zarathustra

Durum: 563 - 0 - 0 - 0 - 18.05.2023 13:50

Puan: 8006 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Mutsuzum.
  • /
  • 29

robert baratheon

eski fırtınaburnu lordu, merhum westeros kralı. deli kral aerys'in starklara yaptıklarına karşılık aşkını kurtarmak için isyan başlatmıştır ve targaryen hanedanının hakimiyetine son verip demir tahta oturmuştur.
kral olmadan önce çok kudretli bir savaşçıdır, ama tacı kafaya geçirince kendini salmış ve bitik bir kişi olup çıkmıştır. devlet meselelerini hiç önemsemediği gibi ülkeyi bir borç batağına sürüklemiştir. borç o kadar hazindir ki demir taht'da daenerys'den daha fazla braavos'un demir bankasının oturma hakkı vardır. neyse efendim. bu zat bir de sanki çok önemliymiş gibi tywin lannister'ı hükmettiği süre boyunca hükümetten uzaklaştırmış, varis oğlunu bekarlık yemini etmesi gereken bir göreve tayin etmiş, kızıyla da evlenip kötü davranmıştır.
kral eli olarak da starklar gibi herifleri tayin ederek saçmaladığını kanıtlamıştır. öldükten bir süre sonra iç savaş başlamış ve tüm diyar ayvayı yemiştir.

khalesi

dothraki khalasarlarını yöneten khalların eşlerine denir, çoğu zaman birden fazla olurlar. hiçbir hakimiyet ve veraset hakları yoktur. khal ölünce vaes dothrak şehrindeki dosh khaleen mabedine kapatılırlar burada falcılık ve crone'luk yaparlar.
dul khalesilerin erkeklerle bir arada olmaları ve seks yapmaları kesinlikle yasaktır.

starklar

buz ve ateşin şarkısı serisinde karşımıza çıkan bir hanedan.
westeros'un kuzeyindeki toprakları winterfell kalesinden yönetmektedirler (yönetmekteydiler). soyları kahramanlar çağında yaşamış olan mimar brandon'a dayanır. hanenin sözü "kış geliyor"dur.

eskiden kuzeyi yöneten kış kralları olmalarına rağmen fatih aegon'un westeros'u işgal etmeye başlamasıyla bu yabancı krala biat etmişlerdir. böylece kuzey krallıkla birleşmiş ve starklar da kuzey muhafızları olarak hüküm sürmeye devam etmiştir.
genel görünüşleri beyaz tenli, siyah saçlı ve gri gözlü olmalarıdır. güneydekilerin aksine eski tanrılara taparlar.
baratheon isyanının başlamasında kilit bir rol oynadılar ve bu dönemde nehir topraklarının tully ailesi ile akrabalık kurdular.

starkların önemli sancaktarları; umber hanesi-son ocak, karstark hanesi-karhold, bolton hanesi-dehşet kalesi, manderly hanesi-beyaz liman, mormont hanesi-ayı adası ve bir çok hane daha.

en beğenilen film replikleri

"aragorn : neyden korkarsınız hanımefendi?
eowyn : kafesten. ta ki yaşlılıktan ve alışkanlıktan parmaklıklar ardını kabullenip, büyük işler başarma isteği hatırdan ve gönülden silininceye kadar parmaklıklar arkasında kalmaktan."

yüzüklerin efendisi

rasputin

iki üstteki entriye ek olarak rasputin'in otopsisinde fark edildiği üzere tüm yapılanlara rağmen boğularak öldüğü teşis edilmiş söylentiye göre.

bu zat rus sarayını parmağında oynatmış gerçekten de müthiş bir kişi.

bülent ecevit

ingilizcesi çok güzeldir, ilginç bir şekilde de dış politikada büyük aksiyonlar döndürmüştür; kıbrıs harekatı ve öcalan'ın yakalanması gibi kavşak noktalarının ilan edicisi olmuştur genelde. emin olmamakla birlikte özal döneminin açılımlarının yarattığı kargaşayı kurumsal reformlarla dengelemişti galiba ama dediğim gibi pek emin değilim.

