friedrich nietzsche
kafayı taktığım filozof. canım o benim, birtanem. resmen hayatın sırrına ulaşmış da ben bir fani olarak anlayamıyormuşum gibi geliyor onu düşününce. anlattığını açıklayıcı bir tarzla anlatmaktan çok parçalı metinlerle anlatıyor ve böylelikle açıklayıcı , tanımlayıcı anlatma sisteminin yapamadıklarını yapıyor, çok boyutlu düşündürüyor. tabi böyle olunca elimde açıklayabileceğim, "bu budur" diyebileceğimden ziyade tahminler yürütebileceğim temel bir mantık var. benim anladığım nietzsche dionysos ve apollon üzerinden insanın içeriği ile biçimi arasındaki uyuşmazlığı ortaya koyuyor. dionysos, insanın içeriği, arzuları, şenliği, bedeni ve eylemiyle barışmış hali iken apollon ise insan hayatının biçimlendirilişini ortaya koyuyor. apollon'un dionysos'u yok saydığını söyleyerek dionysos'u kutsuyor. bunun için de pek çok alana siyasete, dile, ahlaka, bedene, topluma, insanlar arası ilişki ve insanın kendiyle kurduğu ilişkiye el atıyor. atıyor da ben tam olarak birşey anlamıyorum. keşke birkaç yıl daha yaşasa imiş.
süper gücünü hatırla
kaos gl'nin düzenlediği kadın kadına öykü yarışmasının bu seneki teması. (bkz:
kadın kadına öykü yarışması) başvurular 15 şubat'a kadar uzatılmış.
kadın kadına öykü yarışması
bir eşcinsele verilebilecek en güzel hediye
bir biseksüele veya heteroseksüele verilebilecek olan en güzel hediye ile aynı olandır. lakin ben hediye istemem. bana güzel bir yemek yapsın yeter.
insan hakları
bm insan haklari sözleşmesine göre idi galiba. insan hakları 3'e ayrılıyormuş : negatif haklar, pozitif haklar ve aktif haklar. negatif haklar yaşama hakkı ve neden dokunulmazlığını içeriyor. pozitif haklar ekonomik, sosyo-kültürel hakları içeriyor. aktif haklar ise siyaset yapma, örgütlenme ve dernek vs. kurma hakkını içeriyor. bunların hangilerini kimler elde edebiliyor, elde edilebiliyor mu sorgulanır.
sübliminal mesaj
ilk duymam 25. kareye coca cola reklamı koyuyorlar ile birlikte olmuştu.
yalnızlık bakanlığı
yapılan açıklamada yalnızlık için sigara kadar zararlı denmiş. daha bile zararlı olabilir.
pembe metrobüs
kadını pembe erkeği mavi görüyorlar. sonra ikisini birbirine zıt hale getiriyorlar. kadınla erkeği birbirinden ayırmak kadınları teşhirci erkekleri tacizci, tecavüzcü olarak kodluyor. en kötüsü bazı kadınlar da erkeklerle aynı ortamda bulunmayı ahlaken yargılıyorlar. sormazlar mı madem bu kadar erkek fail veya olabilir, neden kadınları da sistemine dahil eden bir adalet düzeni için müdahale etmiyoruz ?
emre özyetiş
hakkını aradığı için bedel ödetmek istenen insanlardan biri.
ayı sözlük yazarlarının unutulmaz filmleri
afrin
ışid tehdidinden kurtulmuş bu insanlar yine tehdit altında. türkiye'de kürt sorununu çözmemek için direttikleri, barış isteyenlere yaptıkları yetmiyormuş gibi şimdi de bizimle alakasız siyasi istikrara huzura kavuşmuş bu insanlara saldırıyorlar . afrin'de başlatılan operasyon ile ilgili dünyaca ünlü akademisyenler kampanya başlatmış. umarım olumlu sonuç verir.
https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/20...
anne replikleri
tartıştığımızda "senin evlatların da sana böyle yapsın ilerde" diyerek tartışmadaki haklılığımı sorgulatmayı başarır.
facebook ve instagrama yaptığı ve yediği yemeğin fotoğrafını koyan hasta insan
sosyal medyada varlık bulma halinin bir uzantısıdır.
