zarathustra

Durum: 563 - 0 - 0 - 0 - 18.05.2023 13:50

Puan: 8006 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Mutsuzum.
  • /
  • 29

üstteki yazarın gerçek adını tahmin etme oyunu

güvelerin yumuşacık olması

çok güzel görünüyorlar da elinize alınca kahverengi bir toz bırakıyor elinizde, sanırım kanatlarından dökülüyor. çok da insan temasından çekinen bir böcek de değil ayrıca.

baby boomers

şuan bulunan köklü şirketlerin tamamının yönetim katmanını oluşturan, çağa ayak uydurmakta zorlanan nesil. küresel ısınmanın önüne geçilememesinin nedenlerini bile bunların altında aramak çok da yanlış değil. çünkü sosyal ilişkilerde muhafazakar oldukları kadar kapitalin dağılımında da muhafazakarlar. ve dünyayı kendi dönemlerindeki gibi izole kültürler arenası olarak görüyorlar.

aslında küreselleşmenin ve ideal kapitalizmin önündeki büyük engellerden biri de bu neslin zihniyeti. siyasi müdahalelerle dünya ekonomisinin planlı olarak resesyona sokulup sokulup çıkarılmasında bir aktör rol alıyorsa o da bunların medeniyetsizliğidir.

yeni akit

türkiye'de siyasal islamın sonunu hazırlamak gibi bir iç güdüsel görevi istemeden icra ettiklerini düşünüyorum. inönü döneminin ulus gazetesi gibi olabilir, ama tabi zaman ve zemin farklı.

gerçi bence bu gazetemsiyi sadece muhalifler okuyor gibi, tetiklenmek güzel oluyor bunlara. zira yer yüzünde "bana mısın?" diyen hiçbir lubunya bunlar kadar dönemez ayol.

sylvanas windrunner

banshe queen, warchief ünvanlarıyla horde'un liderliğini yapan undead elf abla. son dönemde girdiği kötü hallerden dolayı tacı tahtı bırakıp kaçmak zorunda kaldı. hitler'den sonra en çok insan öldürmüş kişi olmaya aday. şuan yaşıyor. biz de takip ediyoruz sonu ne olacak diye. en nefret ettiği şeyler arasında umut baya önde gidiyor.

2020 yılından beklentiler

para! paraaa, daha çok para!

yazarların şu anki ruh halleri

üşüyorum, içim üşüyor. yoksa iki kat yorganın altındayım.

sindar

cuivienen'den valinor'a göç eden eldar arasında beleriand topraklarına gelip de büyük deniz'i aşmayıp, bu topraklara yerleşenlerin genel adıdır.
esasen tamamı teleri soyundan gelmektedir.
eriador ve rhovanion'da eskiden yaşamış elflerle karıştırılmamaları gerekmektedir çünkü bu isim orta dünya'nın beleriand bölgesine yerleşmiş olanlara verilen bir isimdir.

beleriand'a gelen sindar burada üç ana bölüme ayrılmışlardır. ilki ve en kalabalığı olan grup doriath'ın halkıdır ve elu thingol hakimiyetinde yaşamıştırlar. ikinci halk deniz kıyısında falas elfleridir ve cirdan efendileridir. üçüncü kısım da nehirler diyarının yabani yeşil elfleridir ki esasen sindarlaşmış nandor sayılırlar.

bunun dışında nevrast yöresinde göçebe yaşayan bir sindar topluluğu mevcuttu.

sindarin isimli bir elf dili konuşurlardı ki bu dil zaman içerisinde büyük önem kazanış ve diğer elf halklarının ve ırkların da yer yer konuştuğu dili haline gelmiştir.

ikinci ve üçüncü çağ boyunca lorien'de ve eriador'da yaşayan diğer elf soyları sindarin etkisiyle kültürel kayma yaşadılar; noldor'un edebiyat alışkanlığı ve silvanların günlük dilleri sindarin etkileşimiyle değişti. buna karşın kuyutorman elfleri hükümdarları thranduil'in önlemleriyle sindarlaşmadılar ve nandor özelliklerini korudular.

alttaki yazara soracaklarım var

herhalde futbola ataerkil anlamlar yüklendiği için soğuk büyüyoruz bu işe, yoksa futbolun kendisinin bir suçu yok.

uyku düzenin ne durumda?

sözlük yazarlarının dış görünüşleri

esmer tenliyim, kara gözlü kara kaşlıyım. sakallarım hafif kızıl ve tipik ortadoğulu şeklinde dudaklarımın altından kavisli olarak iniyor çeneme. gözlerim küçük ve böcek gözü gibiler ve gözaltlarım elmacık kemiklerine doğru koyu bir tonda uzanıyor. kirpiklerim ise kıvrık ve uzun ki gözlük takınca pek belirgin olmuyor. büyük kulaklarım var ama kepçe değiller. alt dudağım etlidir ama üst dudağım biraz daha az. bıyığım biraz asimetrik olmaya yatkın ve sakalımla birleşik değil. 1.87 boyum, tombiş bir göbeğim var.

android

adaptif parlaklık ile sizin hiçbir kontrolünüzde olmadan ışık ayarını değiştiren güncellemesiyle artık karanlık arka planları istesek de aydınlatamayacağız ve beyaz arka planların aydınlığını da kısamayacağız, bravo android, kullanım zevkimi tüfekle vursaydın keşke.

