zarathustra

Durum: 563 - 0 - 0 - 0 - 18.05.2023 13:50

Puan: 8006 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Mutsuzum.
  • /
  • 29

prostat orgazmı

düşüncesi bile dizleri titreten başka hiçbir şeyden alınamayan bir zevk kesinlikle herkesin bunu kendisine yaşatacak partnerlerinin olması gerek.
aktif kişinin penisini ya da parmaklarını pasif kişinin içine sokarken kasıkların seviyesinde aşağıya doğru baskılayarak ilerletmesi gerçekleşmesini sağlıyor, aktif kişi parmaklarını kullanırsa daha başarılı olur; seks yaparken penisle bunu başarmak zordur.
olay sırasında pasif ilişkiye giren kişi normalde salacağından daha fazla pre cum sıvısı salar. tabi farklı kişilerde farklı şeyler olabilir.

farsça

türkçe ile aynı dil grubuna sahip olamamakla birlikte, türkçe içinde çok fazla kelimelerinin bulunduğu hatta ekler olduğu ortadadır. türklerin dini literatürünün tamamı farsçadan geçmektedir mesela namaz kelimesi farsçadır, arapçada salat bunun karşılığıdır.

aynı zamanda pek çok evreden geçmiş bir dildir, dari farsça, pahlevice gibi varyasyonları vardır. zerdüştilerin kutsal kitabı avesta pahlevice yazılmıştır.

panterine cinsel hastalık bulaştırdığı için vicdan azabı çeken gay

her iki tarafın da suçlu olduğu durum.

mevlana

kalenderi ekolden etkilenmiş ve heterodoks islam'a dönük ama gayrisünni olmayan bir sufi geleneğinin kurucusu, ilginç bir karakter.

tanrı erkekte delik yarattıysa eşcinsellik normal demektir

yani canlıların köken olarak anal ve oral deliklerinin sonradan ayrıldığını ve tek açıklıktan kalma fonksiyonların her iki delik içinde benzer olduğunu ön plana alırsak oral seks ile anal seks de aynı götün iki yanağıdır

faraş

argo tabirle çok seks yapmaktan erojen bölgeleri deforme olmuş kimse

ırgat

feodal düzendeki serflerin anadolu modeli, maraba da denilir.

beleriand

orta dünya'nın eskiden batısını oluşturan ve ilk çağın sonunda suların altına gömülmüş olan bölgedir. valinor'dan kalkıp silmarillerin peşine düşen noldor elflerine ve büyük yürüyüş sırasında rotadan ayrılıp ormanlara yerleşmiş olan teleri elflerine ev sahipliği yapar. güneşin ve ayın yükselmesinden yüzyıllar sonra da insanların üç kavmine ev sahipliği yapmıştır. beleriand'ı doğudan kuşatan ered luin(mavi dağlar)'de de iki ayrı cüce soyunun krallıkları bulunmaktadır.

elfler bir çok fraksiyonlara ayrılmışlardır;
fingolfin hanedanı krallıkları, doriath ve ossiriand krallıkları, feanor oğullarının hükmettiği bölgeler.

fingolfin hanedanı krallıkları üç tanedir, öncelik sırasıyla ered wethrin eteklerinde ve sirion nehrinde kurulu yüksel kral fingolfin'in noldor'u, önce nevrast bölgesinde sonradan da gizli tumbladen vadisinde kurulu kral turgon'un vinyamar'ı ve gondolin'i. sirion şelalelerinin batısında dağların altında yer alan kral finrod'un nargothrond'u.

teleri elflerinden sindar halkından oluşan kral elu thingol ve kraliçe maia melian'in orman krallığı ve ossir bölgesinde bulunan yeşil elflerin hudutları.

feanor oğullarının hükmünde yer alan, doriath ve ered luin arasındaki topraklar, tüm feanor oğulları arasında parça parça dağılmıştır. en büyük oğul meadros'un karargah'ı himrig tepelerinde kuruludur.

batıda belegaer denizinin kıyılarına kurulu denizci falmari elflerinin şehirleri ve balar adası efendi cirdan tarafında idare edilir.

cüceler alevsakallar ve genişdirekler soylarıyla sırasıyla nogrod ve belegost dağ altı krallıklarını kurmuştur. bodur cüceler denilen bilinmez bir soyun da bir zamanlar nargothrond'a sahip oldukları söylenir.

insanlar beleriand'a geldiklerinde ilk önce ossir'den giriş yaptılar ve estolad bölgesinde toplandılar. buradan da eldar beylerinin topraklarına gelip onların hakimiyetine girdiler.
altınbaş hador'un soyu hithlum'un kuzeyinde dor-lomin bölgesine yerleşti. efendi beor'un halkı da finrod'un nargothrond'u ile birlik olarak farklı yerlere dağıldılar. savaşçı hanım haleth'in hanedanı da brethil ormanlarına yerleştiler ve en uzun süre dayanan insan soyu da bunlar oldu.