nazende sevgilim

aşağı yukarı herkes farklı söylüyor bunu, sanırım orijinalde şöyle;

değdi saçlarıma bahar küleği(rüzgar)
nazende(nazlı) sevgilim yadıma(hatır) düştün
her erin bahtına bir güzel düşer
sen de tekçe menim adıma düştün
nazende sevgilim yadıma düştün

gözlerim yoldadır kulağım seste
seni unutmaram men son nefeste
ey ceylan bakışlım ey boyu beste
ey taze ser(gonca?) gülüm yadıma düştün
nazende sevgilim yadıma düştün

sensiz dağ döşüne çıktım bu seher
ödtü gumru kimi gülşen laleler
ey niye yalgızsan sordular eller
köyreldi mizginim(?) yadıma düştün
nazende sevgilim yadıma düştün

can alıcı şiir mısraları

yedikleri mısır koçanıydı ve arpa
ve süpürge tohumu
ve çöp gibi kaldı çocukların boynu.
ve lâkin tarabya'da, pötişan'da ve ada'da kulüp'te
aktı ren şarapları su gibi
ve şekerin sahibi
kapladı miloviç'in yorganına 1000 liralıkları.
miloviç de beyaz at gibi bir karı.
bir de sakalı halife'nin,
bir de vilhelm'in bıyıkları.

bu parçadan ziyade tüm destan güzel ama beğeniyorum nedense bu kısmı. nazım hikmet

gerçek kesit

televizyon ekranlarının gördüğü en shit posting servisi. senarist ekibinin yazım faaliyetini güvenli bir uzaklıktan izlemek için baya para verebilirim.

flash tv

efsanevi ibret programı gerçek kesit bu kanalda yayınlanıyordu galiba

züleyha

tabi "iffetime göz dikti" diyerek yusuf'u hapse attırıp üzerindeki zanı temizlemekte de başarılı olmuştur bu züleyha.

sezen aksu

hakkında internetin en tuhaf forum kavgasının döndüğü de mevcuttur.

'tatlı bir orospu' söylemine karşılık olarak 'senin ananda da var mı bu orospu ruhu?' sorusuyla sayfalar boyunca ilginç küfürlerin klavyelerden havalandığı muhabbet belki de bugün geldiğimiz noktayı açıklıyor.

istifçiler

ay ne korkunç durumlar vardı ya bu belgeselde, kadının birinin evinde eşyaların arasında kedi ölmüş ama atamamıştı. evi temizlerken pis bir koku alıp fark ediyorlardı.

kedi böyle firavun mumyasına dönmüştü, aynı tarz durumu çok bilinen bir italyan lastik markasının fabrikasında staj yaparken görmüştüm. kedinin biri kimyasal atık sahasındaki kontamine varillerin birine düşmüş gece, onları tahliye ederken aynı kokuyla başlayan senaryoyu yaşamıştık.

cersei lannister

güçlü bir kadın olmasına rağmen doğru düzgün kararlar alamayan bir karakter, dizide çok vurgulanmıyor ama kitapta son zamanlarda alkolizm'in dibine vurmuş durumda, ayık gezmiyor.

kefernahum

incil'de isa'nın lanetlediği kentlerden biri;

"ya sen, ey kefernahum, göğe mi çıkarılacaksın? hayır, sen ta ölüler diyarına ineceksin! çünkü sende yapılan mucizeler sodom'da yapılmış olsaydı, o kent bugüne dek ayakta kalırdı.

sana şunu söyleyeyim, yargı günü sodom diyarının hali, seninkinden daha dayanılır olacak!"

amiş

protestan reformunun sonuçlarının en uç fikirli uzantılarından biri, heterodoksun bile o kadar heterodoksu ki hristiyan olarak tanımlanmaları bile sorunlu kalıyor.

üstteki yazar

güzel rpg'den anlıyor sanırsam

dragon age origins

hikayesine göre yaratıcı isimli kutsal varlık başlangıçta fade denen ruhani bir boyutu yaratmış ve bu boyutun içinde çeşitli ruhani varlıklarla birlikte altın şehir denilen cennetsel bir mekan kurmuş. ama sonrasında yarattığı ruhani varlıkların doğalarından şüpheye düşüp maddi dünya olan thedas'ı ve içinde yaşayan fani varlıkları yaratmış. bu fanilerin ruhlarını fade'e bağlamış ve planına göre faniler öldükten sonra altın şehre onun yanına geleceklermiş.
ama altın şehrin ruhani varlıkları fanilerle iletişime geçip onlara büyünün yollarını öğretmişler ve kendilerini tanrılar olarak göstermişler.