the addams family

ortaçağ cadı hikayelerinden fırlamış, hortlaklara benzeyen tuhaf aile; siyanür içip çürümüş insan beyni yemeyi çok seviyorlar. baya eğlenceliler bunların şatosunun bir posta kutusu vardır ki insan yemesiyle ünlüdür. arazilerine giren yabancılara işkence etmek ise bir aile sporudur.

anıtkabir

mısır firavunlarında hatşepsut'un inşa ettirdiği adını taşıyan ünlü tapınağın mimarisi örnek alınarak yapılmış.
aslanlı yol'daki taşların aralığı bilerek geniş tutulmuş ki, başını öne eğmeyip attığı adımları görmeyenler sendelesin ve düşsün.

rtük'ün dondurma reklamlarına müdahale etmesi

bir an diyanet ile karıştırdım, başlığı iki kere okumam gerekti.

oral seks

eski kolimin ısrarlı talebi üzerine dişlerin temasından zevk alanların olduğunu da düşündüğüm seks çeşidi. bu bir nevi bdsm mi?

neyzen tevfik

bakırköy'de uzun süreler kalırmış kendisi, kişilik bozukluğu teşhisi varmış. ara ara tımarhaneden gidermiş, dara düşünce yeniden gelirmiş. az toparlayıp yeniden salarlarmış bunu.

bir gün bir baloya gitmiş nasıl olduysa, orta yere gelip avazı çıktığınca "orospu çocukları!" diye bağırmış. herkes bir anda ona dönünce "ne kadar da çokmuşsunuz!" demiş.
bildiğin sinoplu diyojen gibi bir şey kendisi.

alttaki yazara soracaklarım var

zor soru, her ne kadar sevilmek güzel olsa da sevmek diyeceğim. çünkü benim yaşadığım bir duyguyu başkasının yaşadığı bir duygudan üstün tutarım. sevilirken sevene karşılık veremeyeceksem ona eziyet etmenin anlamı yok. çok mu özgeci bir tavır oldu.

çin'de mi yaşamak rusya'da mı?

komünyon ekmeği

hristiyan mezheplerinde farklı şekiller, anlamlar ve uygulamalar barındıran kutsal ya da sembolik ekmektir. komünyon, efharistiya ya da rabbim sofrası olarak adlandıran dinsel törende kilise cemaati birlikte tüketir.

katoliklerde genelde küçük yuvarlak bisküvi şeklindedirler ve komünyon sırasında cemaate teker teker verilirler. genelde rahibeler tarafından seri bir şekilde üretilirler ve kilisede papaz tarafından kutsanır, filmlerde havaya bunlardan birinin kaldırıldığını görmüşsünüzdür. mutlaka mayasız hamurdan pişirilirler ki musevilikteki hamursuz bayramının adetlerine uygunluk aranır zira mesih isa son akşam yemeğinde hamursuz(fısıh) bayramını kutlamaktaydı bu nedenle sofrada 'benim bedenim' diye tanıttığı ekmek mayasızdı.


katolikler ekmeği böyle yapıyorlar


katoliklerde komünyon sırasında ekmeğin beden haline getirilişi(ingilizce alt yazı var papaz baya sessiz)


katolik komünyonun alınması

protestanlarda da ekmeğin usulünden çok taşıdığı paylaşma arzusu öne çıkar, onların komünyon anlayışları sembolik olarak son akşam yemeğini vücuda getirmek olduğundan herhangi bir paylaşılan ekmekle bunu gerçekleştirirler ve öncesinde ayinlerle ekmeği kutsamazlar. bu gözler tırnak pide bile gördü.

ortodokslar ise ekmeğe hem sembolik hem de ruhani anlamlar yüklemişlerdir ve çok mistik bir biçimde yorumlarlar ki komünyon ekmeğinin hazırlanışı göz doldurur.
ilk önce cemaatten bir kişi üstlenir ekmeği pişirmeyi. büyükçe tekerlek şeklinde kalıba dökülür ve katoliklerin aksine mayalandırılır, zira maya ile büyüyen hamur kutsal ruhun tesiriyle büyüyen imanı sembolize eder. sonra hamura üzerinde isanın çarmıha gerilmesiyle başlangıç ve son oluşunu anlatan bir baskı yapılır. hazırlanıp kiliseye getirilir. komünyon ayininden önce papazlar ekmeğe eski ve yeni ahitten bölümler okuyarak dua ederler. bir yandan da ekmeğin baskılı tarafını kenarlarından oyarak çıkartırlar. bu kısmın da tabanını kaldırarak beyaz kısmı üste gelecek şekilde koyarlar. ardından ekmeği bölmeyecek şekilde beyaz kısımdan haç çizerek keserler ve sol alt parçaya bıçak saplarlar. ardından baskılı kısım yukarı gelecek şekilde tabağa koyarlar.

bundan sonra kesilmiş olan kısımlardan, baş melekler, meryem ana, peygamberler, azizler, din büyükleri, büyük din alimleri ve dua ihtiyacı bulunan cemaat üyeleri adına birer parça kopararak ana ekmeğin yanına koyarlar.