ard-galen ovasının kuzeyinde de büyük düşman melkor'un habis kalesi angband vardır.

kalenderi

üzerlerine giydikleri hayvan postları dışında bir şey kuşanmayan, kaşlarına kadar tüm kıllarını alan gezgin dervişler, büyük çoğunluğu panteist inanca sahip bir islam'a inanıyordu. sünni grupların tepkisini çok çekmişlerdi zira bazı durumlarda çok komik haller ile karşılaşılırmış.
bir kente girdiklerinde topluca meydanda ayı oynatır gibi dans eder ve birbirlerini kesici delici aletlerle yaralar sonra da birbirlerinin üzerine işerlermiş. anadolu halkı bunlara çok sempati ile yaklaşmasına rağmen saray erkanı ile araları hiç düzelmezmiş. bazı kalenderilerin bu ilginç durumlardan uzak durduğu da bilinir. mevleviliğin kökeni de bunlara dayanıyormuş.
eşcinselliği ve anal seksi meşrü gördüklerinden dolayı şeriat bunların pek peşini bırakmamış.
o dönemde yaşayıp bunların yaptıkları muzurlukları görmek isterdim.

merhametin içinde kibrin gizli olması

varsın insanlar kibirlerini merhamet aracılığıyla konuştursunlar, daha kötü duygulara meyletmelerindense iki yüzlülükleri evladır. ve erdemlerin çoğu sahte de olsa işlevlilerdir.

kel erkekler

güneşli havalarda parlar bunlar hatta bazen gözünüzü de kamaştırabilir.

hayatımda sadece bir tane gördüm ağzımı açık bırakan. onun dışında da çevremde hiç kel birisi yok.

radon kirliliği

radyoaktif bir asal gaz olan radon kaynaklı kirliliktir. kentleşme sorunlarından biridir. topraktan sızarak evlerdeki temel çatlaklarından su tesisatından yani musluklardan banyolardan, giderlerden girer ve evde birikim yapar. doğal havalandırma ile giderimi verimsizdir. agrega temelli çimento kullanımında daha tehlikeli konsantrasyonlara ulaşır.
solunum yoluyla akciğerlere girer. yarılanma ömrü dolayısıyla radyoaktif patlamalar gerçekleştirerek dokularda tahribata sebep olur, kanser yapar.

giderimi için ev zeminine tahliye odası kurulmalıdır aynı zamanda buna uygun kaplamalar geliştirilmektedir. deprem öncesi zamanlarda radon sızıntısında artış yaşandığı gözlemlenmiştir.

albedo etkisi

dünyanın ısıl dengesini koruyan bir mekanizmadır. beyaz renk güneş ışığını yansıttığı için dünyanın kutuplarında bulunan buzullar soğumaya sebebiyet vermektedir. koyu renkli alanlar da ışığı absorbe ederek ısınır.

hava kirliliği sonucunda kutuplardaki buzların üzerine yayılan yanma ürünü partiküller buzulların rengini değiştirip beyazdan daha farklı bir renge bürünmesine sebep olur. bu nedenle ışığı verimli yansıtamamakla birlikte ısı tutmaya dolayısıyla erimeye başlarlar.

bu olay sadece işbu böyledeki sanayi faaliyeti ile ilgili değildir her hangi bir yerden salınan emisyon küresel bir yolculuk gerçekleştirir.

bu nedenle artık havaya her hangi bir emisyon salınmasa bile kutuplar erimeye devam edecekler. sonuçta aşılmaması gerekenler çok ardımızda kaldı.


bu buzul sahası grönland'dan


bu da grönland

mikroplastik

denizel ve karasal biyotalara etki eden bozunmuş plastiklerdir. genelde 5 mikrometre boyutlarında olurlar. denizlerdeki yayılımı üzerine çokça çalışılmıştır ama havada ve toprakta daha yeni yeni bir şeyler yapılıyor.

insan faaliyetleri sonucu doğaya atılan plastikler güneş'in uv ışınları aracılığı ile fotobozunuma ve termik reaksiyonlara uğrar ve bu şekilde oluşur.

nüfus yoğunluğu deniz kıyılarında olduğu için buradan kolayca suya ulaşır ve kıyı sedimentlerinde birikim yapar. deniz ve okyanus akıntıları ile kıtalar arası seyahat edebilmektedir.

kabuklu deniz canlılarında ve planktivor balıklarda başlayarak balıkçıl kuşlara kadar yayılır. sahte doygunluk ve bağırsakta iritasyon yaratır, ölüme sebep olurlar. bir çok deniz kuşunun kuluçka yerleşimlerinde de dışkı ve ölüleri aracılığıyla birikme yapar.
kutuplarda bile mikroplastiklere rastlanmıştır. içmesuyunda da olduğu ortaya konmuştur özellikle pet şişelerde satılan hazır sularda yoğun miktarda bulunur.

