türüne adını vermiştir. hatta hunger games bile bu filmden sonra kaleme alınmıştır.

(bkz:pretty woman)

arada sırada hepimizin canı romantik komedi izlemek istiyor. böyle zamanlarda da maalesef karşımıza hep klişe senaryolara sahip filmler çıkıyor ve 2 saatimiz resmen çöpe gidiyor. bu film kesinlikle öyle filmlerden değil. hepimizin bildiği müziği, oyuncuları, dönemine göre cesur sayılabilecek konusu sebebiyle mutlaka izlenmesi gereken bir romantik komedi filmi. julia roberts'ı julia roberts yapmış olmasına girmeme gerek bile yok.

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

üstteki entrynin sahibi temsili*.


dün seda sayan'a bağlamamak için sustum. bölüneceğiz diyen yazara da katılmıyorum fakat "burası senin ülken ha?" lafı gerçekten canımı yaktı. en basitinden dilek tutarken, dua ederken es geçmediğim bir yer türkiye. kimi zaman yaşanılmaz olsa da benim ülkem. insan üzerinde yaşadığı topraklarda neler oluyor diye sorgulamaz mı? niye bunu sorgulayan insanlara ırkçı damgasını yapıştırıyorsunuz? toprağını sevmek ne zaman ırkçılık olmuş? sen evini sevmez misin? sen evinde huzurlu yaşamak istemez misin? neyse bunu geçmek istiyorum. anlamanızı beklemiyorum.

türkiye'ye kimler kimler gelmiş. kim bu kadar yaygara koparmış bu zamana kadar? kimse. çünkü adamlar adapte olmaya çalışmışlar. mülteci olarak geliyorsan uyum sağlamak zorundasın. tepemize çıkman kabul edilebilir bir şey değil. sen misafirliğe gittiğinde böyle mi davranıyorsun ev sahibine? ev sahibine tecavüz mü ediyorsun? ev sahibinin çocuğunu mu öldürüyorsun? kedisini mi boğazlıyorsun? ev sahibini huzursuz edersen o da seni istemez. bir şekilde seni göndermek ister.

kaç senedir bu ülkedeler ve memnun bile edememişiz. bırak adapte olmayı hepsi avrupa'ya kaçma niyetinde. ama avrupa'da onları alacak bir ülke yok. senin özendiğin hümanizmin fikir babaları manyak çünkü değil mi? ırkçılar, faşistler. vah vah. sorun hümanizmde değil ama. sorun hümanizmi bilmeyip hümanizm kasanlarda. kendiyle aynı fikirde olmadığı için çatır çutur insan öldüren yaratıklara hoşgörü göstermek hümanizm değildir. bunun uzun vadede ne gibi sonuçlara yol açacağını sorgulamak ırkçılık değildir.

kötü günlerden geçiyoruz. kendi kendimizi düzeltebilmiş değiliz. nasıl depresyondayken arkadaşımızın dertlerine yardımcı olamıyorsak aynı o şekilde suriyelilere de yardımcı olabileceğimizi düşünmüyorum.

yazarların karantinadayken yüzleştiği sıkıntılar

iş görüşmem olumlu sonuçlanmıştı. virüs sebebiyle kaynadı gitti. ayrıca son üç aydır evdeydim. askerden yeni gelmiştim. 80 kişilik koğuşlarda yattıktan ve o 80 kişinin problemleriyle komutanım diğer komutanlarla çay içip, muhabbet edebilsin diye ben bizzat kendim ilgilendiğim için* pek insanlarla görüşmek istemedim. erkek görmek hiç istemedim. sadece iş arıyor, iş görüşmelerine gidiyordum. zaten karantinada gibiydim. insanların daha 1 haftada benim yaşam stilime karantina demesi bana koymuyor değil*. eminim benden daha kötü durumda olan insanlar vardır. o yüzden bunları kafamda büyütüp de şımarıkça davranmak istemiyorum. sağlık çalışanlarının hala bizim için kendilerini tehlike atıyor olmaları bile bunu yapmamak için yeterli bir sebep. herkes için zor bir süreç bunu anlıyorum ama yine de bir şekilde kendimizi motive etmek zorundayız.

ayşen gruda

sanatçı gibi sanatçıdır. elini vicdanına koymaktan çekinmemiştir. diğerleri gibi düşüncelerini dile getirmekten korkmamıştır. sanatçı dediğin de ülke kötüye giderken susmamalıdır zaten. biz onun oyunculuğunu da güçlü kişiliğini de unutmayacağız.

feminenlere ilgi duymayan gay

ilgi duymamakta özgür olan gaydir. feminen gaylerin bunu anlayışla karşılaması gerekir ki zaten durum bu. bunu büyütmeye gerek yok. saygısızlık yapmanın hiç lüzumu yok. feminen gayler ve transeksüeller sayesinde bugün dünyada görünürüz, gay olduğumuzun bilincindeyiz. bu insanları yüceltmem gerekir ama günümüzde ayrımcılık yapmış olacağım için yüceltemem. kendi içimizde birbirimizi ötekileştirdiğimiz için bunları söylemek istedim sadece. belki düşünceniz biraz olsun değişir diye.

