nstrgt

Durum: 809 - 1 - 0 - 0 - 09.06.2025 10:38

Puan: 14710 - Sözlük Kaşarı

9 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

Instagram : cubby_boi
  • /
  • 41

dil yarası

çok leşim var çok...

patlamalar sonrası istanbulluların psikolojisi

patlamalar ardı ardına yaşanıp beni öylesine üzmüştü ki taksim patlamasından sonra anne ve babama telefonda ağlayıp sonrasında üzüntü ve stresten saç kıran olduğumu öğrenmiştim. şimdi iyiyim , saçlarım yeniden çıktı ama o ölenlerin yeri hala boş.

black mirror

her bölümü başka bir sistem eleştirisi üzerine yoğunlaşan ve küçük detay olarak her bölümde gördüğüm ortak şey insan eliyle ile yaratılmış her şeyin kontrol alanı dışına azıcık çıksa bile devamının olumsuz yönde çorap söküğü gibi çözülürcesine ardı arkası kesilmeyen kötü sonuçlar silsilesine dönüştüğünü gördüğüm ve tükenene kadar kontrol yüzde yüz olarka ele alınmadıkça asla durmayacağını emin olmamı sağlayan dizidir. bu dizinin beni üzerine düşündürdüğü en büyük sorun, evrenin ana sistemi üzerine kurduğumuz ya da inşa ettiğimiz her şey ve her yenilik iyiliğini yitirip kötüye evrilmesi sorunudur ki sırf bu sebeple sanki bu dünya için birer virüsmüşüz gibi hissetmekteyim.

ayı sözlük yazarlarının hayalleri

kendimden başkasına karşı sorumluluğumun olmaması.

kulaklık

mucidine dualarımla cenneti garantilettiğim, elektronik cihazların kulakla verici arasındaki ses bağlantısını sağlayan alıcıdır. toplu taşıma araçlarında başta üzülerek söylüyorum ama tahammül gösteremediğim ağlayan bebek sesi olmak üzere her türlü insan ve çevre gürültüsü ile ilişiğimi koparmama ve müziğin etkisiyle iyi ya da kötü bir ruh haliyle kendimi dünyanın yörüngesi dışına çıkarıp o yıldız,meteor senin bu gezegen,galaksi benim gezebilmeme yardımcı olan icattır.

aşk acısı çekenlere önerilecek şarkılar

bakma geçmişine,
sakla geleceğe,
tak derim kendine.
condom!
dünyaya condom!
herkese condom!
eline,beline,cebine condom!

diyerekten aşk acısı çekenlere, muhtemel ileri gelecek süreçte yardımcı olabileceğine inandığım, mesaj kaygılı bu şarkıyı kesinlikle tavsiye ederim.
-tuğba ekinci/condom.

hakaret vs eleştiri

çok sık yapılan günlük yaşamdan bir örnekle anlatalım. hakaret: ya mal mısın/salak mısın/gerizekalı mısın? o iş öyle mi yapılır? eleştiri: şimdi burada yanlış yaptığın bir nokta var, bunu bu şekilde yaparsan daha düzgün yapmış olursun. bu kadar basittir.

eşcinsellerin dünyaya yararları

istemeden de olsa nefret kusulan çukur olmaları ve hep günah keçisi olmalarıdır. insanların içindeki kini, nefreti, pisliği çemkirip en çok itin götüne soktuları toplum eşcinsellerdir. dünyanın nefretini boşaltmasına yardımcı olsalar da bu kendilerine hiç de yararlı değildir çünkü o çukur içine bir şeyler döküle döküle bir gün elbet dolar. ve bir çukurun dolması demek o çukurun yok olması, ortadan kalkması demektir.

çok güzelsin ananın amına sağlık

okuduğumda beş dakika boyunca istemsiz gülüşlere sebep olan iltifattır. bu iltifat için gerekenler: eşek yüküyle samimiyet ve ağız.

brad pitt ve angelina jolie'nin boşanması

hiç kimseye güvenimin kalmamasına sebep olan olaydır. zirvelerin buluşması gibi bir evlilik bile bitti benim akşam eve gelirken ekmek al düzeyindeki ilişkim ne yapsın diye kendimi karamsar karanlık tarafa dahil ettiğim olaydır.

bana yakışmıyor ama sana cuk oturuyor denen şeyler

gözlük ve şapka modellerinin yüzde doksan dokuz nokta altısıdır. geriye kalan yüzde sıfır nokta dörtlük orana da ya ben pek denk gelemiyorumdur ya da böyle bir oran aslında hiç yoktur.

