ahmetonski

Durum: 1370 - 0 - 0 - 0 - 24.09.2016 21:01

Puan: 32636 - Sözlük Kaşarı

12 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

hmm...
  • /
  • 69

altın küre ödülleri

lady gaga'nın aldığı ödüle gülen leonardo di caprio'nun gaga'dan dirseği yediği ödül törenidir. lady gaga kimki en iyi dizi oyuncusu ödülü alıyor diye geyik çevirip gülen leo zümzüğü gaga'dan yiyince kendine gelmiştir sanırım. altını dolduramayacağın kibirle tiyatro oynarsan gün gelir beğenmediğin bir kadın sana tokadı yapıştırır leocuğum. girl power ulan!

beyazıt öztürk

korkudan saçmalamaya devam eden şahıs. özür dilerken babam polisti falan demiş. 50 yaşına gelmiş bir adam babasının adını vererek şirin görünmeye çalışıyor. bence bu utanç ona yeter. tarih kendisine kahraman olma şansı vermişti. o korkak olmayı seçti. geçmiş olsun...

beyaz show programına bağlanan diyarbakırlı öğretmen

kendisinin ücretli öğretmen olarak silvan'da çalıştığı kesinleşmiş. atama bekleyen bir öğretmenmiş kendisi. öyle bir ülkeki çocuklar ölmesin demek terör propogandası.
ps: kör milliyetçilikle güneydoğu'da şu an yaşananları sadece devlete başkaldırı olarak algıyanlara da acil şifalar diliyorum.

ayı sözlük geleneksel homojenlik ödülleri 2015

en seksi seçen elleriniz dert görmesin. lakin sözlüğe uzun süredir girmiyordum. hakikaten şaşırdım. seksi kategorisindeki diğer adaylar arasında iki üç favorim de vardı hani. *

ps: neyse artık bir gece yapılırsa pastanın içinden çıkayım bari!

kıllı göt

her türlü gideri olan göt.

gece melek ve bizim çocuklar

türk sineması'nın en önemli ve ilginç işlerini çıkaran atıf yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı film. yılmaz'ın en iyi işi olmasa da döneminin çok ilerisinde ve hüzünlü bir filmdir. filmin en ilginç ayrıntılarından birisi de istanbul'da o dönem gaylerin sıklıkla uğradığı 19 ve 20 adlı gerçek mekanların kullanılmasıdır. filmin ardından atıf yılmaz'a sıklıkla yöneltilen eşcinsel iddiaları tavan yapmıştır. hey gidi hey...

men of adana

dünyanın en kötü porno filmi
(bkz: evlerden ırak)

türk gay pornoları

çöplük klasmanında izlenebilecek şeylerdir. bu konuyla ilgili ilginç bir anımı da aktarmak isterim. bundan birkaç sene evvel chicago'da bir sex shop'ta men of adana dvd'si satılıyordu. adanalı olmam ve koca chicago'da türkiye'ye dair böyle bir şeyle karşılaşmam neticesinde alayım lan ne olacakki dedim. o kadar kötü, o kadar korkunç bir şey çıktıki anlatamam. sex sahneleri sırasında arkada çalan oyun havası şarkılarmı dersiniz, adana'nın en korkunc ve kriminal semtlerinden toplanmış gençlermi dersiniz dvd'de ne ararsanız vardi. işin en trajikomik kısmı dvd'nin european kısmında satılıyor olmasıydı. ulan adana ne diyeyimki sana!

kısmetse olur

içinde bir adet (yalandan olması kuvvetle ihtimal) abd kırması bir yahuşuklu barındıran reality show. eser west adındaki bu çocuk dövmeleri, sakalları ve uzun boyuyla her gördüğümde allahu ekber wuhuuu diye çığlık atmama neden olmaktadır. bunun dışında haftanın finalinde gelin adaylarının giydiği kıyafetleri en son 80'li yıllarda adana'daki sünnet düğünlerinde görmüştüm*.