"gay değilim full aktifim" diyip erkeklerle birlikte olan, lgbti'ye asla katkısı olmayan insanlarla birlikte olabilirsiniz. ama saygı duyduğunuzu söyleyip genelleme yaparak feminen gaylere saygı duymuş olmuyorsunuz. lubunca konuşup gay olduğunu itiraf etmeyen kerimcan durmaz ve makyaj kanalında lgbti ile ilgili içerikler de üreten arda bektaş'ı* referans göstererek genelleme yapacaksanız sohbet kurmaya çalışmayın zaten kimseyle. kimse sizin sohbetinize muhtaç değil. ötekinin ötekisi yapmaya çalışsanız da kendini lgbti içinde gören hiçbir birey aciz değil.

ayı sözlük itiraf

bence kudurmuş alışmıştan beterdir. çünkü alışmış insan görgüsüzlük yapmaz, daha cool davranır. ne yaptığını bilir. ama kudurmuş insanın ne yapacağı belli olmaz ki. ben böyle düşünüyorum yani.

hastane mescidinde oral seks yaparken yakalanan eşcinseller

pek duyulmayan bir haber. ya gerçek değil ya da duyulmasını istemiyorlar. açıkçası ikinci düşünceye daha yakınım. öyle böyle bir yerde yakalanmamışlar çünkü. adamlar resmen sevişerek mevcut düzene isyan etmiş*.

onaylamasam da yaşanan şey eşcinsellerin ötekileştirilmesinin, aile ve toplum baskısının bir yansıması bence. sen insanların kimseye zarar vermeyen cinsel hayatlarına, yönelimine saygı duyma sonra kendi değerlerine saygı duyulmasını bekle. insanlara karışma ki evlerinde veya bir otel odasında rahat rahat sevişsinler.

(bkz: bırakınız öpüşsünler)
(bkz: bırakınız sevişsinler)

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

üstteki entrynin sahibi temsili*.


dün seda sayan'a bağlamamak için sustum. bölüneceğiz diyen yazara da katılmıyorum fakat "burası senin ülken ha?" lafı gerçekten canımı yaktı. en basitinden dilek tutarken, dua ederken es geçmediğim bir yer türkiye. kimi zaman yaşanılmaz olsa da benim ülkem. insan üzerinde yaşadığı topraklarda neler oluyor diye sorgulamaz mı? niye bunu sorgulayan insanlara ırkçı damgasını yapıştırıyorsunuz? toprağını sevmek ne zaman ırkçılık olmuş? sen evini sevmez misin? sen evinde huzurlu yaşamak istemez misin? neyse bunu geçmek istiyorum. anlamanızı beklemiyorum.

türkiye'ye kimler kimler gelmiş. kim bu kadar yaygara koparmış bu zamana kadar? kimse. çünkü adamlar adapte olmaya çalışmışlar. mülteci olarak geliyorsan uyum sağlamak zorundasın. tepemize çıkman kabul edilebilir bir şey değil. sen misafirliğe gittiğinde böyle mi davranıyorsun ev sahibine? ev sahibine tecavüz mü ediyorsun? ev sahibinin çocuğunu mu öldürüyorsun? kedisini mi boğazlıyorsun? ev sahibini huzursuz edersen o da seni istemez. bir şekilde seni göndermek ister.

kaç senedir bu ülkedeler ve memnun bile edememişiz. bırak adapte olmayı hepsi avrupa'ya kaçma niyetinde. ama avrupa'da onları alacak bir ülke yok. senin özendiğin hümanizmin fikir babaları manyak çünkü değil mi? ırkçılar, faşistler. vah vah. sorun hümanizmde değil ama. sorun hümanizmi bilmeyip hümanizm kasanlarda. kendiyle aynı fikirde olmadığı için çatır çutur insan öldüren yaratıklara hoşgörü göstermek hümanizm değildir. bunun uzun vadede ne gibi sonuçlara yol açacağını sorgulamak ırkçılık değildir.

kötü günlerden geçiyoruz. kendi kendimizi düzeltebilmiş değiliz. nasıl depresyondayken arkadaşımızın dertlerine yardımcı olamıyorsak aynı o şekilde suriyelilere de yardımcı olabileceğimizi düşünmüyorum.

ayı sözlük itiraf

hiç realist bir ibne değilim. hayallerde yaşıyorum.

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

son derece şık bir eylem. toplum biz ne yaparsak yapalım bize hazır değil. biz zaten onlara göre ahlaksızız.

ayı sözlük itiraf

herkesten iğreniyorum. hepiniz yeterince iğrenç ve iticisiniz. teşekkürler.

ayı sözlük itiraf

victor hugo sizi görse sefilleri en baştan yazardı.

ahlakınız batsın

evrensel ahlak kurallarını bulmuş yazarlarımıza söylemek istediğim cümle. iki kadını yargılamak size düştü çünkü. süpersiniz ibneler.

(bkz: onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması)

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

tartıştığınız insanlara hakaret etmeden tartışmayı öğrenin de yazılarınız okunsun.

tanım: şiddete şiddetle çözüm arayanların fikir beyan ettiği başlık. doğu perinçekmiş, demet akalınmış. hayatımda tanımadığım bir insana küfür etmedim ama hassiktir ordan. bu ülkenin tarihini senin saldırgan yorumlarını okuyarak öğrenecek değilim. ayrıca senin okumada bir problemin mi var acaba? kim demiş "bugün yaşadığımız yoksulluk suriyeli göçmenler yüzündendir" diye? manipüle ediyorsunuz diyorsunuz da bu manipülasyon değil mi? saldırganın, faşistin dik alasısın.