ötrofikasyon

genellikle göllerde görülen akuatik ekosistemlerin baş belası olan bir durum. karadan sürüklenme ve akış yolu ile sucul sisteme yüksek miktarda besin maddesi -ki başta nütrientler olmak üzere- giriş yaptığında alg popülasyonunda patlama meydana gelir bunun sonucunda su kimyasında bozulma olur. oksijen seviyesi düşer ve ph değişir. alglerin artan popülasyonu yüksek oranda ölü alg'in belirmesini de beraberinde getirir. ölü algler su yüzeyini kaplayarak güneş ışığının girişini engellerler. böylece göl dibindeki fotosentetikler ölmeye başlar, onları da heterotrofikler takip eder.

son durakta önümüzde yaşamsız ve toksik bir gayya kuyusu kalır. türkiye'de bulunan bir çok ufak gölün kaderi budur.
mesela deterjan fabrikalarının atıksuları doğrudan buna sebep olur.

sikmek kelimesi iyi mi yoksa kötü anlamlı mı

sikmek kelimesi bir kişinin başka bir şeye yaptığı bir eylemi tarif ettiği için hem kötü hem kusurlu bir ifadedir. seks en az iki kişinin yaptığı bir şey sonuçta.

türkçe dublaj

japonların ve azerilerin dublajlarını işitince gurur duyuyorsunuz. bundan 5 sene önce avatar filmini azerbaycan televizyasından izlemiştim aman tanrım kadın navileri erkekler dublajlamıştı

üstteki yazar

bazı shit postingleriyle gülümsetiyor insanı

islam'da eşcinsellik

kur'an da anlatılan lut kavmi pasajlarını bir kenara bırakacak olursak yine de eşcinsellik yasak olarak tanımlanır zaten eşcinsellik diye bir kavram olduğuna hükmedilmez.

kur'an da bir erkeğin ya da kadının kendi cinsine ilgi duyması keyfi bir durum gibi aktarılır adeta bir fantezi gibidir yani ve kur'an da bu fantezi(!)'yi yasaklar.

bu da tartışmaya açık bir konu değildir.

sadece kur'an'dan hareketle konuşan biri size "4 kadın ve sonsuz cariye'yi helalinden alma, gayrimüslim kadınlara istediğini yapma imkanına sahipsin hala bu keyfiyeti mi takip ediyorsun!" diyecektir.

asshai

asshai gölgelere bürünmüş karanlık bir kenttir. asla parlak bir gün ışığı görünmez. hudutlarına kadar küllerle kaplıdır ve limanın kuytularında ve her kovukta iblisler ve isimleri ağza alınmaması gereken varlıklar saklanır. incecik bir nehir vardır şehrin dibinde ama akan şey bildiğimiz su değildir. şehrin halkı sessiz ve ürkütücüdür. en karanlık büyülerin bile burada apaçık yapıldığı söylenir.
  • /
  • 29

eşcinsellerin genellikle terbiyesiz insanlar olması

isa değiliz; hakkını yiyenin, arkandan laf edenin, tavuğuna kışt diyenin haddini bildirmek terbiyesizlik değil, direniştir. hak yiyenin hakkından geldiğinde, arkandan laf edenin yüzüne tükürdüğünde, kimseye zarar vermeden bildiğin yolda yürüdüğünde malûm ahlak penceresine itiveriyorlar insanı... ayrıca *

sylvanas windrunner

hayat hikayesi trajedidir maalesef, bu yaptıklarının bir nedeni vardır diyorum, katliamlar falan yapıyor ama sanki "greater good" için

maskülen adamın pasif olması

yine onlarca sterotyping havada uçuşuyor, kırılgan “erkeklik” egosunu aşamamak kadar evrimin ilkel bir aşamasında sıkışıp kalmak neleri getirir derseniz bu başlık güzel bir örnek. literatür tarafından konuşacak olursam: hayallerinizi yıkıyorum ama feminen aktifler vardır, maskülen pasifler vardır. dünya sizin gözünüzde gördüğünüz gibi sadece unicornların gökyüzünde dolaştığı bir yer değil ayrıca 2020 deyiz lol

malatyalıların ortak özelliği

hep bir elazığ ile kıyas içinde olmaları (benim tanıştığım 3-5 kişi için geçerli tüm lokalleri bilemem). hatta şunu duydum deprem günü.

ben- siz de hissetmişsiniz. merak ettim nasılsın?
malatyalı- evet elazığ'a göre daha fazla hissettik. orda 1 bina yıkıldıysa bizde 2.
içimden ben- okey.