bunun üzerine yaratıcı sinirlenip ruhani varlıkları fade'den sürgün edip dünyanın derinliklerine hapsetmiş onlar da bundan sonra eski tanrılar olarak adlandırılmış ve fanilere de sırtını dönmüş böylece ölenler onun cennetine ulaşamadan fade'in puslu diyarlarında dolaşmaya mahkum olmuşlar.
büyünün öğrenilmesiyle birlikte dünya'da büyük bir imparatorluk kuran tevinter'in büyü efendileri fade'in içindeki golden city'e girmeye ve yaratıcı'nın tahtını ondan almaya azmetmişler ve bir ölçüde başarılı olmuşlar da.
kan büyüleriyle deldikleri perde'nin ardında fade'de dolanarak altın şehri bulmuşlar ve şehri bastıklarında yaratıcı haykırmış; cennetin ve dünyanın temelleri sarsılmış, fade iblislerin dolandığı bir çoraklık, altın şehir ise gölgelerin altında bir kabus olmuş. adına da bundan sonra kara şehir denmiş. nitekim yaratıcı orayı terk etmiş.

şehre giren büyücüler ise lanetlenerek dünyaya atılmışlar ve ruhsuz birer canavara dönüşüp kalplerinin karanlığında ucube bedenler olan darkspawn halini almışlar.

böylece dünyanın derinliklerine çekilen bu canavarlar burada efendileri olan eski tanrıları bulup onları kendi kanlarıyla zehirleyerek özgür bırakmaya ve yer yüzüne dehşet saçmaya başlamışlar. onları durdurmak için ise grey wardens isimli bir tarikat kurulmuş.

uzun yıllar dünyadan savaş ve zalimlik eksik olmamış. eski tanrılara tapan tevinter'in efendileri dünyayı kana ve küfre bulamış.

bir zamanlar bir kadın yaşarmış, sesi çok güzelmiş ve benim diyen zalimi bile ağlatırmış. yaratıcı onun sesini dinlemek için dünyaya inmiş ve kadına hayran kalmış. ona görünüp, onu yanına almayı hatta eşi yapmayı teklif etmiş. adı andraste olan kadın bunu reddetmiş. yarattıklarına yüz çevirmemesi gerektiğini ve aralarına dönüp göz yaşlarımızı dindirmesi gerektiğini anlatmış. bunun üzerine yaratıcı eğer faniler kendisine yeniden tapınmaya başlar ve sahte tanrıları bırakırlarsa bunu yapacağına dair söz vermiş.

böylece peygamber andraste yaratıcı'nın mesajını yaymak ve tevinter'in iblis tanrılarını tahtlarından etmek üzere yıllarca savaş vermiş, andastrian kilisesi işte böyle kurulmuş. ama andraste dünyevi kocası tarafından ihanete uğramış, çünkü kocası maferath onu ruhani kocası olan yaratıcıdan kıskanıyormuş. böylece tevinter birlikleri tarafından andraste'nin esir alınmasını sağlamış.

andraste tevinter imparatorluğu'nun kalbinde minrathous'da kazığa bağlanıp yakılmış ama takipçileri onun öğretisine sahip çıkarak direnmeye ve yaratıcının izinden gitmeye devam etmişler.

ölümünden sonra andraste'nin yaratıcı'nın gelini olarak onun yanına yükseldiğine ve inanlılarını koruduğuna inanılır. bir gün andraste'nin ilahisi thedas'ın her yerinde işitildiğinde yaratıcı kara şehre geri gelip orayı ışığıyla temizleyecek ve andraste'nin iman edenlerini bu altın cennete kabul edecekmiş.
şu da bir gerçektir ki andraste'nin külleri aradan yüzlerce yıl geçmesine rağmen ilk yakıldığı gün gibi sıcaktır. bu da andraste'nin gerçekten de peygamber olduğunu kanıtlıyor ama thedas içindeki bazı büyücü alimler andraste'nin aslında çok kudretli bir büyücü filozof olduğunu düşünmüyor da değiller.