ortodoks komünyon ekmeğinin ritüeli


ortodoks komünyon sırasında ekmeğin beden haline getirilişi


ortodoks komünyonun alınması

paskalya

kıyam yortusu yahut diriliş bayramı olarak da bilinir. bu günü içine alan hafta da kutsal haftadır.
paskalyadan bir hafta önce palmiye pazarı vardır. isa'nın yeruşalim'e (kudüs) eşeğin üzerinde girişi kutlanır; kentin kapısında karşılayan halk onun eşeğinin toynakları altına palmiye yaprakları sermiştir.
(hristiyanlar, burada dünyevi bir kral gibi fethedilen kentin kapısında onurlandırılıyor ama kralların dünyevi görkeminin üstünde ilahi bir görkem sahibi olarak eşek ile geliyor, ayaklarının altına erguvan yerine palmiye hasırı seriliyor edebiyatı yaparlar. ne kadar da kinik ve stoacı yahu)

isa kudüse gelince ilk olarak süleyman tapınağının etrafında bulunan tefecileri ve satıcıları tapınağın avlusundan kovmuş, pazar alanını dağıtmıştır. (süleyman tapınağı musevi dininin en önemli kutsal mabedidir, söz konusu tapınak ilk tapınağın yıkılmasından sonra üzerine inşa edilen ikinci tapınaktır, bugün ağlama duvarı olarak bilinen yapı bu kompleksin istinat duvarıdır. ilki babil hükümdarı nabukadnezzar tarafından yıkıldı ikincisi de isa'dan sonra romalılar tarafından yıkıldı diye hatırlıyorum)

esasen hamursuz bayramını kutlamak için gittiği evde ihanete uğrayacağını bildirmiş ve ekmek-şarap ayininin temelini atan ahiti sunmuştur. (ekmek isanın insanlar uğruna feda ettiği bedenini, şarap ise aynı şekilde kanını sembolize eder. bu nedenle tanrının insanlardan aldığı son fedakarlık olarak kurbanlık kuzudur isa, bu nedenle ortodokslar başta olmak üzere komünyonu adeta bir kurban töreni niteliğinde yaşatırlar, ortodokslarda komünyon ekmeğinin bıçakla kesilmesi çok ilginç bir uygulamadır, adeta kilisenin bedenini sembolize eden ekmekten o gün adına bağışlanma dileyenler, azizler ve elçiler adına birer parça koparılır.)

ardından havarilerinin ayaklarını teker teker kendi elleriyle yıkayıp onları kutsamıştır. (bugün hala bu uygulama katolik kilisesince törensel olarak sürdürülür ve papa astlarının ayaklarını yıkar.)

gecesinde zeytin dağına dua etmek için çıkmış sabaha karşı ferisilerden (museviliğin pek mantıklı bir kolu) oluşan bir kalabalık tarafından esir alınmış yargılanmak üzere pontuslu pilatus'un karşısına getirilmiştir. vali pilatus onda bir suç görememesine karşın ferisiler ile sadukilerin (museviliğin pek mantıksız bir kolu) iteklemesiyle onu kırbaçlatmış ve vatan hainlerine yapıldığı gibi çarmıha gerilmesi talebine boyun eğmek zorunda kalmıştır. (vatana ihanet suçunun açılımı esasen isa'nın kendisini dünyanın ilahi kralı olarak tanıtmasıdır, bu da roma imparatorunun üzerinde olduğunu söylemesine denktir, unutmayalım ki roma imparatorları aynı zamanda yaşayan tanrılardır)

isa çarmıhını kendisi sırtlanarak golgota(kafatası) adlı infaz tepesine götürülmüş ve burada iki tane azılı haydut (hırsız olanı cennetle müjdelenir) ile birlikte çarmıha gerilmiştir. son nefesini verip öldüğü sırada süleyman tapınağının kutsal bölmesini ayıran örtü ortadan yırtılmış (tevrat tomarları örtülü bölmede halktan saklanır, ruhaniler dışında kimse tomarlara dokunamaz) ve binanın tabanı ayrılmıştır. gökyüzü bulutlarla kaplanıp güneşin yüzü örtülmüştür.
bu panikle infazı bitirmek isteyen romalı askerler mahkumların bacaklarını kırarak onları öldürmüşlerdir ama isa'ya sıra gelince subay kişi bacağını kırmak yerine mızrağını isa'nın göğsünün yanına saplamıştır.

cumartesi gününden önce bedeni kaldırılıp mezara alel acele konulmuştur. şabat sonrasında ölüyü yıkamak için gelen kadınlar onun mezarda olmadığını görünce havarilere gidip durumu anlamışlardır.

neler olduğunu anlamaya çalışan havariler gizlice toplanmışken isa dirilmiş haliyle evin kapısını çalmış ve onlara dirilişini açıklamıştır. bir takım çok sıkıcı konuşmadan sonra da göğe yükselip gitmiştir. arada bir de havarilere görünüp usta yodalık yapıp kaçmıştır.