(bu arkadaşa hava nasıl diye sor, elazığ'dan daha gelişmiş diye cevap verir)

yazarların şu anki ruh halleri

arkadaşlarımlq facetime yapmaktan bunaldığımı ve onlara sarılmaya ihtiyacım olduğunu hissediyorum

tüm zamanların en iyi kitabı

lut kavmi

lut peygamber ve iki kızı

tevrat'ta yazılı olduğuna göre, lut peygamberin iki kızı, babalarına şarap içirerek onu sarhoş etmişler, onunla cinsel ilişki kurmuşlar ve ondan, yani babaları lut'tan gebe kalmışlardır. tevrat'ta bu şöyle anlatılır:

"ve lut tsoar'dan çıkıp dağda oturdu ve iki kızı onunla birlikteydi. çünkü tsoar'da oturmaktan korktu ve o ve iki kızı bir mağarada oturdular. ve büyük kızı küçüğüne dedi: babamız kocamıştır ve bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için ülkede erkek yoktur. gel, babamıza şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için onunla yatarız. ve o gece babalarına şarap içirdiler ve büyük kız girip babasıyla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. ve vaki oldu ki, ertesi gün büyük kız küçüğüne dedi: işte dün gece babamla yattım. bu gece de ona şarap içirelim ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için gir, onunla yat. ve o gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız kalkıp onunla yattı ve (lut) onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. lut'un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar. ve büyük kız bir oğul doğurdu ve onun adını moab çağırdı, o bugüne kadar moablıların atasıdır. ve küçük kız da bir oğul doğurdu ve onun adını ibni ammi diye çağırdı, o bugüne kadar ammon oğullarının atasıdır."(48)

tevrat'ta bu anlatılanlar için islam yazarları "lut peygambere yöneltilmiş bir iftiradır" derler. bu yazarlardan ibni hazm (ölm. h. 456/m. 1063), tanrı'nın, "kendi kızlarıyla ardarda cinsel ilişkide bulunmak gibi çok çirkin bir iş"i, kendi peygamberine "isnat" etmiş olamayacağını yazar. böyle bir "iftira"nın tevrat'ta yer almasını, "tevrat'ın değiştirilmiş olduğu"na "bir kanıt" diye gösterir.(49)

bu "itiraz"lar karşısında akla şu sorular gelir ister istemez:

tevrat'ta, lut peygamber'in kızlarını "gebe" bıraktığına ilişkin ve benzeri açıklamalar eğer birer "iftira" ise, bunların birer "iftira" olduğu kur'an'da neden açıklanmamıştır? tevrat "değiştirilmiş"se hz.muhammed'den çok önceleri değiştirilmiştir. tevrat'a sonradan birtakım "iftira"lar sokuşturulmuş olsaydı, kur'an'da açıklanmaz mıydı bu iftiralar? kur'an'da böyle bir açıklama yer almıyor; tersine, maide suresi'nin 43. ayetinde, tevrat'takilerin "tanrı'nın hükmü" olduğu belirtiliyor. gerçi kur'an'da, yahudiler'in "üzeyir tanrı'nın oğludur!" gibi yanlış sözler söyledikleri açıklanır.(50) ama bu gibi açıklamalarda "tevrat" değil "yahudiler" suçlanıyor. "tevrat'ta yapılan tahriflerle peygamberlere iftira ediliyor. lut peygambere de iftira edilmiştir. lut peygamber şarap içerek kızlarıyla cinsel ilişkide bulunmamıştır" biçiminde bir açıklamaya raslanmıyor kur'an'da. eğer gerçekten "iftira" edilmiş olsaydı, bu denli önemli bir konuda kur'an'da açıklama yapılmaz mıydı?

kaldı ki ibni haldun (1332-1406) gibi çok önemli islam düşünürleri, tevrat'ın "tahrif" edilmiş olamayacağı görüşündedirler. ibni haldun, "tevrat"ın değiştirilmiş olamayacağına, ibni abbas'ın buhari'de de yer alan bir sözünü kanıt olarak gösteriyor. ibni abbas diyor ki: "böyle bir şey olamaz (yani tevrat değiştirilmiş değildir). bir toplum, peygamberine inen kitabına inansın da, sonra o kitabı değiştirmiş olsun, böyle bir şey düşünülemez. tevrat'ın inanırları olsa olsa, tevrat'ı te'vil etmiş olabilirler ve olsa olsa bu te'villeri tahrif sayılabilir."

ibni haldun, ibni abbas'ın bu görüşünü, yani tevrat'ın değiştirilmiş olamayacağı yolundaki görüşünü, maide suresi'nin 43. ayetinin de açıkça kanıtladığını yazıyor.(51)

konumuz "tevrat'ın değiştirilip değiştirilmediği" değildir. onun için bu konu üzerinde daha fazla durmaya gerek yok. ancak burada şöyle bir sorunun daha akla geldiğini belirtmek gerek: eğer eldeki tevrat değiştirilmişse, değiştirilmemiş olan tevrat nerededir? ali imran suresi'nin 93. ayetinde "getirilip okunması" istenen "tevrat" hangi tevrat'tır? "tanrı kitabı" olarak bildirilen tevrat'ın şimdi nerede olduğu söylenebilir mi? göğe mi uçmuştur bu tevrat?