ankara'da lgbti aktivisti kemal ördek'e saldırı tecavüz ve polis vahşeti

büyük bir dehşetle okuduğum durumun sonuçlanmasını kendimi ağlamaktan alıkoyamadan okuduğum dehşettir. bizi koruyacak insanların korumak için insan seçmesi saçmalığıyla çektirilen bu acının haddi hesabı olamaz ve her suça kendi özelinde bakılması ve önlemeye çalışılması gerekirken genelleme yaparak basitleştiren, işi bu olan insanların işlerinin başından aşkın olma gerekçesi ile bir maduru da kendi gözünde suçlu olduğuna inandırma girişimlerine rağmen ve karar alıcıların da gerçeklere karşı gözleri körmüşçesine verdikleri şaka gibi kararlara rağmen öyle ya da böyle yetmez ama nihayet verdikleri ceza kararı bir acının çığlığının kulaklara dokunmadan yok olmayıp sessizliğe karışmadığını görmemi sağlayınca bendeki karşılığı hıçkıra hıçkıra ağlamak oldu. ben sadece hikayeyi okurken bu kadar yıpranmışken bunu dinleyen o polisler, o hâkimler savcılar nasıl oldu da bu kadar sakin kalıp kararlar aldılar aklım almıyor. bu olay, bana bu ülkede bu zihniyetlerle bir arada ölmeden nasıl durabiliyoruz sorusuna karşı beni bir kere daha cevapsız bırakmıştır. gözyaşlarımı siliyorum ve öleceğim gün bu insanlardan birinin ya da birilerinin hikayeme dahil olmamalarını sadece ümit edebiliyorum.

minibüsçünün yan koltuğu

binbir surat,hastalık mıknatısı ve oturan genç dedektörü teyzelerin,amcaların sizi gelip kaldırabilme riskinin en az olduğu koltuktur. bir de hiçbir zaman bu koltuğa açılan o ön kapıdan inemezsiniz çünkü açılmaz, en azından benim bindiğim hiçbir minibüste açılmadı ve neden açılmadığına dair sebep gizemini bende hala korumaktadır.

ibnisaatchi

spontane gelişen günübirlik adana gezimin paylaşımlarını görüp daha beni tanımıyor iken misavirperliğin sınırlarını zorlayan, bana dünyalar iyisi bir tutumla kucak açan iyilik sever, kibar, efendi ve bende iyi çağrışımlar oluşturan yazardır. sağolsun var olsundur, eksik olmasındır.

ayı sözlük yazarlarının instagram profilleri

amatör olarak çektiğim fotoğraflarım ve kısa videolarım ile kendimce nacizane sanat kastığım hesabımdır. kullanıcı adı gereksizfotograflar olan hesabımın linki şudur:
https://www.instagram.com/gereksizfotogr...

seksten daha güzel olan şeyler

seksten daha güzel olan bir şey varsa o da daha çok sekstir.

her şeyin fetö'ye bağlanması

bir musibet bin nasihatten iyidir

başkası okuyunca anlamıyorum kendim okumam lazım durumudur.

yaşından küçük gösterme durumu

-gerçekten x yaşında mısın? daha küçük duruyorsun da./ sanki daha küçük gibisin? /sabi sübyancı gibi hissettim ya hehehe / gelince valla kimliğe bakıcam hehehe / ya kardeşim gibisin canım benim/ olsun yaşlanınca değerini anlarsın söylemlerini duyurtan, 23 yaşıma gelmeme rağmen sakallarımın bile hala tam oturmayıp olanı da kestiğimde üç yaşında gibi olduran, şimdilik pek sevmediğim ama ilerde çok daha iyi hissettirecek durumdur.

arayan mevlasını da bulur belasını da

inanmak başarmanın yarısıdır sözünün eski çıktığıdır.
  • /
  • 41

herkesle iyi geçinen insan modeli

ben. tam bir ortam orospusuyumdur. ortamdaki herkesle özel bir arkadaşlık kurup sürekli dedikodu bombardımanına tutulan kişiyimdir. kendime bayılıyorum.

baba olmak

öğretmen olduğumdan mı yoksa erken yaşta emmi olduğumdan mı bilmiyorum çoktan tatmış olduğumu düşünüyorum bu duyguyu

cenazemde çalınmasını istediğim şarkılar

alizade - estafurla

"estağfirullah ne anlama gelir?
bu kelime, bağışlanma dilerim ve allah'ın merhametine sığınırım manasına gelir."