uzun bıçaklar gecesi

hitler'in nazi partisi içindeki muhaliflerini tasfiye ettiği süreci tanımlar. bir değil üç gece sürmüştür ve bir dolu politik cinayet ile diktatörlüğünü sağlamlaştırmıştır. çok önemli bir dönüm noktası; en az reichstag yangını kadar.
  • /
  • 29

eşcinsellerin genellikle terbiyesiz insanlar olması

isa değiliz; hakkını yiyenin, arkandan laf edenin, tavuğuna kışt diyenin haddini bildirmek terbiyesizlik değil, direniştir. hak yiyenin hakkından geldiğinde, arkandan laf edenin yüzüne tükürdüğünde, kimseye zarar vermeden bildiğin yolda yürüdüğünde malûm ahlak penceresine itiveriyorlar insanı... ayrıca *

sylvanas windrunner

hayat hikayesi trajedidir maalesef, bu yaptıklarının bir nedeni vardır diyorum, katliamlar falan yapıyor ama sanki "greater good" için

maskülen adamın pasif olması

yine onlarca sterotyping havada uçuşuyor, kırılgan “erkeklik” egosunu aşamamak kadar evrimin ilkel bir aşamasında sıkışıp kalmak neleri getirir derseniz bu başlık güzel bir örnek. literatür tarafından konuşacak olursam: hayallerinizi yıkıyorum ama feminen aktifler vardır, maskülen pasifler vardır. dünya sizin gözünüzde gördüğünüz gibi sadece unicornların gökyüzünde dolaştığı bir yer değil ayrıca 2020 deyiz lol

malatyalıların ortak özelliği

hep bir elazığ ile kıyas içinde olmaları (benim tanıştığım 3-5 kişi için geçerli tüm lokalleri bilemem). hatta şunu duydum deprem günü.

ben- siz de hissetmişsiniz. merak ettim nasılsın?
malatyalı- evet elazığ'a göre daha fazla hissettik. orda 1 bina yıkıldıysa bizde 2.
içimden ben- okey.

(bu arkadaşa hava nasıl diye sor, elazığ'dan daha gelişmiş diye cevap verir)

yazarların şu anki ruh halleri

arkadaşlarımlq facetime yapmaktan bunaldığımı ve onlara sarılmaya ihtiyacım olduğunu hissediyorum

tüm zamanların en iyi kitabı

lut kavmi

lut peygamber ve iki kızı

tevrat'ta yazılı olduğuna göre, lut peygamberin iki kızı, babalarına şarap içirerek onu sarhoş etmişler, onunla cinsel ilişki kurmuşlar ve ondan, yani babaları lut'tan gebe kalmışlardır. tevrat'ta bu şöyle anlatılır:

"ve lut tsoar'dan çıkıp dağda oturdu ve iki kızı onunla birlikteydi. çünkü tsoar'da oturmaktan korktu ve o ve iki kızı bir mağarada oturdular. ve büyük kızı küçüğüne dedi: babamız kocamıştır ve bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için ülkede erkek yoktur. gel, babamıza şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için onunla yatarız. ve o gece babalarına şarap içirdiler ve büyük kız girip babasıyla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. ve vaki oldu ki, ertesi gün büyük kız küçüğüne dedi: işte dün gece babamla yattım. bu gece de ona şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için gir, onunla yat. ve o gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız kalkıp onunla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. lut'un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar. ve büyük kız bir oğul doğurdu ve onun adını moab çağırdı, o bugüne kadar moablıların atasıdır. ve küçük kız da bir oğul doğurdu ve onun adını ibni ammi diye çağırdı, o bugüne kadar ammon oğullarının atasıdır."(48)

tevrat'ta bu anlatılanlar için islam yazarları "lut peygambere yöneltilmiş bir iftiradır" derler. bu yazarlardan ibni hazm (ölm. h. 456/m. 1063), tanrı'nın, "kendi kızlarıyla ardarda cinsel ilişkide bulunmak gibi çok çirkin bir iş"i, kendi peygamberine "isnat" etmiş olamayacağını yazar. böyle bir "iftira"nın tevrat'ta yer almasını, "tevrat'ın değiştirilmiş olduğu"na "bir kanıt" diye gösterir.(49)

bu "itiraz"lar karşısında akla şu sorular gelir ister istemez:

tevrat'ta, lut peygamber'in kızlarını "gebe" bıraktığına ilişkin ve benzeri açıklamalar eğer birer "iftira" ise, bunların birer "iftira" olduğu kur'an'da neden açıklanmamıştır? tevrat "değiştirilmiş"se hz.muhammed'den çok önceleri değiştirilmiştir. tevrat'a sonradan birtakım "iftira"lar sokuşturulmuş olsaydı, kur'an'da açıklanmaz mıydı bu iftiralar? kur'an'da böyle bir açıklama yer almıyor; tersine, maide suresi'nin 43. ayetinde, tevrat'takilerin "tanrı'nın hükmü" olduğu belirtiliyor. gerçi kur'an'da, yahudiler'in "üzeyir tanrı'nın oğludur!" gibi yanlış sözler söyledikleri açıklanır.(50) ama bu gibi açıklamalarda "tevrat" değil "yahudiler" suçlanıyor. "tevrat'ta yapılan tahriflerle peygamberlere iftira ediliyor. lut peygambere de iftira edilmiştir. lut peygamber şarap içerek kızlarıyla cinsel ilişkide bulunmamıştır" biçiminde bir açıklamaya raslanmıyor kur'an'da. eğer gerçekten "iftira" edilmiş olsaydı, bu denli önemli bir konuda kur'an'da açıklama yapılmaz mıydı?