turan dursun, din ve seks, berfin yayınları: 100, 3.basım, haziran 2010, ısbn: 978-975-6680-01-8, s.30-32

______________________
(48) tevrat, tekvin, bap:19, ayet:30-38
(49) ibni hazm, kitabu'l-fasli fi'l-milel ve'l-ehvai ve'n-nihali, beyrut, 1975, c.1, s.133-134
(50) bkz: tevbe suresi, ayet:30
(51) ibni haldun, tarihu ibni haldun (kitabu'l-iber...), mısır, 1963, c.1, s.8

ayı sözlük itiraf

bir insanı gerçekten çok istediğinizde ona kavuşabiliyormuşsunuz... onu o kadar çok istedim ki imkansız gibi görünürken herşey imkanlı hale geldi. heteroseksüel bir insanı sevip kendinizi de ona sevdirmek hiç güç değilmiş. sevginin kucaklayıcı ve en iyi kalplisini taşıyorum şu an hayatımda. herşey bir kartpostal ile başladı... ve sana dair herşey fazlasıyla masum! kalbiniz neyi hakediyorsa onu yaşayın <3

fermente edilmiş penis suyu

hem probiyotik hem de prebiyotik *

en seksi erkeklere sahip şehirler

listede kocaeli olmadığı kesin de

Toplam entry sayısı: 563

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

1. bir yıl sonra yaz ortasında o çocukla evde tüm herkes varken odanda seks yapma, babana yakalanacaksın.
2. insanlara karşı daha töleranslı ol, seninle aynı şeyleri düşünmeyenlere karşı yargı oklarını germe, empati kur.
3.son sınıftaki uzun boylu çocuğu boşver ne kadar yürüsen de iş o noktaya gelince uzun bir sırıktan daha fazlası olmayacak, onun yerine yan sınıftaki kas hayvanına oyna o kesin okey.
4. türk edebiyatından daha fazla kitap oku. orada kendinden çok şey bulacaksın.
5. cinsel yöneliminden dolayı geleceğine kaygıyla bakma, ileride hayatına doğru insanları sokacaksın ve onlar seni olduğun gibi kabul edecek, hatta onların algılarını da değiştireceksin.
6. sırf eğlenmek için o kıza yürümemelisin, yaptığın çok büyük puştluk, senin yüzünden kötü bir ergenlik yaşayacak.
7. geek olduğunu fark et, sosyal mecraları daha iyi kullan.
8. sen bihter ziyagilsin aptal olma!

hümanizm

tüm düzeni ilahi olanla değil dünyevi olanla kurmaktır. mesela hümanist düzen içerisinde hiçbir kurum ya da makam kendisini uluruhiyete dayandıramaz ve devlet de enstrümanlarından biri olarak diyaneti kullanmaz.
hümanist düşünce cahil insanların anladığı veya yarı cahil insanların kendilerini tanımladığı şekilde insan sevimek değildir. hayatın tüm alanlarında dünyevi olanı ilahi olanın üzerinde tutmak ve sistemi bu doğrultuda dizayn etmektir.
avrupa'nın bilimde doğu kültürlerini sollamalarının sebebi bu düşüncenin skolastik düşünceyi alaşağı etmesidir.
diyebiliriz ki hala günden güne katolik kilisesi ölmektedir.
yakın geçmişte batı dünyasında dinler çağını kapatan hümanizm, ideolojiler çağının başlamasına sebep olmuştur. merkezinde insan unsurunun bulunduğu faşizm, komünizm vb. iktisadi veya ideolojik kavramlar doğmuştur diyebiliriz.

orospuluk

eskiden pek kutsal görülen bir meslektir. hatta tapınaklardaki kutsal kadınlar bu mesleği icra ederek orospuluk mesleğini ruhbanlık ile birleştirmişler ve yüceltmişlerdir. ardından gelen süreçlerde anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişte, erkek ruhbanlar ve eril tanrılar öne çıkmış, kadın ilahlar ve onların fahişe kahinleri güç kaybederek ilk önce fahişeliklerini kaybetmiştir. böylece kutsal kadınlar orospuluk mesleğinden el çektirilmiştir ve ebedi bakirelik vasfına sıkıştırılmışlardır.

semavi dinler olarak tanımladığımız ibrahimi inançlarda tanrı'ın aracısının ebedi bakire kahinlerden, eril düzende daha çok tutulan peygamberlere ve ulu babalara geçişiyle kadınlar tamamen dini öğretmenlikten uzaklaştırılmıştır.

bu dönemde orospuluk mesleğini icra edenler kutsal olanın dünyada belirmesinin aracıları olmaktan çıkıp, büyücülük ve şeytani güçler ile özdeşleşmiş hale gelmişlerdir. merak edenler için babil'in fahişesi bu kadın cinselliğinin dışlanmasının bir göstergesidir.