ayı sözlük yazarlarının unutulmaz filmleri

avustralya

göç etmek isteyenlerin moralini bozmak istemem ama avustralya göçmen alım politikasını son dönemde ciddi şekilde daraltmış, türklereyse neredeyse kapamıştır. border security australia front line ülkeye giren turistlerin bile götünün deliğine kadar ararken belli ülke kodlarında bunu sıkılaştırır. 1 risksiz, 2 orta, 3 riskli, 4 çok risklidir. türkiye bir süre öncesine kadar 2 koduyla belirtilen alandaydı. yoğun suriyeli mülteci geçişi, islami terör ve akp'nin korkunç imajı sayesinde türkiye artık avustralya için çöp ülke klasmanında. bazı üniversiteler ilk kez bu sene türkiye'den burslu öğrenci almamaya karar verdi. malesef yurtdışındaki imajımız ve itibarımız gelişmiş ülkeler klasmanında sürekli geriliyor. bunun dışında çok güzel bir ülkedir. güleryüzlü, atletik ve medeni bir halkı ve göçmenler için uygun bir sosyal altyapısı vardır.
ps: herkes sydney hastasıdır ama avustralya'nın saklı cevheri melbourne'dür.

oreo

glikoz surubu kullanan, gdolu soya lesitini kullanmaktan da cekinmeyen vasat biskuvi. illa buna benzer birsey yemek istiyorsaniz gidin eti negro alin. optum, kib, bye...

madi clara

blogun olme sebebi yazilanlarin bir noktadan sonra birilerini ofkelendirmesi oldu. sanilanin aksine hayli okunan ve gizliden gizliye cok populer bir blogdu. tam da bu asamada blog yazari yigit karaahmet uyusturucu operasyonu kapsaminda iceri alindi ve ustu ortulu sekilde tehdit edildi. yakin arkadaslari tarafindan da yalniz birakilan yigit daha fazla dayanamayarak blogu dondurdu. unluler dunyasini lafini esirgemeden elestiren, bircok kisinin ipligi pazaran cikaran bir blogdu. ozluyoruz ama yapacak birsey yok...

dead can dance

90'lı yıllarda ve 2000'lerin başlarında muadilleri deep forest ve kitaro gibi new age gruplarıyla fırtına gibi esen pop-etnik grup. new age akımının kendini fazlaca tüketmesiyle tarihe karışmıştır.

2015 yılının tek cümlelik özeti

ülkece yarrağı yiyişimizin resmiyet kazandığı yıl.
(bkz: ampül değil adeta avize)

2016 yılından beklentiler

biraz deniz, biraz seyahat, biraz da *
ps: dinimiz, amin...

zagor

çok uzun süre muhabbet etme şansım olmadı ama güleryüzlü, beyefendi ve olumlu elektriği olan bir insana benziyor. sevgiler, hörmetler silivri'ye...

yılbaşında istanbul'a kar yağması

hafta ortası aniden soğuyacağı söylenen havanın 31 aralık gecesi kara dönüşmesi olayıdır. karla karışık yağacağı için romantizm yapmak için henüz erken. herkese şimdiden iyi yıllar... *

kirmizi noktali yayin

bodurayi

pek tontiş, pek tatlı, pek güleryüzlü, çok şahane bir insan. entrylerinin de hastasıyım. daha bol yazsın.
  • /
  • 69
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1370

belgrad

sırbistan'ın başkenti. beklediğimden daha güzel, daha köhne, daha ucuz, daha medeni, daha faşist daha daha şehri. vizesizmiş ya diyerek aniden bilet alıp gidebilirsiniz. türkiye'den kat kat ucuza tatil yapabilimek olası. havaların sıcak olduğu dönem giderseniz çok renkli bir gece hayatı ve sokak yaşamı sizi bekliyor olacak. yemekler et -hamur işi ağırlıklı ve müthiş lezzetli. köfte, börek ve şiş kebap yaygın olarak yeniyor(isimleri de aynı). kulağınıza durmadan türkçe kelimeler çarpıyor. belgradlılar çok güzel ve atletik yapılı insanlar. avrupa ve abd'ye karşı öfkeliler. duvarlarda ab ve abd'ye küfürler var. türk olduğunuzu duyunca önce şaşırıp sonra konuşmaya başlıyorlar. çoğu insan yardımsever ve ingilizce biliyor. şehrin kenar semtlerinde neo-nazi ırkçılar var. bu manyaklar türklerden, boşnaklardan ve arnavutlardan tiksiniyor. ama genel itibariyle güvenli ve çok ucuz bir şehir. şehir halkı homofobik olmakla beraber tuna nehrinin kenarında gaylerin donsuz yüzdüğü alanlar bile mevcut. giderseniz republic square'e yakın bir yerde yani stari grad mahallesinde kalın ve bana teşekkür edin...