kaldı ki ibni haldun (1332-1406) gibi çok önemli islam düşünürleri, tevrat'ın "tahrif" edilmiş olamayacağı görüşündedirler. ibni haldun, "tevrat"ın değiştirilmiş olamayacağına, ibni abbas'ın buhari'de de yer alan bir sözünü kanıt olarak gösteriyor. ibni abbas diyor ki: "böyle bir şey olamaz (yani tevrat değiştirilmiş değildir). bir toplum, peygamberine inen kitabına inansın da, sonra o kitabı değiştirmiş olsun, böyle bir şey düşünülemez. tevrat'ın inanırları olsa olsa, tevrat'ı te'vil etmiş olabilirler ve olsa olsa bu te'villeri tahrif sayılabilir."

ibni haldun, ibni abbas'ın bu görüşünü, yani tevrat'ın değiştirilmiş olamayacağı yolundaki görüşünü, maide suresi'nin 43. ayetinin de açıkça kanıtladığını yazıyor.(51)

konumuz "tevrat'ın değiştirilip değiştirilmediği" değildir. onun için bu konu üzerinde daha fazla durmaya gerek yok. ancak burada şöyle bir sorunun daha akla geldiğini belirtmek gerek: eğer eldeki tevrat değiştirilmişse, değiştirilmemiş olan tevrat nerededir? ali imran suresi'nin 93. ayetinde "getirilip okunması" istenen "tevrat" hangi tevrat'tır? "tanrı kitabı" olarak bildirilen tevrat'ın şimdi nerede olduğu söylenebilir mi? göğe mi uçmuştur bu tevrat?

turan dursun, din ve seks, berfin yayınları: 100, 3.basım, haziran 2010, ısbn: 978-975-6680-01-8, s.30-32

______________________
(48) tevrat, tekvin, bap:19, ayet:30-38
(49) ibni hazm, kitabu'l-fasli fi'l-milel ve'l-ehvai ve'n-nihali, beyrut, 1975, c.1, s.133-134
(50) bkz: tevbe suresi, ayet:30
(51) ibni haldun, tarihu ibni haldun (kitabu'l-iber...), mısır, 1963, c.1, s.8

ayı sözlük itiraf

bir insanı gerçekten çok istediğinizde ona kavuşabiliyormuşsunuz... onu o kadar çok istedim ki imkansız gibi görünürken herşey imkanlı hale geldi. heteroseksüel bir insanı sevip kendinizi de ona sevdirmek hiç güç değilmiş. sevginin kucaklayıcı ve en iyi kalplisini taşıyorum şu an hayatımda. herşey bir kartpostal ile başladı... ve sana dair herşey fazlasıyla masum! kalbiniz neyi hakediyorsa onu yaşayın <3

fermente edilmiş penis suyu

hem probiyotik hem de prebiyotik *

en seksi erkeklere sahip şehirler

listede kocaeli olmadığı kesin de

Toplam entry sayısı: 563

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

1. bir yıl sonra yaz ortasında o çocukla evde tüm herkes varken odanda seks yapma, babana yakalanacaksın.
2. insanlara karşı daha töleranslı ol, seninle aynı şeyleri düşünmeyenlere karşı yargı oklarını germe, empati kur.
3.son sınıftaki uzun boylu çocuğu boşver ne kadar yürüsen de iş o noktaya gelince uzun bir sırıktan daha fazlası olmayacak, onun yerine yan sınıftaki kas hayvanına oyna o kesin okey.
4. türk edebiyatından daha fazla kitap oku. orada kendinden çok şey bulacaksın.
5. cinsel yöneliminden dolayı geleceğine kaygıyla bakma, ileride hayatına doğru insanları sokacaksın ve onlar seni olduğun gibi kabul edecek, hatta onların algılarını da değiştireceksin.
6. sırf eğlenmek için o kıza yürümemelisin, yaptığın çok büyük puştluk, senin yüzünden kötü bir ergenlik yaşayacak.
7. geek olduğunu fark et, sosyal mecraları daha iyi kullan.
8. sen bihter ziyagilsin aptal olma!

hümanizm

tüm düzeni ilahi olanla değil dünyevi olanla kurmaktır. mesela hümanist düzen içerisinde hiçbir kurum ya da makam kendisini uluruhiyete dayandıramaz ve devlet de enstrümanlarından biri olarak diyaneti kullanmaz.
hümanist düşünce cahil insanların anladığı veya yarı cahil insanların kendilerini tanımladığı şekilde insan sevimek değildir. hayatın tüm alanlarında dünyevi olanı ilahi olanın üzerinde tutmak ve sistemi bu doğrultuda dizayn etmektir.
avrupa'nın bilimde doğu kültürlerini sollamalarının sebebi bu düşüncenin skolastik düşünceyi alaşağı etmesidir.
diyebiliriz ki hala günden güne katolik kilisesi ölmektedir.
yakın geçmişte batı dünyasında dinler çağını kapatan hümanizm, ideolojiler çağının başlamasına sebep olmuştur. merkezinde insan unsurunun bulunduğu faşizm, komünizm vb. iktisadi veya ideolojik kavramlar doğmuştur diyebiliriz.