bir kitap okudum hayatım değişti

genelde orta okul veya lisede öğretmenlerin sıklıkla vurguladığı bir kitap olmasına rağmen yakup kadri'nin yaban kitabını ben üniversite'nin başında okudum. kitap esasen çok basit bir şey gibi gelebilir insana ama derin düşünmeye değer, hayatımı değiştirdi mi? pek değil ama farkındalık için iyi bir yerde duruyor.

ahmet celal isimli genç bir osmanlı subayı 1. dünya savaşı sırasında sağ kolunu kaybeder ve osmanlı'nın işgal edilmesiyle subay hayatını geride bırakıp anadolu'nun küçük bir köyüne sığınır. köy allah'ın ve köy dışında var olan bütün kosmos'un da unuttuğu bir yerdir.

insan'ın sorumluluk duygusunun ve kendine karşı yapabileceği en alâ iki yüzlülükleri konu almaktadır. git gide ahmet celal'den nefret etmeye başlıyorsunuz hatta. onun sefil bir insan ve korkak olduğu gerçeği katmerlenerek suratınıza tokat atıyor. böylece insanın kendi haysiyetini ve kişisel sorumluluklarını hiçe sayabileceğini kendini onurlu addeden birinin ağzından duyuyorsunuz.

kadın peygamberlerin olmaması

islam'da kadın peygamber yok diye semavi dinlerde de bunun geçerli olduğunu sanmak yanlış.

incil'de ve tevratta kadın peygamberler mevcuttur;

harun'un kardeşi peygamber miryam
peygamber hulda
debora peygamber
aşer oymağındam anna peygamber
yeşaya peygamber'in peygamber karısı

biz bunları saymayız zaten hristiyan ve musevi peygamberlerinin çok küçük bir kısmına inanırız.

vahiy almış ama resul ya da nebilik yapmamış da pek çok kadın vardır incil ve tevrat'ta; hacer, saray, meryem. bu isimler islam'a göre de vahiy almış kişilerdir.

ayrıca tevrat'ın ester isimli bölümü aynı isimli bir kızın pers sarayında yükselerek yahudi halkını zulümden kurtarışını anlatır. islam'da bu olmamıştır.

sorun semavi dinlerde değil sanırım, islam'da.
  • /
  • 29

eşcinsellerin genellikle terbiyesiz insanlar olması

isa değiliz; hakkını yiyenin, arkandan laf edenin, tavuğuna kışt diyenin haddini bildirmek terbiyesizlik değil, direniştir. hak yiyenin hakkından geldiğinde, arkandan laf edenin yüzüne tükürdüğünde, kimseye zarar vermeden bildiğin yolda yürüdüğünde malûm ahlak penceresine itiveriyorlar insanı... ayrıca *

sylvanas windrunner

hayat hikayesi trajedidir maalesef, bu yaptıklarının bir nedeni vardır diyorum, katliamlar falan yapıyor ama sanki "greater good" için

maskülen adamın pasif olması

yine onlarca sterotyping havada uçuşuyor, kırılgan “erkeklik” egosunu aşamamak kadar evrimin ilkel bir aşamasında sıkışıp kalmak neleri getirir derseniz bu başlık güzel bir örnek. literatür tarafından konuşacak olursam: hayallerinizi yıkıyorum ama feminen aktifler vardır, maskülen pasifler vardır. dünya sizin gözünüzde gördüğünüz gibi sadece unicornların gökyüzünde dolaştığı bir yer değil ayrıca 2020 deyiz lol

malatyalıların ortak özelliği

hep bir elazığ ile kıyas içinde olmaları (benim tanıştığım 3-5 kişi için geçerli tüm lokalleri bilemem). hatta şunu duydum deprem günü.

ben- siz de hissetmişsiniz. merak ettim nasılsın?
malatyalı- evet elazığ'a göre daha fazla hissettik. orda 1 bina yıkıldıysa bizde 2.
içimden ben- okey.