yaşadığımız çağda ise kutsal olana dair hiç bir şeyin gerçek olmadığı algısı ile birlikte orospuluk, büyücülükten ve cincilikten arındırılmış ama ataerkil düzenin devam etmesi, kutsalın kayboluşuna rağmen bu eski dogmatik tutumun daha bir şehvetle desteklenmesi gibi durumlar nedeniyle çok horlanan ve kötü görülen bir meslektir.

sonuç olarak tarih bize gösterir ki; orospuluğu aşağılamak, kadını ve ataerkil kalıplara uymayan tüm var oluşları aşağılamakla aynı kökten beslenir.

hz. muhammed

arap paganizmini reformize edip, yahudilikle sentezleyen inanç kişisi, kendisini spitama zerdüşt ile aynı kefeye koymak en doğru olandır ki biri diğerinin yolunu izlemiş gibidir.
ikisinin de aralarında teolojik benzerlik olmamasına rağmen politeist toplumları tek tanrıcılığa yükseltmekte aynı prosesler uygulanmıştır.
muhammed'in oluşumununda ilk devindiricilik rolünü üstlendiği kültür ise bir hayli ilginçtir zira tasvir karşıtlığı konusundaki katılığı arap paganizminde tanrıların heykellerle tasvir edilmesinden ziyade geometrik şekillerle tanımlanmasından kaynak alıyor.

her ikisi de panteon'un en mistik tanrılarını alıp "tek gerçek tanrı" olarak revize ediyorlar.

bu konuda spitama zaratustra ve aradılları diğer diyetleri çok yıkamıyorlar bunun sonucunda zerdüştlükte kişileşmiş güneş imgesi olarak mithra önemli bir yer tutuyor. bunun sebebi ise kültür alışverişinde bulunulan komşu toplumların yapısında yatmakta.

öte yandan haşimoğullarından muhammed'in toplumu tek tanrılı semitik dinlerin bulunduğu coğrafyalarda güçlü ticari ve kültürel bağlara sahipler.

özellikle islam'ın erken safhalarında bölgede etkin olan habeşistan ve aden-şam ticaret yolunu yöneten hristiyan bizans'ın mevcudiyeti yatsınamaz. bununla birlikte mısır; iskenderiye başta olmak üzere gelişmiş bir hristiyan ekolüne sahip ki bunlar da teolojik tartışmalarla istanbul'a (günümüzün fener patrikhanesi) kafa tutuyorlar.

spitama'nın ise çevresinde tek tanrılı unsurlar olmadığı gibi ülke hindistan alt kıtasından gelen felsefi akımlardan etkileniyor. hindu çok tanrıcılığından her dem etkilenildiği gibi (ki mithra esasen bir hindu tanrısıdır ve agni'nin bir tezahürü olarak yorumlanabilir) iran sahasının doğu sınırında budizm'in izleri mevcut bulunuyor. (taliban'ın ,doksanlarda olması lazım, havaya uçurduğu buddha heykellerini araştırabilirsiniz.)

tüm bu şartlar birini mutlak tek tanrılı ve katı kurallı reforma yöneltirken bir diğerini daha zayıf bir geçişte bırakıyor.

her ikisi de kendinden önceki inanışlarda bulunan tanrıları şeytani güçler olarak yorumluyor, zerdüştlükte bu tanrılan daeva şeytanlarıyken( daeva ismen hindu-sanskrit dilinde tanrı manasındaki deva veya devi kelimesinden gelir), islam'da eski tanrılar ya da arap inançlarındaki hürmet edilen doğa ruhları cinler olarak şekilleniyor ve uluhiyetleri ellerinden alınıp tanrıya hesap verecek olan mükellef bir ırk olarak düşünülüyor. (şuan günümüz halk söylencelerinde korku nesneleri olmaları onların bir zamanlar ilahi varlıklar olarak görülmesinden temel aldığı gibi eski türk inançlarındaki "iyeler" inancıyla özdeşleşmeleriyle de alakalıdır.)

buna rağmen muhammed, eski pagan kültlerinden en güçlüsü olan karataş kültünü yıkmak yerine inancın merkezine oturtuyor. günümüzde bile esasen kabe'yi kabe yapan şey küp şeklinde olan o siyah örtülü yapı değil. hacerül esved taşıdır. bu taş mescidi haram'ın köşelerinden birinin duvarının içine oturtulmuş metal bir kaideye gömülü durumdadır, esasen çatlak olup bu metal kaide onu bütün tutmaktadır.

küpik yapı ise islam sonrası da dahil olmak üzere farklı zamanlarda yıkılmıştır, hacerül esved'in hasarlı olmasının sebebi de haccac döneminde mancınık darbesi yemesinden kaynaklıdır.