orospuluk

eskiden pek kutsal görülen bir meslektir. hatta tapınaklardaki kutsal kadınlar bu mesleği icra ederek orospuluk mesleğini ruhbanlık ile birleştirmişler ve yüceltmişlerdir. ardından gelen süreçlerde anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişte, erkek ruhbanlar ve eril tanrılar öne çıkmış, kadın ilahlar ve onların fahişe kahinleri güç kaybederek ilk önce fahişeliklerini kaybetmiştir. böylece kutsal kadınlar orospuluk mesleğinden el çektirilmiştir ve ebedi bakirelik vasfına sıkıştırılmışlardır.

semavi dinler olarak tanımladığımız ibrahimi inançlarda tanrı'ın aracısının ebedi bakire kahinlerden, eril düzende daha çok tutulan peygamberlere ve ulu babalara geçişiyle kadınlar tamamen dini öğretmenlikten uzaklaştırılmıştır.

bu dönemde orospuluk mesleğini icra edenler kutsal olanın dünyada belirmesinin aracıları olmaktan çıkıp, büyücülük ve şeytani güçler ile özdeşleşmiş hale gelmişlerdir. merak edenler için babil'in fahişesi bu kadın cinselliğinin dışlanmasının bir göstergesidir.

yaşadığımız çağda ise kutsal olana dair hiç bir şeyin gerçek olmadığı algısı ile birlikte orospuluk, büyücülükten ve cincilikten arındırılmış ama ataerkil düzenin devam etmesi, kutsalın kayboluşuna rağmen bu eski dogmatik tutumun daha bir şehvetle desteklenmesi gibi durumlar nedeniyle çok horlanan ve kötü görülen bir meslektir.

sonuç olarak tarih bize gösterir ki; orospuluğu aşağılamak, kadını ve ataerkil kalıplara uymayan tüm var oluşları aşağılamakla aynı kökten beslenir.

hz. muhammed

arap paganizmini reformize edip, yahudilikle sentezleyen inanç kişisi, kendisini spitama zerdüşt ile aynı kefeye koymak en doğru olandır ki biri diğerinin yolunu izlemiş gibidir.
ikisinin de aralarında teolojik benzerlik olmamasına rağmen politeist toplumları tek tanrıcılığa yükseltmekte aynı prosesler uygulanmıştır.
muhammed'in oluşumununda ilk devindiricilik rolünü üstlendiği kültür ise bir hayli ilginçtir zira tasvir karşıtlığı konusundaki katılığı arap paganizminde tanrıların heykellerle tasvir edilmesinden ziyade geometrik şekillerle tanımlanmasından kaynak alıyor.

her ikisi de panteon'un en mistik tanrılarını alıp "tek gerçek tanrı" olarak revize ediyorlar.

bu konuda spitama zaratustra ve aradılları diğer diyetleri çok yıkamıyorlar bunun sonucunda zerdüştlükte kişileşmiş güneş imgesi olarak mithra önemli bir yer tutuyor. bunun sebebi ise kültür alışverişinde bulunulan komşu toplumların yapısında yatmakta.

öte yandan haşimoğullarından muhammed'in toplumu tek tanrılı semitik dinlerin bulunduğu coğrafyalarda güçlü ticari ve kültürel bağlara sahipler.

özellikle islam'ın erken safhalarında bölgede etkin olan habeşistan ve aden-şam ticaret yolunu yöneten hristiyan bizans'ın mevcudiyeti yatsınamaz. bununla birlikte mısır; iskenderiye başta olmak üzere gelişmiş bir hristiyan ekolüne sahip ki bunlar da teolojik tartışmalarla istanbul'a (günümüzün fener patrikhanesi) kafa tutuyorlar.

spitama'nın ise çevresinde tek tanrılı unsurlar olmadığı gibi ülke hindistan alt kıtasından gelen felsefi akımlardan etkileniyor. hindu çok tanrıcılığından her dem etkilenildiği gibi (ki mithra esasen bir hindu tanrısıdır ve agni'nin bir tezahürü olarak yorumlanabilir) iran sahasının doğu sınırında budizm'in izleri mevcut bulunuyor. (taliban'ın ,doksanlarda olması lazım, havaya uçurduğu buddha heykellerini araştırabilirsiniz.)

tüm bu şartlar birini mutlak tek tanrılı ve katı kurallı reforma yöneltirken bir diğerini daha zayıf bir geçişte bırakıyor.

her ikisi de kendinden önceki inanışlarda bulunan tanrıları şeytani güçler olarak yorumluyor, zerdüştlükte bu tanrılan daeva şeytanlarıyken( daeva ismen hindu-sanskrit dilinde tanrı manasındaki deva veya devi kelimesinden gelir), islam'da eski tanrılar ya da arap inançlarındaki hürmet edilen doğa ruhları cinler olarak şekilleniyor ve uluhiyetleri ellerinden alınıp tanrıya hesap verecek olan mükellef bir ırk olarak düşünülüyor. (şuan günümüz halk söylencelerinde korku nesneleri olmaları onların bir zamanlar ilahi varlıklar olarak görülmesinden temel aldığı gibi eski türk inançlarındaki "iyeler" inancıyla özdeşleşmeleriyle de alakalıdır.)

