bizim fakültede böyle bir hoca var. valla lafı kıvırmadan çevirmeden söyleyeyim, çok seksi bir adam. aslında o kadar yakışıklı biri değil ama bana seksi geliyor. en çok da ellerini seviyorum. böyle bütün parmaklarını yalayacaksın. en çok da kot giyince seksi oluyor. adama bakıp bakıp duruyorum kıllansın diye de, adam da bakıyor "ne bakıyo lan bu" dermiş gibi, ama bir şey demiyor. ne bileyim, odasına falan çağırsa, gerisini getirirdim bak. bütün fantezilerini üstümde deneyebilirdi. keşke evli olmasaydı. kucağını beşik olarak kullanabilirdim ne güzel. daha buraya çok şey yazardım da, iğrenmeyin boşver.
internetteki en komik wikipedia tarzı sitedir. sitede bir terimi arattığınız zaman, onun hakkında komik açıklamalar bulursunuz. örneğin türkiye sayfasına girerseniz, türk okuyucuların kızacağı içerikler bilerek, istenerek o sayfaya konulmuştur. örneğin bir resimde türkiye haritasının yarısında yunanistan yazmakta, yarısında da kürdistan yazmaktadır. amaç, giren kişiyi trollemek ve giren kişinin değerleriyle dalga geçmektir. eğer internetteki geyiklerden pek haberiniz yoksa kanmanız ve sinirlenmeniz olasıdır. siteyi %99, 4chan kafasındaki biri yapmıştır diye düşünüyorum. en çok güldüğüm sayfa "yunanistan" ile ilgili olan sayfaydı. ermenistan falan da çok komik. ayriyetten, "you" ile ilgili bir sayfa vardır, eğer bu sayfaya girerseniz sizinle dalga geçer. diğer bir ayrıntı da, eğer "gay" sayfasına girerseniz, "gay'lik bir akıl hastalığıdır" diye açıklamaya başlar. ilk başta kızarsınız ama "heteroseksüel" sayfasına girdiğiniz zaman bu sefer de "heteroseksüellik bir akıl hastalığıdır" diye başlar cümleye. bir diğer güldüğüm şey de, "gay" sayfasının üzerinde "bu sayfadan rahatsız olduysanız buraya tıklayın ve sayfayı yavaşça aşağı indirin" diye bir kısım çıkar. buraya tıklarsanız gülmekten ölürsünüz.
bu filmde çok ilginç bir ayrıntı vardır. filmin sonunda dorothy, aslan adam'a "imdat çağrıların yalandan olsa bile özleyeceğim" der. neden böyle bir şey diyor annlamadım. yoksa dorothy aslında zihin kontrolü içerisindeki bir kız mı? yoksa her şey bir sahne miydi?
hakkında üzülmemek gereken sınav. lise dönemlerinde psikolojik durumum iyi değildi, derslere ağırlık veremediğim için sınav çok rezil geçmişti. ayrıca istediğim bölümlere alınmadım, puanı düşük olanların, sürekli dedikodu yapanların bulunduğu bir bölüme düştüm. istediğim bölümler grafik veya bilgisayardı. ikisi de tutmadı. ama ben oturup ağlamak yerine, internette birçok paylaşımcı insanın bize sunduğu programlama ve grafik tasarım derslerine bakarak kendimi bu konularda geliştirmeye çalışıyorum. daha da çok hırs oldu bende. bu aralar bayağı hızlandırdım bu konudaki çalışmalarımı; çok hızlı öğreniyorum. belli mi olur, belki bilgisayar mühendisliğinden mezun olanlardan daha iyi şeyler beceririm. ha, şöyle bir şey var, şu an matematikteki sinüs, kosinüs gibi kavramlar işime çok yarıyor, yine öğrendim aynı şeyleri. yani önceden öğrenseymişim bir zararım olmazmış. ama o zaman nereden bilebilirdim ki ileride işime yarayacağını. ki ben bilgisayar ile uğraştığım için işime yarıyor. atıyorum bitki ile uğraşacak birisinin işine yine yaramayacak. ama tabi bazı şeyleri kendi başınıza öğrenemiyorsunuz, örneğin bir makine mühendisinin yaptığı şeyi evde kendiniz yapamazsınız belki. ama eğer hedefinizi belirlemişseniz ona göre ilerliyorsunuz, belirlemediyseniz istediğiniz üniversiteye girin, hiçbir şey yapamazsınız. zaten ben geçmişte olan şeylere pek takılmamaya çalışıyorum; uğraşımı seviyorum, bunu ilerletmeye odaklanıyorum sadece, hepsi bu. bir tane daha zararı var iyi bir üniversite kazanamamanın: etrafınızda çok mal insanlar olduğu için üniversitenin tadını çıkartamıyorsunuz. ben o kadar okudum ama hiçbir tat almadım üniversite yaşamından.