bazı uç görüşlü (ve muhtemelen yanlış) araştırmacılara göre ise muhammed; esasen mekke'de yaşamamıştır ve misyonuna petra antik kentinde yani nebati ülkesinde başlamıştır ama bir takım siyasi entrikalar sonucu emevi devletinin çöküşüyle daha güvenli bir ortam olan mekke'ye yeni kabe'nin kurulduğu söyleniyor. hacerrül esved de bu olaylar sırasında zarar görmüştür. lakin bulunduğu yeri kabe haline getirdiği tüm bu şaibeli yorumun ötesinde tartışılmaz bir gerçektir ki bu karataş paganizm döneminde arapların tanrılarını geometrik şekiller ile tasvir etmesinden köken alıyor olabilir ama yine de peşin konuşmamak sahayı uzmanlara bırakmak gerek.

zerdüşt ise dualist bir tahayyül sahip bir inanç üzerinden şekillendirdiği teolojisinin merkezine ışık inancını ve onun manifestosu olan güneşi ve ateşi yerleştiriyor.
spitama'nın izlediği yol yine de muğlak, çünkü çok eski ve islam'dan daha fazla değiştirilmiş bir teolojidir. sonuçta iskender öncesinden köken almış bir inançtan söz ediyoruz. sasani iranına gelene kadar zerdüştilikten gayrı ne inançlar doğup battığı o coğrafyada. iran pek bir ortodoks şii olmasına rağmen bahailik gibi akımları başlattı yakın geçmişte.

eklemeliyim ki aynı zamanda islam ve yahudilik birbirinin o kadar aynısıdır ki, beslenme adetlerinden, kişisel hijyen kurallarına ve hatta ibadet üslübuna kadar yüksek benzerlik gösteriyor. kısacası islam, yahudiliğin ekümenik versiyonu olarak adlandırılsa hatalı olunmaz.

peygamberlik iddiasında olan bu iki şahıs da bize kutsal metinler bıraktılar yahut bu iki inancın takipçileri bu metinleri oluşturdular (bilemeyiz), ki bunlar "avesta" ve "kur'an -ı kerim"dir.

avesta yapısı itibariyle çok fazla kelime tekrarlarıyla dolu bir metindir ve zerdüştün ardılları zamanla bu metne dua ve ayin metinlerini de eklemişlerdir. en göze çarpan özelliği zerdüşti şeriatının kurallarının ve cezai yaptırımlarının doğrudan kutsal kitap içinde yazmasıdır çoğu da kırbaçlanma içermektedir. bununla birlikte arınma kuralları da sözlü anlatımdan ziyade yazılı olarak metne girmiştir.

kur'an ı kerim ise kelime anlamı olarak erdemlerin derlemesi demektir. avesta kadar kelime tekrarları olmasa da rahman suresi gibi yoğun tekrarlamalara rastlanır. kitabın büyük çoğunluğunu oluşturan bakara suresi, yahudi inançındaki peygamber hikayelerinin en yoğun derlendiği ve arabize edildiği bölümdür. ayrıca avesta gibi toplumsal düzenlemeleri içerir (miras hukuku; kâfir mürted ve münafıklarla ilişkiler; evlilik ve boşanma; seksin nasıl yapılması gerektiği). bunun yanında şiirsel bir dil kullanılmıştır ve bazen uyak kuralları bozulmasın diye bilinçli telaffuz hataları vardır. yüksek sesle bir ritim eşliğinde halka olunmak amacıyla yazıldığı metinlerin yapısından anlaşılabilir.

ama kur'an'ın avesta'dan en büyük farkı şudur; avesta'dan kitabın anlatıcısı olan spitama tanrıyla olan konuşmalarını sonradan kaleme almış gibi bir üslup benimsenmişken ki soru-cevap metoduyla ilerler, kur'an tamamen tanrı'nın muhammed'in önünde yaptığı bir monolog gibidir. bu radikal farklılık döneminin dini metinlerinde rastlanmayan bir durumdur. zira kur'an'ın anlatıcısı allah'ın bizzat kendisidir. bu da bu kitabı dış gözler karşısında ilgi çekici yapar.

velhasıl muhammed gerçekten de safra kabartan bir şahsiyettir. anlatım hatalarımı bağışlayınız.

haaa bir de şu kız çocuğu kurbanı olayı da şöyledir ki bu kızların sevilmemesinden ileri gelmez aksine bu dini bir ritüeldir ve bebek kurban etmek orta doğu din geleneğinde büyük yer tutar. özellikle evli çiftin ilk doğan bebeği kurban edilmelidir. israiloğulları da hayvan kurban etmeden önce bunu yaparlardı.