buna rağmen muhammed, eski pagan kültlerinden en güçlüsü olan karataş kültünü yıkmak yerine inancın merkezine oturtuyor. günümüzde bile esasen kabe'yi kabe yapan şey küp şeklinde olan o siyah örtülü yapı değil. hacerül esved taşıdır. bu taş mescidi haram'ın köşelerinden birinin duvarının içine oturtulmuş metal bir kaideye gömülü durumdadır, esasen çatlak olup bu metal kaide onu bütün tutmaktadır.

küpik yapı ise islam sonrası da dahil olmak üzere farklı zamanlarda yıkılmıştır, hacerül esved'in hasarlı olmasının sebebi de haccac döneminde mancınık darbesi yemesinden kaynaklıdır.

bazı uç görüşlü (ve muhtemelen yanlış) araştırmacılara göre ise muhammed; esasen mekke'de yaşamamıştır ve misyonuna petra antik kentinde yani nebati ülkesinde başlamıştır ama bir takım siyasi entrikalar sonucu emevi devletinin çöküşüyle daha güvenli bir ortam olan mekke'ye yeni kabe'nin kurulduğu söyleniyor. hacerrül esved de bu olaylar sırasında zarar görmüştür. lakin bulunduğu yeri kabe haline getirdiği tüm bu şaibeli yorumun ötesinde tartışılmaz bir gerçektir ki bu karataş paganizm döneminde arapların tanrılarını geometrik şekiller ile tasvir etmesinden köken alıyor olabilir ama yine de peşin konuşmamak sahayı uzmanlara bırakmak gerek.

zerdüşt ise dualist bir tahayyül sahip bir inanç üzerinden şekillendirdiği teolojisinin merkezine ışık inancını ve onun manifestosu olan güneşi ve ateşi yerleştiriyor.
spitama'nın izlediği yol yine de muğlak, çünkü çok eski ve islam'dan daha fazla değiştirilmiş bir teolojidir. sonuçta iskender öncesinden köken almış bir inançtan söz ediyoruz. sasani iranına gelene kadar zerdüştilikten gayrı ne inançlar doğup battığı o coğrafyada. iran pek bir ortodoks şii olmasına rağmen bahailik gibi akımları başlattı yakın geçmişte.

eklemeliyim ki aynı zamanda islam ve yahudilik birbirinin o kadar aynısıdır ki, beslenme adetlerinden, kişisel hijyen kurallarına ve hatta ibadet üslübuna kadar yüksek benzerlik gösteriyor. kısacası islam, yahudiliğin ekümenik versiyonu olarak adlandırılsa hatalı olunmaz.

peygamberlik iddiasında olan bu iki şahıs da bize kutsal metinler bıraktılar yahut bu iki inancın takipçileri bu metinleri oluşturdular (bilemeyiz), ki bunlar "avesta" ve "kur'an -ı kerim"dir.

avesta yapısı itibariyle çok fazla kelime tekrarlarıyla dolu bir metindir ve zerdüştün ardılları zamanla bu metne dua ve ayin metinlerini de eklemişlerdir. en göze çarpan özelliği zerdüşti şeriatının kurallarının ve cezai yaptırımlarının doğrudan kutsal kitap içinde yazmasıdır çoğu da kırbaçlanma içermektedir. bununla birlikte arınma kuralları da sözlü anlatımdan ziyade yazılı olarak metne girmiştir.

kur'an ı kerim ise kelime anlamı olarak erdemlerin derlemesi demektir. avesta kadar kelime tekrarları olmasa da rahman suresi gibi yoğun tekrarlamalara rastlanır. kitabın büyük çoğunluğunu oluşturan bakara suresi, yahudi inançındaki peygamber hikayelerinin en yoğun derlendiği ve arabize edildiği bölümdür. ayrıca avesta gibi toplumsal düzenlemeleri içerir (miras hukuku; kâfir mürted ve münafıklarla ilişkiler; evlilik ve boşanma; seksin nasıl yapılması gerektiği). bunun yanında şiirsel bir dil kullanılmıştır ve bazen uyak kuralları bozulmasın diye bilinçli telaffuz hataları vardır. yüksek sesle bir ritim eşliğinde halka olunmak amacıyla yazıldığı metinlerin yapısından anlaşılabilir.

ama kur'an'ın avesta'dan en büyük farkı şudur; avesta'dan kitabın anlatıcısı olan spitama tanrıyla olan konuşmalarını sonradan kaleme almış gibi bir üslup benimsenmişken ki soru-cevap metoduyla ilerler, kur'an tamamen tanrı'nın muhammed'in önünde yaptığı bir monolog gibidir. bu radikal farklılık döneminin dini metinlerinde rastlanmayan bir durumdur. zira kur'an'ın anlatıcısı allah'ın bizzat kendisidir. bu da bu kitabı dış gözler karşısında ilgi çekici yapar.

velhasıl muhammed gerçekten de safra kabartan bir şahsiyettir. anlatım hatalarımı bağışlayınız.