tam bir cenaze marşı.

amına koyayım

cinsiyetçi bir küfürdür.

illa küfretmek istiyorsanız götüne koyayım deyin bari.

kitap okumayan biriyle sevgili olmak

kitap okumak eyleminin sembolik bir şey olduğunu düşünecek olursak, kendisine hiç bir şey katmayacak birisiyle hayatını paylaşma çabası genelde büyük hüsran ile sonuçlanıyor.

biseksüel erkeklerin gayleri seks aracı olarak görüp kadınlara aşık olması

yalnız burda kendi aramızda bile birilerini genelliyor olmak ne kadar üzücü. lezbiyenler maskülen, gayler feminendir stereotypeından farksız bu genelleme.

çirkin gaylere tavsiyeler

çirkin erkek yoktur az efekt vardır.

homojen dergi 14. sayı

yazıları tamamiyle okudum. herkesin eline sağlık.

homojen dergi 14. sayı

iyi oldu okuyacak bir şey arıyordum artık var kaliteli bir. dergi.

homojen dergi 14. sayı

homojen dergi'nin 14. sayısı ile yeniden karşınızdayız. emeği geçen tüm yazar arkadaşlara teşekkür ederim. homojen dergi ekibine katılmak isteyen yeni arkadaşları da bekliyoruz. bir mesaj kadar uzağınızdayız.

14. sayının tüm yazılarını bulabileceğiniz link aşağıda;

https://homojendergi.com/14-sayi/

tek tek yazılara bakacak olursak;

öteki mültecilerin haber yansımaları - lgbti mülteciler ve medya - pufidik
bora öztoprak röportajı - tunca tutkun
klasik arap edebiyatı'nda erkek erkek aşkı - muhammed furkan şahin
ayı sözlük itiraflar 10. bölüm - dark bear
bu hikaye kalbimin tek sahibine - vaveyla93
buzul çağı yeniden geliyor - panda
barış kömürcüoğlu röportajı - tunca tutkun
aslında anal seks gayler arasında sandığımız kadar yaygın değil .-. ürkek
cal ve thom'a karşı bir rüzgar var, ama onlara aşktan esiyorlar - eastsiders - hazineci
erkekler erkeklerden erkekliği öğreniyor - hazineci
fahişeliğin öbür yüzü ve iki film birden - hazineci
ütopyaların homojenliğine karşı foucault’nun heterotopyası .-. çıldırdım
bir zamanlar anadolu'da - imightbewrong
efza röportajı - hprs
küresel ısınma mı? dünyalıların atlattığı çok badireler var - yumuklusucurta
broadway’in dahi çocuğu harvey fierstein - merve gezen
çavdar tarlasında çocuklar ya da sahtekârlar - vaveyla93
son akşam yemeği - hprs
yapraklı deniz ejderi 2. bölüm sevgiliyle aynı evde yaşamak - nstrgt
tunca'nın müzik kutusu - 2019 yılının en'leri - tunca tutkun
alışveriş kültürü edinirken kazanılması gereken hassasiyetler - nstrgt
akne nedir "gençlerin korkulu rüyası acne vulgaris" - drmurti
sedef hastalığı nedir, ne değildir? (psoriasis) - drmurti

Toplam entry sayısı: 809

pasif bir direnis

yukarıdakilerin tamamına ters düşecek ama ben yazar arkadaşımıza nedense kayıt olduğum günden beri en çok önyargı topladığım kişi diyerek başlayacağım. altını çiziyorum kendisini tanımadan bende oluşan önyargılar yığını var bunlar sadece teorik iddialar olarak sıralanacak. dolu dolu yazdığını düşünmüyorum bu yüzden fırtına öncesi sessizlik savının üzerini çizdim, çok aktif olduğu doğru ama sürekli kendi açtığı başlıklarda yazıyor gibi geliyor, başlıklara bakıyorum devamını getiren kimse yine çoğu zaman yok, getiren üç beş kişi de yine karşılıklı pohpohlaştığına inandığım sabit yazarlar. alternatif yazdığı çok şey göremedim çünkü yazdıkları hep aynı tonda ilerliyor ve çizgi olarak çoktan tekrara düşmüş gibi geliyor. girdisini görünce kesin yine okunacak bir şey yazdı demeyi çok istiyorum ama şimdilik bu sefer önyargılarım yıkılacak mi acaba diye okuyorum ki bu negatif bir yaklaşım dahi olsa sonuç olarak merakla takip ediyorum. bu kesinlikle karalama kampanyası değil dediğim gibi kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok. iletişim dahi kurmadık, bu yazdıklarım belki çok eksi tepki alacak bilemiyorum ama dediğim gibi bende istemsiz oluşan önyargıları belirtmek istedim ki içimde kalmasın. nefret etmediğim ama sevmeyi çok istediğim bri yazar. başarılar diler saygılar sunarım.