bir de hetero birinden hoşlandıysanız o zaman da üniversite yaşamınız boka sarıyor.
bu oyunu kimse bilmez, ama bana çok şey katmış bir oyundur. müzikleri olsun, canavarları olsun, büyüleri olsun, harika bir oyundur. insanın her oynadığında oyunun farklı bir özelliğini farketmesi çok iyi. eskiden her yıl indirip oynardım ama şimdi fazla oynamıyorum. yedinci kattaki ayıları hiç unutmuyorum.
bug'dan farkı, glitch'lerin geri döndürülebilir olmasıdır. örneğin geri döndürülebilen grafik hataları glitch'ten sayılabilir. ama oyunun belirli bir yerinde takılıp kalması bug olur; glitch değil.
küçükken çok delisi olduğum bir oyundu. bayağı kafayı takmıştım bu oyuna. gizlilikler, efsaneler, fan yapımı oyunlar, hepsini araştırmıştım. en eğlencelisi de oyundaki glitch'leri uygulamaktır. yapımcılar isteyerek mi yapıyor bilmiyorum, ama bilen bilir, oyunda o kadar fazla glitch vardır ki, artık mortal kombat'ın alt dalı haline gelmiştir. scorpion ve kano en çekici bulduğum karakterler. kano gibi bir fuckbuddy'm olsun isterim hep.
şahsımca en iyi psikolojik korku oyunudur. aslında oyundaki ögeler birçok yerden esinlenilmiş olsa da, özgün bir içeriğe sahiptir. esinlenilmiş öğeleri oyuna öyle bir yedirmişlerdir ki, hangi yapımlardan esinlenildiğini duyunca "oha bundan mı esinlenmiş?" dersiniz. benim korku oyunlarına bakış açımı derinden etkilemiştir. bazen ilk oynadığımız zamanları hatırlayıp ilginç hislere bürünürüm. çok tuhaf bir atmosferi vardır oyunun, o zamanki oturduğumuz evin de çok tuhaf bir atmosferi, havası vardı. üzerinde, oturup uzun uzun tartışmaktan keyif alacağım bir oyundur. eskiden silent hill'in atmosfer müziklerini dinleyip rahatlardım.
konudan konuya geçiyorum bu oyun hakkında düşüncelerimi belirtirken, farkettim. daha çok yazacak şey var bu oyun hakkında, ama uğraşamadım açıkçası.
çok fazla tribe sokan bir şarkı. psikolojiniz bozuksa, dinlediğiniz zaman hem bir üzüntü, hem de bir rahatlatma yaşatıyor. hoşlandığınız birisine duygularınızı belirtemediğiniz zaman iyi gidiyor.
sanki kalabalık bir ortamda herkes beni dinlerken şarkıyı bağırarak söyleyeceğim zaman her şey düzelecekmiş gibi geliyor. keşke öyle bir şansım olsa.
i eat my dinner in my bathtub then i go to sex clubs watching freaky people gettin' it on it doesn't make me nervous if anything i'm restless yeah, i've been around and i've seen it all
i get home, i got the munchies binge on all my twinkies throw up in the tub then i go to sleep and i drank up all my money dazed and kinda lonely
you're gone and i gotta stay high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh spend my days locked in a haze trying to forget you babe i fall back down gotta stay high all my life to forget i'm missing you ooh-ooh, ooh-ooh
pick up daddies at the playground how i spend my day time loosen up the frown, make them feel alive oh, make it fast and greasy i'm numb and way too easy
you're gone and i gotta stay high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh spend my days locked in a haze trying to forget you babe i fall back down gotta stay high all my life to forget i'm missing you ooh-ooh, ooh-ooh
staying in my play pretend where the fun ain't got no end ooh can't go home alone again need someone to numb the pain ooh
staying in my play pretend where the fun ain't got no end ooh can't go home alone again need someone to numb the pain
you're gone and i gotta stay high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh high all the time to keep you off my mind ooh-ooh, ooh-ooh spend my days locked in a haze trying to forget you babe i fall back down gotta stay high all my life to forget i'm missing you ooh-ooh, ooh-ooh
"and i drank up all my money dazed and kinda lonely. you're gone and i gotta stay high all the time" "bütün paramı harcadım, sersemlemiş gibiyim, biraz da yalnız. gittin ve kafamın hep güzel kalması gerek."