esasen bebek kurbanı dünya nimetlerinin kefareti olarak orta doğu paganizminde yer buluyordu, ibraniler ise bu kefaret geleneğini çocuklardan alıp hayvanlara vermişlerdir. gelenek ilk başta doğan bebeğin yerine geçen hayvan ile evrilirken islam ile birlikte sistematize edilmiştir, böylece kurban geleneği ikinci evrilmeyle genel olarak toplumsal şükran belirtisine dönüştü. muhammed'in ise karşı çıktığı kız çocuğu gömme geleneği bunun uzantısıdır.

buna paralel olarak spitama ise kurban geleneğini tamamen yıkmıştır, zira zerdüştlükte köpekler dahil tüm çiftlik hayvanları kutsal kabul edilmiş, kanlı kurban ayinlerinin yerini buğday gibi tahıl ürünlerinin ilk hasatlarından bir parçanın tanrıya sunulması yahut alkollü bir sıvının bu vazifeyi yapması buyurulur. buna karşın hayvan kurbanı geleneği sonradan devam etti.

secde pozisyonu

koca bir cami dolusu erkeğin aynı anda yapmasıyla toplu bir doggy kalkışmasını andıran şey.

bir kaç saniyeliğine koca bir cemaatin kıçlarını kafalarından yukarıya kaldırması da denilebilir.

ekşi sözlük

gayya kuyusuna dönmüş kollektif linç başlatma platformu olmuştur. türkiye'nin agresif beyaz yakalı mastürbasyonuna yenik düşmüştür.

kişinin eşcinsel olup olmadığını anlama yolları

ışığa tutunca gök kuşağı logosu çıkıyorsa eşcinseldir.

seviştikten sonra söylenecek en aptalca sözler

diğerlerine hiç benzemiyorsun seni de allah kurtarsın kardeş.

fasulye yiyelim ete para vermeyelim birbirimizi sikelim göte para vermeyelim

öz kaynaklarla yetinme fikri taşır.

türk kahvesi içmenin varoşluk belirtisi olması

müslüman kökenli bir ortadoğulu kişinin söylemesiyle komik duracak, kendine yabancılaşma cümlesidir.

müslüman eşcinsel

olmaması gereken durumdur. sevgili yazarlar eşcinsellik islam inancına göre günah değildir. düpedüz lanetlilik halidir yani mizanda tüm ibadetini boşa çıkaracak bir haldir. öyledir ki cezası ahiret gününe bırakılmayacak şekilde helak edilmelidirler. lütfen savunmadan önce kur'an okuyunuz. bunu sadece kur'an söylememekte aynı durum incil ve tevrat içinde de mevcuttur. hatta avesta'da bile eşcinsellik şeytanlarla birlikte olmakla, büyücülükle eş tutulur.
eşcinselliği ve müslümanlığı bir arada benimsemek çelişkilidir. kişinin bu durumda ebediyen merhametten yoksun bırakılacağını kabul etmiş olması gerekir.

edit: ayrıca lütfen imanın mantıklı olmakla alakalı bir şey olmadığını bilelim, iman mantık yürüterek elde edilecek bir şey değildir. kişinin fikri ehliyetini kendisinden daha büyük gördüğü bir sürece teslim etmesidir. aynı zamanda deist ergümanlar kullanarak islamı savunmayalım, tanrı ve yaradılış konsepti ayrı bir şey, islamın iddiasının doğruluğu farklı bir şey.
kimse de ne yaparsa yapsın olduğu şey nedeniyle sonsuza kadar dışarıda bırakılacağı bir iddianın peşinden gitmemeli.
ve lütfen kutsal kitaplarınızı ve iman akitlerinizi okuyunuz, üzülecek olsanız dahi buna hepimizin ihtiyacı var.
hitler seven yahudilerin olduğu bu dünyada boşa yazıyorum galiba.

league of legends

allahım çok kötü oyun ya, çevremdeki insanlar için kalite turnusolu görevi gördüğünden dolayı minnet duyuyorum

karantinaya bir kitap film dizi önerisi bırak

dune serisi ama frank herbert'ın kitaplarını ilk başta okumak gerek. film olarak izlemediysen memento izle
dizi olarak da friendsi tekrar izle ya da penny dreadful izle.

teleri

vaların davetiyle valinor'a olan kutlu yürüyüşe katılan üç soydan sonuncusu ve en kalabalığı, bu soyun bir kısmı yoldan erken safhada ayrılıp orman elflerini oluştururlar, sonra da deniz kıyısına gelenlerin bir kısmı balegaer denizini geçmeyip orada kalmış, cirdan önderliğinde denizci elfler olmuşlardır.
denizi geçenler de yine valinor'a ayak basmayıp yanlız ada tol eressa'da kalmışlardır.

bunların orta dünyada kalanlarına sindarin denir, teleri ise sadece valinor'a gidenler için kullanılan bir isim haline gelmiştir.

legolas, thranduil, galadriel'in kocası celeborn, cirdan ve haldir bu elflerdendir.
ayrıca orta dünyadaki (valinor değil) en yaşlı elf cirdan'dır.

bununla birlikte en pleb elflerdir.