haaa bir de şu kız çocuğu kurbanı olayı da şöyledir ki bu kızların sevilmemesinden ileri gelmez aksine bu dini bir ritüeldir ve bebek kurban etmek orta doğu din geleneğinde büyük yer tutar. özellikle evli çiftin ilk doğan bebeği kurban edilmelidir. israiloğulları da hayvan kurban etmeden önce bunu yaparlardı.

esasen bebek kurbanı dünya nimetlerinin kefareti olarak orta doğu paganizminde yer buluyordu, ibraniler ise bu kefaret geleneğini çocuklardan alıp hayvanlara vermişlerdir. gelenek ilk başta doğan bebeğin yerine geçen hayvan ile evrilirken islam ile birlikte sistematize edilmiştir, böylece kurban geleneği ikinci evrilmeyle genel olarak toplumsal şükran belirtisine dönüştü. muhammed'in ise karşı çıktığı kız çocuğu gömme geleneği bunun uzantısıdır.

buna paralel olarak spitama ise kurban geleneğini tamamen yıkmıştır, zira zerdüştlükte köpekler dahil tüm çiftlik hayvanları kutsal kabul edilmiş, kanlı kurban ayinlerinin yerini buğday gibi tahıl ürünlerinin ilk hasatlarından bir parçanın tanrıya sunulması yahut alkollü bir sıvının bu vazifeyi yapması buyurulur. buna karşın hayvan kurbanı geleneği sonradan devam etti.

secde pozisyonu

koca bir cami dolusu erkeğin aynı anda yapmasıyla toplu bir doggy kalkışmasını andıran şey.

bir kaç saniyeliğine koca bir cemaatin kıçlarını kafalarından yukarıya kaldırması da denilebilir.

ekşi sözlük

gayya kuyusuna dönmüş kollektif linç başlatma platformu olmuştur. türkiye'nin agresif beyaz yakalı mastürbasyonuna yenik düşmüştür.

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

seviştikten sonra söylenecek en aptalca sözler

diğerlerine hiç benzemiyorsun seni de allah kurtarsın kardeş.

fasulye yiyelim ete para vermeyelim birbirimizi sikelim göte para vermeyelim

öz kaynaklarla yetinme fikri taşır.

türk kahvesi içmenin varoşluk belirtisi olması

müslüman kökenli bir ortadoğulu kişinin söylemesiyle komik duracak, kendine yabancılaşma cümlesidir.

müslüman eşcinsel

olmaması gereken durumdur. sevgili yazarlar eşcinsellik islam inancına göre günah değildir. düpedüz lanetlilik halidir yani mizanda tüm ibadetini boşa çıkaracak bir haldir. öyledir ki cezası ahiret gününe bırakılmayacak şekilde helak edilmelidirler. lütfen savunmadan önce kur'an okuyunuz. bunu sadece kur'an söylememekte aynı durum incil ve tevrat içinde de mevcuttur. hatta avesta'da bile eşcinsellik şeytanlarla birlikte olmakla, büyücülükle eş tutulur.
eşcinselliği ve müslümanlığı bir arada benimsemek çelişkilidir. kişinin bu durumda ebediyen merhametten yoksun bırakılacağını kabul etmiş olması gerekir.

edit: ayrıca lütfen imanın mantıklı olmakla alakalı bir şey olmadığını bilelim, iman mantık yürüterek elde edilecek bir şey değildir. kişinin fikri ehliyetini kendisinden daha büyük gördüğü bir sürece teslim etmesidir. aynı zamanda deist ergümanlar kullanarak islamı savunmayalım, tanrı ve yaradılış konsepti ayrı bir şey, islamın iddiasının doğruluğu farklı bir şey.
kimse de ne yaparsa yapsın olduğu şey nedeniyle sonsuza kadar dışarıda bırakılacağı bir iddianın peşinden gitmemeli.
ve lütfen kutsal kitaplarınızı ve iman akitlerinizi okuyunuz, üzülecek olsanız dahi buna hepimizin ihtiyacı var.
hitler seven yahudilerin olduğu bu dünyada boşa yazıyorum galiba.

league of legends

allahım çok kötü oyun ya, çevremdeki insanlar için kalite turnusolu görevi gördüğünden dolayı minnet duyuyorum

karantinaya bir kitap film dizi önerisi bırak

dune serisi ama frank herbert'ın kitaplarını ilk başta okumak gerek. film olarak izlemediysen memento izle
dizi olarak da friendsi tekrar izle ya da penny dreadful izle.

teleri

vaların davetiyle valinor'a olan kutlu yürüyüşe katılan üç soydan sonuncusu ve en kalabalığı, bu soyun bir kısmı yoldan erken safhada ayrılıp orman elflerini oluştururlar, sonra da deniz kıyısına gelenlerin bir kısmı balegaer denizini geçmeyip orada kalmış, cirdan önderliğinde denizci elfler olmuşlardır.
denizi geçenler de yine valinor'a ayak basmayıp yanlız ada tol eressa'da kalmışlardır.

bunların orta dünyada kalanlarına sindarin denir, teleri ise sadece valinor'a gidenler için kullanılan bir isim haline gelmiştir.

legolas, thranduil, galadriel'in kocası celeborn, cirdan ve haldir bu elflerdendir.
ayrıca orta dünyadaki (valinor değil) en yaşlı elf cirdan'dır.

bununla birlikte en pleb elflerdir.