bazı salaklar dalga geçmese, tuhaf karşılamasa çoğu aktifin yapacağı şey. bi de bazen pasifler falan tuhaf karşılıyo. ulan ne güzel aktifin sikini yalıycak. ama yok, sen karşındakinin erkekliğine laf et sırf seni mutlu etmek istedi diye. karaktersiz...!
mao zedong'un iyice fıttırması ile savaş açtığı hayvan türü. tahıllardan otlanıyorlar diye 2 milyar serçeyi öldürünce ortalık haşere doluyor ve 3 yıl süren kıtlıkta 20 milyon kişi hayatını kaybediyor. ekolojik dengeye cahil cesareti ile çomak sokma eğilimi diktatör egolarının bir ortak noktası galiba. (bkz:kanal istanbul)
şunları kararlaştırdık başlangıç olarak: -sitede eksi oy yok. -sitede facebook'taki gibi sinirli falan koyacaktık ama onları şimdilik koymuyoruz. -sitede lgbt ile ilgili kanal, en üstte tutturulacak ki heterolar görebilsin. -artı 18 içerik olmayacak sitede. -gönderileri en çok like alan, başlıkları en çok gönderi giren şeklinde sıralayabiliyoruz. -ingilzce kanalı olacak, ama nasıl bir yol izleyeceğimizi bilemiyoruz. ingilizce bölümünü ayrı bi bölüm mü yapsak yoksa sadece kanal mı olsa?
daha tartışıyoruz. hiç bu kadar kendimi değerli hissetmemiştim canlar.
kuasar -canlı ve enerjiktir. -pozitiftir. -ayı sözlük'te bir tane hesabı vardır. -ayı sözlük'ün kokoşlarla dolu olduğunu bilir ve kendisine laf atılınca şakaya vurur. -girdiği yeri neşeye boğar, renk getirir. -yaşına göre 10 yıl falan olgun davranır. -ahlaklıdır, evlenmeden olmaz. -dersine çalışır. -eksilenince güler geçer. -safkan geydir.
astral -cansızdır. insanın enerjisini alır. -negatiftir. -ayı sözlük'te bildiğim iki tane hesabı vardır. -şaka yapınca küfür eder. -girdiği zirveyi boğar. herkes erken dağılır zirveden. -yaşından 10 çıkartın. odur. -ahlaklı mı bilmiyorum onu. -dersine çalışıp çalışmadığı hakkında bilgim yok. büyük ihtimalle çalışmamıştır. -eksilenince eksilendiği kişiye ağlar.
kuasar'ı trolleme yolları: yoktur.
astral'i trolleme yolları: -kaç kere moderatör olmasına rağmen, her zaman dark bear'ın moderatörlüğünü aldığından dem vurun. -sözlüğün yarısıyla yattığını, yarısı ile yatışın yolda olduğunu söyleyin. -eksileyin. -negatif olduğunu söyleyin. -türkler hakkında herhangi bir övücü yazı yazın. -kürtler hakkında herhangi bir yerici yazı yazın.
not: ortamda astral olduğunu öğrenmek için uzay bilimi ile ilgili doğru bir bilgi atabilirsiniz. doğru bir bilgi olsa bile sizi düzeltecektir astral. üstü üstüne 2 lira farkla küfür de yiyebilirsiniz.