doktor bilal

90'lı yıllarda bir hayli popüler olan, şimdinin muhafazakar tv ekranları içinse fazla feminen kaçan şarkıcı. aynı klasmandaki fatih ürek, aldo, kuşum aydın ve arto'da ekran yasağından nasibini almış durumda. hiç unutmam rahmetli defne joy foster, doktor bilal'in evini programı için ziyaret ettiğinde, yatak odasında kutu kutu ağda bulmuştu. ikisi de çok gülmüşlerdi. hey gidi 90'lar hey...

tunatuan

taramalı tüfek gibi konuşan sevimli yazar.

grup abdal

halk müziğine yeni bir arayış ve nefes getirmek istediklerini söyleyen enfes grup. tüm türküleri incelikle ve duygu dolu söylemişler. öyleki dinlerken gözleriniz doluyor... ezim ezim eziliyor yüreğim türküsü bundan daha iyi söylenemezdi...

uludağ sözlük

faşistliğin ve homofobinin tavan yaptığı sözlük...

namaz kılmayan türk değildir

habertürk'te öteki gündem programına çıkan ismet özel'in gündeme bomba gibi düşen açıklamasıdır. trollük müessesinin şairlere kadar indiğini göstermesi açısından da eşşsizdir. hazarlar ve gagavuzlar gibi musevi ve hristiyan türkleri ne yapacağız desem onlar türk değil diyecek demekki! peki göktürkler'i falan ne yapacağız hacı desem nafile. zat ayrıca harf inkilabıyla geleceğimizin çalındığını ve türkçe diye bir dil olmadığını da belirtmiş. şahsen ben namaz kılmıyorum ve gayet türküm. ama önce insanım...*

müslümanlığı güzel bir din sanmak

islamiyet, toptan tu kaka ilan edilebilecek ya da hoşgörü öznesi olarak sunulabilecek yekpare bir din değildir. tıpkı hristiyanlık, musevilik ya da diğer dinler gibi. diğer ülkelerdeki( özellikle de hristiyan coğrafyadaki) yaygın özeleştiri yapabilme hakkının nasıl doğduğu ve hangi ortamlardan geçerek bu noktaya kavuştuğunu anlamak karmaşık ve zor bir süreçtir. islam coğrafyası 12. yüzyıla kadar bilim ve sanatta tüm dünyadan daha ileri ve saygın bir durum sergilerken endülüs emevilerinin çöküşüyle tersi bir sarmala girmiş ve tıkanmıştır. ispanya'da kurulan islam medeniyeti kadınların eğitim gördüğü üniversiteleriyle, başarılı siyasi yapısıyla islamiyete yöneltilen eleştirilerin aksini ispat edebilen yegane örneklerden biriydi. şu an yücelttiğimiz hristiyan ittifakın bu medeniyeti yok etmesiyle islamiyet aşağıya doğru yuvarlanmaya başlamıştır. ilginç ve tartışmaya açık iddialardan biri de osmanlı imparatorluğu'nun tüm arap ve asya coğrafyasını emperyal nedenlerle sömürmesi ve bu nedenle islamiyetin gerilemesinin hızlanmasıdır. bu iddia tartışmaya açıktır ama üzerinde düşünmeye değerdir. hristiyan batının şu an içinde bulunduğu özgür ve liberal ortamın dinlerinin islamiyetten daha hoşgörülü olmasıyla alakası yoktur. kilise ile uzun üren ve milyonların ölümüyle sonuçlanan uzun ve kanlı mezhep savaşları, ardından gelen reform dalgası hristiyan erki durdurmuş ve seküler düzeni yaygınlaşmıştır. islami toplumlar ise bu esnada yerinde saymış ve kibirli vaziyette elindekiyle yetinmiştir. her dinin kendine has olumsuzlukları ve bazı olumlu özellikleri vardır. islamiyetin diğer dinlerden ne çok matah ne de daha fazla kötü özelliği vardır. islam coğraftasının genelinin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal çöküntü müslümanlıkla ilgili imaja da yansımakta, malesef doğu medeniyeti eşittir yamyamlık gibi bir sonuç çıkmaktadır. kişisel görüşüm dinlerin misyonunu tamamladığı yönünde. herhangi bir dinin yaşadığımız dönem itibariyle bize bilgi ve ahlaki gelişme sağlaması çok zordur.