(bu arkadaşa hava nasıl diye sor, elazığ'dan daha gelişmiş diye cevap verir)

yazarların şu anki ruh halleri

arkadaşlarımlq facetime yapmaktan bunaldığımı ve onlara sarılmaya ihtiyacım olduğunu hissediyorum

tüm zamanların en iyi kitabı

lut kavmi

lut peygamber ve iki kızı

tevrat'ta yazılı olduğuna göre, lut peygamberin iki kızı, babalarına şarap içirerek onu sarhoş etmişler, onunla cinsel ilişki kurmuşlar ve ondan, yani babaları lut'tan gebe kalmışlardır. tevrat'ta bu şöyle anlatılır:

"ve lut tsoar'dan çıkıp dağda oturdu ve iki kızı onunla birlikteydi. çünkü tsoar'da oturmaktan korktu ve o ve iki kızı bir mağarada oturdular. ve büyük kızı küçüğüne dedi: babamız kocamıştır ve bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için ülkede erkek yoktur. gel, babamıza şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için onunla yatarız. ve o gece babalarına şarap içirdiler ve büyük kız girip babasıyla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. ve vaki oldu ki, ertesi gün büyük kız küçüğüne dedi: işte dün gece babamla yattım. bu gece de ona şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için gir, onunla yat. ve o gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız kalkıp onunla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. lut'un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar. ve büyük kız bir oğul doğurdu ve onun adını moab çağırdı, o bugüne kadar moablıların atasıdır. ve küçük kız da bir oğul doğurdu ve onun adını ibni ammi diye çağırdı, o bugüne kadar ammon oğullarının atasıdır."(48)

tevrat'ta bu anlatılanlar için islam yazarları "lut peygambere yöneltilmiş bir iftiradır" derler. bu yazarlardan ibni hazm (ölm. h. 456/m. 1063), tanrı'nın, "kendi kızlarıyla ardarda cinsel ilişkide bulunmak gibi çok çirkin bir iş"i, kendi peygamberine "isnat" etmiş olamayacağını yazar. böyle bir "iftira"nın tevrat'ta yer almasını, "tevrat'ın değiştirilmiş olduğu"na "bir kanıt" diye gösterir.(49)

bu "itiraz"lar karşısında akla şu sorular gelir ister istemez:

tevrat'ta, lut peygamber'in kızlarını "gebe" bıraktığına ilişkin ve benzeri açıklamalar eğer birer "iftira" ise, bunların birer "iftira" olduğu kur'an'da neden açıklanmamıştır? tevrat "değiştirilmiş"se hz.muhammed'den çok önceleri değiştirilmiştir. tevrat'a sonradan birtakım "iftira"lar sokuşturulmuş olsaydı, kur'an'da açıklanmaz mıydı bu iftiralar? kur'an'da böyle bir açıklama yer almıyor; tersine, maide suresi'nin 43. ayetinde, tevrat'takilerin "tanrı'nın hükmü" olduğu belirtiliyor. gerçi kur'an'da, yahudiler'in "üzeyir tanrı'nın oğludur!" gibi yanlış sözler söyledikleri açıklanır.(50) ama bu gibi açıklamalarda "tevrat" değil "yahudiler" suçlanıyor. "tevrat'ta yapılan tahriflerle peygamberlere iftira ediliyor. lut peygambere de iftira edilmiştir. lut peygamber şarap içerek kızlarıyla cinsel ilişkide bulunmamıştır" biçiminde bir açıklamaya raslanmıyor kur'an'da. eğer gerçekten "iftira" edilmiş olsaydı, bu denli önemli bir konuda kur'an'da açıklama yapılmaz mıydı?

kaldı ki ibni haldun (1332-1406) gibi çok önemli islam düşünürleri, tevrat'ın "tahrif" edilmiş olamayacağı görüşündedirler. ibni haldun, "tevrat"ın değiştirilmiş olamayacağına, ibni abbas'ın buhari'de de yer alan bir sözünü kanıt olarak gösteriyor. ibni abbas diyor ki: "böyle bir şey olamaz (yani tevrat değiştirilmiş değildir). bir toplum, peygamberine inen kitabına inansın da, sonra o kitabı değiştirmiş olsun, böyle bir şey düşünülemez. tevrat'ın inanırları olsa olsa, tevrat'ı te'vil etmiş olabilirler ve olsa olsa bu te'villeri tahrif sayılabilir."