bu işte sırası ile şunlar yapılır: -ilk önce adama bir gülücük atılır, o da sana güler, böyle gülücükler falan birbirini takip eder. -daha sonra her iki taraf da azar ve iki taraf da birbirinin dudağına yapışır. -birbirinin dillerini emerken kendinden geçen taraflardan sikici olan adam, diğerini soyar. soyduktan sonra pasif tarafın meme uçlarına yapışır. -daha sonra yarrağa aç olan pasif, aktif olan adamın yarrağını 20 yıldır yarrak görmemişçesine ağzına alıp emmeye başlar. -aktif adam ıslandıktan ve kıvama geldikten sonra o anki zevkin verdiği güçle pasif olanı güçlü ve kıllı kollarıyla kaldırır ve kucağa oturtur. -öpüşmeler burada da devam eder. pasif olan, bir yandan da aktif olan erkeğin yumuşacık vücudunu eller, erkeğe sarılır ve kokusunu içine çeker. o sıcaklık hiçbir şeyde yoktur. bir anlığına da olsa bütün dertlerinden kurtulmuştur. -daha sonra aktif adam iyice azar ve pasif olan erkeği kucağında hoplatmaya başlar. -aktif olan seksi adam pasifin götünü dağıtırken, git gel yaparken, pasif olan erkek kendinden geçmiştir. o an tek düşündüğü şey, ne kadar güvenli olduğu, güven veren bir erkeğin kollarında olduğudur. -bu sırada aktif olan adam hala adamı kucağında hoplatmaktadır. bir yandan da birbirinin boyunları, vücutlarını öperler. -pasif olan erkek, o azgınlıkta aktif olan adamın parmaklarını yalamaya başlar. ellerinde emmediği yer bırakmaz. -daha sonra aktif olan adam bağırmaya başlar. o yüzündeki hoşlanma ifadesi, adamın kendisinden bile seksidir. daha sonra seni yarrağına götürür ve yüzüne patlar. -aktif adam, pasif adamın meme uçlarına yarrağını sürter. alınan zevk, iki taraf için de tarifsizdir. -seksi elleriyle sana o güzel spermlerini yedirir. bir yandan aktif adamın seksi ellerinin tadına da bakmaktadır pasif olan erkek. -daha sonra aktif adam, pasif olanı koltuğa tekrar oturtur ve tekrar sikmeye başlar. -pasif adam yüzünden anlaşılacağı kadarıyla zevkten çıldırmıştır ve boşalmak üzeredir. büyük ve azgın bir bağırışla partnerinin vücuduna boşalır. -ikisi de rahatlamış bir şekilde birbirine sarılarak, ne kadar güzel bir erkekle seks yaptığını düşünür iki taraf da. geriye kalmış tek şey vardır, o da büyük bir rahatlık hissi.
türkçe ve japonca, bunlardan ikisidir. türkçede örneğin "sil" dediğimizde, neyi kastettiğimiz, bağlamdan anlaşılır. ingilizcede bu sorun yok sanırım. bilgisayardaki bir dosyayı silmek istediğimizde "delete", camı silmek istediğimizde "clean" ya da "rub" kullanabiliyoruz.
japonca bağlamsallığın bokunu çıkarır. gramerleri bile bağlamsallığa yöneliktir. "gitmek" yazarsınız, o bağlama göre "gider", ya da "gidecek" olur. bağlama eğer eşsesli sözcükleri eklersek boku çıkar. "şi" sözcüğünün en az 5 tane falan anlamı vardır mesela. yazı dilinde bağlam olmayacağı için, japonların yazıda kanji kullanmalarının nedeni budur. konuşmada kanjiye gerek yok çünkü zaten konuşmaların bir bağlamı olmak zorundadır.
bu işte sırası ile şunlar yapılır: -ilk önce adama bir gülücük atılır, o da sana güler, böyle gülücükler falan birbirini takip eder. -daha sonra her iki taraf da azar ve iki taraf da birbirinin dudağına yapışır. -birbirinin dillerini emerken kendinden geçen taraflardan sikici olan adam, diğerini soyar. soyduktan sonra pasif tarafın meme uçlarına yapışır. -daha sonra yarrağa aç olan pasif, aktif olan adamın yarrağını 20 yıldır yarrak görmemişçesine ağzına alıp emmeye başlar. -aktif adam ıslandıktan ve kıvama geldikten sonra o anki zevkin verdiği güçle pasif olanı güçlü ve kıllı kollarıyla kaldırır ve kucağa oturtur. -öpüşmeler burada da devam eder. pasif olan, bir yandan da aktif olan erkeğin yumuşacık vücudunu eller, erkeğe sarılır ve kokusunu içine çeker. o sıcaklık hiçbir şeyde yoktur. bir anlığına da olsa bütün dertlerinden kurtulmuştur. -daha sonra aktif adam iyice azar ve pasif olan erkeği kucağında hoplatmaya başlar. -aktif olan seksi adam pasifin götünü dağıtırken, git gel yaparken, pasif olan erkek kendinden geçmiştir. o an tek düşündüğü şey, ne kadar güvenli olduğu, güven veren bir erkeğin kollarında olduğudur. -bu sırada aktif olan adam hala adamı kucağında hoplatmaktadır. bir yandan da birbirinin boyunları, vücutlarını öperler. -pasif olan erkek, o azgınlıkta aktif olan adamın parmaklarını yalamaya başlar. ellerinde emmediği yer bırakmaz. -daha sonra aktif olan adam bağırmaya başlar. o yüzündeki hoşlanma ifadesi, adamın kendisinden bile seksidir. daha sonra seni yarrağına götürür ve yüzüne patlar. -aktif adam, pasif adamın meme uçlarına yarrağını sürter. alınan zevk, iki taraf için de tarifsizdir. -seksi elleriyle sana o güzel spermlerini yedirir. bir yandan aktif adamın seksi ellerinin tadına da bakmaktadır pasif olan erkek. -daha sonra aktif adam, pasif olanı koltuğa tekrar oturtur ve tekrar sikmeye başlar. -pasif adam yüzünden anlaşılacağı kadarıyla zevkten çıldırmıştır ve boşalmak üzeredir. büyük ve azgın bir bağırışla partnerinin vücuduna boşalır. -ikisi de rahatlamış bir şekilde birbirine sarılarak, ne kadar güzel bir erkekle seks yaptığını düşünür iki taraf da. geriye kalmış tek şey vardır, o da büyük bir rahatlık hissi.