ps: evet ateistim.

her türlü hayvandan korkan uyuz kız

sokak hayvanlarına gulyabani muamelesi yapan kızdır. çoğu çevreden ilgi görmek ya da sevgilisine poz yapmak için böyle tavırlar sergiler. mırıl mırıl gezen bir sokak kedisi ya da size mahsun gözlerle bakan bir köpek bu kız için potansiyel bir seri katildir. klasik sözleri bu kedi burdan gitçek ozaan, ıyyy oturamam ben buraya gibi sevgi sözleridir. böyle insanları görünce çekinmeden ağızlarına kürekle vurunuz.

kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz

8 mart dünya kadınlar gününü sayfasında yazdığı bu güzide sözlerle kutlayan akp kırıkkale il başkanı mehmet demir'in beyanatı. memleketimi yöneten akp zihniyeti için emekçi kadınlar günü işte bunu ifade ediyor... zatın sözlerini değiştirmeden aktarıyorum:

" eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise örfe göre her türlü yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir..."

sözlüğün bokunu çıkartmak

sözlükte yeniyim. lakin bazı şeyleri hayretle izliyorum. biraz eğlenmek, biraz bilgilenmek, biraz sosyalleşmek için kurulduğuna inandığım bir sözlükte böylesine gruplaşmaların olması ve kişilerin birbirinden bu denli huzursuz olması çok tuhaf. sosyal medya ve internet bazen insanın içindeki canavarı ortaya çıkarıyor. daha önceki entrylerimde söylediğim gibi nefret söylemi içermediği sürece herkes herşeyi söyleyebilmeli. aynı fikirde olmadığımız ve karakteri bizimkiyle taban tabana zıt insanlara aşık olabiliyorsak, arkadaş niye olamayalım?

bilmemne mutfağı

trollerin sevdiği yemekleri içinde bulunduran mutfak.

(bkz: illallah dedirten mutfak başlıkları)

mustafa ceceli

bütün şarkıları aynı ton ve nağmeyle söyleyen hacı şarkıcı. yüzüne baktıkça içim sıkılıyor. kezban'ların sevdiği romantik şarkılar genelde mustafa ceceli ve farhat göçer'den çıkar. nice hanzo düğün töreninde gelin ve damatın ilk dans şarkısını ceceli ağabeyimiz söylemiştir.

seviyorsan git sik bence

seviyorsan git konuş bence'nin hırt versiyonu. one night stand bağımlısı odun ruhlular için ideal bir önerme olabilir...

içinde türk ve atatürk geçen entrylerin eksilenmesi

her konuda 126 bin parçaya bölünmeyi matah birşey zanneden türkiye toplumunun sözlüğe yansımış halidir.

emek sineması

emek sineması, istanbul'un önemli tarihi binalarındandı. malesef yıkımından önce kötü işletmecilik yüzünden can çekişiyordu. yenilenmeyen iç ve dış cephesi yüzünden mekan küf kokuyor, cicili bicili avm sinemaları yüzünden de seyirci kaybediyordu. lakin çok önemli bir tarihi değeri vardı. sinema olarak değil ama müze ya da istanbul film festivali için kurumsal bina olarak değerlendirilebilirdi. emek için yıkım kararı alınmadan önce tüm sinema yazarlarına mail atmış, o zamanlar ön gösterimlere katıldığım için hepsiyle konuşmuştum. bakın bu sinema çöküyor başına bir iş gelecek dediğimde hiçbiri ilgi göstermemişti. şimdi günah çıkarır gibi röportajlar veriyor, festival açılışında protesto konuşmaları yapıyorlar. emek sineması'nı sinemacılar da istanbul halkı da el birliğiyle yıkıma itti. hafızası olmayan, kültürel ve tarihi değerlerine sahip çıkamayan bir halktan bir cacık olmaz. şu an yapılan eylemleri de samimiyetsiz buluyorum... ben en azından arkadaşlarımla o sinemada festival filmlerini izledim. siz avm'lerde patlamış mısırlarınızı yiyin...