ibni haldun, ibni abbas'ın bu görüşünü, yani tevrat'ın değiştirilmiş olamayacağı yolundaki görüşünü, maide suresi'nin 43. ayetinin de açıkça kanıtladığını yazıyor.(51)

konumuz "tevrat'ın değiştirilip değiştirilmediği" değildir. onun için bu konu üzerinde daha fazla durmaya gerek yok. ancak burada şöyle bir sorunun daha akla geldiğini belirtmek gerek: eğer eldeki tevrat değiştirilmişse, değiştirilmemiş olan tevrat nerededir? ali imran suresi'nin 93. ayetinde "getirilip okunması" istenen "tevrat" hangi tevrat'tır? "tanrı kitabı" olarak bildirilen tevrat'ın şimdi nerede olduğu söylenebilir mi? göğe mi uçmuştur bu tevrat?

turan dursun, din ve seks, berfin yayınları: 100, 3.basım, haziran 2010, ısbn: 978-975-6680-01-8, s.30-32

______________________
(48) tevrat, tekvin, bap:19, ayet:30-38
(49) ibni hazm, kitabu'l-fasli fi'l-milel ve'l-ehvai ve'n-nihali, beyrut, 1975, c.1, s.133-134
(50) bkz: tevbe suresi, ayet:30
(51) ibni haldun, tarihu ibni haldun (kitabu'l-iber...), mısır, 1963, c.1, s.8

ayı sözlük itiraf

bir insanı gerçekten çok istediğinizde ona kavuşabiliyormuşsunuz... onu o kadar çok istedim ki imkansız gibi görünürken herşey imkanlı hale geldi. heteroseksüel bir insanı sevip kendinizi de ona sevdirmek hiç güç değilmiş. sevginin kucaklayıcı ve en iyi kalplisini taşıyorum şu an hayatımda. herşey bir kartpostal ile başladı... ve sana dair herşey fazlasıyla masum! kalbiniz neyi hakediyorsa onu yaşayın <3

fermente edilmiş penis suyu

hem probiyotik hem de prebiyotik *

en seksi erkeklere sahip şehirler

listede kocaeli olmadığı kesin de

Toplam entry sayısı: 563

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

aldatan sevgiliye bir şans daha verir miydin

bir kere yapmış olması ve affedilmiş olması yeniden yaptığında affedilme ihtimalinin olduğu fikriyle bu konuda ona daha geniş bir serbestlik sağlayacaktır. bunun sonu gelmez.

ekşi sözlük

gayya kuyusuna dönmüş kollektif linç başlatma platformu olmuştur. türkiye'nin agresif beyaz yakalı mastürbasyonuna yenik düşmüştür.

orospuluk

eskiden pek kutsal görülen bir meslektir. hatta tapınaklardaki kutsal kadınlar bu mesleği icra ederek orospuluk mesleğini ruhbanlık ile birleştirmişler ve yüceltmişlerdir. ardından gelen süreçlerde anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişte, erkek ruhbanlar ve eril tanrılar öne çıkmış, kadın ilahlar ve onların fahişe kahinleri güç kaybederek ilk önce fahişeliklerini kaybetmiştir. böylece kutsal kadınlar orospuluk mesleğinden el çektirilmiştir ve ebedi bakirelik vasfına sıkıştırılmışlardır.

semavi dinler olarak tanımladığımız ibrahimi inançlarda tanrı'ın aracısının ebedi bakire kahinlerden, eril düzende daha çok tutulan peygamberlere ve ulu babalara geçişiyle kadınlar tamamen dini öğretmenlikten uzaklaştırılmıştır.

bu dönemde orospuluk mesleğini icra edenler kutsal olanın dünyada belirmesinin aracıları olmaktan çıkıp, büyücülük ve şeytani güçler ile özdeşleşmiş hale gelmişlerdir. merak edenler için babil'in fahişesi bu kadın cinselliğinin dışlanmasının bir göstergesidir.

yaşadığımız çağda ise kutsal olana dair hiç bir şeyin gerçek olmadığı algısı ile birlikte orospuluk, büyücülükten ve cincilikten arındırılmış ama ataerkil düzenin devam etmesi, kutsalın kayboluşuna rağmen bu eski dogmatik tutumun daha bir şehvetle desteklenmesi gibi durumlar nedeniyle çok horlanan ve kötü görülen bir meslektir.

sonuç olarak tarih bize gösterir ki; orospuluğu aşağılamak, kadını ve ataerkil kalıplara uymayan tüm var oluşları aşağılamakla aynı kökten beslenir.