elimde kitap vardı, deniz kıyısında okumuştum, daha sonra eve gitmek için yürümeye başladım. bir parkın önünden geçerken, yakışıklı bir adam* bana ingilizce bir şeyler söyledi. ben de ingilizce bildiğim için yanına gittim ve "pardon anlayamadım" dedim. adam meğersem benden hoşlanmış, niyeti kötü.* beni eve götürüp cinsel münasebet uygulayacak üzerimde.* adam iran'lıymış. ben "olmaz öyle şey, ben namuslu bir insanım efendim" deyince bana "ama biz iran'da bu kadar rahat olamıyoruz, senden cinsel olarak etkilendim dedi" ve bunu demesi ile penisi erekte olması bir oldu. "ellemek istemez misin" dedi. ben de bu durumda çok kırıldım ve "afedersiniz ama ben ahlaksız değilim" dedim. "heterolar bizi yanlış tanıyor" diye ekledim. adam işi iyice abarttı ve daha önce hiç duymadığım cümleler kurdu. "ben senin ağzına boşalırken, sen de benim penisime sakso çekersin" dedi. benim bu lafı duymamla şoke olmam bir oldu. o şokla elimdeki kitabı düşürdüm ve ağlamaya başladım. "sizin yüzünden onca emek verilen gay onur yürüyüşlerinin amacı boşa çıkıyor!" diye bağırdım. o anda adam yanlış bir şey yaptığını anladı ve sustu. hiçbir şey diyemedi. oradan geçen heteroseksüeller de bir an duraksadı ve "inanamıyorum, ne kadar namuslu bir gay" dedi. daha sonra heteroseksüellerin gay'lere karşı olan fikirleri bir anda değişti. eve doğru giderken dağların ardında gökkuşağı belirdi ondan sonra.
düzenleme: az önce bu yazımı okuyan bir anne özel mesaj attı. gay oğlu için çok endişelenmiş ve bir anda bu sözlüğü bulmuş. buradaki yazıları okurken ahlaksızlıklar karşısında morali bozulmuş, ama benim yazımı okuduktan sonra "iyi gay'ler de varmış" diye düşünmüş ve rahat bir nefes almış.
eğer eşcinselleri sevmeyen varsa, google translate gibi çeviri programlarını kullanmamaları gerekiyor. oyunları kesinlikle oynamamaları gerekiyor. çünkü yapay zekanın mucidi bu bilim insanıdır. oyunlarda da yapay zeka bolca bulunur bildiğiniz üzere. kısacası yapay zekayı kullanan hiçbir şeyi kullanmasınlar. ne de olsa pis ellerimiz değdi o şeyi icad ederken. şeytan işi bu yapay zeka. robotlar canlanıp bizi öldürebilir.
keşke yaşasaymış da sahil kenarında iki üç muhabbet edeymişik diye düşündüren bilim adamıdır kendisi. heteroseksüel düzene karşı çıkmıştır, evlenmiş, ama çoluk çocuğa karışmamıştır. kısa bir süre sonra boşanmış zaten.
kendisine yapılan yardım karşısında kösteklik yapan yazar. yok terbiyesizmişim de, ırkçıymışım da. sen dua et ben sana yardım ettim, yoksa rüyanda bile zor görürdün o insanları.
videodakiler gay değil. drag galiba. zaten bu tiplere bakıp da aşağılamamak olmazdı. insanlar gaylik adı altında türlü maymunluklar yapabiliyor. arap şerefsizini savunmuyorum elbette ama birbirilerini yemelerini istiyorum sadece.