ada türkbir
birinin ölümünü dilemek
benim de ölümünü dilediğim insanlardan biri babamdı daha önce. hayatımı tehditleriyle gasp eden insandı. beni başkalarına karşı savunmasız bırakan insan. çocuk yaşlarımdan itibaren en ağır küfürleri duymuştum . annem için kavga etmiştim onunla ve beni savunmayan, bazen babamın en ağır sözleri bana söyleyeceğini bile bile önüne atan da annem olmuştu. kendimi bir mikrop gibi görmeme sebep oldu pezevenk. kendisi istediği her şeyi yaparken gece yarılarında eve gelmek de dahil, biz yaptığımız en ufak şeyde, ev içindeki gündelik şeyler de dahil kendimizi tehdit altında bulmuştuk. tavır gösterdiğimiz zamanlarda ise intihar tehditleriyle geldi manyak. kimi zaman da kanser oldu güya. ne zaman haksız olsa tehditlerini daha çok savurdu ki yorgun düştüğümüz anlarda ona cevap vermek zorunda kalalım, iktidarının temelleri sarsılsın istemiyordu pek tabi. evde hiçbir şeyi kendimize ait hissedemedik, bilhassa ben. düşmanımız gelse bu kadar korkmazdık herhalde. onunla çatıştığım yıllar boyunca tek suçlunun o olmadığını anladım. annem de suçluydu. babam ne kadar iktidar kurma çabasındaysa annem beni o kadar yüzüstü bırakıyordu. şimdi ikisi ayrı pişman. iktidarının son demlerinde babam, pişmanlığı fayda etmeyen annem. hala bir aile olduklarını sanıyorlar, herhangi bir zaman diliminde aile olabildiğimizi sanıyorlar en fenası . ama biliyorum ki dilediğim gibi ölseydi - ki defalarca kez diledim- yine vicdan azabı bende olacaktı. yine bir canın gidişine üzülecektim, onu böyle yapan sebeplere.
başka şekilde olmasi ihtimaline üzülecektim biliyorum. belki de zarar verenlerden olamamak böyle birşeydir.
hrant dink
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/20086/fet... ölümünden önce türkiye toplumunun "onlar ermeni" denilerek gasp edilen bütün hak mücadelelerine ve aynı zamanda suskunluk kıskacındaki ermeni toplumuna ışık tutmuş; ermeni'nin insanlığını ve devletin insana düşmanlığını ortaya koymuş, cinayetine oh olsun denilecek zannederken failler, türkiye toplumunun üstüne beton döküldü zannedilen hakikatlerine giden bir yol açmış, bu sebeple ölümünden sonra failleri korkutmuş insan.
çocuk istismarı
suçlu olan çocuk değil çocuk istismarcisıdır. aile suclu, toplum suclu , devlet suclu, hastane suclu. apacik bir şekilde çocuk istismarcilari desteklenmiş. sucluyu cezalandirmak yerine cocuklari suskunluga hapsetmisler.
http://www.cumhuriyet.com.tr/m/haber/sag...
ayı sözlük yazarlarının kitap tavsiyeleri
sabahattin ali'nin "kağnı, ses, esirler" kitabı.
yazarların en etkilendiği iltifatlar
ortamda kıskanç bir -o zamanlar arkadaştık kişisi vardır- kime iltifat edilse iltifatı boşa çıkarmaya çalışır. o zamanlar kendiyle sorunlu zabeldogdu'ya çirkinlik imaları yapar. insanlarla ilişkide ikili oynar, dedikodu yapılmadığı için herkesin içinde sezgisel bir durum olarak kalır. yine bir gün böyle ikili oynadığı kadınlardan biri bozulan aramızı düzeltmek için yanıma geldiğinde, kendini çirkin ötesi nitelendiren bana "biliyor musun seni ilk gördüğümde çok seksi olduğunu düşündüm" der. bizimki dumur, erkeksi olduğumu söyleyerek iltifatı boşa çıkarmaya çalışır ama nafile.
dindar eşcinsel
heteroseksist düzen tek tanrılı dinler öncesinde yapılandırıldığı için suçlayamayacağımız insandır. zaten ne bunun üzerine kurulu değil ki?