bizans ilahileri

esasen mevlevi ilahileriyle daha çok benzetiyorum. ayrıca sadece bizans değil ortodoks geleneğin tamamında benzer ezgiler mevcut.
aha bu da bildiğin mevlevi ayini şerifi


ayrıca ortadoğu ruhu da mevcuttur ortodoks ezgilerinde;


bu da baya ünlü bir ilahi, galiba osmanlı döneminde yazılmıştı hatırlamıyorum tam, türkçe altyazısı da var.

secde pozisyonu

koca bir cami dolusu erkeğin aynı anda yapmasıyla toplu bir doggy kalkışmasını andıran şey.

bir kaç saniyeliğine koca bir cemaatin kıçlarını kafalarından yukarıya kaldırması da denilebilir.

ekşi sözlük

gayya kuyusuna dönmüş kollektif linç başlatma platformu olmuştur. türkiye'nin agresif beyaz yakalı mastürbasyonuna yenik düşmüştür.

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

fasulye yiyelim ete para vermeyelim birbirimizi sikelim göte para vermeyelim

öz kaynaklarla yetinme fikri taşır.

prostat orgazmı

düşüncesi bile dizleri titreten başka hiçbir şeyden alınamayan bir zevk kesinlikle herkesin bunu kendisine yaşatacak partnerlerinin olması gerek.
aktif kişinin penisini ya da parmaklarını pasif kişinin içine sokarken kasıkların seviyesinde aşağıya doğru baskılayarak ilerletmesi gerçekleşmesini sağlıyor, aktif kişi parmaklarını kullanırsa daha başarılı olur; seks yaparken penisle bunu başarmak zordur.
olay sırasında pasif ilişkiye giren kişi normalde salacağından daha fazla pre cum sıvısı salar. tabi farklı kişilerde farklı şeyler olabilir.

müslüman eşcinsel

olmaması gereken durumdur. sevgili yazarlar eşcinsellik islam inancına göre günah değildir. düpedüz lanetlilik halidir yani mizanda tüm ibadetini boşa çıkaracak bir haldir. öyledir ki cezası ahiret gününe bırakılmayacak şekilde helak edilmelidirler. lütfen savunmadan önce kur'an okuyunuz. bunu sadece kur'an söylememekte aynı durum incil ve tevrat içinde de mevcuttur. hatta avesta'da bile eşcinsellik şeytanlarla birlikte olmakla, büyücülükle eş tutulur.
eşcinselliği ve müslümanlığı bir arada benimsemek çelişkilidir. kişinin bu durumda ebediyen merhametten yoksun bırakılacağını kabul etmiş olması gerekir.

edit: ayrıca lütfen imanın mantıklı olmakla alakalı bir şey olmadığını bilelim, iman mantık yürüterek elde edilecek bir şey değildir. kişinin fikri ehliyetini kendisinden daha büyük gördüğü bir sürece teslim etmesidir. aynı zamanda deist ergümanlar kullanarak islamı savunmayalım, tanrı ve yaradılış konsepti ayrı bir şey, islamın iddiasının doğruluğu farklı bir şey.
kimse de ne yaparsa yapsın olduğu şey nedeniyle sonsuza kadar dışarıda bırakılacağı bir iddianın peşinden gitmemeli.
ve lütfen kutsal kitaplarınızı ve iman akitlerinizi okuyunuz, üzülecek olsanız dahi buna hepimizin ihtiyacı var.
hitler seven yahudilerin olduğu bu dünyada boşa yazıyorum galiba.

türk kahvesi içmenin varoşluk belirtisi olması

müslüman kökenli bir ortadoğulu kişinin söylemesiyle komik duracak, kendine yabancılaşma cümlesidir.

league of legends

allahım çok kötü oyun ya, çevremdeki insanlar için kalite turnusolu görevi gördüğünden dolayı minnet duyuyorum

nilgün bodur sözleri

içinizden en az yarısını arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum.
-nilgün bodur

karantinaya bir kitap film dizi önerisi bırak

dune serisi ama frank herbert'ın kitaplarını ilk başta okumak gerek. film olarak izlemediysen memento izle
dizi olarak da friendsi tekrar izle ya da penny dreadful izle.