9 şubat istanbul ayı sözlük zirvesi

bir kaç fire dışında herkes geldi hatta yazmayıp gelenler ayrıca sevindirdi. kalp kalp kalp. gelmeyenler kudursun.

18 mayıs 2019 ayı sözlük eurovision zirvesi

kızlaaaar yeni bir zirve ile yine karşınızdayım. kesin katılacağını bildirenlerin sayısına göre olur diyorum. kalabalık bir sayıya ulaşırsak bir mekan belirlenir şuan için neresi bilemiyorum ama halledilir. üç beş kişiyle kalırsak da birimizin evinde falan olur en kötü ihtimal. benim kapılar sonuna kadar açık. evin kapıları yani. bence bi düşünün ona göre hareket edelim derim.

(bkz:eurovision 2019)

kesinleşmiş mekan: rosso cafe ve karaoke bar
katip mustafa çelebi mahallesi, ayhan ışık sk. no:8, 34435 beyoğlu/istanbul

saat :19:00'da orada olalım, 20:00 da başlıyor diye biliyorum. netlesince yine guncellerim bakarak olun.

aşık olmak

adam game of thrones dizisindeki night king gibi ölüyü diriltti be daha ne yapsın!

sevgi neydi? sevgi emmekti. aman emekti. bütün emeklerim feda olsun sana.

zenne

konusunun ağırlığı sebebiyle tetiklenmekten korktuğum için yıllardır izlemekten kaçtığım filmdir. filmdi. izledim ve saatlerce ağlamamı durduramadım. bazı kurgu detaylarıyla yoğurulduğunu bilsem de anlatılanın gerçek hikaye olduğunu bildiğim için yaşananlara karşı sinir, öfke,acı,hüzün, ne varsa her şey doldu sineme. çünkü ahmet benim arkadaş çevremden bazılarının da arkadaşı olan birisiydi ve bu hikaye aslında yakınımızda yaşanmıştı. dibimizdeki bi ihtimal olması korkunç hissettiriyor, hep de öyle hissettirdi. çünkü ben ortaokulda idim bu olduğu zaman. duyduğumda muhtemel geleceğim bu galiba deyip çok zor bi dönemden geçmiştim ve o zamanlar kimlik şekillenme dönemleriydi bi de tabi benim için. o yüzden şimdi film olarak baştan sona hikayeyi tekrar izleyince , tüm bu korkuların acıların tetiklenmesi kaçınılmazdı. ancak yine de ahmet'in anısına bunun yapılmış olması beni mutlu ediyor. hikayen asla unutulmayacak ahmet. umarım huzur içinde uyuyorsundur.

18 mayıs 2019 ayı sözlük eurovision zirvesi

kızlaaaar yeni bir zirve ile yine karşınızdayım. kesin katılacağını bildirenlerin sayısına göre olur diyorum. kalabalık bir sayıya ulaşırsak bir mekan belirlenir şuan için neresi bilemiyorum ama halledilir. üç beş kişiyle kalırsak da birimizin evinde falan olur en kötü ihtimal. benim kapılar sonuna kadar açık. evin kapıları yani. bence bi düşünün ona göre hareket edelim derim.

(bkz:eurovision 2019)

kesinleşmiş mekan: rosso cafe ve karaoke bar
katip mustafa çelebi mahallesi, ayhan ışık sk. no:8, 34435 beyoğlu/istanbul

saat :19:00'da orada olalım, 20:00 da başlıyor diye biliyorum. netlesince yine guncellerim bakarak olun.

pasif bir direnis

yukarıdakilerin tamamına ters düşecek ama ben yazar arkadaşımıza nedense kayıt olduğum günden beri en çok önyargı topladığım kişi diyerek başlayacağım. altını çiziyorum kendisini tanımadan bende oluşan önyargılar yığını var bunlar sadece teorik iddialar olarak sıralanacak. dolu dolu yazdığını düşünmüyorum bu yüzden fırtına öncesi sessizlik savının üzerini çizdim, çok aktif olduğu doğru ama sürekli kendi açtığı başlıklarda yazıyor gibi geliyor, başlıklara bakıyorum devamını getiren kimse yine çoğu zaman yok, getiren üç beş kişi de yine karşılıklı pohpohlaştığına inandığım sabit yazarlar. alternatif yazdığı çok şey göremedim çünkü yazdıkları hep aynı tonda ilerliyor ve çizgi olarak çoktan tekrara düşmüş gibi geliyor. girdisini görünce kesin yine okunacak bir şey yazdı demeyi çok istiyorum ama şimdilik bu sefer önyargılarım yıkılacak mi acaba diye okuyorum ki bu negatif bir yaklaşım dahi olsa sonuç olarak merakla takip ediyorum. bu kesinlikle karalama kampanyası değil dediğim gibi kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok. iletişim dahi kurmadık, bu yazdıklarım belki çok eksi tepki alacak bilemiyorum ama dediğim gibi bende istemsiz oluşan önyargıları belirtmek istedim ki içimde kalmasın. nefret etmediğim ama sevmeyi çok istediğim bri yazar. başarılar diler saygılar sunarım.

13 nisan 2019 ayı sözlük ankara zirvesi

-keşke istanbul'da da yapılsa dediğim zirvedir.
-istanbulda olduğumdan katılamayacağım zirvedir.
-neden hiç istanbul'da zirve düzenlenmiyor?
-ankara'da olsam kesin katılırdım dediğim zirvedir.

(bkz: kullanmak için can atılan replikler)

hep ankaralılar istanbul zirve başlıklarına yazıyordu, özeniyordum. oohhh, rahatladım.

sözlük yazarlarının çocuklukları

sürekli uğradığı zorbalıklardan dolayı yalnız kalmak için çok çabalayan bir çocuktum. içine kapanık ama yakın çevresine de bir o kadar da neşeli ve sevgi saçan, kibar, efendi, uysal ve azıcık çok bilmiş bir çocuktum. burnumun üzerinde belli olan bir damar vardı(sonrasında kayboldu), ve kaküllü saç kesimim olurdu hep. bu ikisinin birleşimiyle efemine bir görüntüm olmuş olmalı ki bazı oğlanlar sen kız mısın erkek mi diye sorardı. kırılırdım. o yüzden çocuklarla çok konuşmak istemezdim. kızlar böyle şeyleri umursamıyordu. bu yüzden onların yanında daha rahat hissediyor olduğum için daha önce de #398412 nolu entry'mde bahsettiğim sebeplerle belirttiğim gibi kızlarla oynardım. o aileleri tarafından kibarlık ve nezaket öğretilmemiş geleceğin budalalarının itiş kakışları da hiç bitmiyordu ve ben gücümün onlara yetmeyeceğini biliyordum.bir de şimdiki gibi 80 85 kiloluk bir ekmek hamuru değilim o zamanlar. cılız mı cılız bir çocuk. üflesen devrilecek yani. kaba kuvveti sıfırın altında bilmem kaç. bu yüzden daima sevilen kişi olmayı bir şekilde becerdim ve herkesi döven çocuklar bazen bana kızsa bile dokunmazlardı. ben yumruğumu değil aklımı kullanıyordum. bu da beni daha güçlü kılıyordu aslında. neyse onlardan uzak durup kızlarla oynuyorum diye oğlanlar burada da rahat vermeyip bu defa da "kız enes" ,"top enes" diyerek dalga geçip zorbalık ederlerdi. hal böyle olunca kızlarla da oynamayı bırakıp dışarı çıkmamaya başladım. neyse ki küçük olmama rağmen eve bilgisayar almıştık da ben evde sıkılmamı engelleyecek bilgisayar oyunları oynuyor ve dışarı çıkma ihtiyacı hissetmiyordum. en azından bu şekilde kimse benimle hiçbir şekilde dalga geçip canımı sıkamıyordu hiç kimse. canımı sıkan o zevzek ve gerzek çocuklarla okul dışında bir arada olmak ve onları görmek zorunda değildim artık. sonunda istediğim yalnız kalmaya sahiptim. ama içimde birikmiş bir sürü kırgınlık ve üzüntü vardı. bu kadar duyguyla ne yapacağımı bilemediğim için yazarak içimi dökmeye başladım ve yazılar yazma serüvenim. ayrıca iyi kötü bir şeyler de çizmeyi seviyordum. kompozisyonlar, hikayeler yazıyor, resim yapıyordum. yazdıkça, çizdikçe rahatlıyordum. bu konuda kendimi geliştirdim ve yarışmalara katılmaya başladım. katıldığım yarışmalarda hep birinci oldum ve ne ihtiyacım varsa ya da ne istiyorsam kazandığım ödül paralarıyla, altınlarla almaya başladım veyahut istediğim şeyi ödül olarak veren yarışmaları bulup onlara katılmaya başladım. kalemim hem öğretmenlerim hem müdürüm hem de arkadaşlarım tarafından çok beğeniliyordu ve bu başarıların verdiği gazla sinema yazarlığı okumak istiyordum ama ailemin memur kafasıyla düşünen zihniyetleri buna müsaade etmedi. yeteneğimi rafa kaldırmak zorunda kaldım. sonrası ise klasik şekilde gelişen türk gencinin hayat mücadelesi. ama öyle de ya da böyle, ben hep kendimce bazı şeyleri başarırken onlar erkek olmaya devam ettiler. şimdi onların bazısı uyuşturucu bataklığında kendini heba ediyor, bazıları ipsiz sapsız, bazıları hala işe yaramaz. erkeklikleri bir işe yaramadı yani. ben ise onların inandıklarının ve onların aksine erkek olarak gördükleri kişilerin sahip olduğu tüm sorumluluklara sahip mutlu bir hayata sahibim çok şükür. bu yüzden insanlar çocuklarına cinsiyet dayatmalarını erkek dediğin şöyledir kadın dediğin böyledir diye öncelikli göstermek yerine insan olmayı ve iyi kötü insan ayrımına dikkat etmeyi öğütlererse belki daha huzurlu bir geleceğin zemini atılmış olur. saygılar.

edit: cinsel kimliğim ile alakalı olarak her zaman kendimin farkında idim. ilkokulda bile biliyordum. kızlarla iyi anlaşsam da onlardan hoşlanmıyordum. ama etrafımda hiç erkeklerden hoşlanan erkek yoktu bu yüzden söyleyemiyordum kimseye. sonrasında uğradığım hakaretler sebebiyle bu şekilde kimsenin beni sevmeyeceğini, nefret edeceğini ve dışlayacağını anladığım için erkeklerden uzak durdum biraz da aslına bakarsanız. ama hiç itiraz etmedim kendime. kızlardan hoşlanmak için zorlamadım kendimi. hep barışıktım kendimle. sadece dışlanmak kırıcıydı.

ürkek

ay korkarım ben diye iki adımı gelmeye erinen yazarlara rağmen, urkmezsem gelicem dedi ve taaaa zonguldaklardan kalkıp geldi sağolsun zirveye. başta biraz ürkütüydü ama sohbetimizle biz oksaya oksaya sakinlestirdik. sempatik sessiz sakin yazar.

edit : sabaha karşı dönerken usudum diye verdiği boyunluk bende kaldı. emanetin ben de ürkek, bir sonraki görüşmede teslim edeceğim.

başlıklara ben benimdir o ben oluyorum diye yazıp duran yazar

bir özellik belirten her başlığa, kendi cümlelerini kullanarak özgün anlatımıyla tanım girmek veya konuyu yorumlamak yerine kendini dünyaya tanıtmaya ant içmişçesine o başlıkta bahsi geçen özelliğin onda da olduğunu herkes bilsin isteyen yazardır. üç girdisinden birisi içinde "ben de bu kişilerden biriyim, biliyor muydunuz?" anlamı taşıyan"ben","bkz:ben","ben oluyorum", "bu benim" benzeri bilumum örneklere denk geleceğiniz, dolayısıyla ben merkezli, muhtemelen de ilgi orospusu olan yazardır.

berber dayaması

oldukca hoş olan berberimin, traşı gereğinden fazla uzatarak elimin olduğu yeri hizalayarak alenen bastırarak yaptığı eylemdir. elim koltukla berberin bastırdığı yerinin arasında baya baya sıkıştığı için çekemediğim ama çekmeyi de beğenim doğrultusunda istemediğim için hoşuma giden küçük aksiyondur.

evli bir erkekle ilişki yaşamak

kalede kaleci var diye gol atmayacak mıyız?

bir bear'la sevişirken altında kalarak can vermek

döl-le-ri-nin akışına ööööölürüm bearım, öööölürüm bearım, öööölürüm bearım oyh.

salaş meyhanedeki yorgo

açtığı başlıkların aşırı spesifik konular olmasının inanilmaz hoşuma gittiği yazardir. her gün yeni bir bilgi sayfaları gibidir adeta. yazdıkları da fena değil. okunur bu okunur.